Kalın'dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Suikast Çağrısına Sert Tepki
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, Fransız siyaset bilimci Defarges’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast çağrısının siyasi bir analiz olmadığını, başka bir planın parçası olarak gündeme getirilen konu olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlediği basın toplantısında, Fransız siyaset bilimci Defarges’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast çağrısına cevap veren İbrahim Kalın, “Bu başka bir şeylerin zeminini hazırlama gayretidir. Bunlar siyasi analiz değildir, bunlar yorum değildir, başka bir planın parçası olarak gündeme getirilen konulardır” dedi.
“Siyasi bir analiz, yorum değildir”
Referandum sonrasında Avrupalı bazı siyasetçilerin eleştirileri ve Fransız siyaset bilimci Philippe Moreau Defarges’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast çağrısına ilişkin sözlerine cevap veren Kalın, “Eski bir Fransız diplomatın, uluslararası ilişkiler uzmanının Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik adeta açıktan bir suikast girişiminde bulunulması çağrısı yapması gibi hazin olayları, vahim olayları gözlemlemekteyiz. Açıkçası bu darbe, suikast, diktatörlük gibi söylemler aynı paketin bir parçası. Bunlar Erdoğan düşmanlığı üzerinden siyaset yapan bazı çevrelerin, siyasilerin, medya mensuplarının, aktivistlerin, ayrıca onlara payanda olan FETÖ, PKK gibi Türkiye düşmanı, illegal örgütlerin yazdığı ve tekrarladığı bir senaryodan ibarettir. Hatta öyle ki, Avrupa’nın en faşist ve ırkçı siyasetçisi bile 16 Nisan gecesi Türk milletinin referandumda yaptığı tercihi sorgulama cüretini kendinde bulabilmektedir. Şunun altını çizmek isterim, bu tür söylemlerin normalleşmesine ve sıradanlaşmasına asla izin vermeyeceğiz. Bu başka bir şeylerin zeminini hazırlama gayretidir. Bunlar siyasi analiz değildir, bunlar yorum değildir, başka bir planın parçası olarak gündeme getirilen konulardır. Biz demokrasi adına, milli irade adına, ahlak ve vicdan adına bu faşizan yaklaşımların normal ve meşru görülmemesi için elimizden gelen bütün imkanları seferber edeceğiz ve bu tür söylemlere müsamaha etmeyeceğiz” diye konuştu.
“Bu hafife alınabilecek bir konu değildir”
Fransız siyaset bilimci Defarges’in bir özür beyanında bulunduğunu hatırlatan Kalın, “Biz bunu yeterli bulmuyoruz. Sözlerin maksadını aştığını, uygun olmadığını, bundan dolayı özür dilediğini ifade etti.
Bu ilk adım. Bunun bir cezai dava konusu olduğu da bütün hukukçuların ortak görüşü. Bu çerçevede Fransa’daki Türk Hukukçular Derneği bir suç duyurusunda bulundu. Fransız makamları umarız bu konuda harekete geçmesi uzun sürmez. Burada Cumhurbaşkanımız avukatları aracılığı ile bir suç duyurusunda bulundular. Bu ne hakaret ne eleştiri kapsamında ele alınabilecek, hafife alınabilecek bir konu değildir. Birisi çıkıp bir ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına ‘tek yol suikast, buyurun’ diyorsa, bunu televizyondan yapıyorsa bunun hukuki sonuçları olur, bunu da katlanmak zorundadır. Biz de bu hukuki sürecin takipçisi olacağız. Bu tür faşizan söylemleri bizim sıradanlaşmasına, normalleşmesine, meşrulaşmasına asla izin vermemiz söz konusu değildir. Siyasi görüşünüz ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanına dönük bu tür bir saldırı, çağrı söz konusu olduğunda buna karşı herkesin çok net tutum içinde olması gerekir. Sadece Türkiye’de değil, Aynı zamanda Avrupa’da da gerçekten demokrasiye, hukukun üstünlüğüne inanan insanlar bu tür faşizan yaklaşımlara en sert tepkiyi vermelidirler. Bence bu Avrupa için de bir imtihandır, görelim bakalım nasıl bir tepki verecekler” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
