'Venezuela'da En Az 600 Siyasi Tutuklu Var'
Ulusal Kongre Başkan Yardımcısı Guevara: 'Venezuela'da en az 600 siyasi tutuklu var. Bizi her an gözaltına alabileceklerinin farkındayız' '(Ulusal Kongre ile Kurucu Meclis'in aynı binada olması) Biz bir arada değiliz. Bir arada olunduğunu söyleyen rejim ama bu söz konusu değil. Var olan askeri bir işgal' 'İktidarda kalabilirler ancak yönetemeyecekler, günler geçtikçe dünya kapılarını kapatmaya başlayacak' 'Güç kullanımını içermeyen, anayasal bir çözüm için her şeyi yapıyoruz' '(Odebrecht skandalı) Venezuela, Brezilya'dan sonra bu davayla ilgili en fazla yatırım ve rüşvetin yaşandığı ülke gibi görünüyor'
Venezuela'da muhalefetin çoğunlukta olduğu Ulusal Kongre'nin Başkan Yardımcısı Freddy Guevara, uluslararası toplumun, Nicolas Maduro yönetimini kınamasının, ülkedeki krizin çözümüne yönelik daha somut yaklaşım ve iktidar değişikliği için ilk adımlardan biri olduğunu söyledi.
Muhalefetin önde gelen isimlerinden Guevara, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, Venezuela'da muhalif lider Leopoldo Lopez ve karısı Lilian Tintori dahil en az 600 siyasi tutuklu bulunduğunu belirterek, ülkedeki 'diktatörlüğün' kınanması için Avrupa liderleriyle görüşeceği bir geziye çıkacağını bildirdi.
Voluntad Popular Partisinin yöneticilerinden Guevara, ülkede protestolara neden olan Kurucu Meclis'in oluşturulmasının ardından siyasi tutukluların karşı karşıya kaldığı zulmün arttığını savunarak, Ulusal Kongre'nin Başkanı Julio Borges ve kendisinin de tehdit edildiğini kaydetti.
Guevara, 'Bizi her an gözaltına alabileceklerinin farkındayız.' dedi.
- 'Var olan askeri bir işgal'
Guevara, Venezuela'da Ulusal Kongre ile Kurucu Meclis'in aynı bina içinde bir arada bulunmasını, 'Biz bir arada değiliz. Bir arada olunduğu söyleyen rejim ama bu söz konusu değil. Var olan askeri bir işgal. Bizler yasalara uygun şekilde seçilen parlamenterleriz ancak yanı başımızdaki salonu kullanamıyoruz.' sözleriyle değerlendirdi.
Bir arada var olunması için karşılıklı mutabakatın gerektiğini vurgulayan Guevara, Kurucu Meclis'in Venezuela anayasasında yer alan bir süreç olduğunu, öte yandan toplanması çağrısının, devlet başkanının yanı sıra Ulusal Kongre ile seçmenler tarafından yapılabileceğini ve bunun yine halk tarafından onaylanması gerektiğini anlattı.
Guevara, mevcut durumda ise Kurucu Meclis'e sadece devlet başkanı tarafından karar verildiğini ve bu meclisin Maduro'nun çağrısıyla toplandığını dile getirdi.
Freddy Guevara, Kurucu Meclis'in, Başsavcı Luisa Ortega Diaz'ı görevden almasına ilişkin olarak da 'Başsavcıyı görevden aldılar. Kocasının milletvekili dokunulmazlığını kaldırdılar, hapse atılması talimatını verdiler ve paralel bir savcı atadılar. Aynı zamanda paralel yetkiler ilan ettiler.' değerlendirmesinde bulundu.
- Odebrecht skandalı
Guevara ayrıca, kısa süre önce Ulusal Kongre'ye sunulan, Brezilya'yı sarsan Odebrecht skandalının Venezuela'daki ayağına ilişkin taslak raporun içeriğine yönelik soruya, 'Venezuela, Brezilya'dan sonra bu davayla ilgili en fazla yatırım ve rüşvetin yaşandığı ülke gibi görünüyor. Odebrecht'ten ülkeye gelen 20 milyar dolardan fazla paradan bahsediyoruz.' yanıtını verdi.
Guevara, görevden alınan Başsavcı Diaz'ın, Devlet Başkanı Maduro'nun Odebrecht skandalıyla bağlantısı olduğunu açıkladığını, konuyla ilgili soruşturmanın sürdüğünü söyledi.
- 'İktidarda kalabilirler ancak yönetemeyecekler'
Kurucu Meclis'in oluşma sürecinde ülkede patlak veren protesto gösterilerinde 130 kişinin hayatını kaybetmesiyle 'ağır bir bedel' ödediklerini belirten Guevara, 'Eninde sonunda dönüşüm meydana gelir çünkü hükümetin, siyasi projesinin muteber olmadığının farkına varacağı bir baskı var. İktidarda kalabilirler ancak yönetemeyecekler, günler geçtikçe dünya kapılarını kapatmaya başlayacak.' yorumunu yaptı.
