'Malazgirt Zaferi Bize Bu Vatanı Armağan Etti'
İÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kesik: 'Müslüman Türkler yani Selçuklular, Anadolu'yu ilk defa Malazgirt Zaferi sayesinde İslamlaştırmayı başardı. Bu zaferden sonra bazı göçebe Türkmen toplulukları Anadolu'yu yurt edinerek yerleşik düzene geçti. Malazgirt Zaferi, İstanbul'un fethine giden sürecin de başlangıcı oldu. Bu yüzden Malazgirt Zaferi İstanbul'un fethi kadar önemli bir olaydır' 'Malazgirt Zaferi bize bu vatanı armağan etti. Anadolu, Malazgirt Zaferi sayesinde Türk'ün yurdu oldu'
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muharrem Kesik, Müslüman Türklerin yani Selçukluların, Anadolu'yu ilk defa Malazgirt Zaferi sayesinde İslamlaştırmayı başardığını belirterek, 'Malazgirt Zaferi, İstanbul'un fethine giden sürecin de başlangıcı oldu. Bu yüzden İstanbul'un fethi kadar önemli bir olaydır. Malazgirt Zaferi bize bu vatanı armağan etti.' ifadelerini kullandı.
Kesik, Malazgirt Zaferi'nin 946. yıl dönümü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye tarihinin Malazgirt Zaferi ile başladığına dikkati çekti.
Malazgirt Zaferi'nin, Anadolu kapılarını Türklere açan büyük bir olay ve zafer olduğunu anlatan Kesik, Malazgirt Zaferi sayesinde Anadolu'nun fethedildiğini ve bu topraklara yerleşildiğini aktardı.
Muharrem Kesik, Malazgirt Savaşı kazanıldıktan sonra Anadolu'da ilk Müslüman Türk Devleti olan Türkiye Selçuklu Devleti'nin kurulduğunu hatırlatarak, şu bilgileri verdi:
'Malazgirt Zaferi sayesinde İslamiyet'in doğduğu ilk yıllardan beri birçok ülke ve bölge İslam devleti marifetiyle Müslümanlaştırıldı. Yani dört büyük halife, Emeviler ve Abbasiler gibi güçlü İslam devletleri İran, Mısır, Suriye, Türkistan ve Azerbaycan gibi önemli coğrafyaları ele geçirdiler; ancak Anadolu'ya hakim olamadılar. Müslüman Türkler yani Selçuklular, Anadolu'yu ilk defa Malazgirt Zaferi sayesinde İslamlaştırmayı başardı. Bu zaferden sonra bazı göçebe Türkmen toplulukları Anadolu'yu yurt edinerek yerleşik düzene geçti. Malazgirt Zaferi İstanbul'un fethine giden sürecin de başlangıcı oldu. Bu yüzden Malazgirt Zaferi İstanbul'un fethi kadar önemli bir olaydır.'
- 'Malazgirt Savaşı tam bir taktik savaşı olmuştur'
Malazgirt Savaşı'nın Selçuklular açısından tam bir taktik savaşı olduğunu belirten Prof. Dr. Kesik, 'Malazgirt Savaşı meydanda başlamış ve sonrası çok farklı gelişmiştir. Selçuklular sahte kaçış taktiği (Turan taktiği) ile düşmanı savaş alanından uzaklaştırmışlardır. Ancak şurası unutulmasın. Bütün savaşlarda savaş planı, taktiği ve hileleri uygulanır. Selçuklular açısından Malazgirt Savaşı tam bir taktik savaşı olmuştur.' değerlendirmesinde bulundu.
Düşmana neden cuma saatinde saldırıldığını da Kesik, şöyle açıkladı:
'Bizans İmparatoru Romanos Diogenes, Selçukluların barış teklifini reddetmişti. Alparslan, Bizans İmparatoru'ndan gelen olumsuz cevap üzerine savaşın kaçınılmaz hale geldiğini anlayarak ileri gelen adamları ile savaş planını görüştü. Alparslan'ın fakihi ve imamı Ebu Nasr Muhammed b. Abdülmelik el-Buhari el Hanefi'nin, 'Sen Allah'ın üstün kılacağım diye vaat ettiği İslam dini için savaşıyorsun, bu yüzden bütün hatiplerin minberlerde Müslüman halk ile birlikte senin için duada bulunacakları cuma günü düşmana saldır.' şeklindeki tavsiyesini kabul etti. İşte bu yüzden savaşta manevi gücü yanında hissetmek isteyen Sultan Alparslan bu kararı almış oldu.'
