Dokuma Tezgahının Başında Geçen Bir Ömür
Zonguldak'ta 60 yaşındaki Ömer Kara, 15 metrekarelik atölyesinde, vatandaşların kazak, gömlek, pantolon ve çoraplardan kestiği bez parçalarını dokuyarak, çeşitli renk ve desenlerde kilimlere dönüştürüyor Kilim dokuma ustası Kara: '48 yıldır santim santim kilim dokudum, alın teriyle 3 çocuk okuttum'.
SELİM BOSTANCI - Zonguldak'ta bez parçalarından çeşitli renk ve desenlerde kilim üreten 60 yaşındaki dokuma ustası Ömer Kara, mesleğini 48 yıldır severek yapıyor.
İlkokulun ardından eğitimini sürdürmek için memleketi Gümüşhane'den ayrılıp Zonguldak'taki akrabalarının yanına yerleşen Kara, bir süre sonra burada kilim dokuma ustasının yanında çırak olarak çalışmaya başladı.
Ortaokul ve liseyi okuduğu kentte, okul dışındaki zamanlarını dokuma tezgahının başında geçiren Kara, askerlik görevinin ardından aynı mesleği sürdürmeye karar verdi.
Kendi tezgahını kurarak iş hayatına atılan Kara, yaklaşık 15 metrekarelik atölyesinde, vatandaşların evlerinde kazak, gömlek, pantolon, çorap gibi giysileri keserek yaptıkları yumakları çeşitli renk ve desenlerde kilime dönüştürüyor.
Kara, tezgah başında 48 yıl geçirmesini ise mesleğini severek yapmasına bağlıyor. Terakki Mahallesi Derecik Sokağı'ndaki iş yerinde ürettiği el emeği kilimleri müşterilerin beğenisine sunan Kara, mesleğini yaşatmanın da mücadelesini veriyor.
Ömer Kara, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Zonguldak'a gelmesinin ardından Gaziantepli ustanın yanında yaklaşık 10 yıl kilim dokuma atölyesinde çalıştığını söyledi.
Yaptığı işin, inşaat işçiliği kadar kuvvet gerektirdiğini ancak köy çocuğu olması nedeniyle zorlanmadığını anlatan Kara, 'Ustamın yanında 3-4 yıl çıraklığın ardından tezgahı öğrendim. Askerden döndükten sonra da 'İnsan anladığı işi yapar' diyerek tezgahımı kurdum ve o zamandan bu yana işimi sürdürüyorum. Bu işte dışarıdan getirdiğimiz ipler de oluyor ama vatandaş kendi kullandığı giysinin kilime dönüştürülmesine daha çok önem veriyor.' dedi.
- 'Teknolojiye ayak uyduramadığımız için geri kaldık'
Kara, kilim dokumacılığının 15-20 yıl öncesinde gözde mesleklerden biri olduğunu belirtti.
Dokuma makinelerinin çıkmasına rağmen pedallı tezgahı kullanmaya devam ettiğini dile getiren Kara, şöyle konuştu:
'Teknolojiye ayak uyduramadığımız için geri kaldık. Şimdi de vakit geçirmek için, sevdiğimiz için sürdürüyoruz ama şimdi gençler böyle bir işe heves etmezler. Zamanında yanlış bir iş yaptığımızda 'Beni işten atmasın' diye ustamızın gözüne bakardık. Ama şimdiki gençler, işi yapıp yapamayacağını bilmeden ne kadar para alacağını soruyor. Artık onlar bu işleri yapmazlar.'
- 'Kilimin de bir dili oluyor'
Bu mesleğin unutulmaması gerektiğine işaret eden Kara, 'Bu meslek elden çıkmamalı, bu bir kültürdür.' dedi.
Kara, devletin kaybolmaya yüz tutan mesleği icra edenlerden vergi almamasını da memnuniyetle karşıladığını kaydetti.
Dokuduğu kilime, emeğinin yanı sıra duygularını kattığını anlatan Kara, sözlerini şöyle tamamladı:
'Yetinmedim, türkü yaktım, aşkı kilime dokudum diye bir şarkı vardır. Kilimi dokurken de bir desen vereceksin. Bu deseni verirken insan bir şey katıyor, içindeki duyguyu yansıtabiliyor. Kilimin de bir dili oluyor yani. Bu işi yaptığım için çok mutluyum, içim de çok rahat. 48 yıldır santim santim kilim dokudum, alın teriyle 3 çocuk okuttum. Ondan çok rahatım. Ama az ama çok onlara helal ekmek yedirdim mi, benim için önemli olan bu.'
