YÖK'ten Suriyeli Öğrencilere Yönelik Uluslararası Konferans

YÖK Başkanı Saraç:'20162017 akademik yılı itibarıyla Türkiye'deki üniversitelerde 15 bine yakın Suriyeli öğrenci eğitim alıyor' 'Bugün 1924 yaş aralığında bulunan 430 bini aşkın geçici koruma altındaki Suriyelinin yükseköğretime dahil olması konusundaki koordinasyon, paydaşlarımızla birlikte temel olarak YÖK'ün sorumluluğundadır''Buna 1518 yaş aralığındaki 250 bine yaklaşan çocuğu da dolaylı olarak dahil ettiğimizde karşılaştığımız sayılar konunun ciddiyetinin altını bir kere daha çizmektedir''Bu sayılar, bugün uluslararası alanda gerçekleşen toplantılarda vaat edilen sembolik burs olanaklarının çok daha ötesinde uluslararası desteğe ihtiyaç duyulduğunu da net olarak ifade etmektedir'.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, 2016-2017 akademik yılı itibarıyla Türkiye'deki üniversitelerde 15 bine yakın Suriyelinin eğitim aldığını bildirdi.

YÖK tarafından ilk kez düzenlenen 'Türk Yükseköğretim Sisteminde Suriyeli Öğrenciler' konulu uluslararası konferans Mustafa Kemal Üniversitesinde gerçekleştirildi.

Konferansta, Türkiye'de okuyan ve gelecek yıllarda okuyacak Suriyeli öğrencilerin Türk yükseköğretim sistemine entegrasyonu ve uyum sorunlarına çözüm önerileri ele alınıyor.

YÖK Başkanı Saraç, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, konferansın, Türkiye'deki genç Suriyelilerin Türk yükseköğretim sistemine dahil olmaları sürecinde atılan adımları sağlamlaştırmak ve hızlandırmak için düzenlendiğini belirterek, bu birlikteliğin dünya örneklerini inceleyerek, deneyimleri paylaşarak, birlikte düşünerek sorunların çözülmesine vesile olacağına inandığını ifade etti.

Kadınların ve çocukların çoğunluğunu oluşturduğu, 3 milyonu aşan Suriyeli nüfusun, insanca yaşama devam edebilmek gayesiyle bugün Türkiye'nin bir parçası olduğuna işaret eden Saraç, 'Hepimiz bilmeliyiz ki ülkemiz Suriyeli kardeşlerimize tüm imkanları ile sahip çıkmaktadır. Yaşanan basit bir mülteci krizi değildir ve bizler bunun insanlığın insan olmanın değerleri ile imtihanı olduğunun farkındayız ve başka milletlerin kayıtsızlığını mazeret kabul etmeden üzerimize düşeni bütün imkanlarımızla yapmaya çalışıyoruz.' diye konuştu.

Saraç, devletin bu kitlesel göçle gelen Suriyelilere yönelik hizmetleri, 2013'de kabul edilen Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ve Geçici Koruma Yönetmeliği ile düzenlediğini ve aynı zamanda işleyişe yönelik Göç Politikaları Kurulu gibi koordinasyon birimleri oluşturduğunu, AFAD'ın da övgüyle anılması gereken katkıları olduğunu anlattı.

Milli Eğitim Bakanlığının da bu süreçte adeta iki halkın eğitim bakanlığı rolünü üstlendiğine ve yüzbinlerin eğitim ve öğretimine katkı sağladığına dikkati çeken Saraç, Suriyelilere yönelik sağlık, eğitim, iş piyasasına erişim, sosyal yardım gibi temel başlıklarda çok önemli görevlerin yerine getirildiğini ve bu çabaların mali arka planının bugün 26 milyar doları bulduğunu bildirdi.

Yekta Saraç, 'Bu noktada ülkemize uluslararası arenada verilen destek sözlerinin büyük ölçüde karşılık bulmadığını hatırlatmak istiyorum. Bütün olumsuzluklara rağmen ülkemiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarında altını çizdiği gibi kardeşlerimize, mazlumlara 'belde-i emin' olmuştur. Bu durum, bu toprakların özelliği ve mazluma şefkat kucağını açma, bu milletin değişmez bir seciyesidir.' diye konuştu.

- 'Yükseköğretim politikası sürecinde adımlar hızlandırılmalı'

Saraç, Suriyelilere verilen destekler arasında geleceğe yönelik en önemlisinin, eğitim başlığında gerçekleşenler olduğunu vurguladı.

Yapılan çalışmaların, Suriyelilerin geçici olmaktan çok kalıcılık çerçevesinde, uzun vadeli politikalarla da değerlendirilmesi gerektiğini gösterdiğinin belirten Saraç, 'Bu nedenle eğitim başlığı, güncel olarak çocuk ve gençlerinin eğitimine devam etmesinden öte geleceği, beraber yarını inşa etmek anlamını taşımaktadır.' dedi.

Eğitimin, mültecilerin yaşam umudunu ve verimini destekleyen en önemli konu olmasının yanı sıra ev sahibi ülkenin de onlarla uyum içinde geleceğe sahip olabilmesi için önem taşıdığını vurgulayan Saraç, insanı yaşatmanın devleti yaşatmak olduğunun unutulmaması gerektiğini hatırlattı.

