BDDK Başkanı Akben'den İş Adamlarına 'Banka Kurun' Çağrısı
Mehmet Ali Akben: 'Bankacılık sektörüne yerli yatırımcıların ilgi göstermesini bekliyorum. Yerli yatırımcılar, sıfırdan olacağı gibi, TMSF'nin elinde bulunan bankaları da satın alarak banka kurabilir. Bankacılık sektörü stratejik bir alandır. Buralarda yerli yatırımcıların olması gerekir. Bunu bir kişi yapamıyorsa ortaklık şeklinde olabilir' '2018 yılında da bankacılık sektörüne olan ilginin devam edeceğini ve sektörün istikrarlı büyümesini sürdüreceğini düşünüyorum' 'Emlak Bankası'nın kuruluş işlemleri tamamlandı. 2018'de onlar gelecek. Bunun yanı sıra PTT gelecek. 'PTT Bank' diye bir katılım bankası tasarlanıyor' '2017, bankacılık ve finans sektörünün küresel ve yerel dalgalanmalara karşı dayanıklılığının bir kez daha test edildiği ve bu testten de yüzünün akıyla çıktığı bir yıl oldu'
Akben, AA muhabirine bankacılık ve finans sektörünün 2017 yılı gerçekleşmeleri ve 2018 öngörülerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, 2017'nin bankacılık ve finans sektörünün küresel ve yerel dalgalanmalara karşı dayanıklılığının bir kez daha test edildiği ve bu testten de yüzünün akıyla çıktığı bir yıl olduğunu belirtti.
Türkiye ekonomisinin, 2017 yılının ilk iki çeyreğinde üst üste gelen güçlü büyüme verisinin ardından özellikle üçüncü çeyrekte beklentilerin oldukça üstünde yüzde 11,1 büyüme gerçekleştirdiğini anımsatan Akben, bu nedenle dünyanın önde gelen yatırım kuruluşlarının Türkiye için 2017-2018 büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etmek durumunda kaldığını söyledi.
Akben, ekonomideki fon akışlarının merkezinde bulunan ve finansal sistem içerisinde yüzde 86 paya sahip bankacılık sektörünün, alınan tedbirler ve teşviklerin de desteğiyle ülkedeki iktisadi faaliyetin canlanmasına önemli düzeyde katkı sağladığına dikkati çekti.
15 Aralık 2017 itibarıyla 2016 yıl sonuna göre, kur ve parite etkisinden arındırılmış olarak kredilerde yüzde 21,2’lik ve mevduatta yüzde 20,4'lük büyüme kaydeden bankacılık sektörünün, finansal aracılık fonksiyonunu etkin bir şekilde sürdürdüğünü bildiren Akben, şunları kaydetti:
"Malumunuz, ekonomimizin büyüme ve istihdam dinamiklerinden olan KOBİ'lere bu yıl mart ayı itibarıyla uygulamaya konulan Hazine destekli Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaleti ile kullandırılan kredilerdeki artış, ülkemizin büyüme oranını güçlü bir şekilde desteklemiştir. Türk bankacılık sektörü, jeopolitik risklere rağmen 2017 yılındaki makro ekonomik göstergelerde sergilenen olumlu görünüme paralel olarak Ekim 2017 itibarıyla yıllık ortalama yüzde 23 büyüyerek güvenilir, sağlam ve istikrarlı yapısıyla yurt dışı yatırımcıların ilgisini çekmeyi sürdürmüştür.
Yakın zamanda, Bank of China Turkey AŞ'nin de faaliyet izni alması ile birlikte toplam 52 banka ile 3,2 trilyon TL aktif büyüklüğe ulaşan bankacılık sektörümüz, temin edilen güvenin bir yansıması olarak yerli-yabancı kaynak teminini sorunsuz bir şekilde sürdürmekte ve güçlü öz kaynak kârlılığın da etkisiyle sağlam yapısını korumaktadır. 2017 yılında yaşanan söz konusu olumlu gelişmelerle, risklere karşı güçlü sermaye yapısının bir göstergesi olan sermaye yeterliliği oranı Ekim 2017 tarihi itibarıyla yüzde 16,9 ile yüksek seyrini korumaktadır."
- "Yerli, güçlü yapılar oluşması lazım"
BDDK Başkanı Akben bankaların sadece mega projelere verdiği kredileri değil aynı zamanda bütün kredilerini de sekürize edebileceklerini belirterek, "Bunun önünde hiçbir engel bulunmuyor. Ancak banklar şu anda bu konuya birincil manada çok istekli görünmüyor." dedi.
Türkiye'de banka dışı kurumların piyasadaki ağırlığının yüzde 5 seviyesinde bulunduğunu ifade eden Akben, bankaların üzerindeki bu yükün azalmasını, sermaye piyasalarının derinleşmesini istediklerini söyledi.