Kaynak: AA
İlkokulun ardından eğitimini sürdürmek için memleketi Gümüşhane'den ayrılıp Zonguldak'taki akrabalarının yanına yerleşen Kara, bir süre sonra burada kilim dokuma ustasının yanında çırak olarak çalışmaya başladı.
Ortaokul ve liseyi okuduğu kentte, okul dışındaki zamanlarını dokuma tezgahının başında geçiren Kara, askerlik görevinin ardından aynı mesleği sürdürmeye karar verdi.
Kendi tezgahını kurarak iş hayatına atılan Kara, yaklaşık 15 metrekarelik atölyesinde, vatandaşların evlerinde kazak, gömlek, pantolon, çorap gibi giysileri keserek yaptıkları yumakları çeşitli renk ve desenlerde kilime dönüştürüyor.
Kara, tezgah başında 48 yıl geçirmesini ise mesleğini severek yapmasına bağlıyor. Terakki Mahallesi Derecik Sokağı'ndaki iş yerinde ürettiği el emeği kilimleri müşterilerin beğenisine sunan Kara, mesleğini yaşatmanın da mücadelesini veriyor.
Ömer Kara, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Zonguldak'a gelmesinin ardından Gaziantepli ustanın yanında yaklaşık 10 yıl kilim dokuma atölyesinde çalıştığını söyledi.
Yaptığı işin, inşaat işçiliği kadar kuvvet gerektirdiğini ancak köy çocuğu olması nedeniyle zorlanmadığını anlatan Kara, 'Ustamın yanında 3-4 yıl çıraklığın ardından tezgahı öğrendim. Askerden döndükten sonra da 'İnsan anladığı işi yapar' diyerek tezgahımı kurdum ve o zamandan bu yana işimi sürdürüyorum. Bu işte dışarıdan getirdiğimiz ipler de oluyor ama vatandaş kendi kullandığı giysinin kilime dönüştürülmesine daha çok önem veriyor.' dedi.
- 'Teknolojiye ayak uyduramadığımız için geri kaldık'
Kara, kilim dokumacılığının 15-20 yıl öncesinde gözde mesleklerden biri olduğunu belirtti.
Dokuma makinelerinin çıkmasına rağmen pedallı tezgahı kullanmaya devam ettiğini dile getiren Kara, şöyle konuştu:
'Teknolojiye ayak uyduramadığımız için geri kaldık. Şimdi de vakit geçirmek için, sevdiğimiz için sürdürüyoruz ama şimdi gençler böyle bir işe heves etmezler. Zamanında yanlış bir iş yaptığımızda 'Beni işten atmasın' diye ustamızın gözüne bakardık. Ama şimdiki gençler, işi yapıp yapamayacağını bilmeden ne kadar para alacağını soruyor. Artık onlar bu işleri yapmazlar.'
- 'Kilimin de bir dili oluyor'
Bu mesleğin unutulmaması gerektiğine işaret eden Kara, 'Bu meslek elden çıkmamalı, bu bir kültürdür.' dedi.
Kara, devletin kaybolmaya yüz tutan mesleği icra edenlerden vergi almamasını da memnuniyetle karşıladığını kaydetti.
Dokuduğu kilime, emeğinin yanı sıra duygularını kattığını anlatan Kara, sözlerini şöyle tamamladı:
'Yetinmedim, türkü yaktım, aşkı kilime dokudum diye bir şarkı vardır. Kilimi dokurken de bir desen vereceksin. Bu deseni verirken insan bir şey katıyor, içindeki duyguyu yansıtabiliyor. Kilimin de bir dili oluyor yani. Bu işi yaptığım için çok mutluyum, içim de çok rahat. 48 yıldır santim santim kilim dokudum, alın teriyle 3 çocuk okuttum. Ondan çok rahatım. Ama az ama çok onlara helal ekmek yedirdim mi, benim için önemli olan bu.'