Cem Garipoğlu'nun Evindeki Para Davası
Münevver Karabulut'u öldüren Cem Garipoğlu'nun evinde cinayet günü bulunan bir miktar parayı tutanaklara geçirmedikleri ve güvenlik kamerası görüntülerini yeterince incelemedikleri iddia edilen 6 polis memuru ile görüntüleri sildikleri öne sürülen 3 site görevlisinin yargılanmasına devam edildi Karabulut'un avukatı Epözdemir: 'Dava 4 ay sonra zamanaşımına uğrayacak. Davanın zamanaşımına uğramadan karara bağlanmasını talep ediyoruz'
Münevver Karabulut'u öldüren Cem Garipoğlu'nun evinde cinayet günü bulunan bir miktar parayı tutanaklara geçirmedikleri ve güvenlik kamerası görüntülerini yeterince incelemedikleri iddiasıyla 6 polis memuru ile görüntüleri sildikleri öne sürülen 3 site görevlisinin yargılanmasına devam edildi.
Küçükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Yusuf Palta ile sanıkların avukatı Didem Boz ve Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir katıldı.
Hakim Tijen Özay, duruşmada tanık olarak dinlenilmesi istenen olay tarihindeki site yöneticisi Kemal Avcı adına avukatı Volkan Aksu'nun, müvekkilinin yurt dışında olduğu için duruşmaya katılamayacağı yönünde mazeret bildirdiğini söyledi.
Tutuksuz sanık Yusuf Palta, savunmasında, olay tarihinde sitede bahçıvan olarak görev yaptığını, olaydan sonra tam olarak hatırlamadığı bir tarihte güvenlik kulübesinde bulunan bilgisayar kasasını üç polis ile bir savcının aldığını iddia etti.
Bu sırada herhangi bir tutanak tutulmadığını ifade eden Palta, şunları söyledi:
"Üç gün sonra üç polis bilgisayar kasasını geri getirdi. Kamerayı tekrar aynı güvenlik kulübesine kurdular. Bana getirdiklerine dair bir kağıt imzalattılar. Polisleri isim olarak tanımıyorum. Görsem tanırım. 2011 yılında site yönetimi bana çıkış verdi. Çıkış verildikten iki yıl sonra Bahçeşehir Karakolu'ndan çağırdılar ve orada bir tutanak düzenlediler. 'Yönetici kim?' dediler. Benim çıktığım zamanki yönetici Kemal Avcı'ydı. Benden sitenin güvenlik kameralarının değiştirilip değiştirilmediğini sordular. Evrak getirmemi istediler. Polis memuru Ömer ile site yönetimine giderek Yıldız Uçun'dan evrakları aldım. Ben beyanımda Kemal Avcı'nın site yöneticisi olduğunu söylemiştim. Tutanakta harici diski Kemal Avcı'ya teslim ettiğim şeklinde bir ibare yazılmış. Ben kimseye bir şey teslim etmedim. Bana harici disk teslim edilmedi. Bütün olarak bilgisayar kasası getirildi ve kulübeye koyuldu."
- Davada FETÖ şüphesi
Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir de iddianamesi 26 Nisan 2010'da düzenlenen davanın 4 ay sonra zamanaşımına uğrayacağını belirtti. Dosyaya gelen raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi için kurumlara yazılan yazılara ret cevabı geldiğini anlatan Epözdemir, mahkemenin harici diski incelenmesi için TÜBİTAK, İTÜ ve Adli Tıp Kurumu'na gönderdiğini belirterek, bu kurumların personel ve kalifiye eleman olmamasını gerekçe göstererek harici diski incelemediklerini ileri sürdü.
