Kızılkaya; 'Balıkçılık Özel Olarak Yönetilmeli'
Denizlerimizdeki biyolojik çeşitliliğin korunması için, ilgili tüm paydaşlar TURMEPA Fethiye Kıyı ve Deniz İnceleme Merkezi’nin ev sahipliğinde bir araya geldi. Özellikle Fethiye’deki balıkçılara yönelik yapılan toplantıda balıkçıların olmaması ise dikkat çekti.
Akdeniz Koruma Derneği tarafından başlatılan “Balık Stoklarının İyileştirilmesi ve Biyolojik Çeşitliliğin Korunması Amacıyla Fethiye Körfezi ve Çevresinde Balıkçılığa Kapalı Koruma Bölgeleri Tasarlanması” projesinin ilk paydaş toplantısı, TURMEPA Fethiye Kıyı ve Deniz İnceleme Merkezi konferans salonunda gerçekleştirildi.
Toplantıya Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, İMEAK Deniz Ticaret Odası Fethiye Şubesi Başkanı Şaban Arıkan, S.G.Kd. Üsteğmen Alper Emre Aydın, Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Zafer Kızılkaya, Akyaka Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı ve korucular katıldı.
Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Zafer Kızılkaya, sürdürülebilir balıkçılık çalışmalarına destek vermek amacıyla Gökova Körfezi’nde başlattıkları projede hangi aşamaya geldiklerini sine-vizyon gösterimiyle katılımcılara anlattı.
“Sorun bu alanların ilan edilmesi değil, bu alanların korunması”
Yasa dışı balık avcılığının tüm dünyada önemli bir tehdit olduğuna vurgu yapan Kızılkaya, “Kirlilik çok ciddi bir sorun olarak gözükse de aşırı ve yasa dışı balıkçılık bütün dünya denizlerindeki en büyük tehdit. Kirliliğin bugün kaynağını kesmeye başladığınız anda kirlilik ortadan kalkar ama balıkçılığı geri döndüremiyoruz. Gökova Körfezi’nde Fethiye’de olduğu gibi dünyanın en nadir deniz canlılarından Akdeniz Foku, Akdeniz’e özgü habitatlar, nesli tehdit altında orfoz, kum köpek balıklarımız, deniz çayırlarımız vardı. Burayı balıkçılarla, bütün paydaşlarla konuşarak 6 tane kırmızı alanı balıkçılığa kapatalım dedik. Buralar yavruluk alan yani biz balıkların çoğaldığı yerleri kapatmak istedik. Burada çoğalan balıklar bu normalde dünya standartlarında 5 yılda balık çoğalmaya başlar ki dışarıya taşmaya başlar. Ve biz bunları oluştururken balıkçılara bu alanda gırgır ve trole kapatmak için bir söz vermiştik. Niye? Çünkü Gökova Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilmiş. ÖÇK olarak ilan edilen bir yerde de balıkçılık özel olarak yönetilmesi gerekir. Tutup da bütün gırgırları, trolleri buraya sokarsanız o zaman burası neden ÖÇK? Aynı şeyi Fethiye için de düşünebiliriz. Fethiye ÖÇK bölgesi ise balıkçılığı da özel olarak yönetilmeli. Türkiye’de bu ölçeğe yakın 3-4 alanımız var. Ve şuanda bizim Gökova’da 6 tane balıkçılığa kapalı alanımızın yanında gırgır ve trole kapalı 267 kilometrelik bir alanımız var ki bütün Avrupa Birliği içerisinde gırgır ve trole kapalı en büyük alan. Sorun bu alanların ilan edilmesi değil, bu alanların korunması” diye konuştu.
Deniz Koruculuğu ile yasa dışı avlanma yüzde 95 azaldı
Deniz Koruculuğu Modeli ile balıkçılığa kapatılan yerleri koruma altına aldıklarını anlatan Kızılkaya, “kooperatiflerimizde çalışan gönüllü veya balıkçılıktan çıkmak isteyen balıkçılarımızı aldık, eğittik, altlarına hızlı tekneler verdik. Ve beraber Sahil Güvenlik Komutanlığı botlarında da beraber görevler yapıldı. Geçen 3 sene içerisinde deniz koruculuğu sistemimiz yasa dışı balıkçılığı yüzde 95’in üzerinde durdurduğuna inanıyorum. Korucularımız yasa dışı balık avlayanları gördükleri anda ki onlarında yakalarında kameralar var. Her an her dakika yasa dışı balık avını bildirebiliyoruz. Bu o kadar büyük bir caydırıcı güç haline geldi ki bu sistemin ne kadar başarılı olduğunu gördük. Bu insanların hiçbir şekilde ceza kesme gibi bir niyetleri yok, biz insanları uyararak kazanmak istedik” dedi.
