'İran, Türkiye-Rusya Yakınlaşmasından Rahatsız'
Dışişleri Bakanlığı yetkilisi: 'İran, Suriye konusunda TürkiyeRusya yakınlaşmasından rahatsızlık duyuyor' '(İran'ın PKK/PYD ile teması) Onlarla temas ettikleri de bir sır değil' '15 Temmuz darbe girişimi iki ülke ilişkileri bakımından olumlu bir test oldu. Darbe gecesi İran devlet adamları Türkiye'ye destek mesajları vermeye başladı'
Dışişleri Bakanlığından bir yetkili, İran'ın, Suriye konusunda Türkiye-Rusya yakınlaşmasından rahatsızlık duyduğunu söyledi.
Türkiye-İran ilişkileri hakkında gazetecilere bilgi veren yetkili, ekonomik açıdan büyük bir ümit yaratan nükleer anlaşmanın ardından İranlıların istedikleri kadar yatırımı çekemediklerini belirtti.
Türkiye-İran ilişkileri konusuna değinen yetkili, her iki ülkenin birbirinin farkında olduğunu, özellikle bölgesel konularda farklı görüşlere sahip olsalar da angajmanın kesilmemesinin yararına inandıklarını kaydetti.
ABD'deki Başkan Barack Obama yönetiminin İran için iyi bir fırsat olduğunu dile getiren yetkili, şu anda ABD başkanı seçilen Donald Trump gibi birçok bilinmezlik barındıran bir başkanın göreve gelmesinin İran'da merakla ve endişeyle takip edildiğini bildirdi.
Yetkili, bu yıl mayıs ayında İran'da cumhurbaşkanlığı seçimi olacağını, büyük bir sürpriz olmazsa Hasan Ruhani'nin tekrar seçilebileceğini ifade etti. Yetkili, seçim sürecinde olan ülkedeki güç mücadelesinin de ülke dışına yansımasının ileri tarihlerde görülebileceğini anlattı.
Suriye'deki gelişmelere de değinen yetkili, İran'ın, 'Suriye rejiminin kabul ettiği herşey bizim kabulümüzdür' tavrına sahip olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin İran’dan beklentileri konusunda ise önemli bir bölge ülkesi olan İran'ın, Irak, Suriye ve Hizbullah üzerinden Lübnan'da çok ciddi etkisinin olduğunu kaydeden yetkili, İran'ın bölgedeki nüfusunu yapıcı şekilde, istikrarı ve kalıcı barış tesis edecek şekilde kullanması gerektiğini belirtti.
Yetkili, 'Spesifik beklentimiz ise son Suriye mutabakatında olduğu gibi belli konularda anlaştık, ateşkesi koruyalım ve siyasi süreci başlatalım. Siyasi anlaşma süreci sorasında ise Suriye’de kalıcı bir istikrarı sağlayalım.' dedi.
- 'İran, Türkiye-Rusya yakınlaşmasından rahatsız'
Fırat Kalkanı Harekatı'nda geçen ay Türk askerlerine yönelik saldırının İran yapımı insansız hava aracıyla yapıldığı yönündeki iddialar hakkında ise yetkili, bu konu gündeme geldiğinde İranlı yetkililerin bunu yapmadıklarını söylediklerini aktardı.
Harekat konusunda Tahran yönetiminin yaklaşımıyla ilgili yetkili, İran’ın bu harekattan memnun olmadığını kaydetti.
Yetkili, “Buradaki temel mesele de 'Orası bizim at oynattığımız bir bölge', 'Türkiye'nin güçlü askeri bir varlıkla oraya girmesini, onların gündemlerini ilerletmesini engelleyici' bir şey olarak görüyorlar. Orada varlık göstermemizden sadece Suriye'de değil Irak'taki Başika kampı da İran'ı çok rahatsız eden bir şey. Sır değil. Onun için o varlığın Türkiye sınırlarına çekilmesini istiyorlar hem Suriye’de hem Irak’ta.' diye konuştu.
'İran, Türkiye'ye, Suriye'deki rejimle bir diyalog kurma önerisinde bulundu mu?' sorusuna ise yetkili bu önerinin zaten hep söylendiğini dile getirdi.
