Bakan Avcı, AA Editör Masasına Konuk Oldu
Kültür ve Turizm Bakanı Avcı: (3) 'Avrupa'da her yıl Türkler ciddi masraflar yaparak, düğün yapıyorlar. Bizim hesaplarımıza göre, her yıl Türkler ciddi masraflar yaparak, 50 bin düğün yapıyorlar. Bu sadece belli başlı düğün salonlarında, bir de evlerde yapılanlar var, onlar kayıtlarda yok. En az 50 bin düğünümüz var. Aşağı yukarı bunun bütçesi 34 milyar' 'Sılayırahim bizim kültürümüzde çok önemli bir şey, yani baba ocağını ziyaret etmek. Hem onu yapmış olurlar hem gelirler düğünlerini, derneklerini yaparlar, tatillerini geçirirler. Hem onlar kazanır hem Türkiye kazanır. Bunun tanıtımını da yapmaya başladık'
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, 'Avrupa'da her yıl Türkler ciddi masraflar yaparak, düğün yapıyorlar. Bizim hesaplarımıza göre, her yıl Türkler ciddi masraflar yaparak, 50 bin düğün yapıyorlar. Bu sadece belli başlı düğün salonlarında, bir de evlerde yapılanlar var, onlar kayıtlarda yok. En az 50 bin düğünümüz var. Aşağı yukarı bunun bütçesi 3-4 milyar.' dedi.
Anadolu Ajansı Editör Masası'na konuk olan Bakan Avcı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Bakan Avcı, Kültür Şurası'nın 3 Mart Cuma günü, İstanbul'da, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenleneceğini bildirdi.
Kültür Şurası'nın ilkinin 1982 yılında düzenlendiğini, üç yılda bir yapılması gerekmesine rağmen, ikincisinin 1989 yılında organize edildiğini belirten Avcı, 'Şuramız üç gün sürecek. Birinci gün, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın açılış konuşmasıyla başlayacak. Sonrasında iki açılış oturumu yapılacak. Bunlar dörder kişilik oturumlar olacak. Bu oturumlarda, şuradan beklentilerimiz nedir, şurada hangi konulara ağırlık vermelidir, çözüm önerileri konusunda genel çerçeve ne olmalıdırın üzerinde durulacak. Yani şuraya genel bir çerçeve çizmek için iki açılış oturumu yapılacak.' bilgisini paylaştı.
Avcı, şura kapsamında kültürün etkileşim içinde olduğu alanlarla ilgili kurulan 17 komisyonun çalışmalara başlayacağını bildirerek, şöyle konuştu:
'Her komisyonda o konunun uzmanı 10 kişi olacak. Komisyon başkanının takdiri doğrultusunda dışarıdakilere de söz hakkının verilebileceği bir düzenleme olacak. Bu komisyonlar 'kültür politikaları', 'kültür diplomasisi', 'kültür ekonomisi', 'kültür varlıkları, müzeler ve arkeoloji', 'sahne sanatları', 'sinema, radyo ve televizyon', 'müzik', 'görsel sanatlar', 'dil ve edebiyat', 'yayıncılık ve kütüphanecilik', 'medya ve kültür', 'çocuk ve kültür', 'mimari ve kültür', 'şehir ve kültür', 'yerel yönetimler ve kültür', 'yurt dışı Türkler ve kültür' ile 'aile ve kültür' olacak.'
Çalışmalarına başlayan komisyonların şurada raporlarına son şeklini vereceğini anlatan Avcı, komisyon raporlarının birleşmesiyle şura raporunun ortaya çıkacağını kaydetti.
Bakan Avcı, Kültür Şurası'nın herkes için yol gösterici olacağını belirtti.
- 'Türkiye deniz, kum, güneşten ibaret değil'
Bakan Avcı, 2016'nın turizm açısından parlak bir yıl olmadığını anımsatarak, 'Rusya ile yaşanan kriz gerçi şimdi elhamdülillah ama onun çok ciddi bir etkisi oldu. Bazı terör olaylarının yansıtılma biçiminden kaynaklı olumsuz etkiler oldu. Hem Rusya hem de Avrupa pazarında bir toparlanma söz konusu. Özellikle Rusya pazarı süratle toparlıyor.' dedi.
Türkiye'nin turizm tanıtım stratejisini yenilediklerine dikkati çeken Avcı, eskiden turizm tanıtımlarının deniz, kum, güneş ülkesi olarak yapıldığını ancak Türkiye'nin bundan ibaret olmadığını vurguladı.
