Başbakan Yıldırım'dan Güney Kıbrıs Rum Yönetimine Tepki
Başbakan Binali Yıldırım, müzakerelere ilişkin Güney Rum Yönetimi’nin tutumunu eleştirerek, "Beklentimiz konferansın yeniden toplanmasına imkan sağlayacak zeminin, adadaki müzakerelerin yeniden tesis edilmesiydi. KKTC, kararlı tutumunda gelinen safhada maalesef gerekli karşılık bulamadı" dedi.
Başbakan Yıldırım ve KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, KKTC Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda bir araya geldi. Yapılan görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Kıbrıs müzakerelerine ilişkin, "Kıbrıs müzakereleri bugün tıkanma noktasında olsa da kuşkusuz ki Türkiye’nin de çok yakın ilgi duyduğu bir alan bu çerçevede sayın Başbakan ve arkadaşlarıyla yaşadığımız sorunları da yüz yüze konuşma fırsatı bulduk. Kendilerine de son gelişmeleri aktarma fırsatı bulduk. Bundan sonrası için değerlendirme yapma imkanı bulduk. Bugünlerde en büyük beklentimiz Rum tarafında yapılmış olan bu vahim hatadan dönülmesidir. Hatadan dönmek yanlıştan ders çıkarmak bir erdemdir" dedi.
"BİZE GEREKLİ OLAN BARIŞ KÜLTÜRÜDÜR, ENOSİS KÜLTÜRÜ DEĞİL"
"Kıbrıs’ta bize gerekli olan barış kültürüdür. Enosis kültürü değildir” diyen Akıncı, şunları kaydetti:
“Eğer yanlıştan dönülebileceğini de Kıbrıs Türklerine göstermeleri halinde kendileri açısından da önemli bir gelişme olur. Olmayan ve giderek erozyona uğrayan, iki halk arasındaki güvenin yeniden inşasına yardımcı olur diye düşünüyorum. Bu bağlamda bir noktanın da altını çizmek isterim. Son zamanlarda 4 özgürlük diye tanımlanan Türk ve Yunan dengesinin Kıbrıs üzerinde tesis edilmesi konusu bugünlerde en çok gündeme gelen Rumlarında en çok istismar ettikleri konu olduğu için altını çizmek istiyorum. Bunun 1960’tan gelen bir tarihçesinin olduğu hatırlanmalıdır. 1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti oluşturulurken, “Türkiye ve Yunanistan’a en çok müsaadeye mazhar ülke” tanımlaması yapılmıştı. Anayasa da yer almıştı. Benden önceki dönemde de bu konu varlığını muhafaza etti."
Başbakan Yıldırım basın toplantısında, müzakerelere ilişkin Güney Rum Yönetimi’nin tutumunu eleştirerek, " Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede müzakere sürecinde gelinen durumu kapsamlı şekilde ele aldık ve gelişmeleri değerlendirdik. Müzakere sürecinde Cenevre’de Kıbrıs Konferansının toplanmasıyla birlikte kritik aşamaya gelindi. Adada kapsamlı çözüm çabalarına desteğimizi her fırsatta sürdürdük. Beklentimiz konferansın yeniden toplanmasına imkan sağlayacak zeminin, adadaki müzakerelerin yeniden tesis edilmesiydi. KKTC, kararlı tutumunda gelinen safhada maalesef gerekli karşılık bulamadı."
Başbakan Yıldırım, Rum Meclisi’nde okullarda öğretilmesi planlanan "Plebisiti kararına" ilişkin kararı talihsizlik olarak değerlendirdi ve hatadan geri dönülmesinin yanı sıra tarihi bir olayı basit bir şekilde gösteremeyeceklerini kaydetti.
"HATAYI DÜZELTMELERİNE İMKAN YOKTUR"
Başbakan Binali Yıldırım, Anastasiadis’ın "tarihi mi değiştirelim" sözünün üzerine şunları söyledi:
“Akıncı’nın çağrıları üzerine "tarihi mi değiştirelim" diye karşılık verdiler. Hatayı düzeltmelerine imkan yoktur. Onlardan beklenen, gençlerin zihinlerini zehirlememeleri, gelecek neslin barış kültürüyle yetişmelerini sağlamaktır."
Basın toplantısının sonunda Başbakan Yıldırım, KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti ile gönül birliğinin her daim kuvvetleneceğini barış kaynağı oluşturmaya devam edeceğini söyledi.
Kaynak: İHA
"BİZE GEREKLİ OLAN BARIŞ KÜLTÜRÜDÜR, ENOSİS KÜLTÜRÜ DEĞİL"
"Kıbrıs’ta bize gerekli olan barış kültürüdür. Enosis kültürü değildir” diyen Akıncı, şunları kaydetti:
“Eğer yanlıştan dönülebileceğini de Kıbrıs Türklerine göstermeleri halinde kendileri açısından da önemli bir gelişme olur. Olmayan ve giderek erozyona uğrayan, iki halk arasındaki güvenin yeniden inşasına yardımcı olur diye düşünüyorum. Bu bağlamda bir noktanın da altını çizmek isterim. Son zamanlarda 4 özgürlük diye tanımlanan Türk ve Yunan dengesinin Kıbrıs üzerinde tesis edilmesi konusu bugünlerde en çok gündeme gelen Rumlarında en çok istismar ettikleri konu olduğu için altını çizmek istiyorum. Bunun 1960’tan gelen bir tarihçesinin olduğu hatırlanmalıdır. 1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti oluşturulurken, “Türkiye ve Yunanistan’a en çok müsaadeye mazhar ülke” tanımlaması yapılmıştı. Anayasa da yer almıştı. Benden önceki dönemde de bu konu varlığını muhafaza etti."
Başbakan Yıldırım basın toplantısında, müzakerelere ilişkin Güney Rum Yönetimi’nin tutumunu eleştirerek, " Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede müzakere sürecinde gelinen durumu kapsamlı şekilde ele aldık ve gelişmeleri değerlendirdik. Müzakere sürecinde Cenevre’de Kıbrıs Konferansının toplanmasıyla birlikte kritik aşamaya gelindi. Adada kapsamlı çözüm çabalarına desteğimizi her fırsatta sürdürdük. Beklentimiz konferansın yeniden toplanmasına imkan sağlayacak zeminin, adadaki müzakerelerin yeniden tesis edilmesiydi. KKTC, kararlı tutumunda gelinen safhada maalesef gerekli karşılık bulamadı."
Başbakan Yıldırım, Rum Meclisi’nde okullarda öğretilmesi planlanan "Plebisiti kararına" ilişkin kararı talihsizlik olarak değerlendirdi ve hatadan geri dönülmesinin yanı sıra tarihi bir olayı basit bir şekilde gösteremeyeceklerini kaydetti.
"HATAYI DÜZELTMELERİNE İMKAN YOKTUR"
Başbakan Binali Yıldırım, Anastasiadis’ın "tarihi mi değiştirelim" sözünün üzerine şunları söyledi:
“Akıncı’nın çağrıları üzerine "tarihi mi değiştirelim" diye karşılık verdiler. Hatayı düzeltmelerine imkan yoktur. Onlardan beklenen, gençlerin zihinlerini zehirlememeleri, gelecek neslin barış kültürüyle yetişmelerini sağlamaktır."
Basın toplantısının sonunda Başbakan Yıldırım, KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti ile gönül birliğinin her daim kuvvetleneceğini barış kaynağı oluşturmaya devam edeceğini söyledi.