Yetkili, 'Suriye'de siz bir şey yaparsanız rejimle iş birliğiyle yaparak yapın' diyorlar. Irak için de aynı şeyi söylüyorlar. İran, kendi varlıklarını inkar etmiyor. 'Ama biz danışmanlık yapıyoruz, savaşmıyoruz', iddia o. 'Fakat biz Suriye ve Irak'taki hükümetlerin resmi davetiyle oradayız. Siz öyle değilsiniz. Siz de öyle yapın.' diyorlar.' dedi.
Uçak krizinin ardından Rusya ile Suriye konusunda hızlı aşama kaydedildiğine dikkati çeken yetkili, bunun da İran'ı rahatsız ettiğini kaydetti.
Yetkili, 'İran, Suriye konusunda Türkiye-Rusya yakınlaşmasından da rahatsızlık duyuyor.' ifadesini kullandı.
- 'Onlarla temas ettikleri de bir sır değil'
Suriye konusunda geçen ağustos ayından itibaren Ankara ve Tahran'da çok yoğun üst düzey ziyaretlerin yapıldığını anımsatan yetkili, İran ile iletişim konusunda bir sıkıntılarının olmadığını ancak sahada atılacak adımlara ilişkin bir takım sıkıntıların bulunduğunu bildirdi. Yetkili ayrıca Türkiye'nin muhaliflerle İran'ı görüştürmek gibi bir politikasının olmadığını belirtti.
Suriye meselesinin çok karmaşık olduğuna ve meseleyle ilgili birçok farklı aktörün bulunduğuna işaret eden yetkili, bölgede İran ve Rusya'nın her ne kadar Suriye'de yakın iş birliği içerisinde olsalar da bölgedeki imaj ve çıkarlarının farklı olduğunu söyledi. İran'ın, Irak ve Suriye'de terör örgütleri PKK ve PYD ile ilişkisinin ne seviyede olduğunun sorulması üzerine yetkili, resmi görüşmelerde kendilerine kesinlikle bu örgütleri terörist olarak gördüklerinin söylendiğini anlattı.
Basında İran'ın PKK/PYD ile zaman zaman temas ettiği ve desteklediğine dair haberlerin yer aldığını belirten yetkili, bunların kendileri için önemli olduğunu, bu konuda hassasiyet duyduklarını ve İran tarafına bunu da yeri geldiğinde uygun bir şekilde söylediklerini kaydetti.
Yetkili, İran'ın söylemlerinin kesinlikle bunu yapmadıkları yönünde olduğunu belirtirken, '(İran'ın PKK/PYD ile teması) Onlarla temas ettikleri de bir sır değil.' ifadesini kullandı.
Fırat Kalkanı Harekatı'na ilişkin ise yetkili 'Bakanımızın ya da diğer yetkililerimizin verdikleri çeşitli demeçler var. Bizim daha güneye gitmek gibi bir düşüncemiz yok. Bizim önceliğimiz sınır güvenliğimiz. Sınırdaki terörist varlığıyla mücadele etmek. PYD/YPG ve DEAŞ. Dolayısıyla bizim El Bab'ın daha güneyine inmek, Halep'in oralarına inmek gibi bir derdimiz yok. Böyle bir politikamız da yok.' diye konuştu.
İran'a bölgesel açıdan bakıldığında çok farklı bir söyleme rastlanmadığına vurgu yapan yetkili, İran'ın bölgesel politikasının şu an ülke içerisinde ciddi bir tartışma konusu olmadığını dile getirdi. Yetkili, Başika konusunda zaman zaman gerilimin artması noktasında İran'ın ciddi bir etkisinin olduğunu düşündüklerini belirterek, İran'ın Irak içerisinde etkili bir aktör olduğu ve Irak'taki Şii grupların da homojen bir yapıda olmadığı değerlendirmesinde bulundu.
İran'ın Başika kampı konusunda çok büyük bir etkisinin olduğunun altını çizen yetkili, bir yandan da bu meselenin Irak Başbakanı Haydar el-İbadi tarafından geniş platformda destek alabileceği bir konu olarak kullanıldığını kaydetti.
