Tunus'taki Son Yeniçeri Dedelerinin Nöbetine Devam Ediyor
Tunus'un Cerbe adasında yaşayan yeniçeri torunu İnkişari, kendini Osmanlı ve İslam medeniyeti tarihinin doğru bir şekilde öğrenilmesine adamış İnkişari:'O dönemde halklar, yaşadıkları zulümler karşısında Osmanlıdan kendilerini kurtarması için yardım istiyorlardı. Cerbe Adası, İspanyollar tarafından işgal edildikten sonra halk ağır zulümlere maruz kaldı. Cerbe halkı, Kanuni’den yardım istedi ve onun gönderdiği Sinan Paşa ve Turgut Reis İspanyollarla kanlı savaşlar yaptıktan sonra adaya hakim oldular ve adaya adalet geldi. Gerçek budur. Yeniçeriler bir İslam ordusu olarak Tunus’ta, Kuzey Afrika’da ve dünyanın birçok yerinde ülkeleri ve halkları saldırılardan koruyordu'
HAMDİ YILDIZ - Tunus'un güneydoğusunda Akdeniz sahilleri açığındaki Cerbe adasında yaşayan yeniçeri torunu tarihçi El Hadi el-İnkişari (79), Osmanlı ve İslam medeniyeti tarihinin doğru bir şekilde öğrenilmesi için çabalıyor.
Başkent Tunus’un 575 kilometre güneyindeki Cerbe adasında yaşayan İnkişari, bölgede hayatta kalan son yeniçeri torunu olmanın burukluğunu yaşıyor.
AA muhabirine konuşan İnkişari, Cerbe adasını nöbet yeri gibi gördüğünü belirterek, bölgede yaşayan son yeniçeri torunu olduğunu söyledi.
'Dedeleri gibi kendisinin de bu adada dünyaya geldiğini ve Cerbe’de yaşayan İnkişari ailesinin en büyüğü olduğunu ifade eden İnkişari, adada hala çok sayıda Türk asıllı ailenin bulunduğunu kaydetti.
Kuzey Afrika’nın birçok bölgesinde yeniçerilerin soyundan gelen aileler yaşadığına işaret eden İnkişari, 'Yeniçeri torunu olmanın onurunu yaşıyorum. Yeniçeriler Osmanlı ordusu olarak fethedilen bölgelerde koruyucular olarak bulunur, adaleti tesis ederlerdi. Tunus’ta beyler dönemindeki yöneticilerin hepsi aslında Yeniçeriler olarak buralara gelmiş kişilerdi.' diye konuştu.
-Yeniçeriler bir İslam ordusu olarak Tunus’ta, Kuzey Afrika’da halkları saldırılardan koruyordu'
Osmanlı ordularının, bölgede önemli hizmetlerde bulunduğunu dile getiren İnkişari, 'O dönemde halklar, yaşadıkları zulümler karşısında Osmanlı’dan kendilerini kurtarması için yardım istiyorlardı. Cerbe Adası, İspanyollar tarafından işgal edildikten sonra halk ağır zulümlere maruz kaldı. Cerbe halkı Kanuni’den yardım istedi ve onun gönderdiği Sinan Paşa ve Turgut Reis İspanyollarla kanlı savaşlar yaptıktan sonra adaya hakim oldular ve adaya adalet geldi. Gerçek budur. Yeniçeriler bir İslam ordusu olarak Tunus’ta, Kuzey Afrika’da ve dünyanın birçok yerinde ülkeleri ve halkları saldırılardan koruyordu.' ifadesini kullandı.
İnkişari, yeniçerilerin güvenlik hizmetlerinin yanı sıra adada tarımı, ticareti ve dönemin dokuma sanatlarını da geliştirdiklerini ve bölgede çok sayıda su kuyusunu halkın kullanımına açtıklarını anlattı.
-'Yeniçeri ordusu keşke tekrar geri gelse'
Osmanlı ve yeniçerilerin tarihine değinen İnkişari, 'Zeytune’de okurken oradaki hocalarımdan Abdulaziz bin Cafer, bir gün soyadımdan dolayı bana, ‘Yeniçeri ordusu keşke tekrar geri gelse’ demişti. Başta anlayamadım ancak daha sonra yeniçerilerin nasıl bir ordu olduğunu araştırınca Osmanlı ordusunun değerini anladım.' şeklinde konuştu.
Tarihçi Carl Brockelmann’in, yeniçerilerle ilgili 'İslam ordusu, insani değerlere bağlı, hoşgörü sahibiydi. Kan dökmenin peşinde olan bir ordu değildi.' sözüne işaret eden İnkişari, birçok Arap tarihçinin de aynı kanaatte olduğunun altını çizdi.
Yeniçerilerin ve Osmanlının bölge halkları tarafından daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamak için çalışmalar yaptığını dile getiren İnkişari, bu doğrultuda “Osmanlı Devleti ve Yeniçerilerin Rolü Cerbe Yeniçerileri Örneği” adlı bir kitabı kaleme aldığını belirtti.
Kendisinin de içinde doğduğu yaklaşık 350 yıllık evinin 'Osmanlı Yeniçeri Müzesi' olarak kullanılmasını arzu ettiğini bildiren İnkişari, 'Tüm maddi ve manevi birikimimi Osmanlı ve İslam medeniyeti tarihinin doğru bir şekilde öğrenilmesi için kullanmaya çalışıyorum.' dedi.
