Dünya Görsel İşitsel Miras Günü
Eski AA Genel Müdürü ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanvekili Bengi: 'Anadolu Ajansı, Türkiye'nin en köklü ve en geniş arşivine sahip. Ajans arşivindeki 3 milyon 518 bin 174 kare fotoğraf yüksek çözünürlükte dijital ortama aktarılmış oldu' 'AA, 6 Nisan 1920'de TBMM'nin kuruluşundan iki hafta önce kuruldu. Bir anlamda Türkiye'nin ilk milli kurumu olarak nitelendirilebilir'
Eski Anadolu Ajansı Genel Müdürü, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) Türkiye Milli Komisyonu Başkanvekili, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Rektör Danışmanı Dr. Hilmi Bengi, Türkiye'nin en köklü, en geniş arşivine sahip Anadolu Ajansı arşivindeki 3 milyon 518 bin 174 kare fotoğrafın yüksek çözünürlükte dijital ortama aktarıldığını bildirdi.
Dünya Görsel İşitsel Miras Günü kapsamında Kadir Has Üniversitesi Cibali Yerleşkesinde düzenlenen konferansta konuşan Dr. Hilmi Bengi, TBMM Kütüphanesi, Milli Kütüphane, Beyazıt Devlet Kütüphanesi ile üniversite ve gazetelerin arşivleri olduğunu anlattı.
Günümüzde daha çok bilgi, ses, fotoğraf ve görüntünün saklanabilmesi için dijitalleşmenin zorunlu hale geldiğini, dijital arşivciliğin en çok da basın yayın kuruluşlarının arşivleri için büyük kolaylıklar sağladığını aktaran Bengi, basın yayın kuruluşlarının haber, fotoğraf ve görüntü arşivlerinin özellikle tarihçiler için büyük kolaylıklar sağladığını kaydetti.
Anadolu Ajansı'nın Türkiye'nin en köklü, en geniş arşivine sahip olduğunu dile getiren Hilmi Bengi, "Anadolu Ajansı, 6 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) kuruluşundan iki hafta önce kuruldu. Bir anlamda Türkiye'nin ilk milli kurumu olarak nitelendirilebilir. Zira anonim şirket haline getirilerek yarı resmi bir hüviyete kavuşana kadar resmi bir ajans olarak faaliyet gösterdi. Haziran 1920'de bugünkü adı Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü olan Matbuat ve İstihbarat Umum Müdürlüğünün kurulmasından sonra bu kurum bünyesinde faaliyet gösterdi." diye konuştu.
Medya dünyasında arşivciliği profesyonel biçimde yapan kuruluşlardan birinin de Anadolu Ajansı olduğunu ifade eden Bengi, kuruluş yıllarından itibaren ajansın geçtiği haberlerin 2010 yılında başlatılan bir proje ile dijital ortama aktarıldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Büyük ölçüde tamamlanan projeyle ajansın 97 yıllık süre içinde geçtiği haberlere erişmek mümkün hale geliyor. 1929 yılından önceki haberler Arap alfabesiyle olduğu için bu bültenler optik karakter tanıma (OCR) yöntemiyle dijitalleştirildi. Yani metin olarak değil, fotoğraf olarak sayısal ortama aktarıldı. Arap alfabesiyle yazılan metinlerin latin alfabesine dönüştürme işlemi büyük ölçüde tamamlandı. Dolayısıyla bir araştırmacı 1920-1929 yılları arasındaki haberlerin hem orijinaline hem de bugün kullanılan alfabeye aktarılmış biçimine erişebilecek."
1920-1995 yılları arasındaki bülten ciltlerinin taranmasıyla Osmanlıca, Fransızca, İngilizce ve Türkçe dillerinden oluşan 2 milyon 533 bin 287 haber bülteninin dijital ortama aktarıldığını, 1995 sonrası haberlerin ise zaten dijital ortamda saklandığına değinen Bengi, Anadolu Ajansı'nın aynı zamanda Türkiye’nin en geniş fotoğraf arşivine sahip kurum olduğunu vurguladı.
