Orta Doğu'nun Türkçesi Kitap Fuarı'nda Ele Alındı
Yazar Mehmet Doğan, “Orta Doğu’nun Türkçesi” konulu söyleşisi ile 9. Kitap Fuarı’na katıldı.
9. Kocaeli Kitap Fuarı, Yazar Mehmet Doğan’ı “Orta Doğu’nun Türkçesi” konulu söyleşisiyle kitapseverlerle buluşturdu. Söyleşisinde Türk tarihi ve coğrafyasına farklı bir bakış açısı ile yaklaşan Doğan, Türkiye, Türkler ve Türkçeyi merkeze alan bir bakış açısı sundu. Yahya Kaptan Salonu’nda okurlarıyla buluşan Mehmet Doğan söyleşisine insanın zihin yapısından söz ederek başladı.
İnsanın tüm fiziksel farklılıklarına karşın her yerde aynı olduğunu söyleyen Mehmet Doğan, “İnsan diye bir kimlik kategorisi yok. İnsan bir üst kategori. Zihnimizde yer etmiş görüşler bize bir kimlik veriyor” dedi.
Yeryüzünde her zaman inanç olduğunu hatırlatan Doğan, “Yarı ilkel dinlerin yanı sıra Orta Doğu kökenli semavi dinler var. Doğu ülkelerinde Hindistan, Çin ve Japonya’da kendine göre kitaplı dinler var. Kitabı olmayan yine sözlü nakille devam eden dinler olabilir, ama insanoğlunun zihninde kitaplı dinlerin teşkil ettiği tabaka geniş yer tutuyor. Bu, Orta Doğu dinlerinde çok daha belirgin. Özellikle Müslümanlığın yazılı kültürü olan Kur’an-ı Kerim, Hadisi Şerifler, tefsirler çok güçlü bir tabaka getiriyor. Dini bilgilerin diğer bilgilerden farkı, bunların inançla desteklenmesidir. İnançla desteklenen bilgiler insanının zihinde daha güçlü yer ediyor. Ve zihin bunları yapmayı da telkin ediyor” diye konuştu.
Doğan, her dilin kendisine özgü metinleri olduğunu kaydederek, “Türkçe, Orhun Yazıtlarından bugüne neredeyse 1300 yıllık bir dil. İngilizce ise en geç yazılı kültüre dönüşen bir dil. Ama şimdi çok etkili bir lisan. Bunun nedeni ise siyaset. Yazılı kültürü olan diller bu kültürlerini nesilden nesile aktarmakta zorluk çekmiyorlar. Çünkü klasiklerini biliyorlar” açıklamasını yaptı.
Kaynak: İHA
İnsanın tüm fiziksel farklılıklarına karşın her yerde aynı olduğunu söyleyen Mehmet Doğan, “İnsan diye bir kimlik kategorisi yok. İnsan bir üst kategori. Zihnimizde yer etmiş görüşler bize bir kimlik veriyor” dedi.
Yeryüzünde her zaman inanç olduğunu hatırlatan Doğan, “Yarı ilkel dinlerin yanı sıra Orta Doğu kökenli semavi dinler var. Doğu ülkelerinde Hindistan, Çin ve Japonya’da kendine göre kitaplı dinler var. Kitabı olmayan yine sözlü nakille devam eden dinler olabilir, ama insanoğlunun zihninde kitaplı dinlerin teşkil ettiği tabaka geniş yer tutuyor. Bu, Orta Doğu dinlerinde çok daha belirgin. Özellikle Müslümanlığın yazılı kültürü olan Kur’an-ı Kerim, Hadisi Şerifler, tefsirler çok güçlü bir tabaka getiriyor. Dini bilgilerin diğer bilgilerden farkı, bunların inançla desteklenmesidir. İnançla desteklenen bilgiler insanının zihinde daha güçlü yer ediyor. Ve zihin bunları yapmayı da telkin ediyor” diye konuştu.
Doğan, her dilin kendisine özgü metinleri olduğunu kaydederek, “Türkçe, Orhun Yazıtlarından bugüne neredeyse 1300 yıllık bir dil. İngilizce ise en geç yazılı kültüre dönüşen bir dil. Ama şimdi çok etkili bir lisan. Bunun nedeni ise siyaset. Yazılı kültürü olan diller bu kültürlerini nesilden nesile aktarmakta zorluk çekmiyorlar. Çünkü klasiklerini biliyorlar” açıklamasını yaptı.