Macbeth, Farklı Yorumuyla İzleyici Karşısına Çıktı
Yönetmen Karaca: 'Macbeth, Lady Macbeth, Duncan, Banquo, üç cadı ve bir haberci kullanarak kalabalık sayıdaki kadroyu sekize indirerek çok şey anlattım. Oyunun özünü veriyoruz seyirciye'
William Shakespeare'in yazdığı, Sabahattin Eyüpoğlu'nun çevirdiği 'Macbeth' oyunu Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde prömiyerini yaptı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarınca sahneye konan oyunun yönetmeni Ulviye Karaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eserin klasik olanın dışında, farklı bir yorumla seyirci karşısına çıktığını belirterek, 'Sürrealist bir yorumdur. Dekorundan, kostümüne, makyajından oyunculuklarına kadar tamamen stil farkı olan bir yorum.' dedi.
Karaca, oyunda kuklalara yer verdiklerinin altını çizerek, 'Burada oyuncularla karakterler üzerinde çalışırken kukla kullanmaktan yanayım. Karakterlerin kuklalarını kullanma amacım, oyun sürrealist ve Lady Macbeth'in hezeyanlarının bir flashback'i olarak cereyan ettiği için oyunda, kişinin kötü tutkularını kuklalar canlandırıyor. O kötü tutkuların insanı nasıl ele geçirdiğini ve yazgısını kötü tutkular sayesinde nasıl negatife doğru sürüklediğini gösteriyor. Öyle anlar geliyor ki o kötü tutkular bile nasıl bir ateşleme yaptığının farkına varıyorlar ve onlar bile karşılarına çıkan, büyüttükleri kötülüklerden utanıyorlar.' değerlendirmesinde bulundu.
Oyunda sekiz karakterin bulunduğunu kaydeden Karaca, şu bilgileri verdi:
'Macbeth, Lady Macbeth, Duncan, Banquo, üç cadı ve bir haberci kullanarak kalabalık sayıdaki kadroyu sekize indirerek çok şey anlattım. Oyunun özünü veriyoruz tabii ki seyirciye. Yüksekten uçup, alçağa düşen adamın kötüye doğru gidişi, hem içsel, hem dışsal yolculuğu... Çok fazla metafor ve simgeler kullanılarak yapılmıştır tabii sürrealist olmasından da kaynaklı olarak. Biz iyi bir çalışma ortaya çıkardığımızı düşünüyoruz. Seyirciye açık provalarda bunu gördük. İstanbul seyircisiyle ve daha sonra yurt içinde ve dışında yapacağı turnelerde de seyirciyle en güzel şekilde buluşacağını düşünüyorum.'
Ulviye Karaca, 3 saatlik Macbeth'i bir saat 15 dakikaya indirdiklerini dile getirerek, oyun için iki aylık bir çalışma yaptıklarını vurguladı.
- 'İnsanlar tutkularının esiri olduğu zaman, kuklalar devreye giriyor'
Oyunda Macbeth karakterini canlandıran Kubilay Penbeklioğlu ise eserin sürrealist bir reji anlayışıyla sahneye konulduğuna işaret ederek, 'Macbeth'in ana fikri, ihtiraslarınla boğulursan, aslında kendi kanında boğulursun. Yani elindeki ile yetinmeyip daha fazlasını istersen, bunun zararını her zaman kendine ve çevrene verirsin. İşte bu temayı çok basit bir dille anlattım.' diye konuştu.
Penbeklioğlu, oyunda kullanılan kuklalara da değinerek, şunları aktardı:
'(Oyunda) İnsanlar tutkularının esiri olduğu zaman, o kuklalar devreye giriyor. Ulviye Karaca Ankara Devlet Tiyatrosundan konuk yönetmenimiz ve bence bu oyunla İstanbul'da tiyatroya damga vuracak. Çok önemli buluşlar var oyunda ve bu buluşları ilk kez İstanbul seyircisiyle buluşturuyor ve bence de önemli bir kadın yönetmen kazanıyor Türk tiyatrosu. Oyunu izlediğiniz zaman göreceksiniz ki William Shakespeare'in şiirselliğini hiç kaybetmiyor. Sabahattin Eyüboğlu'nun çevirisiyle oynuyoruz. Sadece kolaj ve kurguda değişiklikler yapıldı. Bu kurgu da o kadar dozunda ve yerinde oldu ki bambaşka bir şey çıktı.'
Macbeth'in kadrosunun normalde kalabalık olduğunun altını çizen oyuncu, 'Biz bunu 8 oyuncuyla oynuyoruz. Kuklalarımız ve masklarımız var. O yüzden kalabalık görünüyor, az oyuncu var gibi görünmüyor sahnede. Biz bu oyunda birtakım ilkleri de yapmaya çalıştık. Örneğin bir klasiği alıp bu şekilde uyarlamak, kuklalarla sunuma dönüştürmek, Şehir Tiyatrosu adına bir ilk. Fotoğraf çekiminden tutun, afiş tasarımına kadar çok profesyonel bir ekiple, çok özenli çalışıldı. Görselliği üst düzeyde bir oyun oldu.' ifadelerini kullandı.
Sanatseverlerin büyük ilgi gösterdiği ve uzun süre alkışladığı oyunda Penbeklioğlu'nun yanı sıra Nurdan Kalınağa, Tuğrul Arsever, Gökçer Genç, Damla Cangül, Direnç Dedeoğlu, Mana Alkoy ve Şirin Kılavuz Sevinç rol aldı.
Eserin müziğini Can Atilla yaparken, dramaturgisini Dilek Tekintaş, sahne tasarımını Gamze Kuş-Cihan Aşar, kostüm tasarımını Gamze Kuş, ışık tasarımını Mustafa Türkoğlu, kareografisini Özge Midilli, efektlerini ise Kadir Arlı üstlendi.