Akben, Bank Of China'nın Türkiye'ye gelmesiyle birlikte ülkeye doğrudan sermaye aktarımı olduğunu ve olacağını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Bu aynı zamanda bizlere ülkesel çeşitliliği de kazandırıyor. Avrupa bölgesinden bankalarımız var, şimdi Çinli iki bankamız oldu. Japon bankamız mevcut. Körfez bölgesinden bankalar mevcut. ABD'den, Rusya'dan ve İngiltere'den bankamız var. Bu çeşitlilik de bizler için önemli, bir sigorta anlamı taşıyor. Körfez bölgelerinden sektöre ilgi var. Bizim yerli yatırımcılarımızın da bu alanda söz sahibi olması lazım. Zaman geliyor bir takım operasyonlara maruz kalıyoruz. Bu durumda içeride yerli, güçlü yapılar oluşması lazım. İş adamlarımız banka kuramıyorsa diğer finansal kuruluşlardan (leasing, tüketici finansmanı gibi) kursun... İş adamlarımıza bu çağrıyı hep yapıyorum. Sermaye önce içeride birikir. Sektörün yüzde 46-47'si yabancı sermayeli. Tabi ki gelen yabancı sermaye de yerli sermayeye dönüşüyor. Dışarıdan da sermaye çekmemiz lazım, bu güzel bir durum. Demek ki, ülkemize güveniyorlar. Bunun yanında içerideki yastık altı ya da atıl duran varlıkların da sermayeye yansıması lazım."
- "Yapı Tasarrufu Sandığı 2018'de faaliyette"
Mehmet Ali Akben, birçok Avrupa ülkesinde olan dar gelirlilerin tasarruflarıyla konut sahibi olmalarını sağlamaya dönük 'Yapı Tasarruf Sandığı' sisteminin Türkiye’de de kurulması için çalışmalar yaptıklarını hatırlattı.
Sistem ile dar gelirlilerin para biriktirerek konut sahibi olmaları ve aynı zamanda da bir tasarruf imkanının kolaylaştırılmasının amaçlandığını anlatan Akben, "Çalışmalar hemen hemen tamamlandı. 2018'de bu sistemin faaliyete geçmesini bekliyoruz." dedi.
Akben, "Türkiye'deki diğer güçlü, banka sahibi olmamış ya da bankalarını satan iş adamlarının tekrar bu alana yatırım yaparak, yeniden finansal kuruluş sahibi olma yönünde çaba sarf etmelerini umuyorum. Bankacılık sektörüne yerli yatırımcıların ilgi göstermesini bekliyorum. Yerli yatırımcılar sıfırdan olacağı gibi TMSF'nin elinde bulunan bankaları da satın alarak banka kurabilir. Bankacılık sektörü stratejik bir alandır. Buralarda yerli yatırımcıların olması gerekir. Bunu bir kişi yapamıyorsa ortaklık şeklinde olabilir." ifadelerini kullandı.
- "Emlak Bankası ve PTT Bank geliyor"
"2018 yılında sektöre yeni katılımlar olacak mı?" sorusu üzerine Akben, "Emlak Bankası'nın kuruluş işlemleri tamamlandı. Onlar gelecek. Bunun yanı sıra PTT gelecek. 'PTT Bank' diye bir katılım bankası tasarlanıyor. PTT'nin 4 bin 500 civarında irtibat noktası olması avantaj." değerlendirmesini yaptı.
- 2018 hedefleri
Mehmet Ali Akben, 2018 yılında da bankacılık sektörüne olan ilgilinin devam edeceğine ve sektörün istikrarlı büyümesini sürdüreceğine inandığını ifade etti.
Gelecek yıl dünyadaki istikrarsızlık yaratan politikaların azalması ve küresel ekonominin hızla toparlanmasını öngördüklerini belirten Akben, "Küresel gelişmelerin, Türkiye ekonomisindeki sağlam ve istikrarlı büyüme üzerindeki etkisi yadsınamaz. Bu nedenle, daha dengeli ve öngörülebilir bir küresel piyasa tüm ekonomi için vazgeçilemez bir unsurdur. BDDK olarak, sahip olduğumuz görev ve yetkilerimizi, başta üretim, ihracat ve istihdamı artırmak olmak üzere ülke ekonomisinin hedeflerini desteklemek doğrultusunda kullanmaya devam etmek niyetindeyiz." şeklinde konuştu.
Akben, 2018 yılında da uluslararası düzenlemelere tam uyumlu olacak şekilde ve ulusal inisiyatifleri milli çıkarlar doğrultusunda kullanarak düzenleme ve denetim faaliyetlerin etkinliğini artırmaya devam edeceklerini söyledi.
Gelecek dönemde dünyanın mücadele ettiği siber saldırılara karşı güvenliğin artırılması ve dijital bankacılığa ilişkin yatırımların yaygınlaştırılmasının gündemlerinde olacağını ifade eden Akben, ayrıca katılım ile kalkınma ve yatırım bankalarının dinamizminin arttırılmasına yönelik çalışmalar yapılması ve faizsiz bankacılığın geliştirilmesi gibi konuların da gündemlerinde yer alan diğer konular olduğunu dile getirdi.
Akben, sektörde tahsili gecikmiş alacak rasyosunun 15 Aralık 2017 itibarıyla yüzde 2,92'ye gerilediğini ve bunun dünya ölçüsünde iyi bir oran olduğunu ifade etti. Sektörün karlılık düzeyinin ve sermaye yeterlilik rasyosunun iyi düzeylerde bulunduğunu belirten Akben, "Bütün bunlar çevremizde ve dünyada yaşanan onca olumsuz gelişmeye rağmen sağlandı. Bu sorunların ortadan kalkmasıyla birlikte 2018 yılında daha da iyi noktalara gideceğiz." diyerek sözlerini tamamladı.