Mahkemenin son olarak harici diski gönderdiği jandarmanın da diskin kendilerinde olmadığını ilettiğini anlatan Epözdemir, "Adeta gizli bir el bu dosyaya dokundu ve dosyadan harici diski kaybetti. Adeta dosyaya vebalı muamelesi yapıldı. Sonrasında bir baktık ki, dosyadaki polis olan altı sanığın avukatı, MHP'deki kaset komplosundan şike kumpasına kadar birçok önemli dosyada FETÖ'nün yargı imamından bahisle hakkında tutuklamaya esas yakalama kararı olan bir avukat. O zaman bütün parçaları birleştirdik. Hem aile de hem bizde makul şüphe uyandı. Buradan elde edilen 700 bin avronun dahi bu terör örgütüne aktarılmış olabileceği kanaatindeyiz." ifadelerini kullandı.
Epözdemir, davanın zamanaşımına uğramadan karara bağlanmasını talep etti.
Bazı sanıkların avukatı Didem Boz ise savunmaları hazırlamak için süre istedi.
Hakim Tijen Özay, sanık Palta'nın dava konusu harici diski Kemal Avcı'ya vermediğini belirtmesi üzerine, tanık Kemal Avcı'nın dinlenilmesinden vazgeçildiğini bildirdi.
Özay, esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için sanıklara ve avukatlarına süre vererek, duruşmayı 16 Ocak'a erteledi.
- İddianameden
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 3 Mart 2009 tarihinde Münevver Karabulut'un öldürülmesinin ardından sanık polis memurlarının Cem Garipoğlu'nun ailesiyle kaldığı villada arama yaptıkları anlatılıyor.
İddianamede, polis memuru sanıkların bu aramalar sırasında miktarı net olarak tespit edilemeyen, ancak yüklü miktarda olduğu belirtilen yabancı parayı tutanağa geçirmedikleri belirtiliyor.
Arama yapılan villanın güvenlik kameralarının olay tarihinde kayıt yaptığı ancak bunların 7 Mart 2009'da silindiği, görüntülerin CD ya da DVD'ye aktarılmaya çalışıldığı, bir kısmının da geri dönüşüm kutusuna atıldığı ifade edilen iddianamede, polis memurlarının villaya ait kamera kayıtlarını yeterince incelemedikleri, kameraların çalışmadığı yönünde tutanak düzenlendiği, güzergahtaki kameralarda da görüntü olmadığına dair ikinci bir tutanak tutulduğu anlatılıyor.
Villaların yöneticiliğini yapan Ufuk Yemişci ile site görevlileri Yusuf Palta ve Refik İmamoğlu'nun da görüntüleri silerek yok ettikleri belirtilen iddianamede, polis memuru sanıkların ''görevi kötüye kullanmak'' suçundan 1 ile üçer yıl arasında, diğer 3 sanığın da 6 ay ile beşer yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Kaynak: AA
Küçükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Yusuf Palta ile sanıkların avukatı Didem Boz ve Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir katıldı.
Hakim Tijen Özay, duruşmada tanık olarak dinlenilmesi istenen olay tarihindeki site yöneticisi Kemal Avcı adına avukatı Volkan Aksu'nun, müvekkilinin yurt dışında olduğu için duruşmaya katılamayacağı yönünde mazeret bildirdiğini söyledi.
Tutuksuz sanık Yusuf Palta, savunmasında, olay tarihinde sitede bahçıvan olarak görev yaptığını, olaydan sonra tam olarak hatırlamadığı bir tarihte güvenlik kulübesinde bulunan bilgisayar kasasını üç polis ile bir savcının aldığını iddia etti.
Bu sırada herhangi bir tutanak tutulmadığını ifade eden Palta, şunları söyledi:
"Üç gün sonra üç polis bilgisayar kasasını geri getirdi. Kamerayı tekrar aynı güvenlik kulübesine kurdular. Bana getirdiklerine dair bir kağıt imzalattılar. Polisleri isim olarak tanımıyorum. Görsem tanırım. 2011 yılında site yönetimi bana çıkış verdi. Çıkış verildikten iki yıl sonra Bahçeşehir Karakolu'ndan çağırdılar ve orada bir tutanak düzenlediler. 'Yönetici kim?' dediler. Benim çıktığım zamanki yönetici Kemal Avcı'ydı. Benden sitenin güvenlik kameralarının değiştirilip değiştirilmediğini sordular. Evrak getirmemi istediler. Polis memuru Ömer ile site yönetimine giderek Yıldız Uçun'dan evrakları aldım. Ben beyanımda Kemal Avcı'nın site yöneticisi olduğunu söylemiştim. Tutanakta harici diski Kemal Avcı'ya teslim ettiğim şeklinde bir ibare yazılmış. Ben kimseye bir şey teslim etmedim. Bana harici disk teslim edilmedi. Bütün olarak bilgisayar kasası getirildi ve kulübeye koyuldu."
