'Enflasyon Hesaplamaları Yanıltabiliyor'
İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Kopuz: 'Gıda ürünlerindeki fiyat artışlarının enflasyon oranına etkisinin tam olarak doğruyu yansıtmadığını düşünüyoruz' 'Özellikle yaş meyve ve sebzede, enflasyonun sadece bir önceki ay ile kıyas yapılarak hesaplanması, yanıltıcı sonuçlara yol açabiliyor' 'İnşallah 17 Nisan’da, yepyeni ve daha güçlü bir Türkiye yolunda dev bir adım attığımız sabaha uyanırız'.
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, 'Gıda ürünlerindeki fiyat artışlarının enflasyon oranına etkisinin tam olarak doğruyu yansıtmadığını düşünüyoruz. Özellikle yaş meyve ve sebzede, enflasyonun sadece bir önceki ay ile kıyas yapılarak hesaplanması, yanıltıcı sonuçlara yol açabiliyor, doğru hesaplama noktasında adımlar atılmalı.' uyarısında bulundu.
Kopuz, İstanbul Ticaret Borsası’nın nisan ayı meclis toplantısında enflasyonun hesaplanması ve 16 Nisan Halk Oylaması'na ilişkin değerlendirmeler yaptı.
Yıllık bazda manşet enflasyonun yüzde 10,13'den, yüzde 10,29'a yükseldiğini hatırlatan Kopuz, 'Merkez Bankamız, gıda fiyatlarının tüketici enflasyonu üzerindeki etkisinin sürdüğüne, maliyet enflasyonunun tüketici enflasyonunu etkilemesinin devam ettiğine işaret ediyor.' dedi.
Son dönemlerde fiyatlardaki artışın, döviz kurundaki değişimlerle belirginleştiğini ifade eden Kopuz, enflasyon hesaplamasında gıda fiyatlarının etkisinin de gereğinden fazla olduğuna inandığını söyledi.
Kopuz, 'Biz İstanbul Ticaret Borsası olarak gıda ürünlerindeki fiyat artışlarının enflasyon oranına etkisinin tam olarak doğruyu yansıtmadığını düşünüyoruz. Bu konu çalışma toplantımızda da gündeme gelmişti. Özellikle yaş meyve ve sebzede, enflasyonun sadece bir önceki ay ile kıyas yapılarak hesaplanması, yanıltıcı sonuçlara yol açabiliyor.' değerlendirmesini yaptı. Kopuz şöyle devam etti:
'Her ay haberlerde görüyoruz TÜİK ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından enflasyon verisi açıklanıyor, 'Bu ay fiyatı en çok artan ürün salatalık oldu, domates oldu, biber oldu, kabak oldu diye...' Hesaplamayı bir önceki aya göre yaptığınızda mevsimi biten domates fiyatının fırlaması kaçınılmazdır. Turfanda domatesle, mevsiminde çıkan domates aynı sepete girerse hesaplar şaşar. İkisi farklı şeyler. Doğru hesaplama noktasında adımlar atılmalı.
Avrupa’da da uygulamalarına rastladığımız gibi, bu hesaplamalar 3’er aylık dönemlerle yapılabilir. Yahut yaş meyve/sebze kendi mevsiminde değerlendirilir, turfanda ya da sera dediğimiz mahsuller de kendi döneminde değerlendirilir. Bu şekilde ulaşılan sonuçların daha anlamlı olacağını düşünüyorum. Amacımız enflasyonu küçük göstermek değil, doğru tespit etmek.'
- 'Karımızı kura feda etmeyelim'
Dünyadaki gelişmelerin doların maliyetinin artabileceğini gösterdiğine dikkati çeken Kopuz, “Bildiğiniz gibi Amerikan Merkez Bankası (Fed) geçen ay faiz artırdı. ABD’den yapılan açıklamalar ve beklentiler, Fed’in yıl içinde faiz artışına kademeli olarak devam edeceği yönünde. Fed’in 2008’den beri para basarak büyüttüğü bilançosunu artık küçültmeye gideceği konuşuluyor. Dolayısıyla, ticaret hayatı dolar bazında daha pahalı hale gelebilir, çünkü doların maliyeti artabilir. Bu yüzden yabancı para cinsi borçlanmalara dikkat edelim. Ticaretten kazanacağımız parayı, döviz kuruna feda etmemek için tedbirli olmalıyız.' değerlendirmesini yaptı.
