Hayallerini Çizdikleri Resimlerle Anlattılar

Suriye'nin Halep kentindeki evlerine düşen bombayla en büyük ağabeylerini kaybeden, savaşın izlerini kimi bedeninde, kimi de ruhunda taşıyan 8 kardeşin yüzü, İzmir'deki bir grup gönüllünün getirdiği oyuncaklarla güldü Ülkelerinde yaşadıkları savaşın yarattığı travmayı halen üstlerinden atamayan ve sessizliğe bürünen çocuklar, hayallerini, gönüllülerin getirdiği boyalarla resmetti Anne Şemsi Abbud: 'Her anne çocukları mutluysa, mutlu olur. Çocuklarım resim yapmaktan mutlu olduklarında ben de mutlu oldum' 8 yaşındaki Safa Abbud: 'Bu (resim) Suriye'deki evimiz. Ben evimi seviyordum. Bizim evin bahçesinde ağaç yoktu ama ben öyle istediğim için ağaç çizdim. Hayal ettim. Bunlar da bulutlar, yağmur yağıyor. Yağmur orada da vardı' Gönüllü tiyatro eğitmeni Bayman: 'Çocukların konuşamaması çok dokunaklı. En çok ses çıkarması gerekenler çocuklar. Hiç günahları olmayan bir süreci yaşıyorlar. Onlar bizim ülkedaşlarımız, yurttaşlarımız, komşularımız. Onlar iyi oldukça biz iyi olacağız, aynı şekilde biz iyi olursak onlar iyi olacak'

GÜLCAN KAPLAN - Suriye'nin Halep kentindeki evlerine 10 ay önce düşen bombayla en büyük ağabeylerini yitiren, savaşın izlerini bedenlerinde ve ruhlarında taşıyan 8 kardeşin yüzü, İzmir'deki bir grup gönüllünün oluşturduğu yardım girişimi üyelerinin getirdiği oyuncaklarla güldü.

Savaşın yarattığı travmasını halen üstlerinden atamayan ve yaşadıkları olayın ardından sessizliğe bürünen kardeşler, yaptıkları resimlerle hayallerini paylaştı.

Aralarında sanatçı, öğrenci ve serbest meslek sahiplerinin bulunduğu 'Mülteci Çocuklara Destek Girişimi' üyeleri, savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Abbud ailesine destek olmak amacıyla yardım eli uzattı.

İzmir'in Bayraklı ilçesindeki 10 kişilik Abbud ailesinin evine giden üyeler, çocuklara çeşitli oyuncaklar ile resim yapabilmeleri için boya ve resim defteri götürdü.

Türkiye'ye sığındıkları 10 aydan bu yana yaşadıkları travma nedeniyle sessizliğe bürünen çocukların yüzü oyuncaklarla gülerken, gönüllülerin getirdiği boyalarla resimler çizen 8 kardeş, Suriye'deki evleri ile hayallerindeki evi bir arada resmetti.

8 yaşındaki Safa Abbud, çizdiği resmi anlatırken, 'Bu Suriye'deki evimiz. Ben evimi seviyordum. Bizim evin bahçesinde ağaç yoktu, ama ben öyle istediğim için ağaç çizdim. Hayal ettim. Bunlar da bulutlar, yağmur yağıyor. Yağmur orada da vardı.' sözleriyle aktardı.

Savaş biterse yeniden evine kavuşmak istediğini dile getiren küçük Safa, evin etrafına çizdiği onlarca kalp resmine ilişkin de 'Kalpler... Evimin etrafında sevgi olması için.' dedi.

13 yaşındaki Merve Abbud da çizdiği resmi, 'Ev, kuşlar ve ağaç. Suriye'deki evimiz. Yeniden kavuşmak isterim. Savaş biterse istiyorum. Buradaki yaşam savaştan daha iyi.' ifadeleriyle anlattı.

Anne Şemsi Abbud ise Türkiye'ye ilk geldiklerinde çocuklarının yabancılık çektiğini, ama zamanla yüzlerinin gülmeye başladığını kaydetti.