Saraç, biyometrik verileri alınarak kayıt altına alınan Suriyelilerin yaş dağılımlarına ilişkin, '0-4 yaş aralığında 346 bin 470, 5-9 yaş aralığında 420 bin 799, 10-14 yaş aralığında 316 bin 73, 15-18 yaş aralığında 249 bin 12, 19-24 yaş aralığında 430 bin 485, 25-29 yaş aralığında 282 bin 733, 30-34 yaş aralığında 239 bin 425.' bilgilerini paylaştı.

Yekta Saraç, bu sayıların büyüklüğünün mültecilere ilişkin sağlıklı, iyi çalışılmış ve verimli bir yükseköğretim politikası sürecinde atılan adımların hızlandırılması ihtiyacının aciliyetini gösterdiğini vurguladı.

Dünyada mülteci nüfusun yüzde 51'ini eğitim çağındaki çocuklar ve gençlerin oluşturduğunu aktaran Saraç, Türkiye'deki kayıtlı verilere göre, 18 yaş altı Suriyeli nüfusun 1 milyon 330 binin üzerinde olduğunu bildirdi.

Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) fedakarca çabaları ile Türkiye'de 6-18 yaş aralığında bulunan çocukların neredeyse 500 bininin eğitim sistemine dahil edildiğini belirten Saraç, bunların 186 bininin okullarda çocuklarla beraber, diğerlerinin ise geçici eğitim merkezlerinde eğitim gördüğünü anlattı.

- 'Uzun vadeli planlamalar yapılmalı'

Temel eğitime dahil olmadaki başarının da yükseköğretime geçiş yapabilecek öğrencilerin sayısının belirlenmesi nedeniyle hayati olduğunun altını çizen Saraç, şöyle devam etti:

'Bu noktada ilk aşamada kamu politikalarında önceliğin ilk ve orta öğretime verilmesi gerekmekte ve takiben gerek mülteci gençler gerekse de içinde yaşadıkları toplum için yükseköğretim politikalarının uzun vadeli planlaması devreye girmelidir.

Sağlam bir yükseköğretim politikası geçici koruma altındaki Suriyelilerin ekonomik, kültürel ve sosyal hayata katılımını destekleyecek ve edinecekleri nitelikler ve beceriler, ülkemizin nitel ve nicel büyümesine katkı sağlayacaktır. Bugün 19-24 yaş aralığında bulunan 430 bini aşkın geçici koruma altındaki Suriyelinin yükseköğretime dahil olması konusundaki koordinasyon, paydaşlarımızla birlikte, temel olarak YÖK'ün sorumluluğundadır. Buna 15-18 yaş aralığındaki 250 bine yaklaşan çocuğu da dolaylı olarak dahil ettiğimizde karşılaştığımız sayılar konunun ciddiyetinin altını bir kere daha çizmektedir.

Bu sayılar, bugün uluslararası alanda gerçekleşen toplantılarda vaat edilen sembolik burs olanaklarının çok daha ötesinde uluslararası desteğe ihtiyaç duyulduğunu da net olarak ifade etmektedir. Elbette kardeşlerimize tüm dünya üniversitelerinde eğitim imkanı sağlamak önemlidir fakat bu noktada acil çözümlerin üretilmesinde ülkemiz sisteminde çok daha fazla öğrenciye aynı bütçelerle imkan sağlamanın mümkün olduğunun da altını çizmek istiyorum.'

- 'Öğrenim ücretleri konusu da çözüldü'

YÖK Başkanı Saraç, Suriyeli öğrencilerin temel sorunu olan dil engelini aşabilmek ve onları sisteme dahil edebilmek için bazı üniversitelere misyon verildiğini ve bu çerçevede Çukurova, Gaziantep, Kahramanmaraş Sütçü İmam, Kilis 7 Aralık, Harran, İçel, Mustafa Kemal, Osmaniye Korkut Ata üniversitelerinde yurt dışından öğrenci kabulü çerçevesinde öğretim dili Türkçe veya yabancı dilde daha esnek bir şekilde program açabilmeleri için bir dizi mevzuat değişikliği yapıldığını anımsattı.

Suriyeli öğrencilerin yükseköğretime devamında öğrenim ücretleri konusunun da devlet üniversitelerine yönelik yapılan düzenleme ile çözüldüğünü dile getiren Saraç, bu konuda da Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığının rol üstlendiğini, 'Türkiye Bursları Programı'nın Suriyeli gençlerin yükseköğretim sistemine dahil olmalarında büyük önem taşıdığını anlattı. Saraç, bu programın Suriyeli gençlere eğitimlerine devam etmeleri için 5 yılda 5 bin öğrenciye burs hedefinin bulunduğunu aktardı.