Fethiye’nin dalış turizmi şansı var
2010 yılında balıkçılığa kapatılan alanlarda balık saymaya başladıklarını ve ne kadar arttıklarına baktıklarını belirten Kızılkaya: “Balık miktarları bir alanın sağlığı ile ilgili en önemli şeyi söyler. Biz metrekareye düşen balığı sayarız. 2016 yılında İngiliz Limanında metrekareye düşen balık sayısı 70 grama çıkmışken dışarda bu 12 gramlara gelmiş. Biz projeye başladığımızda bütün Gökova körfezi ortalaması 4 gram. Yani sadece koruma alanları yaratıp korumakla hem içeriyi değil dışarıya da nasıl bir katkı sağladığımız önemli. Lağos, orfoz, sinarit gibi besin zincirinin üst tarafında yer alan türler hem balıkçılık için hem de ekosistem için en önemli türler. Bizim koruma alanlarımız ilerleyen yıllarda daha da geliştikçe bu sayılar artacak” dedi.
Denizlerdeki balık ağlarının temizliğinin misinalardan daha kolay olduğunu ifade eden Kızılkaya: “Bu misinaları tek tek yün yumağı açılmış gibi topluyorsunuz. Bu kadar vakit alan, masraf ve maliyeti olan başka bir iş daha yok. Gökova’da 40 metreye kadar her misinayı temizledik. 2017 yılında temizlediğimiz yerin görüntüsü bambaşka oldu. Bu süngerlerin yaşam hakkı yok mu? Bu süngerler yaşadıkça yeni yaşam alanları oluşuyor. Orfozlar geri geliyor. İspanya’da öyle yerler var ki; bina kadar olan bir alana yılda yüz bin kişi dalmaya geliyor. Bizim Gökova’da öyle bir dalış merkezi olması gibi bir durumumuz yok, maalesef dalışa döndüremiyoruz ama Fethiye’nin böyle bir şansı var” şeklinde konuştu.
Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Zafer Kızılkaya, konuşmasının ardından sözü toplantıya katılan balıkçılara ve koruculara bıraktı.
Kaynak: İHA
Toplantıya Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, İMEAK Deniz Ticaret Odası Fethiye Şubesi Başkanı Şaban Arıkan, S.G.Kd. Üsteğmen Alper Emre Aydın, Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Zafer Kızılkaya, Akyaka Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı ve korucular katıldı.
Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Zafer Kızılkaya, sürdürülebilir balıkçılık çalışmalarına destek vermek amacıyla Gökova Körfezi’nde başlattıkları projede hangi aşamaya geldiklerini sine-vizyon gösterimiyle katılımcılara anlattı.
“Sorun bu alanların ilan edilmesi değil, bu alanların korunması”
Yasa dışı balık avcılığının tüm dünyada önemli bir tehdit olduğuna vurgu yapan Kızılkaya, “Kirlilik çok ciddi bir sorun olarak gözükse de aşırı ve yasa dışı balıkçılık bütün dünya denizlerindeki en büyük tehdit. Kirliliğin bugün kaynağını kesmeye başladığınız anda kirlilik ortadan kalkar ama balıkçılığı geri döndüremiyoruz. Gökova Körfezi’nde Fethiye’de olduğu gibi dünyanın en nadir deniz canlılarından Akdeniz Foku, Akdeniz’e özgü habitatlar, nesli tehdit altında orfoz, kum köpek balıklarımız, deniz çayırlarımız vardı. Burayı balıkçılarla, bütün paydaşlarla konuşarak 6 tane kırmızı alanı balıkçılığa kapatalım dedik. Buralar yavruluk alan yani biz balıkların çoğaldığı yerleri kapatmak istedik. Burada çoğalan balıklar bu normalde dünya standartlarında 5 yılda balık çoğalmaya başlar ki dışarıya taşmaya başlar. Ve biz bunları oluştururken balıkçılara bu alanda gırgır ve trole kapatmak için bir söz vermiştik. Niye? Çünkü Gökova Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilmiş. ÖÇK olarak ilan edilen bir yerde de balıkçılık özel olarak yönetilmesi gerekir. Tutup da bütün gırgırları, trolleri buraya sokarsanız o zaman burası neden ÖÇK? Aynı şeyi Fethiye için de düşünebiliriz. Fethiye ÖÇK bölgesi ise balıkçılığı da özel olarak yönetilmeli. Türkiye’de bu ölçeğe yakın 3-4 alanımız var. Ve şuanda bizim Gökova’da 6 tane balıkçılığa kapalı alanımızın yanında gırgır ve trole kapalı 267 kilometrelik bir alanımız var ki bütün Avrupa Birliği içerisinde gırgır ve trole kapalı en büyük alan. Sorun bu alanların ilan edilmesi değil, bu alanların korunması” diye konuştu.
