Suriyeli Çocuklar İçin Büyük 'Umut'

Bahçeşehir Üniversitesi ve New York Üniversitesi’nin Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı çocukların eğitiminde bilgisayar oyunlarından yararlanılmasını öngören ortak projesi ‘Project Hope (Umut Projesi)’ pilot çalışmasının sonuçları açıklandı. Projeyle 147 Suriyeli çocuğun Türkçe becerileri gelişti. Ayrıca kodlama öğrendiler.

Suriyeli Çocuklar İçin Büyük 'Umut'
3 milyondan fazla kayıtlı Suriyeli ile dünyanın en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkesi olan Türkiye’de, Suriyeli mülteci çocukların eğitimsel ve psikolojik krizinin çözümüne katkıda bulunmak amacıyla Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) ve New York Üniversitesi (NYU) ‘Umut Projesi’ adında online, oyun tabanlı bir öğrenme uygulaması tasarladı.

147 Suriyeli mülteci çocuk katıldı

Projenin detayları, BAU Beşiktaş kampüsünde düzenlenen basın toplantısında BAU Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Sinem Vatanartıran ve New York Üniversitesi Uygulamalı Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Şirin tarafından kamuoyu ile paylaşıldı.

Suriyeli mülteci çocukların Türkçe yönetim becerileri ve kodlama yeteneklerini geliştirirken çaresizlik hislerini azaltan ve umutlarını artıran, oyun tabanlı eğitim imkânı sayesinde mülteci çocuklara destek olmayı amaçlayan proje için araştırmacılar, Suriye sınırında yer alan ve Türkiye’deki en büyük mülteci yerleşkesine ev sahipliği yapan Urfa’da bir pilot çalışma grubu kurdu. Pilot çalışmaya 9-14 yaş aralığında 147 Suriyeli mülteci çocuk katıldı.



40 saatlik özel program

Uygulama grubundaki çocuklar dört hafta boyunca günde iki saatlik oturumlar halinde toplamda 40 saatlik özel bir programa katıldı.

Umut Projesi kapsamında mülteci çocukların mental sağlığını ve umutlarını ölçmek için Minecraft oyununun yanı sıra, oyun tabanlı programlama yönergelerinin yer aldığı ‘Code.org’, ‘Alien Game’ adındaki bir yönetim becerisi geliştirme oyunu ile NYU ve CUNY araştırmacıları tarafından geliştirilen ve Türkçeyi öğreten Cerego da dahil olmak üzere beş oyunun kombinasyonundan oluşan özel bir müfredat programı uygulandı. Haftalık uygulanan anketler aracılığıyla da mülteci çocuklara oyunları ne kadar sevdikleri, oyundan ne kadar birşey öğrendikleri ve oyunları tavsiye edip etmeyecekleri soruldu. Genel olarak memnun olan öğrenciler oyunlardan bir şeyler öğrendiklerini ve oyunları tavsiye edeceklerini ifade etti.

Oyunlar aracılığıyla yürütülen eğitim programına dair memnuniyetlerini belirten mülteci çocuklar, aynı zamanda 4 haftalık uygulama sonrasında tüm hedeflenen alanlarda ilerleme gösterdiler.

Türkçelerini geliştirdiler, kodlama öğrendiler, umutsuzlukları azaldı

Türkçe hakimiyetlerini geliştirmek adına, mülteci çocuklara uyarlanabilir öğrenme teknolojisi platformu Cerego ile 200’den fazla Türkçe kelime tanıtıldı. Araştırmacılar ayrıca çocukların yönetim becerilerini yani davranışları planlama, gözlemleme ve değiştirme yeteneklerini de ölçtü. Umut Projesi’nde çocuklar, farklı etkenler arasında ayrım yapmayı öğrenirken kısa zamanlı hafızayı ve hızlı tepkiyi ödüllendirerek yönetim becerilerini geliştirmek için tasarlanan Alien oyununu oynadılar. Araştırmacılar uygulama sonrasında çocukların zihinsel becerilerinde kayda değer bir artış gözlemledi. Ayrıca çocuklar Umut Projesi’nin bir parçası olarak 21. yüzyıl için çok önemli bir beceri olarak gösterilen “Kodlama” dilini de öğrendiler. Code.org aracılığıyla Umut Projesi’ne dahil olan mülteci çocuklar, bin 800 satırdan fazla kod yazdılar. Mental anlamda sağlık riski altında olan, genellikle çaresiz ve umutsuz hisseden mülteci çocuklara, kendileri için daha iyi bir gelecek hayal etmeye teşvik etmek adına popüler bir oyun olan Minecraft aracılığıyla görevler oluşturuldu. Tasarlanan bu görevler çocukların hayallerindeki evi, mahalleyi ve okulu oluşturmasını gerektiriyordu. Araştırmacılar Umut Projesi’nden önce ve sonra çocukların umutsuzluğunu ölçerek uygulamanın çocukların umutsuzluk hissini oldukça azalttığını ortaya koydu.

