FETÖ Elebaşı Gülen'in Akrabasının İtirafları

Terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in akrabası Muhammet Sait Gülen'in savcılık ifadesinden: (1) 'Fetullah Gülen'in babası ile benim babamın dedesinin kardeş olduklarını biliyorum. Kendisi ile bu şekilde akrabalık ilişkimiz var. Fetullah Gülen'i yaklaşık 67 yaşlarındayken, Korucuk köyümüze cami ziyaretine geldiği sırada gördüm. Ondan sonra hiç görmedim. Kendisiyle hiçbir irtibatım olmadı' 'Özel okul öğretmeni olduğum için maaşım da çok düşüktü. Bu nedenle düzenli bir şekilde himmet vermedim. Çok küçük miktarda, 50100 lira civarında, düzensiz bir şekilde, yardım amaçlı elden para verdim. Kime verdiğimi hatırlamıyorum' '10 Temmuz 2010'da yapılan sınava Erzurum Atatürk Üniversitesinde girdim. Sınavda çıkan sorular, bahsettiğim üzere gerek Sait, gerekse Muharrem Var isimli şahısların bana sınav öncesi göstermiş olduğu soru ve cevaplarla birebir aynıydı. Bu nedenle kolayca cevaplandırdım'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan, terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in akrabası Muhammet Sait Gülen, 'Fetullah Gülen'in babası ile benim babamın dedesinin kardeş olduklarını biliyorum. Kendisi ile bu şekilde akrabalık ilişkimiz var. Fetullah Gülen'i yaklaşık 6-7 yaşlarındayken, Korucuk köyümüze cami ziyaretine geldiği sırada gördüm. Ondan sonra hiç görmedim. Kendisiyle hiçbir irtibatım olmadı.' ifadelerini kullandı.

Muhammet Sait Gülen, soruşturmayı yürüten savcılara verdiği ifadeye, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirterek başladı. 1987'de Erzurum'da doğduğunu, ilk, orta ve lise tahsilini bu ilde tamamladığını anlatan Gülen, 2001'de Nevzat Karabağ Anadolu Öğretmen Lisesi hazırlık sınıfında okurken Fetullah Gülen cemaatine ait öğrenci evlerine ders çalışmak için gitmeye başladığını, liseden mezun olana kadar bu evlere gittiğini ifade etti.

Gülen, '2005'te kazandığım Erzurum Atatürk Üniversitesi Matematik Öğretmenliği Bölümünden 2010'da mezun oldum. Bu süreçte ve üniversiteden mezun olduktan sonra Fetullah Gülen cemaatini 'hizmet hareketi' olarak biliyor ve o niyetle gönüllü olarak ilimize başka illerden gelen öğrencilere yardım amaçlı cemaate ait evlerde sorumlu olarak görev yapıyordum. Murat (kod adı) ismini kullanıyordum.' dedi.

'Kendisi gibi öğrencilerle yardım amaçlı ilgilenen' ve 'Tahir' kod ismini kullanan Süleyman Yörük'ün, iptal edilen 10 Temmuz 2010'daki KPSS'den 5 gün ya da 1 hafta önce telefonla arayarak, kendisini sorumluluğunda bulunan cemaat evine çağırdığını aktaran Gülen, Yörük'ün kendisini araması için yönlendirenin Muharrem Var olduğunu söyledi.

Gittiği evde Süleyman Yörük ve yanında adını bilmediği ancak daha önce Erzurum'da 3-5 kez yine cemaate ait evlerde görüştüğü ve kod adı 'Sait' olarak bildiği kişinin bulunduğunu anlatan Gülen, emniyette gösterilen fotoğraflardan bu kişinin isminin Özcan Solmaz olduğunu öğrendiğini belirtip, beyanını şöyle sürdürdü:

'Ben içeri girdikten sonra bir müddet üçümüz oturduk. Sonra Süleyman Yörük odadan çıktı. Odada Sait isimli şahısla kaldık. Sait bana 'Sana bir şeyler göstereceğim ama bunu kimseye söylemeyeceğine dair yemin edeceksin' dedi. Ben yemin ettikten sonra, yanında bulunan siyah renkli çantanın içinden kağıtlar çıkardı. Kağıtlardaki soruların yaklaşık 1 hafta sonra yapılacak 2010 KPSS-Lisans sınavına ait Genel Yetenek ve Genel Kültür ile Eğitim Bilimleri testine ait sorular olduğunu ve bunları ezberlememi söyledi. Ben de soruları alıp incelemeye başladım. Sorular bilgisayar ortamında hazırlanmıştı ve sınavda çıkacak haldeydi. Cevaplar arasında doğru olan cevap şıkkı yuvarlak içerisine alınarak işaretlenmişti.

Yaklaşık 3-4 saat süresince 2010 KPSS-Lisans sınavına ait Genel Yetenek ve Genel Kültür ile Eğitim Bilimleri testine ait soruları ve cevap şıklarını inceleyerek ezberledim. Sait hiç ayrılmadığından herhangi bir yere not almadım. Eğitim Bilimleri testinden yaklaşık 100'den fazla, 120'den az soru ve cevabı vardı. Genel Yetenek testinden 40-45 arasında soru ve cevabı vardı. Genel Kültür testinden de yine 40-45 arasında soru ve cevabı vardı. Genel Yetenek ve Genel Kültür testi sorularının bazılarında cevap şıkları eksik ya da sadece doğru olan tek şık vardı. Ben soruları ezberledikten sonra akşama doğru cemaat evinden ayrıldım.'

