MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Açıklaması 'Bunlara Siyasi Kazanova, Hovarda Demek Lazımdır'
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili E. Semih Yalçın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yönelik eleştiriler üzerine yaptığı açıklamada, "Bunlara siyasi Kazanova, hovarda demek lazımdır. Akıllarınca Türk milliyetçilerini ve ülkücüleri tavlamak, iğva edip kandırmak, referandum sırasında ağlarına düşürmek hesabındadırlar. Bunlar masum gençleri uyuşturucu tuzağına düşüren insan tacirlerinin siyasi versiyonudur. Bunlar, kirli emellerine ülkücüleri alet etmeye çalışmaktadır" dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada 15 Temmuz darbe girişimi karşısında aziz milletin ve milli unsurların gösterdiği direnişin, ihanet şebekesi FETÖ’nün hesaplarını bozduğunu belirterek, "Sonradan alınan tedbirlerle bu şebeke dağıtılmıştır. Ancak henüz tehlike geçmiş değildir. Bütün bölücü ve yıkıcı unsurlar beşinci kol faaliyetine girişmiştir. Üstelik bu faaliyetler vatan, millet, milliyetçilik, demokrasi, insan hakları, kuvvetler ayrılığı, parlamenter demokrasi gibi kavramlar kullanılarak sürdürülmektedir. Hainler vatansever, bölücüler milliyetperver kisvesine bürünmüştür. Bunlara medyada istimale ve tahrike müsait bazı çevreler de eklenmek suretiyle bir şer mutabakatı, şer işbirliği ortaya çıkmıştır. Beşinci kol hizmeti verenlerin görevi; propaganda, casusluk, sabotaj ya da terör yoluyla devleti müdahaleye uygun hale getirmektir. Bu görevlerin içinde maddi ve manevi her türlü yıkıcı faaliyet yer almaktadır. Bölücü ve yıkıcı unsurların hedefi, 15 Temmuz ve sonrasında devletin bütünlüğü ve milletin bekası için milletçe hayata geçirilen dayanışma ve el birliğini engellemektir. Referandum sonrasında şer odaklarının; ihanet çabalarını sürdürme şansları kalmayacağı için referandumu sabote etmek üzere son barutlarına, son nefeslerine, son kurşunlarına varıncaya kadar bütün cephanelerini harcamak üzere gayrete geldikleri gözlenmektedir. Referandum sonrasında bunların defterleri dürüleceği, yıllardır millete yazıp söyledikleri yalanların sonu geleceği için telaş ve korku içinde saldırıya geçmişlerdir. Hepsinin hedefinde MHP vardır. Çünkü MHP bunların oyunlarını bozmuş, oyuncaklarını ellerinden almıştır. Çünkü MHP, 15 Temmuz gecesinden itibaren siyasetin başat aktörü olarak ülkeyi parçalanmaya götüren süreci tersine çevirmiştir" ifadelerini kullandı.
"Perinçekgillerin paçavrası ve televizyoncuğu başka dilden konuşmakta, kendisi ise yalanın kuyruklusuyla hedef şaşırtmaya çalışmaktadır"
"MHP’yi hedefine koyan çevrelerse papaz tespihindeki dua boncukları gibi yan yana dizilmişlerdir" diyen Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar sadece MHP’ye saldırmakla yetinmemekte, hep bir ağızdan oyunu bozan Devlet Bahçeli’nin siyasetten silinmesi için yakarmaktadır. Yıllardır tekrarlanan ama aslı çıkmayan ‘MHP bitecek’ nakaratının bir benzeri, şimdi referandum sonrasına uyarlanmış, ‘MHP referandumdan sonra bitecek’ şekline dönüşmüştür. Beşinci kol korosunun en ateşli sazende ve hanendeleriyse Aydınlıkçı taifesidir. Fakat ‘Ben ne söylerim, tamburam ne çalar’ misali, Perinçekgillerin paçavrası ve televizyoncuğu başka dilden konuşmakta, kendisi ise yalanın kuyruklusuyla hedef şaşırtmaya çalışmaktadır. Perinçekgillerin emrindeki yayın organları ve buradaki maaşlı