Pankobirlik'ten Nişasta Bazlı Şeker Kotalarıyla İlgili Açıklama
Pankobirlik Genel Müdürü Taner Taşpınar, Nişasta Bazlı Şeker kotalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Pankobirlik’ten yapılan açıklamada, “Malum olunduğu üzere 2001/2002 pazarlama yılından itibaren uygulanmaya konulan yeni şeker rejimi kapsamında Nişasta Bazlı Şeker üreticilerine toplam A kotası şeker üretim miktarının %10 u oranında kota tahsis edilerek, AB normlarının üzerinde üretim izni verilmektedir. Bununla da yetinilmeyip Bakanlar kuruluna tanınan yetkiyle bu grubun kotaları son on dört pazarlama yılında ortalama olarak %30 -50 oranında arttırılmaktadır. Bunun neticesinde ise üreticilerimizden alınan pancar miktarı ortalaması 22 Milyon tonlar seviyesinden 2015/2016 yılında %40 oranında azalarak 13-14 milyon tonlar seviyesine düşmüştür. Bu durumu pancar üreticilerinin kabulü asla mümkün değildir ve bu husus gerek Yönetim Kurulu Başkanımız, gerekse Genel Müdürlüğümüzce ilgili kurum ve kuruluşlara ve hükümet yetkililerine sürekli olarak intikal ettirilmektedir. Durum bu iken, Nişasta Bazlı Şeker lobilerinin kota artırımları hatta kotanın tamamen kaldırılması yönündeki baskılarının sürdüğünü de üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız. Bu hususta gelinen son noktada; T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca açıklanan “Üretim Reform Paketi” Kanun tasarısıdır. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın hazırladığı Üretim Reform Paketi Yasa Taslağı’nda Yeni düzenleme ile; tüm glikoz formları (likit yada kurutulmuş halde glikoz şurupları) şeker tanımı içinden çıkarılarak, hem kota kapsamından, hem de Şeker Kurumu’nun tüm glikoz ürünleri üzerindeki düzenleme ve denetleme yetkisi ortadan kaldırılmak istenmektedir. Bakanlıkça hazırlanan torba yasa taslağında ikinci kritik değişiklik ise kota hesabında kuru madde bazında ve sadece izoglikoz için kotanın belirlenmesidir. Böylece “Glikoz ya da polimerlerinden üretilen ve kuru madde bazında ağırlık itibarıyla yüzde 10 ve daha fazla oranda früktoz içeren nişasta kökenli izoglikoz için belirlenecek toplam A kotası, ülke toplam A kotasının yüzde 10’unu geçemez.” hükmü getirilmek istenmektedir. Sadece bu değişiklik ile toplam NBŞ kotaları otomatik olarak %33 oranında artacaktır. Bununda sektöre yansıması özetle aşağıdaki şekilde olacaktır. 2016/2017 pazarlama döneminde 265 bin ton olan NBŞ kotasının kuru madde bazında belirlenmesi durumunda, yüzde 33’lük artışla kotaları 352 bin tona ton’a çıkacaktır. Bakanlar kurulunun bu oranı her yıl olduğu gibi yine yüzde 50 artırması durumunda ise üretimleri neredeyse iki kat artışla ticari bazda 528 bin tona yükselecektir. Bu da NBŞ kotalarının toplam şeker üretimi içindeki kotasının yüzde 100 artırılması (%21,9) anlamına gelmektedir. Oysa AB normlarında Kuru Madde Bazında hesaplanan İzoglikoz kotası hali hazırda kuru madde bazında toplam AB şeker kotasının %5,1’i seviyesindedir. NBŞ kotalarının, kotaların sadece kuru madde bazında hesaplanması ve Bakanlar kurulunca %50 oranında arttırılması durumunda pancar çiftçisine olan yansıması ise şu şekilde olacaktır; 263 bin ton daha az pancar şekeri üretilmesi, 63 milyon liralık vergi kaybı, bu oranda şekeri üretmek için 1,8 milyon ton pancarın yetiştirilememesi, 32,727 Ha alanda pancar ekilememesi, 6 bin 500 çiftçinin (aileleri ile birlikte 35 bin çiftçinin) pancar ekememesi, yan ve alt sektörleri ile birlikte 30 yakın sektörde iş ve katma değer kaybı, Doğu bölgelerimizdeki 5 fabrikanın kapanması ile geçici tam zamanlı olarak çalışan yaklaşık 5 bin kişinin işsiz kalması şeklinde olacaktır” denildi.