- Davada FETÖ şüphesi
Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir de iddianamesi 26 Nisan 2010'da düzenlenen davanın 4 ay sonra zamanaşımına uğrayacağını belirtti. Dosyaya gelen raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi için kurumlara yazılan yazılara ret cevabı geldiğini anlatan Epözdemir, mahkemenin harici diski incelenmesi için TÜBİTAK, İTÜ ve Adli Tıp Kurumu'na gönderdiğini belirterek, bu kurumların personel ve kalifiye eleman olmamasını gerekçe göstererek harici diski incelemediklerini ileri sürdü.
Mahkemenin son olarak harici diski gönderdiği jandarmanın da diskin kendilerinde olmadığını ilettiğini anlatan Epözdemir, "Adeta gizli bir el bu dosyaya dokundu ve dosyadan harici diski kaybetti. Adeta dosyaya vebalı muamelesi yapıldı. Sonrasında bir baktık ki, dosyadaki polis olan altı sanığın avukatı, MHP'deki kaset komplosundan şike kumpasına kadar birçok önemli dosyada FETÖ'nün yargı imamından bahisle hakkında tutuklamaya esas yakalama kararı olan bir avukat. O zaman bütün parçaları birleştirdik. Hem aile de hem bizde makul şüphe uyandı. Buradan elde edilen 700 bin avronun dahi bu terör örgütüne aktarılmış olabileceği kanaatindeyiz." ifadelerini kullandı.
Epözdemir, davanın zamanaşımına uğramadan karara bağlanmasını talep etti.
Bazı sanıkların avukatı Didem Boz ise savunmaları hazırlamak için süre istedi.
Hakim Tijen Özay, sanık Palta'nın dava konusu harici diski Kemal Avcı'ya vermediğini belirtmesi üzerine, tanık Kemal Avcı'nın dinlenilmesinden vazgeçildiğini bildirdi.
Özay, esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için sanıklara ve avukatlarına süre vererek, duruşmayı 16 Ocak'a erteledi.
- İddianameden
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 3 Mart 2009 tarihinde Münevver Karabulut'un öldürülmesinin ardından sanık polis memurlarının Cem Garipoğlu'nun ailesiyle kaldığı villada arama yaptıkları anlatılıyor.
İddianamede, polis memuru sanıkların bu aramalar sırasında miktarı net olarak tespit edilemeyen, ancak yüklü miktarda olduğu belirtilen yabancı parayı tutanağa geçirmedikleri belirtiliyor.
Arama yapılan villanın güvenlik kameralarının olay tarihinde kayıt yaptığı ancak bunların 7 Mart 2009'da silindiği, görüntülerin CD ya da DVD'ye aktarılmaya çalışıldığı, bir kısmının da geri dönüşüm kutusuna atıldığı ifade edilen iddianamede, polis memurlarının villaya ait kamera kayıtlarını yeterince incelemedikleri, kameraların çalışmadığı yönünde tutanak düzenlendiği, güzergahtaki kameralarda da görüntü olmadığına dair ikinci bir tutanak tutulduğu anlatılıyor.
Villaların yöneticiliğini yapan Ufuk Yemişci ile site görevlileri Yusuf Palta ve Refik İmamoğlu'nun da görüntüleri silerek yok ettikleri belirtilen iddianamede, polis memuru sanıkların ''görevi kötüye kullanmak'' suçundan 1 ile üçer yıl arasında, diğer 3 sanığın da 6 ay ile beşer yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.