- 'Türkiye Ürün İhtisas Borsası kuruldu'
İstanbul Ticaret Borsası’nın kurucu ortaklarından olduğu 'Türkiye Ürün İhtisas Borsası AŞ'nin kuruluşunun geçen hafta onaylandığını hatırlatan Kopuz, söz konusu borsanın verimli olabilmesi için, lisanslı depolarla entegre halde çalışması gerektiğini belirtti.
Kopuz, 'Lisanslı depolar, bildiğiniz gibi tarım ürünlerinin sağlıklı şartlarda saklanabildiği tesisler. Buralarda ürünler kalitesine göre sınıflandırılıp sigortalı biçimde muhafaza ediliyor. Depodaki ürüne, 'ürün senedi' çıkarılıyor ve bu senetler de ürün ihtisas borsasında işlem görüyor. Yani, Türkiye’nin belli bir yerinde üretilen ürün, bu sistem sayesinde tüm Türkiye’de, hatta uluslararası piyasada işlem görecek. Bu sayede gıda piyasası derinleşecek ve fiyat dalgalanmaları azalacak. Ayrıca, 'lisanslı depoculuk' sayesinde üretici, hasat zamanı veya fiyatların düşük olduğu dönemlerde ürünü hemen elinden çıkarmak zorunda da kalmıyor. Ürün senedini isterse bankadan kredi alırken teminat gösterebiliyor.' bilgilerini verdi.
Kopuz, Türkiye’nin ilk ve tek ürün ihtisas borsasının, gıda enflasyonu sorununun çözümüne, dolayısıyla da Türkiye ekonomisine önemli katkılar sunacağını savundu.
- 'Millet, zayıf bir ülkeye hapsedilemezdi'
Türkiye’nin büyüme sürecinin devamı için 16 Nisan referandumundan çıkacak sonucun önemine dikkati çeken Kopuz, 'İç ve dış düşmanların tüm çabalarına rağmen çok şükür vatanımız emin ellerde. Bu istikrar ve büyümenin nedeni, hükümetimizin son 15 yılda gerçekleştirdiği reformlar, dik duruş ile asil milletimizin sağduyusudur. Daha önce de söyledim. Bir kez daha söylemekten çekinmiyorum. Türkiye’nin bir istikrar adası olarak kalması için referandumda 'evet' demenin önemi daha da artmıştır. Bu dönemde güçlü bir liderliğe ihtiyacımız var. Bu referandum, daha profesyonel bir hükümet sistemine geçiş, bir başka deyişle işi ehline vermek demektir.' değerlendirmesini yaptı.
Referandumun Türkiye için tarihi bir önemi olduğunu hatırlatan Başkan Kopuz, tarihsel süreç boyunca Türkiye’ye düşman olanların adlarının ve yöntemlerinin değiştiğini ama düşmanlıklarının hiç değişmediğini vurguladı. Kopuz, şöyle devam etti:
'Bin 200 yıllık Orhun Kitabeleri'nde bile Türklerin dirliğini, düzenini bozmak için yapılan girişimler uzun uzun anlatılır. Gün oluyor bağımsızlığımıza, gün oluyor kardeşliğimize kastediyorlar, tefrika sokmak suretiyle milletimizi bölmek, ülkemizi parçalamak istiyorlar. 100 yıl önce bizi tamamen yok etmek, Anadolu’dan çıkarıp atmak istiyorlardı: Başaramadılar!... Fakir, yoksul ve etliye-sütlüye karışmayan zayıf bir ülke olarak yola devam etmemizi sağlamak için çok uğraştılar ama bu büyük millet, cihan imparatorlukları kurmuş ve dünyaya hükmetmiş bu aziz millet, zayıf bir ülkeye hapsedilemezdi.