Projenin sonuçları son derece pozitif

New York Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Umut Projesi’nin araştırmacılarından Prof. Dr. Selçuk Şirin, “Projenin sonuçları son derece pozitif. Biz burada bilimsel olarak çocuklara çok az bir yatırımla Türkçeyi, kodlamayı, zihinlerini daha iyi kullanmayı ve geleceğe daha umutla bakmalarını öğrenebileceklerini gösterdik. Benim hayalim Türkiye’de ve Suriye’de okula gitmemiş 300 bin çocukla başlayıp her bir çocuğa en az bir ay 40 saatlik bu programın uygulanmasını sağlayabilmek. Her bir laptopla yaklaşık bir senede biz 900 çocuğa ulaşabiliyoruz. Masrafı çok yüksek değil” dedi.



“Bu çocukların denek tahtası olarak kullanılmasını istemem”

Ayrıca Suriyeliler üzerinde çok fazla araştırmanın ve projenin olmasından fakat hepsinin ölçülüyor olmasının gerektiğine de değinen Selçuk Şirin, “Yapılan her şeyin ölçülmesi lazım. Maalesef Suriyeli çocuklara has değil, dünyada kriz noktalarındaki çocuklar üzerinde kobay olarak kullanılan pek çok program var. Bütün bu programların ölçülmesi biçilmesi lazım hangisi çalışıyor hangisi çalışmıyor bilimsel olarak ortaya konulması lazım. Ondan sonra bu projelerinin yürütülmesi gerekiyor. Yani nasıl kendi çocuklarımızın denek tahtası olarak kullanılmasını istemiyorsak Suriyeli çocukların da denek tahtası olarak kullanılmasını istemem” ifadelerini kullandı.

“Suriyeli çocukların en büyük sorunu dil”

BAU Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Sinem Vatanartıran, Suriyeli çocukların en büyük sorunlarının dil olduklarını belirterek, “Doktora gidiyorlar derdini anlatamıyorlar, hastalığını söyleyemiyorlar. Okula gidiyorlar, arkadaşlarıyla iletişim kuramıyorlar. Dışarı çıkıyorlar, dışarıda yaşıtlarıyla oyun oynayamıyorlar arkadaşlık kuramıyorlar. Gerçekten topluma uyum sağlayabilmeleri için Türkçe bilememeleri çok önemli bir problem. Devlet okullarının kapısı açık olsa da bu okullara giden öğrenci sayısı çok az. 180 bin sadece. Buna bir çözüm olarak Geçici Eğitim Merkezleri kuruldu. Burada yine Arapça ve biraz Türkçe öğretilmeye çalışılıyor. Kamplar devlet okulları ve Geçici Eğitim Merkezlerinde yaklaşık 500 bin öğrenci var. Yani 1 buçuk milyonun sadece 500 bini herhangi bir şekilde bir eğitim programına dahil. Bu hepimiz için alarm verici bir durum. 0-18 yaş gurubunda eğitilmeyen çocuklar gelecek için bir tehlike olabilirler. Türkçe öğretmek ve aldıkları eğitimin kalitesini yükseltmek için daha çok Suriyeli öğrenciye ulaşmalıyız. Umut Projesi de bunu sağlamak amacıyla oluşturulmuş bir çalışmadır” diye konuştu.

Kaynak: İHA