- İran'da Türkiye algısı
Yetkili, son iki sene içinde İran'daki Türkiye algısına ilişkin çok büyük bir değişikliğin gözlenmediğine işaret ederek, algıdaki asıl farklılığın Suriye krizi öncesi ve sonrasında oluştuğunu söyledi.
Yetkili, 'Biz İran'ı mezhepçi bir ülke olarak görüyoruz ve bu yanlış bir değerlendirme değil. Mezhepçiliği anayasasına sokmuş bir ülke. Her ne kadar aksini iddia etse de İran'ın mezhepçi bir gündem izlediği aşikar. Onlar da ama bizi mezhepçi bir ülke olarak görüyorlar. Sünni mezhepçiliği olarak görüyorlar. Bu bir algılama. Bu algılamayı kırmamız lazım. Tabii kolay bir şey değil.' dedi.
- 'İran, Rusya ve Türkiye'nin kolaylaştırıcı işlevi olacak'
İki ülke arasında istihbarat paylaşımı konusunda ise yetkili her ülkede olduğu gibi İran ile istihbarat kuruluşları arasında temasların devam ettiğini vurguladı. Astana'da planlanan Suriye görüşmeleri hakkında ise sürecin mantığının rejim ile meşru muhalefetin uzlaşmaya varmaları olduğunu dile getiren yetkili, Astana süreci üzerinde görüşmelerin devam ettiğini kaydetti. Yetkili, 'Bu süreçte İran masada mı olacak?' sorusuna karşılık, İran, Türkiye ve Rusya'nın Suriye'nin geleceğine karar verecek taraflar olmadığını sadece kolaylaştırıcı işlevlerinin bulunduğunu söyledi.
Yetkili, Yemen sorununun arkasında veya kökeninde İran'ın olduğunu düşünmediği değerlendirmesinde bulundu.
Batılıların Yemen konusunda Suudi Arabistan'a bakışının çok daha olumsuz olduğunu belirten yetkili, Batılıların Yemen'de Suudi Arabistan'ın daha fazlasını yapabileceğine inandıklarını ifade etti.
Yemen'in çok daha hızlı halledilebilecek bir konu olduğu düşünülürken, daha sonra böyle olmadığının anlaşıldığını bildiren yetkili, 'İran'ın Yemen konusunda bir önceliği olmadığını düşünüyorum. Yan bir unsur belki ama İran'ın Yemen'de nüfusu olduğundan fazla gösteriliyor. İran bir şekilde Yemen sorununu kucağında buldu diyebiliriz ama bundan çok da şikayet etmedi.' dedi.
15 Temmuz darbe girişiminin iki ülke ilişkilerine etkisi konusunda ise yetkili, '15 Temmuz darbe girişimi iki ülke ilişkileri bakımından olumlu bir test oldu. Darbe gecesi İran devlet adamları Türkiye'ye destek mesajları vermeye başladı. Açık destek verdiler.' diye konuştu.
Türkiye'nin doğal gaz ve petrolünün yüzde 22'sini İran'dan karşıladığını dile getiren yetkili, 'Doğal gazda bir fiyat sorunumuz var. Tahkime gidildi. Tahkim Mahkemesi bizi haklı buldu ancak nihai aşamaya getirilmedi. Karar alındı ama uygulamaya geçmesi için ödenecek tazminat ne kadar, onu bekliyoruz.' ifadelerini kullandı.
- İran-Suudi Arabistan gerginliği
İran-Suudi Arabistan gerginliğine ilişkin bir soruyu da yanıtlayan yetkili, sorunun eskisi kadar gündemde olmasa da devam ettiğini belirtti.
Geçen hafta Suudi Arabistan Hac İdaresinin, İran'a görüşme konusunda bir davet gönderdiğini ve bunun iyi bir işaret olduğunu söyleyen yetkili, şöyle devam etti:
'Biz Türkiye olarak bu gerginlikten memnun değiliz ve arabuluculuk için geçen yıl nabız yoklamıştık. Özellikle İran tarafında bir sorun yok ama Suudi Arabistan tarafı henüz arabuluculuk yapacağımız bir ortam olmadığını, İran'ın öncelikle bölgede istikrarsızlığı bozucu faaliyetleri durdurması gerektiğini söyledi. Suriye’de bir siyasi çözüm süreci anlamlı bir aşamaya gelirse belki de o zaman o şans daha artar gerilimin düşmesi için.”
