CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan Açıklaması
'Sayın Erdoğan, Genel Başkanımızın darbe gecesi nerede olduğu ve ne yaptığı, tarihin takdir sayfasında yerini almıştır. Darbe gecesi daha uçaktan inmeden, 'Darbe kim tarafından yapılmış olursa olsun karşı çıkacağız, darbeye karşı demokrasiyi korumak hepimizin görevidir.' diyerek tutumunu ortaya koymuştur'
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, "Sayın Erdoğan, Genel Başkanımızın darbe gecesi nerede olduğu ve ne yaptığı, tarihin takdir sayfasında yerini almıştır. Darbe gecesi daha uçaktan inmeden, 'Darbe kim tarafından yapılmış olursa olsun karşı çıkacağız, darbeye karşı demokrasiyi korumak hepimizin görevidir.' diyerek tutumunu ortaya koymuştur." değerlendirmesinde bulundu.
Tezcan, yaptığı yazılı açıklamada, bir yılı daha geride bırakıp yeni yıla girerken yılın son gününü polemik ve tartışmayla geçirmemeyi umduklarını belirterek, "Ancak 2017 yılını kutuplaşma, çatışma, kamplaşma yılı haline getirme konusunda elinden geleni yapan AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yılın son gününde de millete huzur vermeme konusunda kararlı görünüyor." ifadelerini kullandı.
Tezcan, şunları kaydetti:
"Herkesin yeni bir yıla huzur, umut ve iyi dileklerle girmeyi arzuladığı ve hazırlandığı bugün Erdoğan yine iftira dolu saldırılarına devam etmiş. Genel Başkanımızın darbe gecesi nerede olduğunu soruyor. Sayın Erdoğan, Genel Başkanımızın darbe gecesi nerede olduğu ve ne yaptığı, tarihin takdir sayfasında yerini almıştır. Darbe gecesi daha uçaktan inmeden 'Darbe kim tarafından yapılmış olursa olsun karşı çıkacağız, darbeye karşı demokrasiyi korumak hepimizin görevidir.' diyerek tutumunu ortaya koymuştur. Bunun en canlı tanığı halen yardımcınız olan Hayati Yazıcı'dır. Siyasetin ikbal ve istikbal hırsı vicdanını köreltmemişse o geceyi bütün açıklığıyla anlatır.
Sayın Genel Başkanımız, aynı kararlılıkla hepimize darbeye karşı direnme talimatı vermiştir. Siz o gece devletin koruma ordusu ve kara-hava koruma araçlarından oluşan koruma filosu ile kendi can güvenliğinizi sağlama almadan ortaya çıkmamıştınız. Darbe bastırıldıktan, havaalanı güvenliği sağlandıktan sonra Atatürk Havaalanı'na inmiştiniz. Siz koruma filosu ile korunurken Sayın Genel Başkanımız da Bakırköy Belediye Başkanı'nın evindeydi. Koruma filosu falan da yoktu.
Sayın Erdoğan, sizin Başbakanınız o saatlerde Ilgaz Tüneli'nde saklanırken saklanacak adresler ararken biz Genel Başkanımızın talimatıyla TBMM'deydik."
Henüz hiçbir milletvekili gitmemişken, Meclis'e ilk gidenin kendileri olduğunu savunan Tezcan, "Tankın üstüne çıkma zamanıdır." dediklerini, TBMM'de parti ayrımı gözetmeksizin sabaha kadar bombaların altında direndiklerini ifade etti.
Tezcan, "Genel Başkanımız, 16 Temmuz günü havayolları kapalı olduğu halde bütün imkanları zorlayarak İstanbul'dan Ankara'ya karayoluyla gelip TBMM Genel Kuruluna katılmış ve darbeye karşı konuşma yapmıştır. Siz o tarihte neredeydiniz Sayın Erdoğan?" diye sordu.
- "Vicdan ve izan sahibi herkes çok iyi bilmektedir"
"Emrinizdeki onca koruma filosuna rağmen 'güvenlik gerekçesiyle' Ankara'ya gelmekten korktunuz. Genel Kurula katılmadınız. Ankara'ya ancak 4 gün sonra geldiniz." ifadelerini kullanan Tezcan, şunları belirtti:
"Güvenlik önlemi alma hakkı sadece sana mı ait Sayın Erdoğan? Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun ilk andan itibaren darbeye karşı duruşu, vicdan ve izan sahibi herkes tarafından çok iyi bilinmektedir. Kendileri için devletin koruma ordusu, koruma filoları ile havada ve karada korunmalarına karşın 4 gün başkente gelememeyi mubah görenler, tünelde ya da havaalanı hangarlarında saklanmayı konu etmeyenler, ana muhalefet partisi genel başkanının o geceyi bir belediye başkanının mütevazı evinde geçirmesine laf söylemektedir. Bu, kuşkusuz izan yokluğu değil, sadece vicdan körlüğüdür. Bu tablo, darbeye karşı ortak duruş göstermeyi, diktatöre karşı teslimiyete dönüştürme hevesinin boşa çıkması üzerine çılgına dönen bir hırsın çöküş tablosudur.