Dün bizi fakir ve yoksul düşürmek için uğraş veriyorlardı; bugün de sanal krizler çıkartıp ekonomik tetikçilerin açıklamalarıyla ekonomik açıdan bizi zayıf düşürmek istiyorlar. Ancak beceremediler, beceremeyecekler… Bilge Kağan’ın Orhun Kitabelerindeki sözüyle: Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe senin devletini ve yasalarını kim yıkıp bozabilir? İnşallah 17 Nisan’da, yepyeni ve daha güçlü bir Türkiye yolunda dev bir adım attığımız sabaha uyanırız.'
Kaynak: AA
Kopuz, İstanbul Ticaret Borsası’nın nisan ayı meclis toplantısında enflasyonun hesaplanması ve 16 Nisan Halk Oylaması'na ilişkin değerlendirmeler yaptı.
Yıllık bazda manşet enflasyonun yüzde 10,13'den, yüzde 10,29'a yükseldiğini hatırlatan Kopuz, 'Merkez Bankamız, gıda fiyatlarının tüketici enflasyonu üzerindeki etkisinin sürdüğüne, maliyet enflasyonunun tüketici enflasyonunu etkilemesinin devam ettiğine işaret ediyor.' dedi.
Son dönemlerde fiyatlardaki artışın, döviz kurundaki değişimlerle belirginleştiğini ifade eden Kopuz, enflasyon hesaplamasında gıda fiyatlarının etkisinin de gereğinden fazla olduğuna inandığını söyledi.
Kopuz, 'Biz İstanbul Ticaret Borsası olarak gıda ürünlerindeki fiyat artışlarının enflasyon oranına etkisinin tam olarak doğruyu yansıtmadığını düşünüyoruz. Bu konu çalışma toplantımızda da gündeme gelmişti. Özellikle yaş meyve ve sebzede, enflasyonun sadece bir önceki ay ile kıyas yapılarak hesaplanması, yanıltıcı sonuçlara yol açabiliyor.' değerlendirmesini yaptı. Kopuz şöyle devam etti:
'Her ay haberlerde görüyoruz TÜİK ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından enflasyon verisi açıklanıyor, 'Bu ay fiyatı en çok artan ürün salatalık oldu, domates oldu, biber oldu, kabak oldu diye...' Hesaplamayı bir önceki aya göre yaptığınızda mevsimi biten domates fiyatının fırlaması kaçınılmazdır. Turfanda domatesle, mevsiminde çıkan domates aynı sepete girerse hesaplar şaşar. İkisi farklı şeyler. Doğru hesaplama noktasında adımlar atılmalı.
Avrupa’da da uygulamalarına rastladığımız gibi, bu hesaplamalar 3’er aylık dönemlerle yapılabilir. Yahut yaş meyve/sebze kendi mevsiminde değerlendirilir, turfanda ya da sera dediğimiz mahsuller de kendi döneminde değerlendirilir. Bu şekilde ulaşılan sonuçların daha anlamlı olacağını düşünüyorum. Amacımız enflasyonu küçük göstermek değil, doğru tespit etmek.'
- 'Karımızı kura feda etmeyelim'
Dünyadaki gelişmelerin doların maliyetinin artabileceğini gösterdiğine dikkati çeken Kopuz, “Bildiğiniz gibi Amerikan Merkez Bankası (Fed) geçen ay faiz artırdı. ABD’den yapılan açıklamalar ve beklentiler, Fed’in yıl içinde faiz artışına kademeli olarak devam edeceği yönünde. Fed’in 2008’den beri para basarak büyüttüğü bilançosunu artık küçültmeye gideceği konuşuluyor. Dolayısıyla, ticaret hayatı dolar bazında daha pahalı hale gelebilir, çünkü doların maliyeti artabilir. Bu yüzden yabancı para cinsi borçlanmalara dikkat edelim. Ticaretten kazanacağımız parayı, döviz kuruna feda etmemek için tedbirli olmalıyız.' değerlendirmesini yaptı.
- 'Türkiye Ürün İhtisas Borsası kuruldu'
İstanbul Ticaret Borsası’nın kurucu ortaklarından olduğu 'Türkiye Ürün İhtisas Borsası AŞ'nin kuruluşunun geçen hafta onaylandığını hatırlatan Kopuz, söz konusu borsanın verimli olabilmesi için, lisanslı depolarla entegre halde çalışması gerektiğini belirtti.