“Siyasi bir analiz, yorum değildir”
Referandum sonrasında Avrupalı bazı siyasetçilerin eleştirileri ve Fransız siyaset bilimci Philippe Moreau Defarges’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast çağrısına ilişkin sözlerine cevap veren Kalın, “Eski bir Fransız diplomatın, uluslararası ilişkiler uzmanının Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik adeta açıktan bir suikast girişiminde bulunulması çağrısı yapması gibi hazin olayları, vahim olayları gözlemlemekteyiz. Açıkçası bu darbe, suikast, diktatörlük gibi söylemler aynı paketin bir parçası. Bunlar Erdoğan düşmanlığı üzerinden siyaset yapan bazı çevrelerin, siyasilerin, medya mensuplarının, aktivistlerin, ayrıca onlara payanda olan FETÖ, PKK gibi Türkiye düşmanı, illegal örgütlerin yazdığı ve tekrarladığı bir senaryodan ibarettir. Hatta öyle ki, Avrupa’nın en faşist ve ırkçı siyasetçisi bile 16 Nisan gecesi Türk milletinin referandumda yaptığı tercihi sorgulama cüretini kendinde bulabilmektedir. Şunun altını çizmek isterim, bu tür söylemlerin normalleşmesine ve sıradanlaşmasına asla izin vermeyeceğiz. Bu başka bir şeylerin zeminini hazırlama gayretidir. Bunlar siyasi analiz değildir, bunlar yorum değildir, başka bir planın parçası olarak gündeme getirilen konulardır. Biz demokrasi adına, milli irade adına, ahlak ve vicdan adına bu faşizan yaklaşımların normal ve meşru görülmemesi için elimizden gelen bütün imkanları seferber edeceğiz ve bu tür söylemlere müsamaha etmeyeceğiz” diye konuştu.
“Bu hafife alınabilecek bir konu değildir”
Fransız siyaset bilimci Defarges’in bir özür beyanında bulunduğunu hatırlatan Kalın, “Biz bunu yeterli bulmuyoruz. Sözlerin maksadını aştığını, uygun olmadığını, bundan dolayı özür dilediğini ifade etti.
Bu ilk adım. Bunun bir cezai dava konusu olduğu da bütün hukukçuların ortak görüşü. Bu çerçevede Fransa’daki Türk Hukukçular Derneği bir suç duyurusunda bulundu. Fransız makamları umarız bu konuda harekete geçmesi uzun sürmez. Burada Cumhurbaşkanımız avukatları aracılığı ile bir suç duyurusunda bulundular. Bu ne hakaret ne eleştiri kapsamında ele alınabilecek, hafife alınabilecek bir konu değildir. Birisi çıkıp bir ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına ‘tek yol suikast, buyurun’ diyorsa, bunu televizyondan yapıyorsa bunun hukuki sonuçları olur, bunu da katlanmak zorundadır. Biz de bu hukuki sürecin takipçisi olacağız. Bu tür faşizan söylemleri bizim sıradanlaşmasına, normalleşmesine, meşrulaşmasına asla izin vermemiz söz konusu değildir. Siyasi görüşünüz ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanına dönük bu tür bir saldırı, çağrı söz konusu olduğunda buna karşı herkesin çok net tutum içinde olması gerekir. Sadece Türkiye’de değil, Aynı zamanda Avrupa’da da gerçekten demokrasiye, hukukun üstünlüğüne inanan insanlar bu tür faşizan yaklaşımlara en sert tepkiyi vermelidirler. Bence bu Avrupa için de bir imtihandır, görelim bakalım nasıl bir tepki verecekler” şeklinde konuştu.