"Pankobirlik olarak temsil ettiğimiz 1 milyon 400 bin ortağımız adına hükümetimizin herhangi bir iradesi olmadığını da bilmekteyiz"
Açıklamanın devamı şöyle:
“Bu yeni düzenlemeler ile kotalı ve kotasız olarak üretim yapan ve toplamda 1 milyon 300 bin ton glikoz ve izoglikoz üretim kapasitesine sahip olan bu grupların kapasitesinin tamamının kullanılmasının önü açılırken, tamamı yerli sermayeden oluşan pancar şekeri sektörü ciddi tehdit altında bırakılmaktadır. Sektörde yer alan uluslararası şirketler yüksek karı nedeniyle NBŞ üretimi için ayrılan kotayı yükseltmek, mümkünse kotayı kaldırmak istemektedirler. Bunun için ise en önemli engel olarak, Türkiye’de pancar şekeri üretimi görmektedirler. Kamu Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesinde kotalarına talip olmaları, özelleşme sonunda şeker fabrikalarının çoğunun kapanacağı ve oluşan üretim açığının mısır şurubu yani NBŞ ile dolduracağı üzerine planlamalar yapmaktadırlar. Dünya NBŞ fiyatlarını ülkemizle kıyasladığımızda dahilde tüketilen NBŞ fiyatlarının dünya fiyatlarının üzerinde olduğu görülmektedir. NBŞ üretiminin tamamına yakın kısmında hammadde olarak mısır kullanılmaktadır. Ülkemiz şartlarında yerli mısır kullanıldığında bile NBŞ firmalarının kar marjları % 120’ler civarındadır. Zira satış fiyatlarını maliyetleri ½ olmasına karşın pancar şekeri satış fiyatlarına göre ayarlamaktadırlar. Ürünlerinin tamamını yurt içinde pazarlayan bu grup dünya fiyatları ile mukayese edildiğinde ise fiyat satış farkı ABD fiyatlarına göre ülkemizdeki NBŞ satış fiyatından %70 daha pahalıdır. Dünya borsa fiyatına göre ürünlerini dünya fiyatlarının %90 yaklaşık 1/2 oranında Türkiye de daha pahalıya satmakta, bir diğer ifadeyle neredeyse Dünya fiyatlarının iki katı fiyatla Türk halkına şeker muadili NBŞ yedirmektedirler. Bu nedenle dış pazarlara yönelmek yerine, dahilde kota artışına yönelik gayret gösterip, pazar paylarını ve karlarını artırmayı hedeflediklerini göstermektedir. Ancak durum bu iken gelinen noktada Pankobirlik olarak temsil ettiğimiz 1 milyon 400 bin ortağımız adına hükümetimizin herhangi bir iradesi olmadığını da bilmekteyiz. Zira Sayın Maliye Bakanımız Naci Ağbal’ın da 20 Eylül 2016 tarihinde Çorum Şeker Fabrikamızın 2016/17 pancar alım kampanyasının açılış töreninde yaptığı konuşmasında; Hükümetimizin konuya olan hassasiyetini, sürdürülebilir bir pancar tarımı ve sektörün rekabet gücünün arttırılmasında sektörün özelleştirilmesi noktasındaki görüşlerini büyük bir mutlulukla öğrenmiş bulunmaktayız. Hükümetimize ve Kendisine sonsuz şükranlarımızı ve teşekkürlerimizi bir kez daha bu vesile ile iletmek istiyoruz.”
