Eğitim Birsen Malatya 1 No'lu Şube Başkanı Kerem Yıldırım Açıklaması
Eğitim Birsen Malatya 1 No’lu Şube Başkanı Kerem Yıldırım, “Ülkemizde özgür düşünceli bireylerin yetişmesi için mutlaka eğitim müfredatının özgür ve özgün olması gerekir” dedi.
Eğitim Birsen Malatya 1 No’lu Şube Başkanı Kerem Yıldırım, Eğitim Birsen genel merkezi tarafından eğitim sisteminde müfredatın demokratikleştirilmesine yönelik 50 akademisyen ve 400 öğretmenden oluşan 9 komisyonun hazırladığı müfredat raporunu değerlendirdi.
Bunun gecikmiş bir reform müfredatı olduğunu kaydeden Yıldırım, “ Okullarımızda okutulan derslerin müfredatı yani ana temeli daha çok sistem ve rejimin ilkeleri ile tabiri caizse sisteminize edilmiş ideolojik bir bakış açısı ile hazırlanmış. Tek tip insan yetiştirmeye yönelik bir müfredat programı söz konusu bütün derslerde bu böyledir. Dolaysıyla Eğitim Birsen genel merkezimiz bu anlamda çalışma yürütüyordu. Bunu bir rapor haline getirdi ve yayınladı. Aynı zamanda bunu milli eğitim bakanlığına sundu. Ülkemizde özgür düşünceli bireylerin yetişmesi için mutlaka eğitim müfredatının özgür ve özgün olması lazım. Yani belli bir ideolojiye bağlı bir müfredatın özgür ve özgün bireylerin yetişmesi kesinlikle mümkün değil” diye konuştu.
Okul müfredatlarının ana miğferinde ideolojik bir yapı söz konusu olduğunu ifade eden Yıldırım, “Gündeme getirilen şöyle bir konu var. Örneğin inkılap tarihi dersi okutuyoruz. Bütün derslerde Atatürkçülük Kemalizm buna benzer konulan bütün dersler içeresinde var. Bir zamanlar hatırlıyorsanız Milli Güvenlik Dersi vardı. Tamamen askeri mantıkla hazırlanmıştı sendikamızın girişimi sonucu bu ders kaldırıldı. Çokta iyi oldu. Bizim şöyle bir teklifimiz var. İnkılap tarihi ve Atatürkçülük dersi tarih dersi içerisinde okutulsun. Medya da Eğitim Birsen bunun kaldırılmasını istiyor diye haberler çıktı. Biz kesinlikle kaldırılsın demedik. Bu dersin tarih dersi içerisinde okutulmasından öğretilmesinden yana olduğumuzu söyledik” ifadelerini kullandı.
Batı da çocukların ana sınıfından itibaren Kiliselere götürüp din dersi yapıldığını kaydeden Yıldırım, Türkiye de maalesef 4 ve 5 sınıftan itibaren din dersi yapılığını kaydetti.
