Kıbrıs Gazilerini 43 Yıl Sonra 'Ağlatan' Buluşma
Kıbrıs Barış Harekatında Beşparmak Dağlarının zirvesine tankı çıkaran mürettabattan er Abdulkadir Kurt ve onbaşı Gürler Erdağ, 43 yıl sonra ilk kez tankın bulunduğu yerde buluştu.
MURAT DEMİRCİ - Kıbrıs Barış Harekatı'nda Beşparmak Dağlarının zirvesine tankı çıkaran mürettabat arasındaki er Abdulkadir Kurt ve onbaşı Gürler Erdağ, 43 yıl sonra ilk kez tankın bulunduğu yerde buluştu.
Beylikdüzü Belediyesi, Kıbrıs Barış Harekatı'na katılan 50 muharip gaziyi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) götürdü.
Gaziler arasında bulunan ve 2 Ağustos 1974'te Beşparmak Dağları'nda yapılan Lapta muharebelerinde tankı dağın zirvesine çıkaran Kurt ve Erdağ, birbirlerinden habersiz 43 yıl sonra tankın bulunduğu yerde buluştu. Buluşmada duygu dolu anlar yaşayan gaziler, göz yaşlarına hakim olamadı.
Tankın nişancısı onbaşı Erdağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Barış Harekatı sırasında 61. piyade alayında görevi aldıklarını belirterek tankın bulunduğu bölgede patika bir yol olduğunu söyledi.
O gün sabah saatlerinde taarruza girdiklerini belirten Erdağ, "Kahraman şoförümüz Abdülkadir Kurt, alt nişancımız Recep Doğanyiğit, komutanımız Mahmut Şanlıtürk ile bu görevi aldık." dedi.
- "Tankın mayına düşmesiyle biz 10-15 dakika şok geçirdik"
Erdağ, Beşparmak Dağları'nda çoğu zaman önlerindeki mayınları toplayarak ilerlediklerine işaret ederek Barış Harekatı esnasında yaşadıklarını şöyle anlattı:
"2 Ağustos günü 28.Tümen Komutanı Osman Fazıl Polat’ın emriyle bir özel kuvvet kuruldu. Bize 120 kişilik bir ekiple düşmanı yandan kuşatma görevi verildi. 2 tane tank, 6 adet top arabası verilmek suretiyle bu bölgeye taarruza geçildi. Rumların geri çekilen kuvvetlerinin bir amacı vardı. Pusu kuruyorlardı.Yollara mayın döşüyorlardı. Karnos tepesi dediğimiz yerden bu arka güney yamaçlara kadar pusu kurmuşlardı. Bu arada ateş aldığımız zamanlar da oluyordu. Herkes üzerine düşen görevini dört dörtlük yerine getirmeye çalıştı. Tankın mayına düşmesiyle biz 10-15 dakika şok geçirdik. Komutanımız, bu tankın halini görünce bizi arkamızdaki tanka aldı. Arkadaşlara dedim ki 'arkadaşlar bizim burada yapacağımız tek bir şey var, son atacağımız son mermimize kadar mücadele etmek. Teslim olmaktansa son mermiyi de kendimize kullanırız ama teslim olmayız."
- "Düşmana büyük bir zayiat verdik"
Savaş esnasında tankın çok iyi bir araç olduğunu vurgulayan Erdağ, tank sayesinde dört arkadaş hayatta kaldıklarını söyledi.
Rumların kendilerine sürekli roket ve ağır silahlarla saldırdığına dikkati çeken onbaşı Erdağ, "Bizim mücadelemiz devam etti. Alt nişancımız Recep Doğanyiğit'te makineli tüfek vardı. O arkadaşta 15 binden fazla mermimiz vardı. Bende de bir makineli ve tank topu vardı. Bu silahlarımızla karşıdaki düşmana büyük bir zayiat verdik." ifadelerini kullandı.
Arkadaşı Abdulkadir Kurt ile 43 yıl sonra ilk kez buluşmanın kendisini duygulandırdığını söyleyen Erdağ, bir savaş olduğunda en ön cephede savaşmaya hazır olduklarını dile getirdi.
Gazileri KKTC'ye getiren iş adamı Hasan Taş da Kıbrıs harekatında en fazla şehidin verilebileceği bir pusuyu önleyen kahraman onbaşı Güller Erdağ'ı buraya getirme isteklerini Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na ilettiklerini belirterek, "İmamoğlu'nun katkılarıyla o gazimizi de buraya getirdik. Onlar 43 yıl sonra ilk kez burada buluştular. Aynı uçakta geldik, aynı arabada geldik ama birbirlerinin kim olduğunu bilmiyorlardı." değerlendirmesinde bulundu.
Kıbrıs Barış Harekatı esnasında Beşparmak Dağlarında 2 Ağustos 1974'te yapılan Lapta muhaberelerinde Rumlar tarafından pusuya düşürülen tanklardan biri dağın zirvesinde kalmıştı. Tank mürettebatında Tank Üstteğmen Mahmut Şanlıtürk, Tank Onbaşı Güler Erdağ ve tank erler Abdülkadir Kurt ve Recep Dağanyiğit bulunuyordu.
15 Temmuz 1974'te Yunanistan'daki cuntanın desteğiyle EOKA lideri Nikos Sampson, adayı Yunanistan'a bağlamak amacıyla Makarios'a karşı bir darbe gerçekleştirerek iktidarı kısa süreyle ele geçirmişti. Bu hareket karşısında Türkiye, 1960 Garanti Antlaşması çerçevesinde önce İngiltere'ye ortak müdahale teklifinde bulunmuştu.
