'Afrika'da Sağlık' Başlıklı Uluslararası Kongre Gala Yemeği
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (1) 'Afrika'ya, kaynakları sömürülecek bakir kıta olarak da yaklaşmadık. Böyle yaklaşmıyoruz. Biz kendimizi Afrika'nın, şunun altını çiziyorum, kaderdaşı, kara gün dostu olarak, karşılıklı saygı ve eşitliğe dayalı, kazankazan temelinde uzun vadeli bir iş birliği geliştirmek istedik. Bir taraftan ticaret hacmimizi arttırırken, diğer taraftan kalkınma odaklı insani yardımlarımızla Afrikalı mazlumların yükünü hafifletiyoruz' 'Somali, 2011 yılında kuraklığın pençesinde kavrulan milyonlarca insanın ölümle burun buruna kaldığı tüm dünyanın sırtını döndüğü bir ülkeydi. İç savaş ve çatışmalar, ülkeyi esir almış, çökmüş devlet olarak nitelendirilen Somali, uluslararası toplum tarafından tamamen kaderine terk edilmişti. Biz o gün kardeşlerimizin göz göre göre ölmesine, açlık, kuraklık ve kıtlıkla tek başlarına mücadele etmesine seyirci kalmadık' 'Bir dönem çökmüş devlet diye tanımlanan Somali'den benzer durumdaki ülkelere umut kaynağı olan bir Somali'ye kavuştuk. Türkiye'nin ve diğer bölge ülkelerinin de destekleriyle bu başarı hikayesinin katlanarak devam edeceğine inanıyorum'
Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen, 'Afrika'da Sağlık' başlıklı Uluslararası Kongre Gala Yemeği'nde yaptığı konuşmada, İslami Tıp Dernekleri Federasyonu ile Hayat Vakfı'nın, Sağlık Bakanlığı ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nin katkılarıyla düzenlediği Afrika'da Sağlık Kongresi'nin başarılı geçmesini temenni etti.
Kongrenin icrasında emeği olanları tebrik eden Erdoğan, özellikle dünyanın 40 farklı ülkesinden kongreyi teşrif edenlere iştirakleri ve destekleri için şükranlarını sundu. Afrika'da sağlık gibi oldukça önemli bir temayla toplanan kongrenin, bu alanda kritik bir boşluğu dolduracağına, kıtanın yüzleştiği devasa sağlık sorunlarının çözümüne katkı sağlayacağına inandığını ifade eden Erdoğan, bunun yanında kongrenin, kökleri 10. asra kadar giden Afrika kıtasıyla münasebetleri daha da geliştirmesi temennisinde bulundu.
Her ne kadar Türkiye'nin son bir asırda farklı nedenlerden dolayı kıta ile ilişkilerinde bir durağanlık yaşanmış olsa da asla Afrika'ya, Afrikalı kardeşlerine sırtını dönmediğini dile getiren Erdoğan, 'İçinden geçtiği onca sancılı döneme rağmen ülkemiz, Afrikalı dostlarının yanında olmaya azami gayret göstermiştir. 2005 yılını Afrika yılı ilan etmek suretiyle, Afrika ülkelerini dolaşmaya başladık ve dolaşmaya da devam edeceğiz. Elbette Afrika kıtasıyla ilişkilerde asıl büyük dönüşüm, AK Parti iktidarıyla başlamıştır. 2005 yılından itibaren yeni bir döneme girilmiş, Afrika tekrar Türkiye'nin dış siyasetinde en üst sıralara yerleşmiştir.' diye konuştu.
Erdoğan, 2005 yılında başlayan sürecin son 10-12 yıldır istikrarlı bir şekilde her alanda güçlendiğini, bir üst aşamaya doğru geçildiğini aktararak, daha 10 yıl öncesine kadar 7'si Sahra Altı Afrika'da olmak üzere toplam 12 büyükelçilik Afrika'da varken, bu sayının 39'a yükseldiğini, Afrika ülkelerinin Türkiye'deki büyükelçilik sayısının ise 33'e ulaştığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, THY'nin 32 Afrika ülkesinde 51 noktaya seferler düzenlediğini, tüm Afrika ile ticaretin 2005 yılında yaklaşık 7 milyar dolarken, 2016 yılında bu rakamın 17 milyar dolara yükseldiğini ifade etti.
