Kesilen Kurban Etini Hemen Tüketmeyin
Yaklaşan kurban bayramına sayılı günler kala Beslenme ve Diyet. Eğitim ve Uzmanı Ceren Döğerli Kantar, kesilen kurban etlerinin 1 gün dolapta dinlendirildikten sonra tüketilmesi gerektiğini böylelikle besin zehirlenmelerinin önüne geçilebileceğini söyledi.
Yaklaşan kurban bayramının, davetlilerin, et yemeklerinin, tatlıların ve ikramların artması anlamına geldiğini kaydeden Medikal Park Uşak Hastanesi Beslenme ve Diyet. Eğitim ve Uzmanı Kantar, bunların hepsinin bir araya gelmesiyle birlikte sağlık sorunlarının da ortaya çıktığını dile getirdi. Özellikle sindirim problemleri, bağırsak problemleri, mide ağrıları, kalp çarpıntıları, kolesterol ve tansiyon gibi problemleri de beraberinde getirdiğini anlatan Kantar; “ Bu sorun ve problemlerin önüne geçmek için öncelikle kestiğimiz kurban etlerini tüketmeden önce 1 gün süre boyunca dolapta dinlendirmeliyiz. Böylelikle besin zehirlenmelerini azaltabiliriz. Ayrıca etin yararlarını artırabilmek için pişirme yöntemleri bizim için önemli. Çünkü vitamin ve minerallerin emilimini kızartma kavurma işlemleri azaltacaktır. Bunu yerine haşlama, ızgara ve fırınlanmış şekilde tercih etmemiz bizim açımızdan daha sağlıklı olur. Etin yanında yanın da c vitamini içeren ürünleri tüketmek demirin emilimini artıracaktır. Bunun yanında salata ve sebze yemekleri yâda pul biber eklemeleri yapılabilir” dedi.
Toplumda yemekten sonra çay içme alışkanlığının olduğunu belirten Kantar, kırmızı etin içerisindeki demir emilimini siyah çayın azalttığını bu nedenle çayın sofradan kalktıktan 1 veya 2 saat sonra tüketilmesi gerektiğini söyledi.
Siyah çayın yerine ıhlamur çayı, ada çayı ya da rezene çaylarının tercih edilmesi ve bu çayların tüketilmesi sindirim sistemi ve bağırsak problemlerinin oluşumunu azaltacağına vurgu yapan Kantar; “ Toplumumuzda alışkanlık haline gelen sofradan kalkar kalkmaz çay içilmesi ciddi sorunları ortaya çıkarabiliyor. Bu nedenle sofradan kalktıktan yaklaşık 2 saat sonra çay tüketimini yapmamız gerekiyor. Ayrıca kilo kontrolünü sağlamak isteyen kişilerde gün içerisinde öğün dağılımlarını 5 porsiyona düşürebilirler. Herhangi bir davete gitmeden önce evde yedikleri bir porsiyon yemek oradaki yemek ve porsiyon miktarını düşürecektir” dedi.
Etin saklama koşulları hakkında kısa bilgiler aktaran Kantar şunları kaydetti; “ Etin saklama koşulları oldukça önemlidir. Mümkün oldukça etleri küçük parçalar halinde saklamalıyız. Bu çözülmesini daha da kolaylaştıracaktır. Çünkü çözünen ette mikro organizmaların oluşması artış gösterebilir. O yüzden küçük parçalar halinde eksi 2derecede buzdolabında rahatlıkla yaklaşık 2 hafta saklayabiliriz. Eksi 18 derecede ise daha uzun vadede saklayabiliriz bunlara dikkat ettiğimiz sürece rahat bir kurban bayramı geçirebiliriz” dedi.
Etin pişirilme şeklinin önemli olduğunu kaydeden Kantar; “ Et ile ateş arasında ki mesafe çok yakın olursa etin içerisindeki proteinlerde katılaşma meydana gelecektir. Buda etin dışının kömürleşmesine içinin de çiğ kalmasına sebep olabilir ve besin zehirlenmelerine sebep olur. Et yemekleri yaparken görünen yağları çok fazla tüketmemeye çalışalım kuyruk yağı ve tereyağı katılımlarını mümkün olduğunca azaltalım. Zaten et kendi yapısı gereği yağlı bir besindir. Onun dışında biz proteinli besinli yemekler yedikten sonra canımız tatlı çeker tatlı ihtiyacımızı böyle şerbetli hamurlu tatlılardan değil de sütlü tatlılardan oluşturabiliriz” dedi.
Kaynak: İHA
Toplumda yemekten sonra çay içme alışkanlığının olduğunu belirten Kantar, kırmızı etin içerisindeki demir emilimini siyah çayın azalttığını bu nedenle çayın sofradan kalktıktan 1 veya 2 saat sonra tüketilmesi gerektiğini söyledi.
Siyah çayın yerine ıhlamur çayı, ada çayı ya da rezene çaylarının tercih edilmesi ve bu çayların tüketilmesi sindirim sistemi ve bağırsak problemlerinin oluşumunu azaltacağına vurgu yapan Kantar; “ Toplumumuzda alışkanlık haline gelen sofradan kalkar kalkmaz çay içilmesi ciddi sorunları ortaya çıkarabiliyor. Bu nedenle sofradan kalktıktan yaklaşık 2 saat sonra çay tüketimini yapmamız gerekiyor. Ayrıca kilo kontrolünü sağlamak isteyen kişilerde gün içerisinde öğün dağılımlarını 5 porsiyona düşürebilirler. Herhangi bir davete gitmeden önce evde yedikleri bir porsiyon yemek oradaki yemek ve porsiyon miktarını düşürecektir” dedi.
Etin saklama koşulları hakkında kısa bilgiler aktaran Kantar şunları kaydetti; “ Etin saklama koşulları oldukça önemlidir. Mümkün oldukça etleri küçük parçalar halinde saklamalıyız. Bu çözülmesini daha da kolaylaştıracaktır. Çünkü çözünen ette mikro organizmaların oluşması artış gösterebilir. O yüzden küçük parçalar halinde eksi 2derecede buzdolabında rahatlıkla yaklaşık 2 hafta saklayabiliriz. Eksi 18 derecede ise daha uzun vadede saklayabiliriz bunlara dikkat ettiğimiz sürece rahat bir kurban bayramı geçirebiliriz” dedi.
Etin pişirilme şeklinin önemli olduğunu kaydeden Kantar; “ Et ile ateş arasında ki mesafe çok yakın olursa etin içerisindeki proteinlerde katılaşma meydana gelecektir. Buda etin dışının kömürleşmesine içinin de çiğ kalmasına sebep olabilir ve besin zehirlenmelerine sebep olur. Et yemekleri yaparken görünen yağları çok fazla tüketmemeye çalışalım kuyruk yağı ve tereyağı katılımlarını mümkün olduğunca azaltalım. Zaten et kendi yapısı gereği yağlı bir besindir. Onun dışında biz proteinli besinli yemekler yedikten sonra canımız tatlı çeker tatlı ihtiyacımızı böyle şerbetli hamurlu tatlılardan değil de sütlü tatlılardan oluşturabiliriz” dedi.