'İran Dış Politikası, Batı Ve ABD İle İlişkilerle De Alakalı'
IMESS Direktörü Prof. Dr. Barzegar: 'İran dış politikasındaki yeni eğilimler aynı zamanda ülkenin Batı ve ABD ile olan ilişkileriyle de alakalı' 'Belki Türkiye ve İran arasında şu sıralar artan bazı zorluklar görüyorsunuz ama ben bu durumu iki ülke arasındaki yapısal bir ayrılık veya derin bir farklılık olarak görmüyorum' 'Pragmatik bakış açısı İran'ın politikalarını etkilemeye devam edecek'
İran İslami Azad Üniversitesi öğretim üyesi ve Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IMESS) Direktörü Prof. Dr. Kayhan Barzegar, İran dış politikasındaki yeni eğilimlerin aynı zamanda İran'ın Batı ve ABD ile olan ilişkileriyle ilgili olduğunu söyledi.
İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) ile Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (AYBÜ) iş birliğiyle yapılan 'Kuzey Afrika, Türkiye ve İran'da Süreklilik ve Değişim' Sempozyumu AYBÜ'nün Milli Mücadele Yerleşkesi'nde devam ediyor.
Sempozyumunun ikinci gününde düzenlenen 'İran Dış Politikası' başlıklı oturumda, İran'ın bölgesel konumu, dinamikleri, dış politikası ve bölge ülkeleriyle ilişkileri uzmanlar tarafından değerlendirildi.
İRAM uzmanlarından Dr. İsmail Sarı'nın başkanlık yaptığı yaptığı oturumda, Prof. Dr. Kayhan Barzegar, 'İran-Türkiye İlişkileri: Bölge ve Nükleer Anlaşma Arasında' başlıklı bir sunum yaptı.
İranlı bir akademisyen ve araştırmacı olarak Türkiye'de bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Barzegar, Türkiye ve İran arasındaki ilişkileri değerlendirmek için İran dış politikasındaki yeni eğilimleri anlamanın gerektiğini ifade etti.
Barzegar, bu yeni eğilimlerin değişim ve düzenlemelerle bağlantılı olduğunun altını çizerek, 'İran dış politikasındaki yeni eğilimler aynı zamanda İran'ın Batı ve ABD ile ilişkileriyle de alakalı.' dedi.
İran'ın son dönemdeki dış politikasını etkileyen bir diğer unsurun da 'İran Nükleer Anlaşması' olduğunu hatırlatan Barzegar, 'Bu anlaşma İran içindeki politik dönüşümü harekete geçirdi ve İran'ın kendine güven duymasını sağladı.' şeklinde konuştu.
Barzegar, dış politikada yaşanan değişimin İran ile sınırlı olmadığına dikkati çekerek, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın dış politikalarında da değişikliklere neden olduğunu anlattı.
Türkiye'nin kurduğu yeni ekonomik dengelerin dış politika açısından birçok imkan sağladığına işaret eden Barzegar, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan'ın ana bölgesel güçler haline geldiğini belirtti.
Ayrıca Barzegar, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan arasında yaşananların ayrılık ve farklılığın değil, daha çok dış politika anlayışında yaşanan değişimlerin sonucu olduğunu vurguladı.
İran hükümetinin siyaset belirleme noktasında pragmatik olduğunu dile getiren Barzegar, bu yaklaşımın İran'ın politikalarını etkilemeye devam edeceğini söyledi.
Barzegar, Türkiye ve İran ilişkilerinin bölgesel krizlerden etkilendiğini, bazen yaşanan siyasi ayrılıkların iki ülke arasındaki ilişkilere zarar verecek seviyeye ulaştığını belirterek, 'Belki Türkiye ve İran arasında şu sıralar artan bazı zorluklar görüyorsunuz ama ben bu durumu iki ülke arasındaki yapısal bir ayrılık veya derin bir farklılık olarak görmüyorum.' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ve İran ilişkilerinin 'kuvvetler dengesine' dayandığına dikkati çeken Barzegar, bu kuvvetler dengesine dayanan ilişkilerin İran'ın lehine değiştiği yönündeki iddiaların ise gerçekliği yansıtmadığını bildirdi.
Eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde, ABD'nin İran'ın bölgedeki dengelere katılımını sağlamak için çabaladığını ifade eden Barzegar, bu yaklaşımın temelinde de ABD'nin İran olmadan bölgedeki meselelerin çözümlenemeyeceğini ve İran'ın bölgedeki krizin değil, çözümün bir parçası olduğunu düşünmesinin yattığını vurguladı.
Barzegar, Türkiye ve İran arasındaki ilişkilerin güvenlik, ekonomi ve siyasi pozisyon temelli olduğunu hatırlatarak, iki ülke arasında yaşanan ayrımın ise Suriye meselesinde olduğu gibi farklı pozisyonların benimsenmesi olduğunu kaydetti.