AA'nın fotoğraf servisini başlattığı 1968 yılından bugüne kadar geçtiği bütün fotoğrafların dijital ortama aktarıldığını, daha önce film ya da slayt olarak saklanan fotoğrafların da dijital ortama aktarılmış durumda olduğunu kaydeden Dr. Hilmi Bengi, şöyle devam etti:
"Konu sorgulamasıyla istenilen fotoğrafa ulaşmak mümkün. Kişiler bazında ise çalışmalar sürüyor. Yani sözgelimi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili bir fotoğrafa ihtiyaç duyduğunuzda belediye başkanlığı döneminden bugüne ajans arşivinde bulunan bütün fotoğraflara ulaşabilirsiniz. Ajans, kullanıcılara daha geniş bir hizmet verebilmek için fotoğrafın ana kişisinin yanı sıra fotoğrafta yer alan tali kişilerle ilgili de bir çalışma yürütüyor. Örneğimizden yola çıkarsak, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçildiği sırada çekilen bir fotoğrafta yanında bulunan kişilerin kimler olduğuna ilişkin bilgiler de fotoğrafla ilgili bilgilere aktarılıyor. Bu oldukça zor ve zahmetli bir iş. Özellikle geriye dönük olarak kimlikleri tespit etmek zaman alıyor. Büyük ölçüde bu tanımlama işi de gerçekleştirilmiş durumda."
- İnönü'nün özel fotoğrafçısının arşivi
AA'nın fotoğraf arşivini zenginleştirmek amacıyla bazı kişi ve kurum arşivlerinin, yapılan anlaşmalarla kurum koleksiyonuna dahil edildiğini, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü arşivinde bulunan fotoğrafların kuruma kazandırılarak dijital ortama aktarıldığını kaydeden Bengi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böylece özellikle devletimizin ilk yıllarına ilişkin fotoğraflar konusundaki eksiklik büyük ölçüde giderildi. İsmet İnönü dönemine ilişkin fotoğraflar, özel fotoğrafçısı olan Hüseyin Ezer’in kişisel arşivi Anadolu Ajansı'na kazandırılarak bu döneme ilişkin eksiklik de büyük ölçüde giderilmiş oldu. Demokrat Parti dönemine ilişkin de Adnan Menderes’in özel fotoğrafçılığını yapan Mehmet Sürenkök'ün arşivi AA tarafından satın alındı. Keza Necdet Onur başta olmak üzere bazı gazeteciler ve Hanri Benazus gibi kişisel arşivciler de ellerindeki fotoğrafların kullanım hakkını Anadolu Ajansı'na devretti. Böylece Anadolu Ajansı'nın fotoğraf hizmeti veremediği yıllara ilişkin eksiklikler de büyük ölçüde giderilmiş oldu. AA'ya kazandırılan bu kurum ve özel arşivlerdeki fotoğrafların tamamı dijital ortama aktarıldı. Bunlarla birlikte ajans arşivindeki 3 milyon 518 bin 174 kare fotoğraf yüksek çözünürlükte dijital ortama aktarılmış oldu."
- Görüntülü haber servisi
Anadolu Ajansı'nın görüntülü haber hizmetini 2004 yılında başlattığını, o tarihten bugüne geçilen bütün görüntülerin arşivlenmesinin de dijital ortamda yapıldığını aktaran Bengi, AA'nın 1990’lı yıllarda sınırlı da olsa görüntülü haber servisi başlattığını anımsatarak, "Özel televizyonların kuruluşundan sonra AA, radyo ve televizyon hizmeti verebilme düşüncesiyle yasa gereği kendisinin de ortak olarak yer aldığı Radyo ve Görüntü Hizmetleri (ARG) adlı ayrı bir şirket kurarak görüntü hizmetini bu kuruluş tarafından yürütmeye çalıştı. Ancak şirketin kaynakları yeterli olmadığı ve analog sistemde görüntü hizmeti oldukça masraflı olduğu için bu hizmet yürütülemedi. ARG döneminde çekilmiş Betamax ve Betacam görüntüler de AA'ya devredildi, 9 bin 208 kasetten oluşan bu arşiv de dijital ortama aktarıldı." ifadelerini kullandı.
2013'te devreye alınan dijital altyapıya dayalı haber yönetim sistemiyle bu tarihten sonra geçilen tüm haber, fotoğraf ve görüntünün otomatik olarak eşleşmiş biçimde kullanıcıya sunulduğunu, 2013’den önceki haberlerin görüntü ve fotoğraflarını bulmak içinse özel bir eşleştirme yapılması gerektiğini dile getiren Hilmi Bengi, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu haber, fotoğraf ve görüntülerin geriye dönük eşleştirilmesiyle ilgili çalışmalarsa devam ediyor. Anadolu Ajansı arşivi şu aşamada doğrudan kullanıcıya açık değil. Talep edilen haber, fotoğraf ve görüntülere ilişkin bilgiler iletiliyor ve ilgili görüntüler ajans yetkilileri tarafından bulunarak bedeli mukabilinde kullanıcıya ulaştırılıyor. Araştırmacılar da müracaatları ajans yönetimi tarafından uygun bulunduğu takdirde kurumun intranet sisteminden istedikleri haber, fotoğraf ve görüntüye ulaşabiliyorlar."