ihanet tellallarıyla kaos borazanları koro halinde MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye saldırmaktadır. Aydınlıkçıların sözüm ona korumaya çalıştığı ve tahrike yeltendikleri gazeteye bakınız, o da Fitneçağ’dır. Milliyetçi-Ülkücü Hareketin liderini Mondros ve Sevr’i imzalayanlarla kıyaslayacak kadar çukurlaşanlar suretlerini görmek istiyorlarsa aynaya bakmalıdır. Bozacının şahidi şıracıdır. Fitneçağ’ın bülbülleri de Ulusal Kanala çıkıp şakımaktadır. Geçtiğimiz gün, Aydınlık’ın hanendeleri, MHP ve Devlet Bahçeli aleyhinde rıza makamından beddua okumuştur. Bu eşik bekçileri, milletin bu dolmaları yutmayacağını bile bile koskoca Milliyetçi Hareketi CIA’ye bağlama küstahlığına cüret etmiştir. Zelyut Efendi’nin mesnetsiz yutturmalarının aksine; CIA ve NATO Devlet Bahçeli’nin karşısında, medyadaki ahbap çavuş ilişkisinin ve beşinci kol faaliyetlerinin arkasındadır. İşin garibi Aydınlık taifesinin halk nezdinde karşılığı da yoktur. Particiklerinin oy oranı da oldukça düşüktür. Ateş olsalar cürümleri kadar yer yakacakları halde fazlasıyla gürültü çıkarmaktadırlar. FETÖ, AKP iktidarında palazlanmıştır, elhak doğrudur. Ancak AKP iktidarı bu konuda yanlışından dönmüştür. Bugün FETÖ başta olmak üzere terörle mücadele, amansız bir kararlılıkla sürdürülmektedir. Bu kararlılıkta MHP’nin desteği ve payı büyüktür. MHP’ye yönelik saldırılarda, Anayasa değişikliğinin içeriğine ise hiç değinilmemektedir. Değişiklik metnindeki MHP imzası yok farz edilmektedir."
"MHP’nin politikalarını doğru yanlış analiz etmeden kasten, bilerek ve hedef gözeterek eleştirmek; sağduyu sahibi insanların işi değildir"
Türkiye’nin üniter yapısının korunmasına yönelik bir mutabakatın ürünü olan değişikliklerin görmezden gelindiğine vurgu yapan Yalçın, "Tek dil, tek vatan, tek bayrak, tek millet ve tek devlet ülküsünün muhafaza edilmesi yok sayılmaktadır. MHP’nin kırmızı çizgisi olan Anayasa’nın ilk dört maddesinin korunmuş olması gündeme bile getirilmemektedir. Aydınlıkçılar ve onlarla birlikte hareket eden bilumum kaos ve felaket korosu, aynı makamdan okumaya devam etmektedir. Bu güruh; Sayın Devlet Bahçeli’nin hayır dediğine evet, evet dediğine hayır demektedir. MHP’nin politikalarını doğru yanlış analiz etmeden kasten, bilerek ve hedef gözeterek eleştirmek; sağduyu sahibi insanların işi değildir. Sayın Devlet Bahçeli’ye aylarca aç kalmış sırtlanlar gibi saldırmak, sadece açlıkla da izah edilemez. Bu bir cinnet halidir. Bunların gözleri kör, kulakları sağır olmuş; beyinleri uyuşmuştur. Akıl, izan, idrak, sağduyu, feraset, basiret, hakkaniyet, doğruluk gibi kavramlar; bunların kalemlerine ve kelamlarına yabancıdır. Kötü niyet, kin, nefret, ahlaksızlık, seviyesizlik, edepsizlik, yalan, riya, desise, entrika; bunların hepsinin ortak özelliği ve meşrebi ve mezhebidir. Türkiye varlık mücadelesi verirken, aziz milletimiz beka kavgasındayken bunlar, içeride küresel aktörlerin taşeronluğunu yapmaktadır. Yutturmaca meraklısı yazar; geçtiğimiz günkü köşe yazısında, ‘Ama biz ona O Aydınlıkçıların, Ermeni soykırımı iddiasını dünya çapında mahkum ettirmesi çok mu zoruna gitti? diye sormuyoruz’. diye bir ifade kullanmıştır. Öyleyse biz kendisinin ve hempalarının şu anda hangi konumda olduğunu Ermeni Meselesi üzerinden izah edelim. Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı vatandaşları olan ve Türklerle bir arada yaşayan Ermenilerden oluşan silahlı çeteler, cephe gerisinde karışıklık ve kargaşa yaratarak düşmanın işini kolaylaştırmak amacıyla korumasız Türklere saldırmışlardır. Çoluk çocuk kadın ve ihtiyar demeden on binlerce Türk’ü acımasızca katletmişlerdir. Pekala, bilinir ki Osmanlı hükümeti de bu yüzden tehcire başvurmuş, cephe gerisinde güvenliği sağlamak üzere çeşitli tedbirler almak zorunda kalmıştır. İşte ‘Yutturmacı Zelyut Efendi’ ve onun safında yer alanlar da dün Osmanlıyı arkadan vuran Ermeni çeteleri gibi; şu badireli günlerde Türk milletinin en dinamik gücü, toplumun varlık sigortası ve bölünme tehdidine karşı en büyük caydırıcı siyasi güç olan MHP’ye saldırmaktadır. Bunların Ermeni çetelerinden farkı kalmamıştır. Bunlar, kaos ve felaket ve siyasi kıtal çetesidir. Geçmişte Osmanlı ordusuna ait tüfeklerle kendi vatandaşlarını, komşularını acımasızca öldüren Ermeni çeteleri, kamalarıyla sabileri günahsızları doğramışlardır. Boşo Efendilerin, Zaven Efendilerin kullandığı ihanet kamaları, bugün kelimelere dökülmüş; Zelyut Efendilerin kelamında anlamını ve yerini bulmuştur. Kendini köşe yazarı zanneden çapsızlar, haddini hududunu bilmeden MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli için ’Türk milliyetçiliğine sokulan kama’ demiştir ya aslında bu menfur ifade, çıplak bir hakikati örtmek için kullanılmıştır" değerlendirmelerinde bulundu.
"Bu güruhun Türk milliyetçiliğini ağızlarına alması ise pek gülünçtür"
Devlet Bahçeli’nin 15 Temmuz akşamı, darbe kalkışması sırasında yaptığı açıklamayla, bölücü hainlerin böğrüne Türk milliyetçilerinin cesaret, şecaat ve vatan sevgisinden oluşan kamasını sapladığını ve daha başından nefeslerini keserek gardlarını düşürdüğünü ifade eden Yalçın, şunları kaydetti:
"Şimdi zımnen FETÖ’cülerle aynı kulvarda bulunan bilumum Devlet Bahçeli düşmanları, bu kamayı çıkarmaya nafile çabalamaktadır. Sayın Devlet Bahçeli’nin her konuşması; bir kama, bir hançer gibi, Zelyut Efendi kafasındaki beyinsizlerin de böğrüne saplanmaktadır. Bunların topluca feryat etmelerinin sebebi budur. Bu güruhun Türk milliyetçiliğini ağızlarına alması ise pek gülünçtür. Bilumum Aydınlıkçılar bir süredir Ülkücü ve Türk milliyetçisi aşığı kesilmiştir. Bu güruhun Türk milliyetçiliği taslaması ise Mecusi’nin hadis-i şeriflerle amel etmeye kalkmasından farksızdır. Dünün kanlı kinli ülkücü düşmanlarının bize vurulmuş görünmesinin sebebi, ne aşk ne sevdadır. Bunlara siyasi Kazanova, hovarda demek lazımdır. Akıllarınca Türk milliyetçilerini ve ülkücüleri tavlamak, iğva edip kandırmak, referandum sırasında ağlarına düşürmek hesabındadırlar. Bunlar; masum gençleri uyuşturucu tuzağına düşüren insan tacirlerinin siyasi versiyonudur. Bunlar, kirli emellerine ülkücüleri alet etmeye çalışmaktadır. Ama Türk milliyetçileri, ülkücüler bu siyaset mafyasının oyunlarına düşmeyecek kadar onurlu, akıllı ve haysiyetlidir. Son günlerde Devlet Bahçeli’yle yatıp kalkan umutsuz aşıklara Emin Çölaşan da eklenmiştir. Emin Çölaşan son yazısında yine MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye saldırmıştır. Çölaşan’ın da MHP aleyhinde çekilen papaz tespihlerinin dua boncukları arasına girdiğine şüphemiz kalmamıştır. Çölaşan gibi MHP muhalifi yazarlar, içlerindeki nefret ve kini umutsuzca kusmaktadır. Bu taifenin her türlü yalanı, ahlaksızlığı, ölçüsüzlüğü ve iftirayı kullanmak suretiyle MHP düşmanlığını