'Türkiye Bursları' kapsamında Türkiye'de eğitim gören Suriye uyruklu öğrenci sayılarının 2016-2017 öğretim yılında 3 bin 473'e ulaştığı bilgisini veren Saraç, 2016-2017 akademik yılı itibarıyla Türkiye'deki üniversitelerde ise 15 bine yakın Suriyeli öğrencinin okuduğunu belirtti. Bunların üçte birinin kadın, üçte ikisinin erkek olduğunu aktaran Saraç, şunları kaydetti:

'Bu öğrencilerden bin 149'u yüksek lisans, 352'si doktora öğrencisi. Bu öğrencilerin 2 bine yakını vakıf üniversitelerinde eğitim alıyor. 2014-2015'de 5 bin, geçen yıl 10 bine yaklaşan sayının bu yıl 15 bine dayanması hızlı yükselişi ortaya koymaktadır. Gururla söylemek istiyorum ki tüm üniversitelerimiz Suriyeli gençlerimizin eğitimi için çalışmaktadır.

Türkiye haritasının her noktasında eğitim alan öğrencilerimiz mevcuttur. Öğrenci kardeşlerimizin en yoğun olarak bulundukları üniversitelerimiz bin 680 öğrenci ile Gaziantep Üniversitesi, bin öğrenci ile İstanbul Üniversitesi, 927 öğrenci ile Karabük Üniversitesi ve takiben İçel, Kahramanmaraş Sütçü İmam, İnönü, Çukurova, İstanbul Aydın, Yüzüncü Yıl ve Sakarya üniversiteleridir. 35 devlet ve 8 vakıf üniversitemizin ise 50'nin üzerinde Suriyeli öğrencisi vardır. Karabük Üniversitesi örneği bize Suriyelilerin genel olarak yerleşimlerinin yoğun olmadığı illerimizde de öğrenci sayısının yüksek olabildiğini göstermektedir. Bu örneğin özelliği istihdam ettiği Suriyeli öğretim üyesi sayısı ile ilişkilidir.'

-Suriyeli akademisyenler

YÖK Başkanı Saraç, YÖK'ün geçen yıl Yabancı Akademisyen Bilgi Sistemi'ni (YABSİS) kurarak kullanıma açtığını hatırlatarak, bu sistem yardımı ile Suriyeli nitelikli nüfusun Türkiye akademisine katılımını kolaylaştıracağını ve başvuruların önemli bir bölümünün doktora ve üzerinde akademik unvanlara sahip olduğunu belirtti.

Türkiye'de 2016 yılı itibarıyla görev yapan Suriye uyruklu öğretim elamanı sayılarının 327'sinin devlet, 65'inin vakıf üniversitelerinde olmak üzere 392'ye ulaştığını kaydeden Saraç, 'Suriyeli öğrenci ve akademisyenlere ait sayısal veriler uzun ve meşakkatli ama umut verici bir yolda olduğumuzu göstermektedir.' ifadesini kullandı.

Hatay Valisi Erdal Ata da konuşmasında, şehrin yüzbinlerce Suriyeliye ev sahipliği yaparak Türkiye'nin şefkatli eli olduğunu dile getirdi. Suriyeli gençlerin eğitimlerini sürdürmeleri için tüm imkanların seferber edildiğini söyleyen Ata, sadece Hatay'da, kamp içinde, kamp dışında ve bakanlığa bağlı okullarda eğitim alan Suriyeli toplam öğrenci sayısının 55 bin 633 olduğunu bildirdi. Ata, ilde 184 Suriyeli üniversite öğrencisinin öğrenim gördüğünü aktardı.

Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya da konferansın Hatay'da düzenlenmesinin özel bir anlam taşıdığını, şehrin önemli kültürel ve tarihsel değeri bulunduğunu anlattı.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajı

Konferansta, Cumuhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gönderdiği mesaj da okundu. Mesajında, Suriyelilerin hayatın her alanında olduğu gibi yükseköğretimde de ülkeye entegrasyonunun sağlanması konusundaki çalışmaları yakından takip ettiğini ifade eden Erdoğan, dünyanın neredeyse hemen her ülkesinden öğrenciye eğitim imkanı sunan Türkiye'nin komşu ve kardeş coğrafyalarda daha büyük bir cazibe kaynağı olduğuna işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Üniversitelerimizde eğitim gören Suriyeli öğrencilerin yoğunluğu sadece bu ülkede yaşanan hadiselerle ilişkili olarak değerlendirilmemelidir. Bununla birlikte ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde giderek artan bir Suriyeli öğrenci varlığının ortaya çıktığını da göz ardı edemeyiz. İlk ve orta eğitim kademelerini tamamlayan bu öğrenciler, peyderpey yükseköğretim sistemimize dahil olacaklardır. Tüm bu hususların şimdiden değerlendirilmesi ve gereken alt yapının kurulması gerekiyor. YÖK tarafından düzenlenen konferansın bu konuda aydınlatıcı ve ufuk açıcı tartışmalara vesile olacağına inanıyorum.' değerlendirmesini yaptı.

Konferansa mesaj gönderen Başbakan Binali Yıldırım da konferansın yükseköğretime devam eden Suriyeli gençlerin karşılaştıkları sorunlar ve Türk yükseköğretim sistemine entegrasyonları konusunda çözüm odaklı sonuçlar vermesini temenni etti.

Kaynak: AA