Oyun, 9-11 Mart ve 15-18 Mart arasında Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde, 30 Mart-1 Nisan arasında da Ümraniye Sahnesi’nde izleyiciyle buluşacak.
Kaynak: AA
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarınca sahneye konan oyunun yönetmeni Ulviye Karaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eserin klasik olanın dışında, farklı bir yorumla seyirci karşısına çıktığını belirterek, 'Sürrealist bir yorumdur. Dekorundan, kostümüne, makyajından oyunculuklarına kadar tamamen stil farkı olan bir yorum.' dedi.
Karaca, oyunda kuklalara yer verdiklerinin altını çizerek, 'Burada oyuncularla karakterler üzerinde çalışırken kukla kullanmaktan yanayım. Karakterlerin kuklalarını kullanma amacım, oyun sürrealist ve Lady Macbeth'in hezeyanlarının bir flashback'i olarak cereyan ettiği için oyunda, kişinin kötü tutkularını kuklalar canlandırıyor. O kötü tutkuların insanı nasıl ele geçirdiğini ve yazgısını kötü tutkular sayesinde nasıl negatife doğru sürüklediğini gösteriyor. Öyle anlar geliyor ki o kötü tutkular bile nasıl bir ateşleme yaptığının farkına varıyorlar ve onlar bile karşılarına çıkan, büyüttükleri kötülüklerden utanıyorlar.' değerlendirmesinde bulundu.
Oyunda sekiz karakterin bulunduğunu kaydeden Karaca, şu bilgileri verdi:
'Macbeth, Lady Macbeth, Duncan, Banquo, üç cadı ve bir haberci kullanarak kalabalık sayıdaki kadroyu sekize indirerek çok şey anlattım. Oyunun özünü veriyoruz tabii ki seyirciye. Yüksekten uçup, alçağa düşen adamın kötüye doğru gidişi, hem içsel, hem dışsal yolculuğu... Çok fazla metafor ve simgeler kullanılarak yapılmıştır tabii sürrealist olmasından da kaynaklı olarak. Biz iyi bir çalışma ortaya çıkardığımızı düşünüyoruz. Seyirciye açık provalarda bunu gördük. İstanbul seyircisiyle ve daha sonra yurt içinde ve dışında yapacağı turnelerde de seyirciyle en güzel şekilde buluşacağını düşünüyorum.'
Ulviye Karaca, 3 saatlik Macbeth'i bir saat 15 dakikaya indirdiklerini dile getirerek, oyun için iki aylık bir çalışma yaptıklarını vurguladı.
- 'İnsanlar tutkularının esiri olduğu zaman, kuklalar devreye giriyor'
Oyunda Macbeth karakterini canlandıran Kubilay Penbeklioğlu ise eserin sürrealist bir reji anlayışıyla sahneye konulduğuna işaret ederek, 'Macbeth'in ana fikri, ihtiraslarınla boğulursan, aslında kendi kanında boğulursun. Yani elindeki ile yetinmeyip daha fazlasını istersen, bunun zararını her zaman kendine ve çevrene verirsin. İşte bu temayı çok basit bir dille anlattım.' diye konuştu.
Penbeklioğlu, oyunda kullanılan kuklalara da değinerek, şunları aktardı:
'(Oyunda) İnsanlar tutkularının esiri olduğu zaman, o kuklalar devreye giriyor. Ulviye Karaca Ankara Devlet Tiyatrosundan konuk yönetmenimiz ve bence bu oyunla İstanbul'da tiyatroya damga vuracak. Çok önemli buluşlar var oyunda ve bu buluşları ilk kez İstanbul seyircisiyle buluşturuyor ve bence de önemli bir kadın yönetmen kazanıyor Türk tiyatrosu. Oyunu izlediğiniz zaman göreceksiniz ki William Shakespeare'in şiirselliğini hiç kaybetmiyor. Sabahattin Eyüboğlu'nun çevirisiyle oynuyoruz. Sadece kolaj ve kurguda değişiklikler yapıldı. Bu kurgu da o kadar dozunda ve yerinde oldu ki bambaşka bir şey çıktı.'
Macbeth'in kadrosunun normalde kalabalık olduğunun altını çizen oyuncu, 'Biz bunu 8 oyuncuyla oynuyoruz. Kuklalarımız ve masklarımız var. O yüzden kalabalık görünüyor, az oyuncu var gibi görünmüyor sahnede. Biz bu oyunda birtakım ilkleri de yapmaya çalıştık. Örneğin bir klasiği alıp bu şekilde uyarlamak, kuklalarla sunuma dönüştürmek, Şehir Tiyatrosu adına bir ilk. Fotoğraf çekiminden tutun, afiş tasarımına kadar çok profesyonel bir ekiple, çok özenli çalışıldı. Görselliği üst düzeyde bir oyun oldu.' ifadelerini kullandı.
Sanatseverlerin büyük ilgi gösterdiği ve uzun süre alkışladığı oyunda Penbeklioğlu'nun yanı sıra Nurdan Kalınağa, Tuğrul Arsever, Gökçer Genç, Damla Cangül, Direnç Dedeoğlu, Mana Alkoy ve Şirin Kılavuz Sevinç rol aldı.
Eserin müziğini Can Atilla yaparken, dramaturgisini Dilek Tekintaş, sahne tasarımını Gamze Kuş-Cihan Aşar, kostüm tasarımını Gamze Kuş, ışık tasarımını Mustafa Türkoğlu, kareografisini Özge Midilli, efektlerini ise Kadir Arlı üstlendi.
Oyun, 9-11 Mart ve 15-18 Mart arasında Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde, 30 Mart-1 Nisan arasında da Ümraniye Sahnesi’nde izleyiciyle buluşacak.