cinnet boyutlarına vardırması boşuna değildir. Referandumda milletin nihai kararı vermesine giden, millet iradesine giden yolu MHP açmıştır. Bu taife, millet iradesinin tecellisinden korkmaktadır. Bu taife; referandum sonucunda, milletimizin değerleri aleyhinde yıllardan beri savundukları sapkın fikirlerin sonunun geleceğini bilmektedir. Millet iradesi tecelli ettikten sonra artık borularının ötmeyeceği; sadece sazende ve hanendelerin şakıyamamakla kalmayacağı, siyasi zennelerin de istedikleri gibi kırıtamayacağı pekiyi bilinmektedir. İşte bu yüzden ‘Referandum dönemecine gelmeden ne kadar kurşun ve gülle atarsak, ne kadar iftira üretirsek o kardır.” denilerek MHP’ye yönelik hücumlar arttırılmıştır. Ancak hiçbir hain saldırı MHP kervanını yolundan döndüremeyecektir. İş birlikçilerin, beşinci kol hizmetkarlarının ve bilumum taşeronların salvoları; MHP kalesini düşürmeye yetmeyecektir. Bu böyle bilinmelidir."
Kaynak: İHA
"Perinçekgillerin paçavrası ve televizyoncuğu başka dilden konuşmakta, kendisi ise yalanın kuyruklusuyla hedef şaşırtmaya çalışmaktadır"
"MHP’yi hedefine koyan çevrelerse papaz tespihindeki dua boncukları gibi yan yana dizilmişlerdir" diyen Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar sadece MHP’ye saldırmakla yetinmemekte, hep bir ağızdan oyunu bozan Devlet Bahçeli’nin siyasetten silinmesi için yakarmaktadır. Yıllardır tekrarlanan ama aslı çıkmayan ‘MHP bitecek’ nakaratının bir benzeri, şimdi referandum sonrasına uyarlanmış, ‘MHP referandumdan sonra bitecek’ şekline dönüşmüştür. Beşinci kol korosunun en ateşli sazende ve hanendeleriyse Aydınlıkçı taifesidir. Fakat ‘Ben ne söylerim, tamburam ne çalar’ misali, Perinçekgillerin paçavrası ve televizyoncuğu başka dilden konuşmakta, kendisi ise yalanın kuyruklusuyla hedef şaşırtmaya çalışmaktadır. Perinçekgillerin emrindeki yayın organları ve buradaki maaşlı ihanet tellallarıyla kaos borazanları koro halinde MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye saldırmaktadır. Aydınlıkçıların sözüm ona korumaya çalıştığı ve tahrike yeltendikleri gazeteye bakınız, o da Fitneçağ’dır. Milliyetçi-Ülkücü Hareketin liderini Mondros ve Sevr’i imzalayanlarla kıyaslayacak kadar çukurlaşanlar suretlerini görmek istiyorlarsa aynaya bakmalıdır. Bozacının şahidi şıracıdır. Fitneçağ’ın bülbülleri de Ulusal Kanala çıkıp şakımaktadır. Geçtiğimiz gün, Aydınlık’ın hanendeleri, MHP ve Devlet Bahçeli aleyhinde rıza makamından beddua okumuştur. Bu eşik bekçileri, milletin bu dolmaları yutmayacağını bile bile koskoca Milliyetçi Hareketi CIA’ye bağlama küstahlığına cüret etmiştir. Zelyut Efendi’nin mesnetsiz yutturmalarının aksine; CIA ve NATO Devlet Bahçeli’nin karşısında, medyadaki ahbap çavuş ilişkisinin ve beşinci kol faaliyetlerinin arkasındadır. İşin garibi Aydınlık taifesinin halk nezdinde karşılığı da yoktur. Particiklerinin oy oranı da oldukça düşüktür. Ateş olsalar cürümleri kadar yer yakacakları halde fazlasıyla gürültü çıkarmaktadırlar. FETÖ, AKP iktidarında palazlanmıştır, elhak doğrudur. Ancak AKP iktidarı bu konuda yanlışından dönmüştür. Bugün FETÖ başta olmak üzere terörle mücadele, amansız bir kararlılıkla sürdürülmektedir. Bu kararlılıkta MHP’nin desteği ve payı büyüktür. MHP’ye yönelik saldırılarda, Anayasa değişikliğinin içeriğine ise hiç değinilmemektedir. Değişiklik metnindeki MHP imzası yok farz edilmektedir."