Deniz Koruculuğu ile yasa dışı avlanma yüzde 95 azaldı
Deniz Koruculuğu Modeli ile balıkçılığa kapatılan yerleri koruma altına aldıklarını anlatan Kızılkaya, “kooperatiflerimizde çalışan gönüllü veya balıkçılıktan çıkmak isteyen balıkçılarımızı aldık, eğittik, altlarına hızlı tekneler verdik. Ve beraber Sahil Güvenlik Komutanlığı botlarında da beraber görevler yapıldı. Geçen 3 sene içerisinde deniz koruculuğu sistemimiz yasa dışı balıkçılığı yüzde 95’in üzerinde durdurduğuna inanıyorum. Korucularımız yasa dışı balık avlayanları gördükleri anda ki onlarında yakalarında kameralar var. Her an her dakika yasa dışı balık avını bildirebiliyoruz. Bu o kadar büyük bir caydırıcı güç haline geldi ki bu sistemin ne kadar başarılı olduğunu gördük. Bu insanların hiçbir şekilde ceza kesme gibi bir niyetleri yok, biz insanları uyararak kazanmak istedik” dedi.
Fethiye’nin dalış turizmi şansı var
2010 yılında balıkçılığa kapatılan alanlarda balık saymaya başladıklarını ve ne kadar arttıklarına baktıklarını belirten Kızılkaya: “Balık miktarları bir alanın sağlığı ile ilgili en önemli şeyi söyler. Biz metrekareye düşen balığı sayarız. 2016 yılında İngiliz Limanında metrekareye düşen balık sayısı 70 grama çıkmışken dışarda bu 12 gramlara gelmiş. Biz projeye başladığımızda bütün Gökova körfezi ortalaması 4 gram. Yani sadece koruma alanları yaratıp korumakla hem içeriyi değil dışarıya da nasıl bir katkı sağladığımız önemli. Lağos, orfoz, sinarit gibi besin zincirinin üst tarafında yer alan türler hem balıkçılık için hem de ekosistem için en önemli türler. Bizim koruma alanlarımız ilerleyen yıllarda daha da geliştikçe bu sayılar artacak” dedi.
Denizlerdeki balık ağlarının temizliğinin misinalardan daha kolay olduğunu ifade eden Kızılkaya: “Bu misinaları tek tek yün yumağı açılmış gibi topluyorsunuz. Bu kadar vakit alan, masraf ve maliyeti olan başka bir iş daha yok. Gökova’da 40 metreye kadar her misinayı temizledik. 2017 yılında temizlediğimiz yerin görüntüsü bambaşka oldu. Bu süngerlerin yaşam hakkı yok mu? Bu süngerler yaşadıkça yeni yaşam alanları oluşuyor. Orfozlar geri geliyor. İspanya’da öyle yerler var ki; bina kadar olan bir alana yılda yüz bin kişi dalmaya geliyor. Bizim Gökova’da öyle bir dalış merkezi olması gibi bir durumumuz yok, maalesef dalışa döndüremiyoruz ama Fethiye’nin böyle bir şansı var” şeklinde konuştu.
Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Zafer Kızılkaya, konuşmasının ardından sözü toplantıya katılan balıkçılara ve koruculara bıraktı.