Guevara, uluslararası toplumun, Nicolas Maduro yönetimini kınamasının, ülkedeki krizin çözümüne yönelik daha somut yaklaşım ve iktidar değişikliği için ilk adımlardan biri olduğunu kaydetti.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela'ya askeri müdahale seçeneğini gözden çıkarmadığını açıklamasına ilişkin Guevara, 'Kimse işlerin böyle çözümlenmesini istemez. Bu nedenle burada, güç kullanımını içermeyen, anayasal bir çözüm için her şeyi yapıyoruz. Yıllarca bizi ABD'nin müdahalesini istemekle suçladılar. Bunun ne temeli ne de kanıtı var.' diye konuştu.
Kaynak: AA
Muhalefetin önde gelen isimlerinden Guevara, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, Venezuela'da muhalif lider Leopoldo Lopez ve karısı Lilian Tintori dahil en az 600 siyasi tutuklu bulunduğunu belirterek, ülkedeki 'diktatörlüğün' kınanması için Avrupa liderleriyle görüşeceği bir geziye çıkacağını bildirdi.
Voluntad Popular Partisinin yöneticilerinden Guevara, ülkede protestolara neden olan Kurucu Meclis'in oluşturulmasının ardından siyasi tutukluların karşı karşıya kaldığı zulmün arttığını savunarak, Ulusal Kongre'nin Başkanı Julio Borges ve kendisinin de tehdit edildiğini kaydetti.
Guevara, 'Bizi her an gözaltına alabileceklerinin farkındayız.' dedi.
- 'Var olan askeri bir işgal'
Guevara, Venezuela'da Ulusal Kongre ile Kurucu Meclis'in aynı bina içinde bir arada bulunmasını, 'Biz bir arada değiliz. Bir arada olunduğu söyleyen rejim ama bu söz konusu değil. Var olan askeri bir işgal. Bizler yasalara uygun şekilde seçilen parlamenterleriz ancak yanı başımızdaki salonu kullanamıyoruz.' sözleriyle değerlendirdi.
Bir arada var olunması için karşılıklı mutabakatın gerektiğini vurgulayan Guevara, Kurucu Meclis'in Venezuela anayasasında yer alan bir süreç olduğunu, öte yandan toplanması çağrısının, devlet başkanının yanı sıra Ulusal Kongre ile seçmenler tarafından yapılabileceğini ve bunun yine halk tarafından onaylanması gerektiğini anlattı.
Guevara, mevcut durumda ise Kurucu Meclis'e sadece devlet başkanı tarafından karar verildiğini ve bu meclisin Maduro'nun çağrısıyla toplandığını dile getirdi.
Freddy Guevara, Kurucu Meclis'in, Başsavcı Luisa Ortega Diaz'ı görevden almasına ilişkin olarak da 'Başsavcıyı görevden aldılar. Kocasının milletvekili dokunulmazlığını kaldırdılar, hapse atılması talimatını verdiler ve paralel bir savcı atadılar. Aynı zamanda paralel yetkiler ilan ettiler.' değerlendirmesinde bulundu.
- Odebrecht skandalı
Guevara ayrıca, kısa süre önce Ulusal Kongre'ye sunulan, Brezilya'yı sarsan Odebrecht skandalının Venezuela'daki ayağına ilişkin taslak raporun içeriğine yönelik soruya, 'Venezuela, Brezilya'dan sonra bu davayla ilgili en fazla yatırım ve rüşvetin yaşandığı ülke gibi görünüyor. Odebrecht'ten ülkeye gelen 20 milyar dolardan fazla paradan bahsediyoruz.' yanıtını verdi.
Guevara, görevden alınan Başsavcı Diaz'ın, Devlet Başkanı Maduro'nun Odebrecht skandalıyla bağlantısı olduğunu açıkladığını, konuyla ilgili soruşturmanın sürdüğünü söyledi.
- 'İktidarda kalabilirler ancak yönetemeyecekler'
Kurucu Meclis'in oluşma sürecinde ülkede patlak veren protesto gösterilerinde 130 kişinin hayatını kaybetmesiyle 'ağır bir bedel' ödediklerini belirten Guevara, 'Eninde sonunda dönüşüm meydana gelir çünkü hükümetin, siyasi projesinin muteber olmadığının farkına varacağı bir baskı var. İktidarda kalabilirler ancak yönetemeyecekler, günler geçtikçe dünya kapılarını kapatmaya başlayacak.' yorumunu yaptı.
Guevara, uluslararası toplumun, Nicolas Maduro yönetimini kınamasının, ülkedeki krizin çözümüne yönelik daha somut yaklaşım ve iktidar değişikliği için ilk adımlardan biri olduğunu kaydetti.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela'ya askeri müdahale seçeneğini gözden çıkarmadığını açıklamasına ilişkin Guevara, 'Kimse işlerin böyle çözümlenmesini istemez. Bu nedenle burada, güç kullanımını içermeyen, anayasal bir çözüm için her şeyi yapıyoruz. Yıllarca bizi ABD'nin müdahalesini istemekle suçladılar. Bunun ne temeli ne de kanıtı var.' diye konuştu.