Türkiye'de başka turizm potansiyelleri olduğuna işaret eden Avcı, 'Türk mutfağı Türkiye'nin en seçkin mutfaklarından birisi, belki de birincisi. Türk mutfağı pek çok farklı medeniyetlerin, farklı kültür havzalarının kesiştiği yerde oluşmuş bir mutfak. Burada Arap, Ermeni, Yunan, Makedon, Boşnak, Rus, Türkmen mutfaklarının etkisi var. Buraya geldik, burada mesela zeytinle ve zeytinyağı ile tanıştık. Zeytinyağlı dolmayı biz icat ettik. Her ne kadar şimdi Yunanlılar ona da hevesleniyorlarsa da.' diye konuştu.
Nabi Avcı, Türkiye'nin çok zengin bir gastronomi kültürünün bulunduğunu belirterek, Türkiye'ye gelecek olanların sadece deniz, kum, güneş için gelmediğini ifade etti.
Arapların gastronomiye, Japonlar ve Çinlilerin ise arkeolojiye düşkün olduklarını aktaran Avcı, Hintlilerin de son zamanlarda düğün turizmini çıkardıklarını ve düğünü Antalya'da yapmanın onların yüksek gelir grupları arasında prestij olarak görüldüğünü kaydetti.
Avcı, Türkiye'nin deniz, kum, güneş dışında yeme içme kültürü, sağlık, eğitim, kongre, termal turizmi bakımından bütün turizm türleri bakımından çok ciddi potansiyeli olan bir ülke olduğunu hatırlatarak, 'Biz sadece deniz, kum, güneş üzerinde, dünya turizminde 6'ıncı sıraya, Avrupa turizminde 4'üncü sıraya gelmişiz. Şimdi bu ürünleri de işin içine kattığımız zaman bunları da dünyaya gereği gibi tanıtabildiğimiz zaman ilk üçe girmememiz için hiçbir neden yok. Bunun için biz şimdi tanıtım stratejimizi illere, bölgelere ve oranın özel ürünlerine göre yeniliyoruz. Sadece denizimizi, güneşimizi, kumumuzu değil, aynı zamanda Van Gölü'nü, Kaçkar Dağı'nı, Toroslar'ı da yemeklerimizi de tanıyoruz. Tek başına Kapadokya bile, Türkiye'de başka hiçbir şey olmasa bile güneş olmasa, yemeklerimiz İngiliz yemeklerinden daha zengin olmasa, İngilizler alınmasın ama...' değerlendirmesinde bulundu.
Danimarka'da görev yaptığını anlatan Bakan Avcı, konuşmasına şöyle devam etti:
'Kopenhag'ta iki şey vardır, hadi bilemedin üç. Bir adada bir şato vardır. 'Hamlet' oyununun geçtiği şato olarak bilinir. Bizim gençlik parkından daha hallice, şehir içinde de bir eğlence parkı vardır. Bir de deniz kenarında bir kayanın üzerine oturtulmuş küçük bir deniz kızı heykeli. Kopenhag'a gelenler o heykelin başında fotoğraf çektirirler. Yemek derseniz, tereyağlı emekleri vardır ama onu da çok güzel süslerler. Kopenhag'ta hiçbir şey demek istemiyorum, dostlarımız yanlış anlamasınlar. Ne kadar az imkanla ne kadar çok şey yapılacağının bir örneği olarak Danimarka'yı söylüyorum, bir başarı hikayesidir. Bizim ki de tam tersi bu kadar çok malzeme ile her şeyimiz var, hala dünyada 6'ıncıyız. Bu kadar çok şeyle bizim birinci olmamız lazım.'
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in Gaziantep'i gastronomi bakımından tanıttığını ifade eden Avcı, her ilin kendi mutfağı ile fark üretme şansı olduğunu bildirdi.
Kayak turizmi konusunda da Kayak Federasyonu ile bir çalışma başlattıklarını aktaran Avcı, hangi dağda ne kadar pist olduğunun ve potansiyelin ortaya çıkarıldığını belirtti.
- 'Hem onlar kazanır hem Türkiye kazanır'
Bakan Avcı, 'Avrupa'da her yıl Türkler ciddi masraflar yaparak düğün yapıyor. Bizim hesaplarımıza göre, her yıl Türkler ciddi masraflar yaparak 50 bin düğün yapıyorlar. Bu sadece belli başlı düğün salonlarında, bir de evlerde yapılanlar var, onlar kayıtlarda yok. En az 50 bin düğünümüz var. Aşağı yukarı bunun bütçesi 3-4 milyar.' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'Komşunu Al Gel Kampanyası' kapsamında, düğünlerin, nişanların, Türkiye'de yapılması çağrısında bulunduğunu hatırlatan Avcı, bunun Avrupa'daki Türkler arasında ciddi bir rağbet göreceğini umduğunu ifade etti.