Kaynak: AA
Dünya Görsel İşitsel Miras Günü kapsamında Kadir Has Üniversitesi Cibali Yerleşkesinde düzenlenen konferansta konuşan Dr. Hilmi Bengi, TBMM Kütüphanesi, Milli Kütüphane, Beyazıt Devlet Kütüphanesi ile üniversite ve gazetelerin arşivleri olduğunu anlattı.
Günümüzde daha çok bilgi, ses, fotoğraf ve görüntünün saklanabilmesi için dijitalleşmenin zorunlu hale geldiğini, dijital arşivciliğin en çok da basın yayın kuruluşlarının arşivleri için büyük kolaylıklar sağladığını aktaran Bengi, basın yayın kuruluşlarının haber, fotoğraf ve görüntü arşivlerinin özellikle tarihçiler için büyük kolaylıklar sağladığını kaydetti.
Anadolu Ajansı'nın Türkiye'nin en köklü, en geniş arşivine sahip olduğunu dile getiren Hilmi Bengi, "Anadolu Ajansı, 6 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) kuruluşundan iki hafta önce kuruldu. Bir anlamda Türkiye'nin ilk milli kurumu olarak nitelendirilebilir. Zira anonim şirket haline getirilerek yarı resmi bir hüviyete kavuşana kadar resmi bir ajans olarak faaliyet gösterdi. Haziran 1920'de bugünkü adı Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü olan Matbuat ve İstihbarat Umum Müdürlüğünün kurulmasından sonra bu kurum bünyesinde faaliyet gösterdi." diye konuştu.
Medya dünyasında arşivciliği profesyonel biçimde yapan kuruluşlardan birinin de Anadolu Ajansı olduğunu ifade eden Bengi, kuruluş yıllarından itibaren ajansın geçtiği haberlerin 2010 yılında başlatılan bir proje ile dijital ortama aktarıldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Büyük ölçüde tamamlanan projeyle ajansın 97 yıllık süre içinde geçtiği haberlere erişmek mümkün hale geliyor. 1929 yılından önceki haberler Arap alfabesiyle olduğu için bu bültenler optik karakter tanıma (OCR) yöntemiyle dijitalleştirildi. Yani metin olarak değil, fotoğraf olarak sayısal ortama aktarıldı. Arap alfabesiyle yazılan metinlerin latin alfabesine dönüştürme işlemi büyük ölçüde tamamlandı. Dolayısıyla bir araştırmacı 1920-1929 yılları arasındaki haberlerin hem orijinaline hem de bugün kullanılan alfabeye aktarılmış biçimine erişebilecek."
1920-1995 yılları arasındaki bülten ciltlerinin taranmasıyla Osmanlıca, Fransızca, İngilizce ve Türkçe dillerinden oluşan 2 milyon 533 bin 287 haber bülteninin dijital ortama aktarıldığını, 1995 sonrası haberlerin ise zaten dijital ortamda saklandığına değinen Bengi, Anadolu Ajansı'nın aynı zamanda Türkiye’nin en geniş fotoğraf arşivine sahip kurum olduğunu vurguladı.
AA'nın fotoğraf servisini başlattığı 1968 yılından bugüne kadar geçtiği bütün fotoğrafların dijital ortama aktarıldığını, daha önce film ya da slayt olarak saklanan fotoğrafların da dijital ortama aktarılmış durumda olduğunu kaydeden Dr. Hilmi Bengi, şöyle devam etti:
"Konu sorgulamasıyla istenilen fotoğrafa ulaşmak mümkün. Kişiler bazında ise çalışmalar sürüyor. Yani sözgelimi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili bir fotoğrafa ihtiyaç duyduğunuzda belediye başkanlığı döneminden bugüne ajans arşivinde bulunan bütün fotoğraflara ulaşabilirsiniz. Ajans, kullanıcılara daha geniş bir hizmet verebilmek için fotoğrafın ana kişisinin yanı sıra fotoğrafta yer alan tali kişilerle ilgili de bir çalışma yürütüyor. Örneğimizden yola çıkarsak, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçildiği sırada çekilen bir fotoğrafta yanında bulunan kişilerin kimler olduğuna ilişkin bilgiler de fotoğrafla ilgili bilgilere aktarılıyor. Bu oldukça zor ve zahmetli bir iş. Özellikle geriye dönük olarak kimlikleri tespit etmek zaman alıyor. Büyük ölçüde bu tanımlama işi de gerçekleştirilmiş durumda."