Yıldırım, “Uluslararası kıyaslamalara baktığınız da batıda bir İsveç te bir Belçika da çocuklar ana sınıfından itibaren kiliselere götürülüp dini dersler veriliyor. Bizde daha 5-10 yıl öncesine kadar ilkokulda bile din dersi yoktu. Şuanda biliyorsunuz 4 ve 5 sınıfta din dersi var. Anasınıfında birinci ikinci ve üçüncü sınıflarda din kültürü dersi yok. Biz birinci sınıftan başlayarak din kültürü dersinin konulmasını ve mutlaka verilmesini istiyoruz. Bazı kesimler rejimi savunduklarını Kemalizm’i savundukları görüşü ile bunlara karşı çıkıyorlar. Buna karşı çıkanlar milletin değerlerine karşı çıkıyorlar. Bu milletin inançlarına karşı çıkıyorlar. Biz yaşadığımız süreç içeresinde özellikle 15 Temmuz süreci içerisinde değerlerine inancına bağlı olan bir gençlikle olmayan gençliğin farkını gördük. Değerlerine bağlı olan gençlerin gerektiğinde vatanı milleti için kendini feda ettiğini gördük. Bunun içinde okullarda okutulan derslerin ana konularının temel konularının bizim değerlerimizle barışık bir şekilde yeniden dizayn edilmesi şarttır. Yaptığımız müfredat çalışmasının temelinde bu vardır” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Bunun gecikmiş bir reform müfredatı olduğunu kaydeden Yıldırım, “ Okullarımızda okutulan derslerin müfredatı yani ana temeli daha çok sistem ve rejimin ilkeleri ile tabiri caizse sisteminize edilmiş ideolojik bir bakış açısı ile hazırlanmış. Tek tip insan yetiştirmeye yönelik bir müfredat programı söz konusu bütün derslerde bu böyledir. Dolaysıyla Eğitim Birsen genel merkezimiz bu anlamda çalışma yürütüyordu. Bunu bir rapor haline getirdi ve yayınladı. Aynı zamanda bunu milli eğitim bakanlığına sundu. Ülkemizde özgür düşünceli bireylerin yetişmesi için mutlaka eğitim müfredatının özgür ve özgün olması lazım. Yani belli bir ideolojiye bağlı bir müfredatın özgür ve özgün bireylerin yetişmesi kesinlikle mümkün değil” diye konuştu.
Okul müfredatlarının ana miğferinde ideolojik bir yapı söz konusu olduğunu ifade eden Yıldırım, “Gündeme getirilen şöyle bir konu var. Örneğin inkılap tarihi dersi okutuyoruz. Bütün derslerde Atatürkçülük Kemalizm buna benzer konulan bütün dersler içeresinde var. Bir zamanlar hatırlıyorsanız Milli Güvenlik Dersi vardı. Tamamen askeri mantıkla hazırlanmıştı sendikamızın girişimi sonucu bu ders kaldırıldı. Çokta iyi oldu. Bizim şöyle bir teklifimiz var. İnkılap tarihi ve Atatürkçülük dersi tarih dersi içerisinde okutulsun. Medya da Eğitim Birsen bunun kaldırılmasını istiyor diye haberler çıktı. Biz kesinlikle kaldırılsın demedik. Bu dersin tarih dersi içerisinde okutulmasından öğretilmesinden yana olduğumuzu söyledik” ifadelerini kullandı.
Batı da çocukların ana sınıfından itibaren Kiliselere götürüp din dersi yapıldığını kaydeden Yıldırım, Türkiye de maalesef 4 ve 5 sınıftan itibaren din dersi yapılığını kaydetti.
Yıldırım, “Uluslararası kıyaslamalara baktığınız da batıda bir İsveç te bir Belçika da çocuklar ana sınıfından itibaren kiliselere götürülüp dini dersler veriliyor. Bizde daha 5-10 yıl öncesine kadar ilkokulda bile din dersi yoktu. Şuanda biliyorsunuz 4 ve 5 sınıfta din dersi var. Anasınıfında birinci ikinci ve üçüncü sınıflarda din kültürü dersi yok. Biz birinci sınıftan başlayarak din kültürü dersinin konulmasını ve mutlaka verilmesini istiyoruz. Bazı kesimler rejimi savunduklarını Kemalizm’i savundukları görüşü ile bunlara karşı çıkıyorlar. Buna karşı çıkanlar milletin değerlerine karşı çıkıyorlar. Bu milletin inançlarına karşı çıkıyorlar. Biz yaşadığımız süreç içeresinde özellikle 15 Temmuz süreci içerisinde değerlerine inancına bağlı olan bir gençlikle olmayan gençliğin farkını gördük. Değerlerine bağlı olan gençlerin gerektiğinde vatanı milleti için kendini feda ettiğini gördük. Bunun içinde okullarda okutulan derslerin ana konularının temel konularının bizim değerlerimizle barışık bir şekilde yeniden dizayn edilmesi şarttır. Yaptığımız müfredat çalışmasının temelinde bu vardır” şeklinde konuştu.