2017 yılının son gününde de devam eden bu iftiraların artık 2017 yılı ile ülke gündeminden çıkmasını, huzurlu bir yeni yıla kavuşmayı diliyoruz."
Kaynak: AA
Tezcan, yaptığı yazılı açıklamada, bir yılı daha geride bırakıp yeni yıla girerken yılın son gününü polemik ve tartışmayla geçirmemeyi umduklarını belirterek, "Ancak 2017 yılını kutuplaşma, çatışma, kamplaşma yılı haline getirme konusunda elinden geleni yapan AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yılın son gününde de millete huzur vermeme konusunda kararlı görünüyor." ifadelerini kullandı.
Tezcan, şunları kaydetti:
"Herkesin yeni bir yıla huzur, umut ve iyi dileklerle girmeyi arzuladığı ve hazırlandığı bugün Erdoğan yine iftira dolu saldırılarına devam etmiş. Genel Başkanımızın darbe gecesi nerede olduğunu soruyor. Sayın Erdoğan, Genel Başkanımızın darbe gecesi nerede olduğu ve ne yaptığı, tarihin takdir sayfasında yerini almıştır. Darbe gecesi daha uçaktan inmeden 'Darbe kim tarafından yapılmış olursa olsun karşı çıkacağız, darbeye karşı demokrasiyi korumak hepimizin görevidir.' diyerek tutumunu ortaya koymuştur. Bunun en canlı tanığı halen yardımcınız olan Hayati Yazıcı'dır. Siyasetin ikbal ve istikbal hırsı vicdanını köreltmemişse o geceyi bütün açıklığıyla anlatır.
Sayın Genel Başkanımız, aynı kararlılıkla hepimize darbeye karşı direnme talimatı vermiştir. Siz o gece devletin koruma ordusu ve kara-hava koruma araçlarından oluşan koruma filosu ile kendi can güvenliğinizi sağlama almadan ortaya çıkmamıştınız. Darbe bastırıldıktan, havaalanı güvenliği sağlandıktan sonra Atatürk Havaalanı'na inmiştiniz. Siz koruma filosu ile korunurken Sayın Genel Başkanımız da Bakırköy Belediye Başkanı'nın evindeydi. Koruma filosu falan da yoktu.
Sayın Erdoğan, sizin Başbakanınız o saatlerde Ilgaz Tüneli'nde saklanırken saklanacak adresler ararken biz Genel Başkanımızın talimatıyla TBMM'deydik."
Henüz hiçbir milletvekili gitmemişken, Meclis'e ilk gidenin kendileri olduğunu savunan Tezcan, "Tankın üstüne çıkma zamanıdır." dediklerini, TBMM'de parti ayrımı gözetmeksizin sabaha kadar bombaların altında direndiklerini ifade etti.
Tezcan, "Genel Başkanımız, 16 Temmuz günü havayolları kapalı olduğu halde bütün imkanları zorlayarak İstanbul'dan Ankara'ya karayoluyla gelip TBMM Genel Kuruluna katılmış ve darbeye karşı konuşma yapmıştır. Siz o tarihte neredeydiniz Sayın Erdoğan?" diye sordu.
- "Vicdan ve izan sahibi herkes çok iyi bilmektedir"
"Emrinizdeki onca koruma filosuna rağmen 'güvenlik gerekçesiyle' Ankara'ya gelmekten korktunuz. Genel Kurula katılmadınız. Ankara'ya ancak 4 gün sonra geldiniz." ifadelerini kullanan Tezcan, şunları belirtti:
"Güvenlik önlemi alma hakkı sadece sana mı ait Sayın Erdoğan? Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun ilk andan itibaren darbeye karşı duruşu, vicdan ve izan sahibi herkes tarafından çok iyi bilinmektedir. Kendileri için devletin koruma ordusu, koruma filoları ile havada ve karada korunmalarına karşın 4 gün başkente gelememeyi mubah görenler, tünelde ya da havaalanı hangarlarında saklanmayı konu etmeyenler, ana muhalefet partisi genel başkanının o geceyi bir belediye başkanının mütevazı evinde geçirmesine laf söylemektedir. Bu, kuşkusuz izan yokluğu değil, sadece vicdan körlüğüdür. Bu tablo, darbeye karşı ortak duruş göstermeyi, diktatöre karşı teslimiyete dönüştürme hevesinin boşa çıkması üzerine çılgına dönen bir hırsın çöküş tablosudur.
2017 yılının son gününde de devam eden bu iftiraların artık 2017 yılı ile ülke gündeminden çıkmasını, huzurlu bir yeni yıla kavuşmayı diliyoruz."