"Glikoz Kota kapsamından çıkartılacaktır"
Pankobirlik’ten yapılan açıklamanın devamında, “Şeker piyasasını düzenlemekle görevli olan Şeker Kurulu Başkanı Hüsnü Tekin’in açıklamaları ve çalışmalarının çıkartılmaya çalışan yasa ile bire bir örtüştüğünü de belirtmek istiyoruz. Zira geçtiğimiz Ocak ayında İstanbul İhracatçı Birlikleri tarafından gerçekleştirilen Şeker Sektörünün sorunları toplantısındaki Hüsnü Tekin in yapmış olduğu açıklamalarında; Benim kuruma geldiğimden beri bu sorun devam etmekte. Şahsım olarak ta bu konunun arkasındayım. Glikoz şekerin ikamesi değildir. Şekerle birlikte kullanılan bir üründür ve AB de bu yüzden kota kapsamı dışındadır. Yeni kanun tasarısında bunu sunduk, glikoz kota kapsamından çıkartılmalı, bunu sağlayacağız. Hükümetle bizzat görüştük, Bakanı ve Hükümeti bu konuda ikna etmiş durumdayız. Glikoz Kota kapsamından çıkartılacaktır. Bunun da Müjdesini şimdiden sizlere veriyorum. Şeklindeki ifadelerinin ardından yine Gıda Hattı dergisine yaptığı açıklamalarında; Glikoz kotası kalkmalı diyen Tekin, Açıklamalarında Glikoz Şurubu dediğiniz şey, pancardan üretilen şekerin ikamesi bir ürün değil diyor. İşte bu noktada tamamen hedefi şaşırtıyor ve glikoz adı altında asıl hedefleri olan ve şekerin ikamesi olan glikoz - früktoz şuruplarının kota kapsamı dışına çıkartılmasını sağlayacak alt yapının hazırlanmasına çalışmaktadır. Bir diğer husus Tekin’in açıklamalarında glikozun kota kapsamı dışına çıkarılması ile kotaların belirlenmesinde değişiklik olabileceği şeklinde ifadesidir. NÜD ve Cargil bu konuda Tekin e baskı yapmakta. Glikozdan boşalan kotayı da izoglikoza yöneltmek veya izoglikozun kotasını tek başına %15 lere çıkarmanın peşindedirler. Üretim ve yatırımın önündeki engelleri kaldırma hedefiyle hazırlanan tasarı taslağında amaçlanan hedef gerçekleşirse, pancar üretiminde Avrupa’da 3’cü olan Türkiye, üretimden vaz geçerek, ABD’nin küresel şirketi Cargill ile birlikte 5 NBŞ firması, şeker piyasasını tamamen ele geçirecektir. Kar marjların katlayarak sürdürmeye devam edecek olan bu şirketlerin ürettikleri Nişasta Bazlı Şekerlere Dünya da önemli ölçüde kısıtlamalar ve yaptırımlar getirilirken, ülkemizde ise halkımız bu ürünleri tüketmeye mahkum edilecektir. Sonuç olarak; Geniş üretici kitlelerine hitap eden, faaliyette bulunduğu yörelerde ve ülkemizin ekonomik kalkınması açısından önemli bir görevleri yerine getirmekte olan şeker pancar üretimi ve üreticilerinin hak ve menfaatleri, kişisel tercihlerle kurulmuş NBŞ fabrikaları ve üretimi ile beraber değerlendirilmemelidir. Kanunun ilgili maddelerin yukarıdaki şekilde değiştirilmesin Ülkemiz milli menfaatleri açısından ve temsil ettiğimizi 1 milyon 400 bin ortağımız adına haksız ve adaletsiz rekabete neden olacağını, ülke milli menfaatleri de göz önüne alındığında, NBŞ kotalarının tamamı için ve ticari (sıvı) baz da kota uygulamasının mevcut haliyle devam ettirilmesi hususunu bir kez daha birinci ağızdan kamuoyumuzun ve hükümetimizin dikkatine arz ederiz” ifadelerine yer verildi.