Buna otelciler birliği, restoran işletmecileri, turizm operatörleri, belediyeler, yerel hemşehri derneklerinin katıldığını ve belediyelerin çağrıda bulunduğunu aktaran Bakan Nabi Avcı, 'Sılayırahim bizim kültürümüzde çok önemli bir şey, yani baba ocağını ziyaret etmek. Hem onu yapmış olurlar hem gelirler düğünlerini, derneklerini yaparlar, tatillerini geçirirler. Hem onlar kazanır hem Türkiye kazanır. Bunun tanıtımını da yapmaya başladık.' değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)
Kaynak: AA
Anadolu Ajansı Editör Masası'na konuk olan Bakan Avcı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Bakan Avcı, Kültür Şurası'nın 3 Mart Cuma günü, İstanbul'da, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenleneceğini bildirdi.
Kültür Şurası'nın ilkinin 1982 yılında düzenlendiğini, üç yılda bir yapılması gerekmesine rağmen, ikincisinin 1989 yılında organize edildiğini belirten Avcı, 'Şuramız üç gün sürecek. Birinci gün, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın açılış konuşmasıyla başlayacak. Sonrasında iki açılış oturumu yapılacak. Bunlar dörder kişilik oturumlar olacak. Bu oturumlarda, şuradan beklentilerimiz nedir, şurada hangi konulara ağırlık vermelidir, çözüm önerileri konusunda genel çerçeve ne olmalıdırın üzerinde durulacak. Yani şuraya genel bir çerçeve çizmek için iki açılış oturumu yapılacak.' bilgisini paylaştı.
Avcı, şura kapsamında kültürün etkileşim içinde olduğu alanlarla ilgili kurulan 17 komisyonun çalışmalara başlayacağını bildirerek, şöyle konuştu:
'Her komisyonda o konunun uzmanı 10 kişi olacak. Komisyon başkanının takdiri doğrultusunda dışarıdakilere de söz hakkının verilebileceği bir düzenleme olacak. Bu komisyonlar 'kültür politikaları', 'kültür diplomasisi', 'kültür ekonomisi', 'kültür varlıkları, müzeler ve arkeoloji', 'sahne sanatları', 'sinema, radyo ve televizyon', 'müzik', 'görsel sanatlar', 'dil ve edebiyat', 'yayıncılık ve kütüphanecilik', 'medya ve kültür', 'çocuk ve kültür', 'mimari ve kültür', 'şehir ve kültür', 'yerel yönetimler ve kültür', 'yurt dışı Türkler ve kültür' ile 'aile ve kültür' olacak.'
Çalışmalarına başlayan komisyonların şurada raporlarına son şeklini vereceğini anlatan Avcı, komisyon raporlarının birleşmesiyle şura raporunun ortaya çıkacağını kaydetti.
Bakan Avcı, Kültür Şurası'nın herkes için yol gösterici olacağını belirtti.
- 'Türkiye deniz, kum, güneşten ibaret değil'
Bakan Avcı, 2016'nın turizm açısından parlak bir yıl olmadığını anımsatarak, 'Rusya ile yaşanan kriz gerçi şimdi elhamdülillah ama onun çok ciddi bir etkisi oldu. Bazı terör olaylarının yansıtılma biçiminden kaynaklı olumsuz etkiler oldu. Hem Rusya hem de Avrupa pazarında bir toparlanma söz konusu. Özellikle Rusya pazarı süratle toparlıyor.' dedi.
Türkiye'nin turizm tanıtım stratejisini yenilediklerine dikkati çeken Avcı, eskiden turizm tanıtımlarının deniz, kum, güneş ülkesi olarak yapıldığını ancak Türkiye'nin bundan ibaret olmadığını vurguladı.
Türkiye'de başka turizm potansiyelleri olduğuna işaret eden Avcı, 'Türk mutfağı Türkiye'nin en seçkin mutfaklarından birisi, belki de birincisi. Türk mutfağı pek çok farklı medeniyetlerin, farklı kültür havzalarının kesiştiği yerde oluşmuş bir mutfak. Burada Arap, Ermeni, Yunan, Makedon, Boşnak, Rus, Türkmen mutfaklarının etkisi var. Buraya geldik, burada mesela zeytinle ve zeytinyağı ile tanıştık. Zeytinyağlı dolmayı biz icat ettik. Her ne kadar şimdi Yunanlılar ona da hevesleniyorlarsa da.' diye konuştu.