Türkiye ve İran arasındaki kuvvetler dengesinin değiştirilmesi gerektiğini dile getiren Barzegar, 'Çünkü bu kuvvetler dengesi algısı dışarıdan gelen bir olgu.' değerlendirmesinde bulundu.
Batı ülkelerinin, Ortadoğu'daki çıkarlarını korumak için bu kuvvetler dengesinden yana olduğunu vurgulayan Barzegar, bu şekilde bölge ülkelerinin dışarıdan gelen bu algıyla birbirlerinin gücünü dengelemeye çalıştıklarını söyledi.
Kaynak: AA
İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) ile Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (AYBÜ) iş birliğiyle yapılan 'Kuzey Afrika, Türkiye ve İran'da Süreklilik ve Değişim' Sempozyumu AYBÜ'nün Milli Mücadele Yerleşkesi'nde devam ediyor.
Sempozyumunun ikinci gününde düzenlenen 'İran Dış Politikası' başlıklı oturumda, İran'ın bölgesel konumu, dinamikleri, dış politikası ve bölge ülkeleriyle ilişkileri uzmanlar tarafından değerlendirildi.
İRAM uzmanlarından Dr. İsmail Sarı'nın başkanlık yaptığı yaptığı oturumda, Prof. Dr. Kayhan Barzegar, 'İran-Türkiye İlişkileri: Bölge ve Nükleer Anlaşma Arasında' başlıklı bir sunum yaptı.
İranlı bir akademisyen ve araştırmacı olarak Türkiye'de bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Barzegar, Türkiye ve İran arasındaki ilişkileri değerlendirmek için İran dış politikasındaki yeni eğilimleri anlamanın gerektiğini ifade etti.
Barzegar, bu yeni eğilimlerin değişim ve düzenlemelerle bağlantılı olduğunun altını çizerek, 'İran dış politikasındaki yeni eğilimler aynı zamanda İran'ın Batı ve ABD ile ilişkileriyle de alakalı.' dedi.
İran'ın son dönemdeki dış politikasını etkileyen bir diğer unsurun da 'İran Nükleer Anlaşması' olduğunu hatırlatan Barzegar, 'Bu anlaşma İran içindeki politik dönüşümü harekete geçirdi ve İran'ın kendine güven duymasını sağladı.' şeklinde konuştu.
Barzegar, dış politikada yaşanan değişimin İran ile sınırlı olmadığına dikkati çekerek, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın dış politikalarında da değişikliklere neden olduğunu anlattı.
Türkiye'nin kurduğu yeni ekonomik dengelerin dış politika açısından birçok imkan sağladığına işaret eden Barzegar, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan'ın ana bölgesel güçler haline geldiğini belirtti.
Ayrıca Barzegar, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan arasında yaşananların ayrılık ve farklılığın değil, daha çok dış politika anlayışında yaşanan değişimlerin sonucu olduğunu vurguladı.
İran hükümetinin siyaset belirleme noktasında pragmatik olduğunu dile getiren Barzegar, bu yaklaşımın İran'ın politikalarını etkilemeye devam edeceğini söyledi.
Barzegar, Türkiye ve İran ilişkilerinin bölgesel krizlerden etkilendiğini, bazen yaşanan siyasi ayrılıkların iki ülke arasındaki ilişkilere zarar verecek seviyeye ulaştığını belirterek, 'Belki Türkiye ve İran arasında şu sıralar artan bazı zorluklar görüyorsunuz ama ben bu durumu iki ülke arasındaki yapısal bir ayrılık veya derin bir farklılık olarak görmüyorum.' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ve İran ilişkilerinin 'kuvvetler dengesine' dayandığına dikkati çeken Barzegar, bu kuvvetler dengesine dayanan ilişkilerin İran'ın lehine değiştiği yönündeki iddiaların ise gerçekliği yansıtmadığını bildirdi.
Eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde, ABD'nin İran'ın bölgedeki dengelere katılımını sağlamak için çabaladığını ifade eden Barzegar, bu yaklaşımın temelinde de ABD'nin İran olmadan bölgedeki meselelerin çözümlenemeyeceğini ve İran'ın bölgedeki krizin değil, çözümün bir parçası olduğunu düşünmesinin yattığını vurguladı.
Barzegar, Türkiye ve İran arasındaki ilişkilerin güvenlik, ekonomi ve siyasi pozisyon temelli olduğunu hatırlatarak, iki ülke arasında yaşanan ayrımın ise Suriye meselesinde olduğu gibi farklı pozisyonların benimsenmesi olduğunu kaydetti.
Türkiye ve İran arasındaki kuvvetler dengesinin değiştirilmesi gerektiğini dile getiren Barzegar, 'Çünkü bu kuvvetler dengesi algısı dışarıdan gelen bir olgu.' değerlendirmesinde bulundu.
Batı ülkelerinin, Ortadoğu'daki çıkarlarını korumak için bu kuvvetler dengesinden yana olduğunu vurgulayan Barzegar, bu şekilde bölge ülkelerinin dışarıdan gelen bu algıyla birbirlerinin gücünü dengelemeye çalıştıklarını söyledi.