Kaynak: AA
Türkiye-İran ilişkileri hakkında gazetecilere bilgi veren yetkili, ekonomik açıdan büyük bir ümit yaratan nükleer anlaşmanın ardından İranlıların istedikleri kadar yatırımı çekemediklerini belirtti.
Türkiye-İran ilişkileri konusuna değinen yetkili, her iki ülkenin birbirinin farkında olduğunu, özellikle bölgesel konularda farklı görüşlere sahip olsalar da angajmanın kesilmemesinin yararına inandıklarını kaydetti.
ABD'deki Başkan Barack Obama yönetiminin İran için iyi bir fırsat olduğunu dile getiren yetkili, şu anda ABD başkanı seçilen Donald Trump gibi birçok bilinmezlik barındıran bir başkanın göreve gelmesinin İran'da merakla ve endişeyle takip edildiğini bildirdi.
Yetkili, bu yıl mayıs ayında İran'da cumhurbaşkanlığı seçimi olacağını, büyük bir sürpriz olmazsa Hasan Ruhani'nin tekrar seçilebileceğini ifade etti. Yetkili, seçim sürecinde olan ülkedeki güç mücadelesinin de ülke dışına yansımasının ileri tarihlerde görülebileceğini anlattı.
Suriye'deki gelişmelere de değinen yetkili, İran'ın, 'Suriye rejiminin kabul ettiği herşey bizim kabulümüzdür' tavrına sahip olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin İran’dan beklentileri konusunda ise önemli bir bölge ülkesi olan İran'ın, Irak, Suriye ve Hizbullah üzerinden Lübnan'da çok ciddi etkisinin olduğunu kaydeden yetkili, İran'ın bölgedeki nüfusunu yapıcı şekilde, istikrarı ve kalıcı barış tesis edecek şekilde kullanması gerektiğini belirtti.
Yetkili, 'Spesifik beklentimiz ise son Suriye mutabakatında olduğu gibi belli konularda anlaştık, ateşkesi koruyalım ve siyasi süreci başlatalım. Siyasi anlaşma süreci sorasında ise Suriye’de kalıcı bir istikrarı sağlayalım.' dedi.
- 'İran, Türkiye-Rusya yakınlaşmasından rahatsız'
Fırat Kalkanı Harekatı'nda geçen ay Türk askerlerine yönelik saldırının İran yapımı insansız hava aracıyla yapıldığı yönündeki iddialar hakkında ise yetkili, bu konu gündeme geldiğinde İranlı yetkililerin bunu yapmadıklarını söylediklerini aktardı.
Harekat konusunda Tahran yönetiminin yaklaşımıyla ilgili yetkili, İran’ın bu harekattan memnun olmadığını kaydetti.
Yetkili, “Buradaki temel mesele de 'Orası bizim at oynattığımız bir bölge', 'Türkiye'nin güçlü askeri bir varlıkla oraya girmesini, onların gündemlerini ilerletmesini engelleyici' bir şey olarak görüyorlar. Orada varlık göstermemizden sadece Suriye'de değil Irak'taki Başika kampı da İran'ı çok rahatsız eden bir şey. Sır değil. Onun için o varlığın Türkiye sınırlarına çekilmesini istiyorlar hem Suriye’de hem Irak’ta.' diye konuştu.
'İran, Türkiye'ye, Suriye'deki rejimle bir diyalog kurma önerisinde bulundu mu?' sorusuna ise yetkili bu önerinin zaten hep söylendiğini dile getirdi.
Yetkili, 'Suriye'de siz bir şey yaparsanız rejimle iş birliğiyle yaparak yapın' diyorlar. Irak için de aynı şeyi söylüyorlar. İran, kendi varlıklarını inkar etmiyor. 'Ama biz danışmanlık yapıyoruz, savaşmıyoruz', iddia o. 'Fakat biz Suriye ve Irak'taki hükümetlerin resmi davetiyle oradayız. Siz öyle değilsiniz. Siz de öyle yapın.' diyorlar.' dedi.