Günümüzde özellikle Ortadoğu’da yaşanan sıkıntıların, Osmanlı devletinin yıkılmasıyla başladığına dikkati çeken İnkişari, sözlerini şöyle tamamladı:
'Osmanlı Devletinin yıkılmasından Araplar ve Müslümanlar olumsuz etkilendi. Maalesef, Avrupalılar genel itibariyle Osmanlılardan ve Türklerden bugüne dek nefret ederler. Osmanlının Avrupa’ya girmesi ve İstanbul’u ele geçirmesi onlar için bir felaketti. Bundan dolayı Türklerin kendi derdiyle uğraşarak gelişmemesini isterler.'
Kaynak: AA
Başkent Tunus’un 575 kilometre güneyindeki Cerbe adasında yaşayan İnkişari, bölgede hayatta kalan son yeniçeri torunu olmanın burukluğunu yaşıyor.
AA muhabirine konuşan İnkişari, Cerbe adasını nöbet yeri gibi gördüğünü belirterek, bölgede yaşayan son yeniçeri torunu olduğunu söyledi.
'Dedeleri gibi kendisinin de bu adada dünyaya geldiğini ve Cerbe’de yaşayan İnkişari ailesinin en büyüğü olduğunu ifade eden İnkişari, adada hala çok sayıda Türk asıllı ailenin bulunduğunu kaydetti.
Kuzey Afrika’nın birçok bölgesinde yeniçerilerin soyundan gelen aileler yaşadığına işaret eden İnkişari, 'Yeniçeri torunu olmanın onurunu yaşıyorum. Yeniçeriler Osmanlı ordusu olarak fethedilen bölgelerde koruyucular olarak bulunur, adaleti tesis ederlerdi. Tunus’ta beyler dönemindeki yöneticilerin hepsi aslında Yeniçeriler olarak buralara gelmiş kişilerdi.' diye konuştu.
-Yeniçeriler bir İslam ordusu olarak Tunus’ta, Kuzey Afrika’da halkları saldırılardan koruyordu'
Osmanlı ordularının, bölgede önemli hizmetlerde bulunduğunu dile getiren İnkişari, 'O dönemde halklar, yaşadıkları zulümler karşısında Osmanlı’dan kendilerini kurtarması için yardım istiyorlardı. Cerbe Adası, İspanyollar tarafından işgal edildikten sonra halk ağır zulümlere maruz kaldı. Cerbe halkı Kanuni’den yardım istedi ve onun gönderdiği Sinan Paşa ve Turgut Reis İspanyollarla kanlı savaşlar yaptıktan sonra adaya hakim oldular ve adaya adalet geldi. Gerçek budur. Yeniçeriler bir İslam ordusu olarak Tunus’ta, Kuzey Afrika’da ve dünyanın birçok yerinde ülkeleri ve halkları saldırılardan koruyordu.' ifadesini kullandı.
İnkişari, yeniçerilerin güvenlik hizmetlerinin yanı sıra adada tarımı, ticareti ve dönemin dokuma sanatlarını da geliştirdiklerini ve bölgede çok sayıda su kuyusunu halkın kullanımına açtıklarını anlattı.
-'Yeniçeri ordusu keşke tekrar geri gelse'
Osmanlı ve yeniçerilerin tarihine değinen İnkişari, 'Zeytune’de okurken oradaki hocalarımdan Abdulaziz bin Cafer, bir gün soyadımdan dolayı bana, ‘Yeniçeri ordusu keşke tekrar geri gelse’ demişti. Başta anlayamadım ancak daha sonra yeniçerilerin nasıl bir ordu olduğunu araştırınca Osmanlı ordusunun değerini anladım.' şeklinde konuştu.
Tarihçi Carl Brockelmann’in, yeniçerilerle ilgili 'İslam ordusu, insani değerlere bağlı, hoşgörü sahibiydi. Kan dökmenin peşinde olan bir ordu değildi.' sözüne işaret eden İnkişari, birçok Arap tarihçinin de aynı kanaatte olduğunun altını çizdi.
Yeniçerilerin ve Osmanlının bölge halkları tarafından daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamak için çalışmalar yaptığını dile getiren İnkişari, bu doğrultuda “Osmanlı Devleti ve Yeniçerilerin Rolü Cerbe Yeniçerileri Örneği” adlı bir kitabı kaleme aldığını belirtti.
Kendisinin de içinde doğduğu yaklaşık 350 yıllık evinin 'Osmanlı Yeniçeri Müzesi' olarak kullanılmasını arzu ettiğini bildiren İnkişari, 'Tüm maddi ve manevi birikimimi Osmanlı ve İslam medeniyeti tarihinin doğru bir şekilde öğrenilmesi için kullanmaya çalışıyorum.' dedi.
Günümüzde özellikle Ortadoğu’da yaşanan sıkıntıların, Osmanlı devletinin yıkılmasıyla başladığına dikkati çeken İnkişari, sözlerini şöyle tamamladı:
'Osmanlı Devletinin yıkılmasından Araplar ve Müslümanlar olumsuz etkilendi. Maalesef, Avrupalılar genel itibariyle Osmanlılardan ve Türklerden bugüne dek nefret ederler. Osmanlının Avrupa’ya girmesi ve İstanbul’u ele geçirmesi onlar için bir felaketti. Bundan dolayı Türklerin kendi derdiyle uğraşarak gelişmemesini isterler.'