Kaynak: İHA
"Pankobirlik olarak temsil ettiğimiz 1 milyon 400 bin ortağımız adına hükümetimizin herhangi bir iradesi olmadığını da bilmekteyiz"
Açıklamanın devamı şöyle:
“Bu yeni düzenlemeler ile kotalı ve kotasız olarak üretim yapan ve toplamda 1 milyon 300 bin ton glikoz ve izoglikoz üretim kapasitesine sahip olan bu grupların kapasitesinin tamamının kullanılmasının önü açılırken, tamamı yerli sermayeden oluşan pancar şekeri sektörü ciddi tehdit altında bırakılmaktadır. Sektörde yer alan uluslararası şirketler yüksek karı nedeniyle NBŞ üretimi için ayrılan kotayı yükseltmek, mümkünse kotayı kaldırmak istemektedirler. Bunun için ise en önemli engel olarak, Türkiye’de pancar şekeri üretimi görmektedirler. Kamu Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesinde kotalarına talip olmaları, özelleşme sonunda şeker fabrikalarının çoğunun kapanacağı ve oluşan üretim açığının mısır şurubu yani NBŞ ile dolduracağı üzerine planlamalar yapmaktadırlar. Dünya NBŞ fiyatlarını ülkemizle kıyasladığımızda dahilde tüketilen NBŞ fiyatlarının dünya fiyatlarının üzerinde olduğu görülmektedir. NBŞ üretiminin tamamına yakın kısmında hammadde olarak mısır kullanılmaktadır. Ülkemiz şartlarında yerli mısır kullanıldığında bile NBŞ firmalarının kar marjları % 120’ler civarındadır. Zira satış fiyatlarını maliyetleri ½ olmasına karşın pancar şekeri satış fiyatlarına göre ayarlamaktadırlar. Ürünlerinin tamamını yurt içinde pazarlayan bu grup dünya fiyatları ile mukayese edildiğinde ise fiyat satış farkı ABD fiyatlarına göre ülkemizdeki NBŞ satış fiyatından %70 daha pahalıdır. Dünya borsa fiyatına göre ürünlerini dünya fiyatlarının %90 yaklaşık 1/2 oranında Türkiye de daha pahalıya satmakta, bir diğer ifadeyle neredeyse Dünya fiyatlarının iki katı fiyatla Türk halkına şeker muadili NBŞ yedirmektedirler. Bu nedenle dış pazarlara yönelmek yerine, dahilde kota artışına yönelik gayret gösterip, pazar paylarını ve karlarını artırmayı hedeflediklerini göstermektedir. Ancak durum bu iken gelinen noktada Pankobirlik olarak temsil ettiğimiz 1 milyon 400 bin ortağımız adına hükümetimizin herhangi bir iradesi olmadığını da bilmekteyiz. Zira Sayın Maliye Bakanımız Naci Ağbal’ın da 20 Eylül 2016 tarihinde Çorum Şeker Fabrikamızın 2016/17 pancar alım kampanyasının açılış töreninde yaptığı konuşmasında; Hükümetimizin konuya olan hassasiyetini, sürdürülebilir bir pancar tarımı ve sektörün rekabet gücünün arttırılmasında sektörün özelleştirilmesi noktasındaki görüşlerini büyük bir mutlulukla öğrenmiş bulunmaktayız. Hükümetimize ve Kendisine sonsuz şükranlarımızı ve teşekkürlerimizi bir kez daha bu vesile ile iletmek istiyoruz.”