Uçak krizinin ardından Rusya ile Suriye konusunda hızlı aşama kaydedildiğine dikkati çeken yetkili, bunun da İran'ı rahatsız ettiğini kaydetti.
Yetkili, 'İran, Suriye konusunda Türkiye-Rusya yakınlaşmasından da rahatsızlık duyuyor.' ifadesini kullandı.
- 'Onlarla temas ettikleri de bir sır değil'
Suriye konusunda geçen ağustos ayından itibaren Ankara ve Tahran'da çok yoğun üst düzey ziyaretlerin yapıldığını anımsatan yetkili, İran ile iletişim konusunda bir sıkıntılarının olmadığını ancak sahada atılacak adımlara ilişkin bir takım sıkıntıların bulunduğunu bildirdi. Yetkili ayrıca Türkiye'nin muhaliflerle İran'ı görüştürmek gibi bir politikasının olmadığını belirtti.
Suriye meselesinin çok karmaşık olduğuna ve meseleyle ilgili birçok farklı aktörün bulunduğuna işaret eden yetkili, bölgede İran ve Rusya'nın her ne kadar Suriye'de yakın iş birliği içerisinde olsalar da bölgedeki imaj ve çıkarlarının farklı olduğunu söyledi. İran'ın, Irak ve Suriye'de terör örgütleri PKK ve PYD ile ilişkisinin ne seviyede olduğunun sorulması üzerine yetkili, resmi görüşmelerde kendilerine kesinlikle bu örgütleri terörist olarak gördüklerinin söylendiğini anlattı.
Basında İran'ın PKK/PYD ile zaman zaman temas ettiği ve desteklediğine dair haberlerin yer aldığını belirten yetkili, bunların kendileri için önemli olduğunu, bu konuda hassasiyet duyduklarını ve İran tarafına bunu da yeri geldiğinde uygun bir şekilde söylediklerini kaydetti.
Yetkili, İran'ın söylemlerinin kesinlikle bunu yapmadıkları yönünde olduğunu belirtirken, '(İran'ın PKK/PYD ile teması) Onlarla temas ettikleri de bir sır değil.' ifadesini kullandı.
Fırat Kalkanı Harekatı'na ilişkin ise yetkili 'Bakanımızın ya da diğer yetkililerimizin verdikleri çeşitli demeçler var. Bizim daha güneye gitmek gibi bir düşüncemiz yok. Bizim önceliğimiz sınır güvenliğimiz. Sınırdaki terörist varlığıyla mücadele etmek. PYD/YPG ve DEAŞ. Dolayısıyla bizim El Bab'ın daha güneyine inmek, Halep'in oralarına inmek gibi bir derdimiz yok. Böyle bir politikamız da yok.' diye konuştu.
İran'a bölgesel açıdan bakıldığında çok farklı bir söyleme rastlanmadığına vurgu yapan yetkili, İran'ın bölgesel politikasının şu an ülke içerisinde ciddi bir tartışma konusu olmadığını dile getirdi. Yetkili, Başika konusunda zaman zaman gerilimin artması noktasında İran'ın ciddi bir etkisinin olduğunu düşündüklerini belirterek, İran'ın Irak içerisinde etkili bir aktör olduğu ve Irak'taki Şii grupların da homojen bir yapıda olmadığı değerlendirmesinde bulundu.
İran'ın Başika kampı konusunda çok büyük bir etkisinin olduğunun altını çizen yetkili, bir yandan da bu meselenin Irak Başbakanı Haydar el-İbadi tarafından geniş platformda destek alabileceği bir konu olarak kullanıldığını kaydetti.
- İran'da Türkiye algısı
Yetkili, son iki sene içinde İran'daki Türkiye algısına ilişkin çok büyük bir değişikliğin gözlenmediğine işaret ederek, algıdaki asıl farklılığın Suriye krizi öncesi ve sonrasında oluştuğunu söyledi.