Sultan Alparslan'ın savaştan önce askerine yaptığı konuşmaya da değinen Kesik, şunları kaydetti:
'26 Ağustos 1071 Cuma günü namaz vakti yaklaştığı zaman Alparslan, kumandan ve askerleriyle birlikte namaz kıldı, dua etti, zafer için Allah'a yalvarıp yakardı ve onlara son olarak şu söylevde bulundu: 'Ey askerlerim ve kumandanlarım! Daha ne zamana kadar biz azınlıkta, düşman çoğunlukta olmak üzere, böyle bekleyeceğiz? Ben bizzat Müslümanların minberlerde bizim için dua etmekte oldukları bu saatte düşmanın üzerine atılmak istiyorum. Galip gelirsek arzu ettiğimiz sonuç hasıl olacaktır, aksi takdirde şehit olarak cennete gideriz. Beni izlemek isteyenler gelsinler, geri dönmek isteyenler ise serbestçe geri dönebilirler. Bugün burada ne emreden bir sultan ne de emir alan bir asker vardır. Bugün ben de sizlerden biriyim ve sizinle birlikte savaşacağım. Biz, Müslümanların eskiden beri yapa geldikleri bir gaza yapıyoruz.' Asker ve kumandanlar ise hep bir ağızdan, 'Ey Sultan, biz senin kullarınız, sen ne yaparsan biz de aynısını yaparız ve sana yardım ederiz, istediğin gibi hareket et.' diyerek karşılık verdi. Bundan sonra Alparslan kendi elleriyle atının kolanını sıktı ve kuyruğunu bağladı. Atın kuyruğunu bağlamak çok eski bir Türk geleneğidir. Türkler yapacakları bir seferden ve girişecekleri bir savaştan geri dönmemek ve bu teşebbüslerinde mutlaka bir başarıya ulaşmak için atlarının kuyruklarını bağlarlardı. Ava çıkacakları zaman da atlarının kuyruklarını bağlıyorlardı. Sultan Alparslan bu geleneğe uygun olarak atının kuyruğunu bağladıktan sonra zırhını giydi. Malazgirt Zaferi bize bu vatanı armağan etti. Anadolu, Malazgirt Zaferi sayesinde Türk'ün yurdu oldu.'
Kaynak: AA
Kesik, Malazgirt Zaferi'nin 946. yıl dönümü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye tarihinin Malazgirt Zaferi ile başladığına dikkati çekti.
Malazgirt Zaferi'nin, Anadolu kapılarını Türklere açan büyük bir olay ve zafer olduğunu anlatan Kesik, Malazgirt Zaferi sayesinde Anadolu'nun fethedildiğini ve bu topraklara yerleşildiğini aktardı.
Muharrem Kesik, Malazgirt Savaşı kazanıldıktan sonra Anadolu'da ilk Müslüman Türk Devleti olan Türkiye Selçuklu Devleti'nin kurulduğunu hatırlatarak, şu bilgileri verdi:
'Malazgirt Zaferi sayesinde İslamiyet'in doğduğu ilk yıllardan beri birçok ülke ve bölge İslam devleti marifetiyle Müslümanlaştırıldı. Yani dört büyük halife, Emeviler ve Abbasiler gibi güçlü İslam devletleri İran, Mısır, Suriye, Türkistan ve Azerbaycan gibi önemli coğrafyaları ele geçirdiler; ancak Anadolu'ya hakim olamadılar. Müslüman Türkler yani Selçuklular, Anadolu'yu ilk defa Malazgirt Zaferi sayesinde İslamlaştırmayı başardı. Bu zaferden sonra bazı göçebe Türkmen toplulukları Anadolu'yu yurt edinerek yerleşik düzene geçti. Malazgirt Zaferi İstanbul'un fethine giden sürecin de başlangıcı oldu. Bu yüzden Malazgirt Zaferi İstanbul'un fethi kadar önemli bir olaydır.'
