Lösev'den 'Yerli Malı' Hamlesi
Okul sıralarından aşina olunan “Yerli malı yurdun malı herkes bunu kullanmalı” sözünün bugün daha da önemli ve anlamlı olduğunu ifade eden Lösemili Çocuklar Vakfı (Lösev) Kurucu Başkanı Hematolog Onkolog Üstün Ezer, “Bu sadece artan cari açık, azalan üretim; mercimeği, buğdayı, nohudu, samanı yurtdışından ithal eder hale gelmemizle ilgili değil. Sağlığımızı korumamız için de gerekli olan bir yaşam biçimi” dedi.
12-18 Aralık Yerli Malı Haftası nedeniyle bir açıklama yapan Lösemili Çocuklar Vakfı (Lösev) Kurucu Başkanı Hematolog Onkolog Üstün Ezer, nasıl ki her çocuğa kendi annesinin sütü faydalıysa, her insana da büyüdüğü, yaşadığı coğrafyanın ürünlerinin faydalı olduğunu belirtti.
Dr. Ezer, “Türk milletinin florası, genleri kendi ürettiği tarımsal ürünlere, Türkiye’de yetişen gıda ürünlerine göre şekillenir. Farklı coğrafyalarda yetişen ürünleri verdiğiniz zaman vücut bu maddeleri tanımaz. Örneğin bizim vücudumuz mısır şurubu, yapay toz şeker, palm yağı gibi ürünleri tanımıyor, parçalayamıyor. Bu tür vücudun tanımadığı gıdalar sürekli tüketilince bir birikim oluyor ve DNA yapısını bozuyor. O nedenle insülin direnci, obezite, kanser gibi hastalıklar çok yaygınlaşıyor. Sağlığımızı korumak için doğal yollarla üretilen yerli hayvanların etlerini, yerli gıda ürünlerini tüketmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Yerli malının hem sağlıklı hem de daha ucuz olduğu gerçeğine dikkat çeken Dr. Ezer, binlerce kilometre uzaktan gelen meyvelerin bozulmadan gelebilmesi için ne tür kimyasal maddeler kullanıldığının bilinmediğinin altını çizdi.
Ülkemizde her yıl 180 bin kişinin kanser olduğunu, günde 400 kişinin kanserden hayatını kaybettiğini, kanser nedeniyle ekonomik zararın yıllık 42 milyar dolar olduğunu belirten Ezer, bunu önlemenin yolunun yerel, doğal ve sağlıklı gıda üretmekten ve tüketmekten geçtiğini vurguladı.
Kaynak: İHA
Dr. Ezer, “Türk milletinin florası, genleri kendi ürettiği tarımsal ürünlere, Türkiye’de yetişen gıda ürünlerine göre şekillenir. Farklı coğrafyalarda yetişen ürünleri verdiğiniz zaman vücut bu maddeleri tanımaz. Örneğin bizim vücudumuz mısır şurubu, yapay toz şeker, palm yağı gibi ürünleri tanımıyor, parçalayamıyor. Bu tür vücudun tanımadığı gıdalar sürekli tüketilince bir birikim oluyor ve DNA yapısını bozuyor. O nedenle insülin direnci, obezite, kanser gibi hastalıklar çok yaygınlaşıyor. Sağlığımızı korumak için doğal yollarla üretilen yerli hayvanların etlerini, yerli gıda ürünlerini tüketmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Yerli malının hem sağlıklı hem de daha ucuz olduğu gerçeğine dikkat çeken Dr. Ezer, binlerce kilometre uzaktan gelen meyvelerin bozulmadan gelebilmesi için ne tür kimyasal maddeler kullanıldığının bilinmediğinin altını çizdi.
Ülkemizde her yıl 180 bin kişinin kanser olduğunu, günde 400 kişinin kanserden hayatını kaybettiğini, kanser nedeniyle ekonomik zararın yıllık 42 milyar dolar olduğunu belirten Ezer, bunu önlemenin yolunun yerel, doğal ve sağlıklı gıda üretmekten ve tüketmekten geçtiğini vurguladı.