"MHP’nin politikalarını doğru yanlış analiz etmeden kasten, bilerek ve hedef gözeterek eleştirmek; sağduyu sahibi insanların işi değildir"
Türkiye’nin üniter yapısının korunmasına yönelik bir mutabakatın ürünü olan değişikliklerin görmezden gelindiğine vurgu yapan Yalçın, "Tek dil, tek vatan, tek bayrak, tek millet ve tek devlet ülküsünün muhafaza edilmesi yok sayılmaktadır. MHP’nin kırmızı çizgisi olan Anayasa’nın ilk dört maddesinin korunmuş olması gündeme bile getirilmemektedir. Aydınlıkçılar ve onlarla birlikte hareket eden bilumum kaos ve felaket korosu, aynı makamdan okumaya devam etmektedir. Bu güruh; Sayın Devlet Bahçeli’nin hayır dediğine evet, evet dediğine hayır demektedir. MHP’nin politikalarını doğru yanlış analiz etmeden kasten, bilerek ve hedef gözeterek eleştirmek; sağduyu sahibi insanların işi değildir. Sayın Devlet Bahçeli’ye aylarca aç kalmış sırtlanlar gibi saldırmak, sadece açlıkla da izah edilemez. Bu bir cinnet halidir. Bunların gözleri kör, kulakları sağır olmuş; beyinleri uyuşmuştur. Akıl, izan, idrak, sağduyu, feraset, basiret, hakkaniyet, doğruluk gibi kavramlar; bunların kalemlerine ve kelamlarına yabancıdır. Kötü niyet, kin, nefret, ahlaksızlık, seviyesizlik, edepsizlik, yalan, riya, desise, entrika; bunların hepsinin ortak özelliği ve meşrebi ve mezhebidir. Türkiye varlık mücadelesi verirken, aziz milletimiz beka kavgasındayken bunlar, içeride küresel aktörlerin taşeronluğunu yapmaktadır. Yutturmaca meraklısı yazar; geçtiğimiz günkü köşe yazısında, ‘Ama biz ona O Aydınlıkçıların, Ermeni soykırımı iddiasını dünya çapında mahkum ettirmesi çok mu zoruna gitti? diye sormuyoruz’. diye bir ifade kullanmıştır. Öyleyse biz kendisinin ve hempalarının şu anda hangi konumda olduğunu Ermeni Meselesi üzerinden izah edelim. Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı vatandaşları olan ve Türklerle bir arada yaşayan Ermenilerden oluşan silahlı çeteler, cephe gerisinde karışıklık ve kargaşa yaratarak düşmanın işini kolaylaştırmak amacıyla korumasız Türklere saldırmışlardır. Çoluk çocuk kadın ve ihtiyar demeden on binlerce Türk’ü acımasızca katletmişlerdir. Pekala, bilinir ki Osmanlı hükümeti de bu yüzden tehcire başvurmuş, cephe gerisinde güvenliği sağlamak üzere çeşitli tedbirler almak zorunda kalmıştır. İşte ‘Yutturmacı Zelyut Efendi’ ve onun safında yer alanlar da dün Osmanlıyı arkadan vuran Ermeni çeteleri gibi; şu badireli günlerde Türk milletinin en dinamik gücü, toplumun varlık sigortası ve bölünme tehdidine karşı en büyük caydırıcı siyasi güç olan MHP’ye saldırmaktadır. Bunların Ermeni çetelerinden farkı kalmamıştır. Bunlar, kaos ve felaket ve siyasi kıtal çetesidir. Geçmişte Osmanlı ordusuna ait tüfeklerle kendi vatandaşlarını, komşularını acımasızca öldüren Ermeni çeteleri, kamalarıyla sabileri günahsızları doğramışlardır. Boşo Efendilerin, Zaven Efendilerin kullandığı ihanet kamaları, bugün kelimelere dökülmüş; Zelyut Efendilerin kelamında anlamını ve yerini bulmuştur. Kendini köşe yazarı zanneden çapsızlar, haddini hududunu bilmeden MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli için ’Türk milliyetçiliğine sokulan kama’ demiştir ya aslında bu menfur ifade, çıplak bir hakikati örtmek için kullanılmıştır" değerlendirmelerinde bulundu.