- İnönü'nün özel fotoğrafçısının arşivi
AA'nın fotoğraf arşivini zenginleştirmek amacıyla bazı kişi ve kurum arşivlerinin, yapılan anlaşmalarla kurum koleksiyonuna dahil edildiğini, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü arşivinde bulunan fotoğrafların kuruma kazandırılarak dijital ortama aktarıldığını kaydeden Bengi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böylece özellikle devletimizin ilk yıllarına ilişkin fotoğraflar konusundaki eksiklik büyük ölçüde giderildi. İsmet İnönü dönemine ilişkin fotoğraflar, özel fotoğrafçısı olan Hüseyin Ezer’in kişisel arşivi Anadolu Ajansı'na kazandırılarak bu döneme ilişkin eksiklik de büyük ölçüde giderilmiş oldu. Demokrat Parti dönemine ilişkin de Adnan Menderes’in özel fotoğrafçılığını yapan Mehmet Sürenkök'ün arşivi AA tarafından satın alındı. Keza Necdet Onur başta olmak üzere bazı gazeteciler ve Hanri Benazus gibi kişisel arşivciler de ellerindeki fotoğrafların kullanım hakkını Anadolu Ajansı'na devretti. Böylece Anadolu Ajansı'nın fotoğraf hizmeti veremediği yıllara ilişkin eksiklikler de büyük ölçüde giderilmiş oldu. AA'ya kazandırılan bu kurum ve özel arşivlerdeki fotoğrafların tamamı dijital ortama aktarıldı. Bunlarla birlikte ajans arşivindeki 3 milyon 518 bin 174 kare fotoğraf yüksek çözünürlükte dijital ortama aktarılmış oldu."
- Görüntülü haber servisi
Anadolu Ajansı'nın görüntülü haber hizmetini 2004 yılında başlattığını, o tarihten bugüne geçilen bütün görüntülerin arşivlenmesinin de dijital ortamda yapıldığını aktaran Bengi, AA'nın 1990’lı yıllarda sınırlı da olsa görüntülü haber servisi başlattığını anımsatarak, "Özel televizyonların kuruluşundan sonra AA, radyo ve televizyon hizmeti verebilme düşüncesiyle yasa gereği kendisinin de ortak olarak yer aldığı Radyo ve Görüntü Hizmetleri (ARG) adlı ayrı bir şirket kurarak görüntü hizmetini bu kuruluş tarafından yürütmeye çalıştı. Ancak şirketin kaynakları yeterli olmadığı ve analog sistemde görüntü hizmeti oldukça masraflı olduğu için bu hizmet yürütülemedi. ARG döneminde çekilmiş Betamax ve Betacam görüntüler de AA'ya devredildi, 9 bin 208 kasetten oluşan bu arşiv de dijital ortama aktarıldı." ifadelerini kullandı.
2013'te devreye alınan dijital altyapıya dayalı haber yönetim sistemiyle bu tarihten sonra geçilen tüm haber, fotoğraf ve görüntünün otomatik olarak eşleşmiş biçimde kullanıcıya sunulduğunu, 2013’den önceki haberlerin görüntü ve fotoğraflarını bulmak içinse özel bir eşleştirme yapılması gerektiğini dile getiren Hilmi Bengi, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu haber, fotoğraf ve görüntülerin geriye dönük eşleştirilmesiyle ilgili çalışmalarsa devam ediyor. Anadolu Ajansı arşivi şu aşamada doğrudan kullanıcıya açık değil. Talep edilen haber, fotoğraf ve görüntülere ilişkin bilgiler iletiliyor ve ilgili görüntüler ajans yetkilileri tarafından bulunarak bedeli mukabilinde kullanıcıya ulaştırılıyor. Araştırmacılar da müracaatları ajans yönetimi tarafından uygun bulunduğu takdirde kurumun intranet sisteminden istedikleri haber, fotoğraf ve görüntüye ulaşabiliyorlar."