Geride kalan 12 senede kat edilen mesafenin, Türkiye'nin Afrika kıtasına ilgisinin dönemsel veya geçici bir heves olmadığını ispat ettiğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'2008'de ilk kez İstanbul'da, 2014'te de Ekvator Ginesi'nin başkenti Malabo'da toplanan Türkiye-Afrika Ortaklık Zirveleri, Türkiye'nin ciddiyetini, kıta ile münasebetlere verdiği önemi ortaya koymuştur. Her zaman ifade ediyorum, biz Afrikalı kardeşlerimizi kendimize asla uzak görmüyoruz, onlara tepeden bakmıyoruz. Somali'ye kimsenin uğramadığı dönemde ilk defa bir başbakan olarak eşimle, dışişleri bakanımızla birlikte 2011'de Somali'ye gittik ve Somali'ye dünyanın bakışını değiştirdik, oraya doğru yaklaşımlarını başlattık. Az önce ekranda Somali'yi izlerken 2011 aklıma geldi, son gidişimde elhamdülillah artık bu Somali yok. Bundan sonra daha da iyi bir Somali olacak. Dünyada en büyük büyükelçilik kompleksimiz, Somali'dedir. 80 dönüm üzerinde ve muhteşem bir projedir. Hiç bir yerde bizim böyle bir büyükelçilik binamız yok. Her türlü tehdide rağmen orada durmaktadır. Ne Amerika'nın ne İngiltere'nin orada böyle bir büyükelçiliği yok. Konteynerler içinde büyükelçilik hizmeti veriyorlar. Ama Türkiye öyle değil. Yatırımlar şeklinde de şu anda Mogadişu Havalimanı'nı bir Türk firması işletiyor. Oradan da Somali yönetimine ciddi bir gelir sağlamış durumdayız.'
- 'En az gelişmiş ülkelere yardımda Türkiye bir numaradır'
Türkiye'nin Somali'de modern bir hastane kurduğunu dile getiren Erdoğan, ayrıca orada öğrenci yetiştirme çalışmalarına başladıklarını, Türkiye'deki Somalili öğrencilere de yetiştikçe Somali'ye gitmelerini tavsiye ettiklerini söyledi.
G-20 toplantısına değinen Erdoğan, 'Herkes bir şeyler söylüyor. 'Şuraya şu kadar para yardımı yaptık', 'buraya şu kadar para yardımı yaptık'. Ben de bakıyorum bu kadar para yardımı yaptık diyorlar da İngiltere'nin resmi rakamlarına bakıyorum, böyle bir şey yok. Bilir misiniz şu anda dünyada milli gelire oranla en az gelişmiş ülkelere yardımda Türkiye, bir numaradır. Normalinde ise onda da Amerika bir, biz ikinci sıradayız. Aramızda da çok fark yok. Ama milli gelire oranla baktığımızda bir numarayız. Niye? Çünkü bu bizim insani, vicdani, İslami görevimizdir. Olaya böyle bakıyoruz. Bundan sonra da böyle bakmaya devam edeceğiz. Afrika'ya, kaynakları sömürülecek bakir kıta olarak da yaklaşmadık. Öyle yaklaşmıyoruz. Biz kendimizi Afrika'nın kaderdaşı, kara gün dostu olarak, karşılıklı saygı ve eşitliğe dayalı, kazan- kazan temelinde uzun vadeli bir işbirliği geliştirmek istedik. Bir taraftan ticaret hacmimizi arttırırken, diğer taraftan kalkınma odaklı insani yardımlarımızla Afrikalı mazlumların yükünü hafifletiyoruz.' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel sağlık taramaları, katarakt ameliyatları, yeni hastanelerin kurulması gibi sağlık alanında bugüne kadar birçok başarılı projeyi hayata geçirdiklerini aktararak, şunları kaydetti:
'Batı Afrika'da 12 bin insanın hayatına mal olan ebola salgınıyla mücadeleye 5 milyon dolarlık ayni ve maddi yardımda bulunduk. Kıtanın en büyük ihtiyaçlarından olan nitelikli insan kaynağı eksiğini gidermek için her yıl 54 Afrika ülkesinden binlerce öğrenciye ülkemizde eğitim öğretim imkanı sunuyoruz. Bugün sadece Türkiye burslarıyla 4 bin 500 Afrikalı öğrenci, ülkemizde üniversite eğitimi alıyor. Bu öğrencilerin seçiminde özellikle ziraat, tıp, mühendislik, madencilik gibi kıtanın önceliği olan alanlara daha fazla hassasiyet gösteriyoruz. TİKA, Kızılay, AFAD gibi resmi kurumlarımız yanında üniversitelerimiz, müteşebbislerimiz, yardım görevlilerimiz, sivil toplum örgütlerimizle de sahadayız. Türkiye'nin Afrika politikasının somutlaştığı, ete, kemiğe büründüğü ülke Somali'dir.
Somali, 2011 yılında kuraklığın pençesinde kavrulan milyonlarca insanın ölümle burun buruna kaldığı tüm dünyanın sırtını döndüğü bir ülkeydi. İç savaş ve çatışmalar, ülkeyi esir almış, çökmüş devlet olarak nitelendirilen Somali, uluslararası toplum tarafından tamamen kaderine terk edilmişti. Biz o gün kardeşlerimizin göz göre göre ölmesine, açlık, kuraklık ve kıtlıkla tek başlarına mücadele etmesine seyirci kalmadık. 2011'de gittim, ondan sonra iki kez ve havalimanını inşa ettik, uluslararası hizmete açtık, böylece Somali dünyaya açıldı. Bir dönem çökmüş devlet diye tanımlanan Somali'den benzer durumdaki ülkelere umut kaynağı olan bir Somali'ye kavuştuk. Türkiye'nin ve diğer bölge ülkelerinin de destekleriyle bu başarı hikayesinin katlanarak devam edeceğine inanıyorum.'
(Sürecek)