Nabi Avcı, Türkiye'nin çok zengin bir gastronomi kültürünün bulunduğunu belirterek, Türkiye'ye gelecek olanların sadece deniz, kum, güneş için gelmediğini ifade etti.
Arapların gastronomiye, Japonlar ve Çinlilerin ise arkeolojiye düşkün olduklarını aktaran Avcı, Hintlilerin de son zamanlarda düğün turizmini çıkardıklarını ve düğünü Antalya'da yapmanın onların yüksek gelir grupları arasında prestij olarak görüldüğünü kaydetti.
Avcı, Türkiye'nin deniz, kum, güneş dışında yeme içme kültürü, sağlık, eğitim, kongre, termal turizmi bakımından bütün turizm türleri bakımından çok ciddi potansiyeli olan bir ülke olduğunu hatırlatarak, 'Biz sadece deniz, kum, güneş üzerinde, dünya turizminde 6'ıncı sıraya, Avrupa turizminde 4'üncü sıraya gelmişiz. Şimdi bu ürünleri de işin içine kattığımız zaman bunları da dünyaya gereği gibi tanıtabildiğimiz zaman ilk üçe girmememiz için hiçbir neden yok. Bunun için biz şimdi tanıtım stratejimizi illere, bölgelere ve oranın özel ürünlerine göre yeniliyoruz. Sadece denizimizi, güneşimizi, kumumuzu değil, aynı zamanda Van Gölü'nü, Kaçkar Dağı'nı, Toroslar'ı da yemeklerimizi de tanıyoruz. Tek başına Kapadokya bile, Türkiye'de başka hiçbir şey olmasa bile güneş olmasa, yemeklerimiz İngiliz yemeklerinden daha zengin olmasa, İngilizler alınmasın ama...' değerlendirmesinde bulundu.
Danimarka'da görev yaptığını anlatan Bakan Avcı, konuşmasına şöyle devam etti:
'Kopenhag'ta iki şey vardır, hadi bilemedin üç. Bir adada bir şato vardır. 'Hamlet' oyununun geçtiği şato olarak bilinir. Bizim gençlik parkından daha hallice, şehir içinde de bir eğlence parkı vardır. Bir de deniz kenarında bir kayanın üzerine oturtulmuş küçük bir deniz kızı heykeli. Kopenhag'a gelenler o heykelin başında fotoğraf çektirirler. Yemek derseniz, tereyağlı emekleri vardır ama onu da çok güzel süslerler. Kopenhag'ta hiçbir şey demek istemiyorum, dostlarımız yanlış anlamasınlar. Ne kadar az imkanla ne kadar çok şey yapılacağının bir örneği olarak Danimarka'yı söylüyorum, bir başarı hikayesidir. Bizim ki de tam tersi bu kadar çok malzeme ile her şeyimiz var, hala dünyada 6'ıncıyız. Bu kadar çok şeyle bizim birinci olmamız lazım.'
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in Gaziantep'i gastronomi bakımından tanıttığını ifade eden Avcı, her ilin kendi mutfağı ile fark üretme şansı olduğunu bildirdi.
Kayak turizmi konusunda da Kayak Federasyonu ile bir çalışma başlattıklarını aktaran Avcı, hangi dağda ne kadar pist olduğunun ve potansiyelin ortaya çıkarıldığını belirtti.
- 'Hem onlar kazanır hem Türkiye kazanır'
Bakan Avcı, 'Avrupa'da her yıl Türkler ciddi masraflar yaparak düğün yapıyor. Bizim hesaplarımıza göre, her yıl Türkler ciddi masraflar yaparak 50 bin düğün yapıyorlar. Bu sadece belli başlı düğün salonlarında, bir de evlerde yapılanlar var, onlar kayıtlarda yok. En az 50 bin düğünümüz var. Aşağı yukarı bunun bütçesi 3-4 milyar.' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'Komşunu Al Gel Kampanyası' kapsamında, düğünlerin, nişanların, Türkiye'de yapılması çağrısında bulunduğunu hatırlatan Avcı, bunun Avrupa'daki Türkler arasında ciddi bir rağbet göreceğini umduğunu ifade etti.
Buna otelciler birliği, restoran işletmecileri, turizm operatörleri, belediyeler, yerel hemşehri derneklerinin katıldığını ve belediyelerin çağrıda bulunduğunu aktaran Bakan Nabi Avcı, 'Sılayırahim bizim kültürümüzde çok önemli bir şey, yani baba ocağını ziyaret etmek. Hem onu yapmış olurlar hem gelirler düğünlerini, derneklerini yaparlar, tatillerini geçirirler. Hem onlar kazanır hem Türkiye kazanır. Bunun tanıtımını da yapmaya başladık.' değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)