"Bu güruhun Türk milliyetçiliğini ağızlarına alması ise pek gülünçtür"
Devlet Bahçeli’nin 15 Temmuz akşamı, darbe kalkışması sırasında yaptığı açıklamayla, bölücü hainlerin böğrüne Türk milliyetçilerinin cesaret, şecaat ve vatan sevgisinden oluşan kamasını sapladığını ve daha başından nefeslerini keserek gardlarını düşürdüğünü ifade eden Yalçın, şunları kaydetti:
"Şimdi zımnen FETÖ’cülerle aynı kulvarda bulunan bilumum Devlet Bahçeli düşmanları, bu kamayı çıkarmaya nafile çabalamaktadır. Sayın Devlet Bahçeli’nin her konuşması; bir kama, bir hançer gibi, Zelyut Efendi kafasındaki beyinsizlerin de böğrüne saplanmaktadır. Bunların topluca feryat etmelerinin sebebi budur. Bu güruhun Türk milliyetçiliğini ağızlarına alması ise pek gülünçtür. Bilumum Aydınlıkçılar bir süredir Ülkücü ve Türk milliyetçisi aşığı kesilmiştir. Bu güruhun Türk milliyetçiliği taslaması ise Mecusi’nin hadis-i şeriflerle amel etmeye kalkmasından farksızdır. Dünün kanlı kinli ülkücü düşmanlarının bize vurulmuş görünmesinin sebebi, ne aşk ne sevdadır. Bunlara siyasi Kazanova, hovarda demek lazımdır. Akıllarınca Türk milliyetçilerini ve ülkücüleri tavlamak, iğva edip kandırmak, referandum sırasında ağlarına düşürmek hesabındadırlar. Bunlar; masum gençleri uyuşturucu tuzağına düşüren insan tacirlerinin siyasi versiyonudur. Bunlar, kirli emellerine ülkücüleri alet etmeye çalışmaktadır. Ama Türk milliyetçileri, ülkücüler bu siyaset mafyasının oyunlarına düşmeyecek kadar onurlu, akıllı ve haysiyetlidir. Son günlerde Devlet Bahçeli’yle yatıp kalkan umutsuz aşıklara Emin Çölaşan da eklenmiştir. Emin Çölaşan son yazısında yine MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye saldırmıştır. Çölaşan’ın da MHP aleyhinde çekilen papaz tespihlerinin dua boncukları arasına girdiğine şüphemiz kalmamıştır. Çölaşan gibi MHP muhalifi yazarlar, içlerindeki nefret ve kini umutsuzca kusmaktadır. Bu taifenin her türlü yalanı, ahlaksızlığı, ölçüsüzlüğü ve iftirayı kullanmak suretiyle MHP düşmanlığını cinnet boyutlarına vardırması boşuna değildir. Referandumda milletin nihai kararı vermesine giden, millet iradesine giden yolu MHP açmıştır. Bu taife, millet iradesinin tecellisinden korkmaktadır. Bu taife; referandum sonucunda, milletimizin değerleri aleyhinde yıllardan beri savundukları sapkın fikirlerin sonunun geleceğini bilmektedir. Millet iradesi tecelli ettikten sonra artık borularının ötmeyeceği; sadece sazende ve hanendelerin şakıyamamakla kalmayacağı, siyasi zennelerin de istedikleri gibi kırıtamayacağı pekiyi bilinmektedir. İşte bu yüzden ‘Referandum dönemecine gelmeden ne kadar kurşun ve gülle atarsak, ne kadar iftira üretirsek o kardır.” denilerek MHP’ye yönelik hücumlar arttırılmıştır. Ancak hiçbir hain saldırı MHP kervanını yolundan döndüremeyecektir. İş birlikçilerin, beşinci kol hizmetkarlarının ve bilumum taşeronların salvoları; MHP kalesini düşürmeye yetmeyecektir. Bu böyle bilinmelidir."