Türkiye, İngiltere'nin olumsuz cevap vermesi üzerine adadaki Türklerin güvenliğini de dikkate alarak 20 Temmuz 1974'te Barış Harekatı’nı başlatmıştı. Böylece Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakı önlenmiş, Kıbrıs Türk halkının varlığı güvence altına alınmıştı. Kıbrıs Türk Barış Harekatı'nın ardından Yunanistan'daki cunta idaresi de iktidarı kaybetmişti.
Kaynak: AA
Beylikdüzü Belediyesi, Kıbrıs Barış Harekatı'na katılan 50 muharip gaziyi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) götürdü.
Gaziler arasında bulunan ve 2 Ağustos 1974'te Beşparmak Dağları'nda yapılan Lapta muharebelerinde tankı dağın zirvesine çıkaran Kurt ve Erdağ, birbirlerinden habersiz 43 yıl sonra tankın bulunduğu yerde buluştu. Buluşmada duygu dolu anlar yaşayan gaziler, göz yaşlarına hakim olamadı.
Tankın nişancısı onbaşı Erdağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Barış Harekatı sırasında 61. piyade alayında görevi aldıklarını belirterek tankın bulunduğu bölgede patika bir yol olduğunu söyledi.
O gün sabah saatlerinde taarruza girdiklerini belirten Erdağ, "Kahraman şoförümüz Abdülkadir Kurt, alt nişancımız Recep Doğanyiğit, komutanımız Mahmut Şanlıtürk ile bu görevi aldık." dedi.
- "Tankın mayına düşmesiyle biz 10-15 dakika şok geçirdik"
Erdağ, Beşparmak Dağları'nda çoğu zaman önlerindeki mayınları toplayarak ilerlediklerine işaret ederek Barış Harekatı esnasında yaşadıklarını şöyle anlattı:
"2 Ağustos günü 28.Tümen Komutanı Osman Fazıl Polat’ın emriyle bir özel kuvvet kuruldu. Bize 120 kişilik bir ekiple düşmanı yandan kuşatma görevi verildi. 2 tane tank, 6 adet top arabası verilmek suretiyle bu bölgeye taarruza geçildi. Rumların geri çekilen kuvvetlerinin bir amacı vardı. Pusu kuruyorlardı.Yollara mayın döşüyorlardı. Karnos tepesi dediğimiz yerden bu arka güney yamaçlara kadar pusu kurmuşlardı. Bu arada ateş aldığımız zamanlar da oluyordu. Herkes üzerine düşen görevini dört dörtlük yerine getirmeye çalıştı. Tankın mayına düşmesiyle biz 10-15 dakika şok geçirdik. Komutanımız, bu tankın halini görünce bizi arkamızdaki tanka aldı. Arkadaşlara dedim ki 'arkadaşlar bizim burada yapacağımız tek bir şey var, son atacağımız son mermimize kadar mücadele etmek. Teslim olmaktansa son mermiyi de kendimize kullanırız ama teslim olmayız."
- "Düşmana büyük bir zayiat verdik"
Savaş esnasında tankın çok iyi bir araç olduğunu vurgulayan Erdağ, tank sayesinde dört arkadaş hayatta kaldıklarını söyledi.
Rumların kendilerine sürekli roket ve ağır silahlarla saldırdığına dikkati çeken onbaşı Erdağ, "Bizim mücadelemiz devam etti. Alt nişancımız Recep Doğanyiğit'te makineli tüfek vardı. O arkadaşta 15 binden fazla mermimiz vardı. Bende de bir makineli ve tank topu vardı. Bu silahlarımızla karşıdaki düşmana büyük bir zayiat verdik." ifadelerini kullandı.
Arkadaşı Abdulkadir Kurt ile 43 yıl sonra ilk kez buluşmanın kendisini duygulandırdığını söyleyen Erdağ, bir savaş olduğunda en ön cephede savaşmaya hazır olduklarını dile getirdi.
Gazileri KKTC'ye getiren iş adamı Hasan Taş da Kıbrıs harekatında en fazla şehidin verilebileceği bir pusuyu önleyen kahraman onbaşı Güller Erdağ'ı buraya getirme isteklerini Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na ilettiklerini belirterek, "İmamoğlu'nun katkılarıyla o gazimizi de buraya getirdik. Onlar 43 yıl sonra ilk kez burada buluştular. Aynı uçakta geldik, aynı arabada geldik ama birbirlerinin kim olduğunu bilmiyorlardı." değerlendirmesinde bulundu.
Kıbrıs Barış Harekatı esnasında Beşparmak Dağlarında 2 Ağustos 1974'te yapılan Lapta muhaberelerinde Rumlar tarafından pusuya düşürülen tanklardan biri dağın zirvesinde kalmıştı. Tank mürettebatında Tank Üstteğmen Mahmut Şanlıtürk, Tank Onbaşı Güler Erdağ ve tank erler Abdülkadir Kurt ve Recep Dağanyiğit bulunuyordu.
15 Temmuz 1974'te Yunanistan'daki cuntanın desteğiyle EOKA lideri Nikos Sampson, adayı Yunanistan'a bağlamak amacıyla Makarios'a karşı bir darbe gerçekleştirerek iktidarı kısa süreyle ele geçirmişti. Bu hareket karşısında Türkiye, 1960 Garanti Antlaşması çerçevesinde önce İngiltere'ye ortak müdahale teklifinde bulunmuştu.
Türkiye, İngiltere'nin olumsuz cevap vermesi üzerine adadaki Türklerin güvenliğini de dikkate alarak 20 Temmuz 1974'te Barış Harekatı’nı başlatmıştı. Böylece Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakı önlenmiş, Kıbrıs Türk halkının varlığı güvence altına alınmıştı. Kıbrıs Türk Barış Harekatı'nın ardından Yunanistan'daki cunta idaresi de iktidarı kaybetmişti.