"Glikoz Kota kapsamından çıkartılacaktır"
Pankobirlik’ten yapılan açıklamanın devamında, “Şeker piyasasını düzenlemekle görevli olan Şeker Kurulu Başkanı Hüsnü Tekin’in açıklamaları ve çalışmalarının çıkartılmaya çalışan yasa ile bire bir örtüştüğünü de belirtmek istiyoruz. Zira geçtiğimiz Ocak ayında İstanbul İhracatçı Birlikleri tarafından gerçekleştirilen Şeker Sektörünün sorunları toplantısındaki Hüsnü Tekin in yapmış olduğu açıklamalarında; Benim kuruma geldiğimden beri bu sorun devam etmekte. Şahsım olarak ta bu konunun arkasındayım. Glikoz şekerin ikamesi değildir. Şekerle birlikte kullanılan bir üründür ve AB de bu yüzden kota kapsamı dışındadır. Yeni kanun tasarısında bunu sunduk, glikoz kota kapsamından çıkartılmalı, bunu sağlayacağız. Hükümetle bizzat görüştük, Bakanı ve Hükümeti bu konuda ikna etmiş durumdayız. Glikoz Kota kapsamından çıkartılacaktır. Bunun da Müjdesini şimdiden sizlere veriyorum. Şeklindeki ifadelerinin ardından yine Gıda Hattı dergisine yaptığı açıklamalarında; Glikoz kotası kalkmalı diyen Tekin, Açıklamalarında Glikoz Şurubu dediğiniz şey, pancardan üretilen şekerin ikamesi bir ürün değil diyor. İşte bu noktada tamamen hedefi şaşırtıyor ve glikoz adı altında asıl hedefleri olan ve şekerin ikamesi olan glikoz - früktoz şuruplarının kota kapsamı dışına çıkartılmasını sağlayacak alt yapının hazırlanmasına çalışmaktadır. Bir diğer husus Tekin’in açıklamalarında glikozun kota kapsamı dışına çıkarılması ile kotaların belirlenmesinde değişiklik olabileceği şeklinde ifadesidir. NÜD ve Cargil bu konuda Tekin e baskı yapmakta. Glikozdan boşalan kotayı da izoglikoza yöneltmek veya izoglikozun kotasını tek başına %15 lere çıkarmanın peşindedirler. Üretim ve yatırımın önündeki engelleri kaldırma hedefiyle hazırlanan tasarı taslağında amaçlanan hedef gerçekleşirse, pancar üretiminde Avrupa’da 3’cü olan Türkiye, üretimden vaz geçerek, ABD’nin küresel şirketi Cargill ile birlikte 5 NBŞ firması, şeker piyasasını tamamen ele geçirecektir. Kar marjların katlayarak sürdürmeye devam edecek olan bu şirketlerin ürettikleri Nişasta Bazlı Şekerlere Dünya da önemli ölçüde kısıtlamalar ve yaptırımlar getirilirken, ülkemizde ise halkımız bu ürünleri tüketmeye mahkum edilecektir. Sonuç olarak; Geniş üretici kitlelerine hitap eden, faaliyette bulunduğu yörelerde ve ülkemizin ekonomik kalkınması açısından önemli bir görevleri yerine getirmekte olan şeker pancar üretimi ve üreticilerinin hak ve menfaatleri, kişisel tercihlerle kurulmuş NBŞ fabrikaları ve üretimi ile beraber değerlendirilmemelidir. Kanunun ilgili maddelerin yukarıdaki şekilde değiştirilmesin Ülkemiz milli menfaatleri açısından ve temsil ettiğimizi 1 milyon 400 bin ortağımız adına haksız ve adaletsiz rekabete neden olacağını, ülke milli menfaatleri de göz önüne alındığında, NBŞ kotalarının tamamı için ve ticari (sıvı) baz da kota uygulamasının mevcut haliyle devam ettirilmesi hususunu bir kez daha birinci ağızdan kamuoyumuzun ve hükümetimizin dikkatine arz ederiz” ifadelerine yer verildi.