- 'Gösterilen sorularla birebir aynıydı'

Gülen, KPSS'den birkaç gün önce, Erzurum'daki cemaat faaliyetleri dolayısıyla tanıdığı, ilde 209 öğrenci evinden sorumlu olan ve 'il abisi' konumunda bulunan 'Ahmet' kod adlı Muharrem Var'ın kendisini çağırdığını anlatarak, şunları söyledi:

'Bana, bir odadaki laptop üzerinde 2010 KPSS Eğitim Bilimleri, Genel Kültür ve Genel Yetenek testlerine ait soru ve cevapların bulunduğu birtakım soruları gösterdi. Bu soruların 2010 KPSS'de çıkacak sorular olduğunu söyledi ve kimseye söylemememi istedi. Soruların altında bulunan doğru cevaplar bu kez yuvarlak içerisine alınmayıp, kırmızı renkli olarak işaretlenmişti. Bu soru ve cevaplara da bir iki saat baktım. Daha önceden de gördüğüm için kolayca ezberledim. Daha sonra bu evden ayrıldım. 10 Temmuz 2010'da yapılan sınava Erzurum Atatürk Üniversitesinde girdim. Sınavda çıkan sorular, bahsettiğim üzere gerek Sait, gerekse Muharrem Var isimli şahısların bana sınav öncesi göstermiş olduğu soru ve cevaplarla birebir aynıydı. Bu nedenle kolayca cevaplandırdım. Her iki şahsın bana gösterdiği sorular içerisinde bulunmayan soruları da sınava kendi imkanlarımla hazırlandığım için yaptım.'

Muhammet Sait Gülen, KPSS'deki usulsüzlük iddialarının gündeme gelmesinin ardından Eğitim Bilimleri testi iptal edilirken, Genel Yetenek ve Genel Kültür testlerinin iptal edilmediğini anımsatarak, 'Halbuki Genel Yetenek ve Genel Kültür testi soruları da bana anlattığım şekilde gösterilmiş ve ben de ezberlemiştim.' dedi.

Sınavın iptal edilmesi üzerine yenilenen sınava sadece kendi imkanlarıyla hazırlanarak, 120 sorudan 87'sini doğru yanıtladığını anlatan Gülen, 'Sonuçlar açıklandığında, Genel Yetenek ve Genel Kültür testlerinde aldığım puan sonucuna göre düz memur olarak devlet kademelerine yerleşme durumum vardı. Ancak sınava giren diğer adaylara haksızlık olacağını düşündüğümden ve vicdanen rahatsız olduğumdan, devlet memurluğunu tercih etmedim.' ifadelerini kullandı.

-'Yanlış şık üzerinde birleşme, kopyanın delili'

İfade tutanağına göre Gülen'e, iptal edilen sınav sorularına ilişkin bilirkişilerin inceleme raporundan bazı değerlendirmeler gösterildi ve kendisinin de arasında bulunduğu bin 211 kişinin, bir soruda 'yanlış şık üzerinde birleştiği' belirtildi. İnceleme raporunda, bu konuda, 'bu adayların soruyu çabalarıyla çözme girişimi içine girmeyip, daha önceden görüp, ezberlediği seçeneği işaretlemeyi tercih ettiği şeklinde kuvvetli kanaat olduğuna' yer verildiği aktarılarak, savunması soruldu.

Eğitimci olarak, yanlış şıkka yoğun şekilde yığılmanın kopyada önemli bir delil olduğunu bildiğini söyleyen Gülen, bunun, kopyanın göstergesi olduğuna dikkati çekti. Gülen, üzerinden uzun zaman geçmesi nedeniyle bu soruyu tam hatırlamadığını, ancak kendisinin de yanlış şıkka yöneldiğini anladığını bildirdi.

Gülen, iptal edilen sınava Süleyman Yörük ve Muharrem Var'ın da girdiklerini belirterek, soruların kendisine verilmesi için kimseden talepte bulunmadığını, kimseye maddi veya manevi karşılık vermediğini, soruları kimseye iletmediğini ifade etti.

Muhammet Sait Gülen, 'FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle herhangi bir aidiyetinin olmadığını' savunarak, 'Fetullah Gülen'in babası ile benim babamın dedesinin kardeş olduklarını biliyorum. Kendisi ile bu şekilde akrabalık ilişkimiz var. Fetullah Gülen'i yaklaşık 6-7 yaşlarındayken, Korucuk Köyümüze cami ziyaretine geldiği sırada gördüm. Ondan sonra hiç görmedim. Kendisiyle hiçbir irtibatım olmadı. Beni de zaten tanımaz. Ekonomik açıdan da birlikteliğimiz yok, kendisinden bu zamana kadar herhangi bir yardım almadım' dedi.

'FETÖ/PDY terör örgütüne himmet ya da başka ad altında hiç maddi yardımda bulunmadığını, para transferine aracılık etmediğini' ileri süren Gülen, devlet memuru ya da esnaflardan her ay belli bir miktarın cemaate himmet olarak verildiğini anlattı. Gülen, 'Ancak ben özel okul öğretmeni olduğum için maaşım da çok düşüktü. Bu nedenle düzenli bir şekilde himmet vermedim. Çok küçük miktarda, 50-100 lira civarında, düzensiz bir şekilde, yardım amaçlı elden para verdim. Kime verdiğimi hatırlamıyorum.' beyanında bulundu.

(Sürecek)
Kaynak: AA