Çocuklarının resim yapmasını gözleri dolarak izleyen Abbud, 'Her anne çocukları mutluysa mutlu olur. Çocuklarım resim yapmaktan mutlu olduklarında ben de mutlu oldum.' diye konuştu.

Anne Abbud, evlerinin bombalanması ve sonrasında yaşadıklarını ise 'Halep'i biz harap gördük, ölüm gördük. Büyük oğlumuz şehit olduktan sonra nasıl kalacaktık? Dünya dar oldu, dünyada bir yer kalmadı bize.' sözleriyle özetledi.

- 'Türkler sanki bizim akrabamız oldu'

Hayatta kalan çocukları için Türkiye'ye geldiklerini, Türklerin kendilerini çok sıcak karşıladığını ve kucakladığını vurgulayan Abbud, şöyle konuştu:

'Biz korkunç bir yaşam gördük. Bu çocuklar o korkunçluğu yaşadı. Çocuklarım savaş, patlamalar gördü, uçak sesleri duydu. 2.5 yaşındaki oğlum sokağa çıktığında yukarı bakıyor, uçak geldi mi gelmedi mi diye.

Türkler bize kucak açtı. Sanki bizim akrabamız oldular. Birkaç gün önce evimizde çamaşır makinesinden yangın çıktı. Bütün komşularımız buraya toplandılar, bize yardım ettiler. Yeni bir çamaşır makinesi getirdiler. Çocuklar yangından çok korktu. Polis, sağlık ekipleri, itfaiye geldi. Komşular toplandılar. O zaman bizim müşkülümüz epey hafifledi. Komşulara, devlete minnettar kaldık. Hiçbir ülkede savaş olmasın. Bütün dünyada barış istiyoruz. En çok bütün ülkelerle kardeş gibi yaşamak istiyoruz.'

Şemsi Abbud, eşinin ayakkabıcılık yaptığını, ancak her zaman iş bulamadığını, yaşadıkları evin de harabe gibi olduğunu, zaman zaman tavandan parçaların düştüğünü dile getirerek, 'Burada korkmuyoruz. Allah var. Türkiye'de yardımcı olanlar da var. Allah'a şükür biz güvendeyiz.' sözleriyle hallerine şükrettiğini ifade etti.

- Çocukların konuşması için destek sağlayacaklar

Mülteci Çocuklara Destek Girişimi üyelerinden tiyatro eğitmeni Heval Çamlıbel Bayman, oyuncaklar ve boyaların, çocukların mutlu olması için her zaman işe yaradığını, bugün de Abbud ailesinin çocuklarının bunlarla oynayıp gülümsemesinin kendilerini çok mutlu ettiğini dile getirdi.

Göç yollarına düşen bütün insanların hissettiklerini Abbud ailesinin çocuklarında da çok net gözlemlediklerini aktaran Bayman, 'Bu çocukların konuşamaması çok dokunaklı. En çok ses çıkarması gerekenler çocuklar, çünkü hiç günahları olmayan bir süreci yaşıyorlar. Savaşta hiçbir suçları yok.' değerlendirmesinde bulundu.

Çocukların yeniden konuşması için uzman desteği sağlamayı planladıklarını dile getiren Heval Çamlıbel Bayman, 'Onlar büyüyecekler ve şu an isteseler de dönecekleri bir ülkeleri yok. Onlar bizim ülkedaşlarımız, yurttaşlarımız, komşularımız. Onlar iyi oldukça biz iyi olacağız, aynı şekilde biz iyi olursak onlar iyi olacak.' diye konuştu.

Grup üyelerinden Osman Bayman da uzun süredir çocukların sesi olmaya çalıştıklarını belirterek, 'Ama biz de zorlandık bu sefer, çünkü konuşamıyorlar. Bütün zorluklara rağmen yaşam güçlerini kaybetmemeleri umut verici. Onlarda bu yaşam tutkusu olduktan, insanlarda bu yardımseverlik olduktan sonra her şeyin üstesinden gelinecektir.' ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA