Sakarya'da FETÖ'nün Darbe Girişimine İlişkin Dava
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve örgütün sözde 'hava kuvvetleri imamı' firari Adil Öksüz'ün de aralarında bulunduğu 224 sanığın birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 319'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi Sanık eski Albay Üzer: 'Coşkun, valilik kampüsünün tecrit edilip, içeride insan varsa tahliye edilip güvenliğinin alınması, valiliğe giden yolların güvenlik nedeni ile kapatılması emrini verdi'.
Sakarya'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan davada, aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve Adil Öksüz'ün bulunduğu 224 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince, özel olarak hazırlanan Ferizli Spor Salonu'nda görülen duruşmaya, 138 tutuklu sanık ile avukatları ve yakınları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt altına alınan duruşmada, tutuklu 3 sanık savunmalarını yaptı.
Tutuklu sanıklardan eski 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Kurmay Albay Bahri Gürhan, savunmasında, Sakarya'da bir yıl görev yaptıktan sonra ve 15 Temmuz'dan birkaç gün önce tayininin çıktığını söyledi.
Gürhan, 15 Temmuz akşamı 23.45 sıralarında eşyalarını almak için tugaya gittiğini, birliğe girince olağan dışı durumu görünce çok şaşırdığını, bu durumda oradan ayrılmanın doğru olmayacağını düşündüğünü belirterek, 'Burada bir müddet kaldım. Esasen böyle olağanüstü durumların yaşandığı yerde zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım.' dedi.
Eşyalarını arabaya yükledikten sonra 02.45 gibi tugaydan ayrıldığını aktaran Gürhan, Birlikte alışılmışın dışında bir durumun söz konusu olduğunu kaydetti.
Askerlerin üzerinde o saatte alışılmış olmayan kamuflaj kıyafetlerinin olduğunu söyleyen Gürhan, 'Bu ne hal böyle. Bari ben de giyineyim.' dediğini belirtti.
Gürhan, 'Orada bulunduğum süre içerisinde ve sonrasında bu girişimi destekleyici ya da övücü, insanları mutlu edici, yüreklendirici ve aynı zamanda yaptıkları işi kolaylaştırıcı hiçbir eylem ve söylem içerisinde bulunmadım.' ifadelerini kullandı.
Gürhan, ismi ve numarasının, sözde sıkıyönetim bildirisi atama listesi ile 'Yurtta Sulh' adlı WhatsApp grubunda yer almadığını belirterek, 'ByLock' ve örgütün diğer haberleşme programlarını kullanmadığını öne sürdü.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Gürhan, tahliyesini istedi.
Sanığın avukatı ise müvekkilinin savunmasına iştirak ettiğini dile getirerek, tahliyesini talep etti.
- 'Bana verilen emri uyguladım'
Tutuklu sanık eski Merkez Komutanı Albay Ahmet Üzer de tutuklu sanıklardan eski 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Piyade Kurmay Albay Uğur Coşkun'un 13 Temmuz 2016'da göreve başladığını, kendisini daha önceden tanımadığını ileri sürdü.
Eşi ve çocuklarıyla yemekte olduğu sırada nöbetçi amirin kendisini aradığını, Coşkun'un alarm emri verdiğini, kendisinin kışlaya dönmesi konusunda talimat verdiğini söylediğini aktaran Üzer, bunun üzerine tugaya gittiğini söyledi.
Üzer, Coşkun'la telefonla konuştuğunu, birliklerden zırhlı personel taşıyıcı ve zırhlı araç getirilmesi konusunda emir verdiğini belirterek, kendisinin de çekici olmadan zırhlı aracın getirelemeyeceğini söylediğini aktardı.
Tugaya eğitim kamuflajlı ve teçhizatlı gelen Coşkun'un, rütbeli askerlerle konuştuğunu ve sözde sıkıyönetim bildirisini okuduğunu anlatan Üzer, şunları kaydetti:
'Coşkun, valilik kampüsünün tecrit edilip, içeride insan varsa tahliye edilip güvenliğinin alınması, valiliğe giden yolların güvenlik nedeni ile kapatılması emri verdi. Daha sonra yola çıktık. 23.30 gibi valiliğe geldik, üzerimizde panik havası vardı. Vali beyin kullandığı girişteki polis memurlarına 'Valilik kampüsünün güvenliğini sağlamak için emir aldık ve bunu uygulamak için geldik.' dedim. Bu sırada sivil giyinimli 2-3 kişi havaya ateş ederek, koşarak yanımıza geldi. Bunun üzerine arkamdaki askerlerden havaya ateş edenler oldu. Ateşkes emri verdim. Bu safhaya kadar yaralı yoktu.'
Valiliğin çevresinde güvenliğin alınması ve gelen vatandaşların geçirilmemesi konusunda emir verdiğini anlatan Üzer, 'Vatandaşa 'Sıkıyönetim ilan edildi. Biz askeriz, verilen emri uyguluyoruz.' dedim. Hiç kimseye ateş etmedim, silahın dipçiğiyle vurmadım.' dedi.
Üzer, valiliğin makam kapısındaki olayları görmediğini iddia ederek, 'Yaralananların burada olduğu iddia edilmektedir. Oysa olaylar olurken orada değildim.' ifadelerini kullandı.
Uğur Coşkun'u aradığını, vatandaşın valiliğe girişine engel olamadıklarını, birliğe döneceklerini söylediğini aktaran sanık Üzer, Coşkun'un bunun üzerine dönmeleri ve kışlanın emniyetini almaları emrini verdiğini kaydetti.
Üzer, 'Kandırıldığımın farkına varınca, polise teslim oldum.' diyerek, savunmasını şöyle tamamladı:
'Tugay komutanından emir aldığım ve aldığım emirleri uygulamam istendiği için tarafıma verilen bilgilerin doğruluğunu teyit etme fırsatım olmamıştır. Yaralananlarla ilgili suçlamayı kabul etmiyorum. Vur emri vermedim, silah kullanmadım. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Amirimden gelen emirleri uygulamak amacıyla söz konusu eylemde bulundum. Beraatimi istiyorum.'
Sanık avukatı da müvekkilinin savunmasına katıldığını belirterek, beraatini ve tahliyesini istedi.
- 'Mesajı görünce şok geçirdim'
Tutuklu sanık eski Sakarya İl Jandarma Komutan Vekili Yarbay İlhan Aysan da savunmasında, FETÖ yapılanmasına dahil olmadığını iddia etti.
Aysan, 15 Temmuz gecesi eski merkez komutanı tutuklu sanık Albay Ahmet Üzer'in kendisini aradığını ve 'Yollar kapatılacak, büyük bir olay bekleniyor' dediğini aktararak, bunun üzerine nöbetçi amirine mevcut personelin birlikte toplanması emrini verdiğini anlattı.
Daha sonra Genelkurmay Başkanlığı kaynaklı gelen bir mesajda personelin toplanması, birliklerin hazır hale getirilmesi istendiğini belirten Aysan, çağrı üzerine mevcut personelin birliğe gelmeye başladığını aktardı.
Aysan, askeri bir hareketlilik olduğunu anladığını, üstlerine ulaşamadığını dile getirerek, dışarıdaki timlerin görev merkezlerine çekilmesi talimatını verdiğini kaydetti.
Daha sonra Genelkurmay Başkanlığından bir mesaj geldiğini, bunda farklı görevlendirmeler olduğunu belirten Aysan, şu ifadeleri kullandı:
'Mesaj, 'Yurtta Sulh Konseyi' başlıklıydı. Bunu görür görmez olan biteni tahmin ettim, kendimi kötü hissettim, şok geçirdim. Mesajı imzalamadım, bir yere havale etmedim. Bu sırada Uğur Coşkun'la telefonla görüştük. Takviye talebi istedi, bunun uygun olmadığını söyledim. Daha sonra İl Jandarma Komutanını aradım, 'Durum karışık, yakınsanız gelin komutanım' dedim. Aydın'da olduğunu, vali beyi aramamı ve durumu iletmemi söyledi. Kendimi kötü hissettiğimi söyleyerek aramayı yapmayacağımı söyledim.'
Aysan, birlikte güvenlik önlemi aldığını, valiliğe gittiğini, daha sonra emniyet müdürlüğüne geçtiğini, burada gözaltına alındığını dile getirerek, hakkındaki iddiaları kabul etmediğini söyledi.
Aysan'ın avukatı ise müvekkilinin beyanlarına katıldığını, aleyhte hususları kabul etmediklerini, tahliyesini talep ettiklerini söyledi.
Mahkeme heyeti, sanıkların dinlenmesi için duruşmayı sabaha erteledi.
- İddianame
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, darbe girişimi sırasında Sakarya Valiliğinin işgaline ilişkin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve örgütün sözde 'hava kuvvetleri imamı' firari Adil Öksüz, meslekten ihraç edilen askerler 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Piyade Kurmay Albay Uğur Coşkun, Kurmay Albay Bahri Gürhan, eski Sakarya İl Jandarma Komutan Vekili Yarbay İlhan Aysan, Albay Ahmet Üzer, Yüzbaşı Yavuz Soyer, Binbaşı Ali Şahin, Üsteğmen Kayhan Demir, Yarbay İsmail Öcal ile 171 asker ve 2 sivil şüpheli hakkında TCK'nın 'anayasayı ihlal' suçunu düzenleyen 309, 'kasten öldürme' suçunu düzenleyen 81. ve 35. maddeleri uyarınca birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 185 yıl 6'şar aydan 319'ar yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Subay, astsubay, erbaş ve erlerden oluşan 41 şüpheli hakkında da çeşitli suçlardan hapis cezaları talep edilen iddianamede, 50 şüpheli hakkında ise 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' ve 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş'un müşteki olarak yer aldığı iddianamede, valiliğin işgali sırasında yaralanan 19 vatandaş da mağdur olarak bulunuyor.
Ek iddianame ile davada yargılananların sayısı 200'den 224'e yükselmişti.
Kaynak: AA
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince, özel olarak hazırlanan Ferizli Spor Salonu'nda görülen duruşmaya, 138 tutuklu sanık ile avukatları ve yakınları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt altına alınan duruşmada, tutuklu 3 sanık savunmalarını yaptı.
Tutuklu sanıklardan eski 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Kurmay Albay Bahri Gürhan, savunmasında, Sakarya'da bir yıl görev yaptıktan sonra ve 15 Temmuz'dan birkaç gün önce tayininin çıktığını söyledi.
Gürhan, 15 Temmuz akşamı 23.45 sıralarında eşyalarını almak için tugaya gittiğini, birliğe girince olağan dışı durumu görünce çok şaşırdığını, bu durumda oradan ayrılmanın doğru olmayacağını düşündüğünü belirterek, 'Burada bir müddet kaldım. Esasen böyle olağanüstü durumların yaşandığı yerde zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım.' dedi.
Eşyalarını arabaya yükledikten sonra 02.45 gibi tugaydan ayrıldığını aktaran Gürhan, Birlikte alışılmışın dışında bir durumun söz konusu olduğunu kaydetti.
Askerlerin üzerinde o saatte alışılmış olmayan kamuflaj kıyafetlerinin olduğunu söyleyen Gürhan, 'Bu ne hal böyle. Bari ben de giyineyim.' dediğini belirtti.
Gürhan, 'Orada bulunduğum süre içerisinde ve sonrasında bu girişimi destekleyici ya da övücü, insanları mutlu edici, yüreklendirici ve aynı zamanda yaptıkları işi kolaylaştırıcı hiçbir eylem ve söylem içerisinde bulunmadım.' ifadelerini kullandı.
Gürhan, ismi ve numarasının, sözde sıkıyönetim bildirisi atama listesi ile 'Yurtta Sulh' adlı WhatsApp grubunda yer almadığını belirterek, 'ByLock' ve örgütün diğer haberleşme programlarını kullanmadığını öne sürdü.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Gürhan, tahliyesini istedi.
Sanığın avukatı ise müvekkilinin savunmasına iştirak ettiğini dile getirerek, tahliyesini talep etti.
- 'Bana verilen emri uyguladım'
Tutuklu sanık eski Merkez Komutanı Albay Ahmet Üzer de tutuklu sanıklardan eski 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Piyade Kurmay Albay Uğur Coşkun'un 13 Temmuz 2016'da göreve başladığını, kendisini daha önceden tanımadığını ileri sürdü.
Eşi ve çocuklarıyla yemekte olduğu sırada nöbetçi amirin kendisini aradığını, Coşkun'un alarm emri verdiğini, kendisinin kışlaya dönmesi konusunda talimat verdiğini söylediğini aktaran Üzer, bunun üzerine tugaya gittiğini söyledi.
Üzer, Coşkun'la telefonla konuştuğunu, birliklerden zırhlı personel taşıyıcı ve zırhlı araç getirilmesi konusunda emir verdiğini belirterek, kendisinin de çekici olmadan zırhlı aracın getirelemeyeceğini söylediğini aktardı.
Tugaya eğitim kamuflajlı ve teçhizatlı gelen Coşkun'un, rütbeli askerlerle konuştuğunu ve sözde sıkıyönetim bildirisini okuduğunu anlatan Üzer, şunları kaydetti:
'Coşkun, valilik kampüsünün tecrit edilip, içeride insan varsa tahliye edilip güvenliğinin alınması, valiliğe giden yolların güvenlik nedeni ile kapatılması emri verdi. Daha sonra yola çıktık. 23.30 gibi valiliğe geldik, üzerimizde panik havası vardı. Vali beyin kullandığı girişteki polis memurlarına 'Valilik kampüsünün güvenliğini sağlamak için emir aldık ve bunu uygulamak için geldik.' dedim. Bu sırada sivil giyinimli 2-3 kişi havaya ateş ederek, koşarak yanımıza geldi. Bunun üzerine arkamdaki askerlerden havaya ateş edenler oldu. Ateşkes emri verdim. Bu safhaya kadar yaralı yoktu.'
Valiliğin çevresinde güvenliğin alınması ve gelen vatandaşların geçirilmemesi konusunda emir verdiğini anlatan Üzer, 'Vatandaşa 'Sıkıyönetim ilan edildi. Biz askeriz, verilen emri uyguluyoruz.' dedim. Hiç kimseye ateş etmedim, silahın dipçiğiyle vurmadım.' dedi.
Üzer, valiliğin makam kapısındaki olayları görmediğini iddia ederek, 'Yaralananların burada olduğu iddia edilmektedir. Oysa olaylar olurken orada değildim.' ifadelerini kullandı.
Uğur Coşkun'u aradığını, vatandaşın valiliğe girişine engel olamadıklarını, birliğe döneceklerini söylediğini aktaran sanık Üzer, Coşkun'un bunun üzerine dönmeleri ve kışlanın emniyetini almaları emrini verdiğini kaydetti.
Üzer, 'Kandırıldığımın farkına varınca, polise teslim oldum.' diyerek, savunmasını şöyle tamamladı:
'Tugay komutanından emir aldığım ve aldığım emirleri uygulamam istendiği için tarafıma verilen bilgilerin doğruluğunu teyit etme fırsatım olmamıştır. Yaralananlarla ilgili suçlamayı kabul etmiyorum. Vur emri vermedim, silah kullanmadım. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Amirimden gelen emirleri uygulamak amacıyla söz konusu eylemde bulundum. Beraatimi istiyorum.'
Sanık avukatı da müvekkilinin savunmasına katıldığını belirterek, beraatini ve tahliyesini istedi.
- 'Mesajı görünce şok geçirdim'
Tutuklu sanık eski Sakarya İl Jandarma Komutan Vekili Yarbay İlhan Aysan da savunmasında, FETÖ yapılanmasına dahil olmadığını iddia etti.
Aysan, 15 Temmuz gecesi eski merkez komutanı tutuklu sanık Albay Ahmet Üzer'in kendisini aradığını ve 'Yollar kapatılacak, büyük bir olay bekleniyor' dediğini aktararak, bunun üzerine nöbetçi amirine mevcut personelin birlikte toplanması emrini verdiğini anlattı.
Daha sonra Genelkurmay Başkanlığı kaynaklı gelen bir mesajda personelin toplanması, birliklerin hazır hale getirilmesi istendiğini belirten Aysan, çağrı üzerine mevcut personelin birliğe gelmeye başladığını aktardı.
Aysan, askeri bir hareketlilik olduğunu anladığını, üstlerine ulaşamadığını dile getirerek, dışarıdaki timlerin görev merkezlerine çekilmesi talimatını verdiğini kaydetti.
Daha sonra Genelkurmay Başkanlığından bir mesaj geldiğini, bunda farklı görevlendirmeler olduğunu belirten Aysan, şu ifadeleri kullandı:
'Mesaj, 'Yurtta Sulh Konseyi' başlıklıydı. Bunu görür görmez olan biteni tahmin ettim, kendimi kötü hissettim, şok geçirdim. Mesajı imzalamadım, bir yere havale etmedim. Bu sırada Uğur Coşkun'la telefonla görüştük. Takviye talebi istedi, bunun uygun olmadığını söyledim. Daha sonra İl Jandarma Komutanını aradım, 'Durum karışık, yakınsanız gelin komutanım' dedim. Aydın'da olduğunu, vali beyi aramamı ve durumu iletmemi söyledi. Kendimi kötü hissettiğimi söyleyerek aramayı yapmayacağımı söyledim.'
Aysan, birlikte güvenlik önlemi aldığını, valiliğe gittiğini, daha sonra emniyet müdürlüğüne geçtiğini, burada gözaltına alındığını dile getirerek, hakkındaki iddiaları kabul etmediğini söyledi.
Aysan'ın avukatı ise müvekkilinin beyanlarına katıldığını, aleyhte hususları kabul etmediklerini, tahliyesini talep ettiklerini söyledi.
Mahkeme heyeti, sanıkların dinlenmesi için duruşmayı sabaha erteledi.
- İddianame
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, darbe girişimi sırasında Sakarya Valiliğinin işgaline ilişkin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve örgütün sözde 'hava kuvvetleri imamı' firari Adil Öksüz, meslekten ihraç edilen askerler 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Piyade Kurmay Albay Uğur Coşkun, Kurmay Albay Bahri Gürhan, eski Sakarya İl Jandarma Komutan Vekili Yarbay İlhan Aysan, Albay Ahmet Üzer, Yüzbaşı Yavuz Soyer, Binbaşı Ali Şahin, Üsteğmen Kayhan Demir, Yarbay İsmail Öcal ile 171 asker ve 2 sivil şüpheli hakkında TCK'nın 'anayasayı ihlal' suçunu düzenleyen 309, 'kasten öldürme' suçunu düzenleyen 81. ve 35. maddeleri uyarınca birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 185 yıl 6'şar aydan 319'ar yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Subay, astsubay, erbaş ve erlerden oluşan 41 şüpheli hakkında da çeşitli suçlardan hapis cezaları talep edilen iddianamede, 50 şüpheli hakkında ise 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' ve 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş'un müşteki olarak yer aldığı iddianamede, valiliğin işgali sırasında yaralanan 19 vatandaş da mağdur olarak bulunuyor.
Ek iddianame ile davada yargılananların sayısı 200'den 224'e yükselmişti.