Kopuz, 'Lisanslı depolar, bildiğiniz gibi tarım ürünlerinin sağlıklı şartlarda saklanabildiği tesisler. Buralarda ürünler kalitesine göre sınıflandırılıp sigortalı biçimde muhafaza ediliyor. Depodaki ürüne, 'ürün senedi' çıkarılıyor ve bu senetler de ürün ihtisas borsasında işlem görüyor. Yani, Türkiye’nin belli bir yerinde üretilen ürün, bu sistem sayesinde tüm Türkiye’de, hatta uluslararası piyasada işlem görecek. Bu sayede gıda piyasası derinleşecek ve fiyat dalgalanmaları azalacak. Ayrıca, 'lisanslı depoculuk' sayesinde üretici, hasat zamanı veya fiyatların düşük olduğu dönemlerde ürünü hemen elinden çıkarmak zorunda da kalmıyor. Ürün senedini isterse bankadan kredi alırken teminat gösterebiliyor.' bilgilerini verdi.
Kopuz, Türkiye’nin ilk ve tek ürün ihtisas borsasının, gıda enflasyonu sorununun çözümüne, dolayısıyla da Türkiye ekonomisine önemli katkılar sunacağını savundu.
- 'Millet, zayıf bir ülkeye hapsedilemezdi'
Türkiye’nin büyüme sürecinin devamı için 16 Nisan referandumundan çıkacak sonucun önemine dikkati çeken Kopuz, 'İç ve dış düşmanların tüm çabalarına rağmen çok şükür vatanımız emin ellerde. Bu istikrar ve büyümenin nedeni, hükümetimizin son 15 yılda gerçekleştirdiği reformlar, dik duruş ile asil milletimizin sağduyusudur. Daha önce de söyledim. Bir kez daha söylemekten çekinmiyorum. Türkiye’nin bir istikrar adası olarak kalması için referandumda 'evet' demenin önemi daha da artmıştır. Bu dönemde güçlü bir liderliğe ihtiyacımız var. Bu referandum, daha profesyonel bir hükümet sistemine geçiş, bir başka deyişle işi ehline vermek demektir.' değerlendirmesini yaptı.
Referandumun Türkiye için tarihi bir önemi olduğunu hatırlatan Başkan Kopuz, tarihsel süreç boyunca Türkiye’ye düşman olanların adlarının ve yöntemlerinin değiştiğini ama düşmanlıklarının hiç değişmediğini vurguladı. Kopuz, şöyle devam etti:
'Bin 200 yıllık Orhun Kitabeleri'nde bile Türklerin dirliğini, düzenini bozmak için yapılan girişimler uzun uzun anlatılır. Gün oluyor bağımsızlığımıza, gün oluyor kardeşliğimize kastediyorlar, tefrika sokmak suretiyle milletimizi bölmek, ülkemizi parçalamak istiyorlar. 100 yıl önce bizi tamamen yok etmek, Anadolu’dan çıkarıp atmak istiyorlardı: Başaramadılar!... Fakir, yoksul ve etliye-sütlüye karışmayan zayıf bir ülke olarak yola devam etmemizi sağlamak için çok uğraştılar ama bu büyük millet, cihan imparatorlukları kurmuş ve dünyaya hükmetmiş bu aziz millet, zayıf bir ülkeye hapsedilemezdi.
Dün bizi fakir ve yoksul düşürmek için uğraş veriyorlardı; bugün de sanal krizler çıkartıp ekonomik tetikçilerin açıklamalarıyla ekonomik açıdan bizi zayıf düşürmek istiyorlar. Ancak beceremediler, beceremeyecekler… Bilge Kağan’ın Orhun Kitabelerindeki sözüyle: Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe senin devletini ve yasalarını kim yıkıp bozabilir? İnşallah 17 Nisan’da, yepyeni ve daha güçlü bir Türkiye yolunda dev bir adım attığımız sabaha uyanırız.'