- 'Malazgirt Savaşı tam bir taktik savaşı olmuştur'
Malazgirt Savaşı'nın Selçuklular açısından tam bir taktik savaşı olduğunu belirten Prof. Dr. Kesik, 'Malazgirt Savaşı meydanda başlamış ve sonrası çok farklı gelişmiştir. Selçuklular sahte kaçış taktiği (Turan taktiği) ile düşmanı savaş alanından uzaklaştırmışlardır. Ancak şurası unutulmasın. Bütün savaşlarda savaş planı, taktiği ve hileleri uygulanır. Selçuklular açısından Malazgirt Savaşı tam bir taktik savaşı olmuştur.' değerlendirmesinde bulundu.
Düşmana neden cuma saatinde saldırıldığını da Kesik, şöyle açıkladı:
'Bizans İmparatoru Romanos Diogenes, Selçukluların barış teklifini reddetmişti. Alparslan, Bizans İmparatoru'ndan gelen olumsuz cevap üzerine savaşın kaçınılmaz hale geldiğini anlayarak ileri gelen adamları ile savaş planını görüştü. Alparslan'ın fakihi ve imamı Ebu Nasr Muhammed b. Abdülmelik el-Buhari el Hanefi'nin, 'Sen Allah'ın üstün kılacağım diye vaat ettiği İslam dini için savaşıyorsun, bu yüzden bütün hatiplerin minberlerde Müslüman halk ile birlikte senin için duada bulunacakları cuma günü düşmana saldır.' şeklindeki tavsiyesini kabul etti. İşte bu yüzden savaşta manevi gücü yanında hissetmek isteyen Sultan Alparslan bu kararı almış oldu.'
Sultan Alparslan'ın savaştan önce askerine yaptığı konuşmaya da değinen Kesik, şunları kaydetti:
'26 Ağustos 1071 Cuma günü namaz vakti yaklaştığı zaman Alparslan, kumandan ve askerleriyle birlikte namaz kıldı, dua etti, zafer için Allah'a yalvarıp yakardı ve onlara son olarak şu söylevde bulundu: 'Ey askerlerim ve kumandanlarım! Daha ne zamana kadar biz azınlıkta, düşman çoğunlukta olmak üzere, böyle bekleyeceğiz? Ben bizzat Müslümanların minberlerde bizim için dua etmekte oldukları bu saatte düşmanın üzerine atılmak istiyorum. Galip gelirsek arzu ettiğimiz sonuç hasıl olacaktır, aksi takdirde şehit olarak cennete gideriz. Beni izlemek isteyenler gelsinler, geri dönmek isteyenler ise serbestçe geri dönebilirler. Bugün burada ne emreden bir sultan ne de emir alan bir asker vardır. Bugün ben de sizlerden biriyim ve sizinle birlikte savaşacağım. Biz, Müslümanların eskiden beri yapa geldikleri bir gaza yapıyoruz.' Asker ve kumandanlar ise hep bir ağızdan, 'Ey Sultan, biz senin kullarınız, sen ne yaparsan biz de aynısını yaparız ve sana yardım ederiz, istediğin gibi hareket et.' diyerek karşılık verdi. Bundan sonra Alparslan kendi elleriyle atının kolanını sıktı ve kuyruğunu bağladı. Atın kuyruğunu bağlamak çok eski bir Türk geleneğidir. Türkler yapacakları bir seferden ve girişecekleri bir savaştan geri dönmemek ve bu teşebbüslerinde mutlaka bir başarıya ulaşmak için atlarının kuyruklarını bağlarlardı. Ava çıkacakları zaman da atlarının kuyruklarını bağlıyorlardı. Sultan Alparslan bu geleneğe uygun olarak atının kuyruğunu bağladıktan sonra zırhını giydi. Malazgirt Zaferi bize bu vatanı armağan etti. Anadolu, Malazgirt Zaferi sayesinde Türk'ün yurdu oldu.'