Yetkili, 'Biz İran'ı mezhepçi bir ülke olarak görüyoruz ve bu yanlış bir değerlendirme değil. Mezhepçiliği anayasasına sokmuş bir ülke. Her ne kadar aksini iddia etse de İran'ın mezhepçi bir gündem izlediği aşikar. Onlar da ama bizi mezhepçi bir ülke olarak görüyorlar. Sünni mezhepçiliği olarak görüyorlar. Bu bir algılama. Bu algılamayı kırmamız lazım. Tabii kolay bir şey değil.' dedi.
- 'İran, Rusya ve Türkiye'nin kolaylaştırıcı işlevi olacak'
İki ülke arasında istihbarat paylaşımı konusunda ise yetkili her ülkede olduğu gibi İran ile istihbarat kuruluşları arasında temasların devam ettiğini vurguladı. Astana'da planlanan Suriye görüşmeleri hakkında ise sürecin mantığının rejim ile meşru muhalefetin uzlaşmaya varmaları olduğunu dile getiren yetkili, Astana süreci üzerinde görüşmelerin devam ettiğini kaydetti. Yetkili, 'Bu süreçte İran masada mı olacak?' sorusuna karşılık, İran, Türkiye ve Rusya'nın Suriye'nin geleceğine karar verecek taraflar olmadığını sadece kolaylaştırıcı işlevlerinin bulunduğunu söyledi.
Yetkili, Yemen sorununun arkasında veya kökeninde İran'ın olduğunu düşünmediği değerlendirmesinde bulundu.
Batılıların Yemen konusunda Suudi Arabistan'a bakışının çok daha olumsuz olduğunu belirten yetkili, Batılıların Yemen'de Suudi Arabistan'ın daha fazlasını yapabileceğine inandıklarını ifade etti.
Yemen'in çok daha hızlı halledilebilecek bir konu olduğu düşünülürken, daha sonra böyle olmadığının anlaşıldığını bildiren yetkili, 'İran'ın Yemen konusunda bir önceliği olmadığını düşünüyorum. Yan bir unsur belki ama İran'ın Yemen'de nüfusu olduğundan fazla gösteriliyor. İran bir şekilde Yemen sorununu kucağında buldu diyebiliriz ama bundan çok da şikayet etmedi.' dedi.
15 Temmuz darbe girişiminin iki ülke ilişkilerine etkisi konusunda ise yetkili, '15 Temmuz darbe girişimi iki ülke ilişkileri bakımından olumlu bir test oldu. Darbe gecesi İran devlet adamları Türkiye'ye destek mesajları vermeye başladı. Açık destek verdiler.' diye konuştu.
Türkiye'nin doğal gaz ve petrolünün yüzde 22'sini İran'dan karşıladığını dile getiren yetkili, 'Doğal gazda bir fiyat sorunumuz var. Tahkime gidildi. Tahkim Mahkemesi bizi haklı buldu ancak nihai aşamaya getirilmedi. Karar alındı ama uygulamaya geçmesi için ödenecek tazminat ne kadar, onu bekliyoruz.' ifadelerini kullandı.
- İran-Suudi Arabistan gerginliği
İran-Suudi Arabistan gerginliğine ilişkin bir soruyu da yanıtlayan yetkili, sorunun eskisi kadar gündemde olmasa da devam ettiğini belirtti.
Geçen hafta Suudi Arabistan Hac İdaresinin, İran'a görüşme konusunda bir davet gönderdiğini ve bunun iyi bir işaret olduğunu söyleyen yetkili, şöyle devam etti:
'Biz Türkiye olarak bu gerginlikten memnun değiliz ve arabuluculuk için geçen yıl nabız yoklamıştık. Özellikle İran tarafında bir sorun yok ama Suudi Arabistan tarafı henüz arabuluculuk yapacağımız bir ortam olmadığını, İran'ın öncelikle bölgede istikrarsızlığı bozucu faaliyetleri durdurması gerektiğini söyledi. Suriye’de bir siyasi çözüm süreci anlamlı bir aşamaya gelirse belki de o zaman o şans daha artar gerilimin düşmesi için.”