'İhraç Edilemeyen 2 Bin Yıllık Dev Sütunlar' İlgi Görüyor
Dönemin en önemli granit ocaklarının bulunduğu antik Yunan kenti 'Alexandria Troas', ihraç edilemediği için elde kalan yaklaşık 2 bin yıllık dev granit sütunlara ev sahipliği yapıyor ÇOMÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arslan: 'Devasa sütunlar muhtemelen gemiye yüklenip yurt dışına bir ülkeye götürülecekti. Tahminen İtalya'ya götürülüyordu. Büyük bir kentte yine büyük bir yapı için hazırlandıklarını tahmin ediyoruz' 'Koçali köyünde kalanlar niye burada bırakıldı, niye götürülmekten vazgeçildi kesin olarak bilinmiyor. Muhtemelen burada bırakılan sütunların kullanılacağı yapıyla ilgili bir değişiklik söz konusu oldu. Bu, ekonomik bir kriz olabilir, siyasi değişiklikler olabilir'
BURAK AKAY - Çanakkale'nin Ezine ilçesine bağlı Koçali köyünde, dönemin en önemli granit ocaklarının bulunduğu antik Yunan kenti 'Alexandria Troas', ihraç edilmek üzere hazırlanan ancak bilinmeyen nedenle gönderilemeyen ve bozulmadan bugüne ulaşan yaklaşık 2 bin yıllık dev granit sütunlara ev sahipliği yapıyor.
Yaklaşık 400 hektarlık alana yayılan antik kentte, her biri 11-12 metre uzunluğunda ve yaklaşık 55 ton ağırlığındaki 11 granit sütun, ziyaretçilerden ilgi görüyor.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dönemin en önemli granit ocaklarının Alexandria Troas bölgesinde kurulduğunu belirtti.
Arslan, bölgenin Roma dönemindeki en büyük liman kentlerinden birisi olduğunu hatırlatarak, buradaki yaklaşık 2 bin yıllık sütunların granit ocaklarında üretilen en önemli ekonomik kaynaklar olduğunu bildirdi.
Sütunların her birinin 11-12 metre uzunluğunda ve yaklaşık 55 ton ağırlında olduğunu kaydeden Arslan, 'Bu bölgedeki ocaklarda büyük sütunlar hazırlanmış. Genelde ocaktan çıkan sütunlar kabaca bırakılır. Üzerinde sadece kama izleri görülebilir ancak bu sütunlar parlatılmış, düzeltilmiş, satışa hazır hale getirilmiş. Yani bunların ihracata yönelik olarak hazırlandığını düşünüyoruz.' diye konuştu.
- 'Tahminen İtalya'ya götürülüyordu'
Arslan, dev 9 sütunun Koçali köyünde, benzer iki sütunun ise Alexandria Troas Limanı'nda denize düşmüş şekilde kıyıya paralel halde durduğunu belirterek, şöyle devam etti:
'Bu durum gösteriyor ki söz konusu devasa sütunlar muhtemelen gemiye yüklenip yurt dışına bir ülkeye götürülecekti. Tahminen İtalya'ya götürülüyordu. Büyük bir kentte yine büyük bir yapı için hazırlandıklarını tahmin ediyoruz çünkü elimizde bu yapı ile ilgili bir kaynak mevcut değil. O dönemlerde bu büyüklükteki sütunları hazırlayacak kabiliyette sadece bir ya da iki ocak bulunuyor. Sütunların bulunduğu bölgeden yola çıkarak bunların taşıma evrelerine, geçirdikleri safhalara bakacak olursak, gemilere yüklenip yurt dışına diğer ülkelere götürülmüşler. Tabii büyüklükleri, ağırlıkları çok fazla. Süreç nasıl işlemiş o dönemdeki teknolojiyle gerçekten çok önemli bunlar. Koçali köyünde kalanlar niye burada bırakıldı, niye götürülmekten vazgeçildi? Kesin olarak bilinmiyor. Muhtemelen burada bırakılan sütunların kullanılacağı yapıyla ilgili bir değişiklik söz konusu oldu. Bu ekonomik bir kriz olabilir, siyasi değişiklikler olabilir. Yazılı kaynaklar olmadığı için bunları söylemek zor. Ancak sütunların boyutsal olarak karşılaştırmaları sonucunda bunların M.S. 3 ya da 4'üncü yüzyılda hazırlanmış olduklarını söyleyebiliriz.'
- 'Tapınak için hazırlanmış olabilirler'
Sütunların bugüne kadar iyi korunmuş olmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Arslan, bölgenin bu büyüklükteki sütunların üretildiği yer olması açısından görülmeye değer bulunduğunu vurguladı.
Arslan, bölgede daha küçük ebatlarda başka ocaklar da bulunduğunun tespit edildiğini kaydederek, 'Bu sütunlar genellikle tapınaklarda kullanılıyor. Ancak o dönemlerde Hristiyanlığın resmi din haline gelmesiyle biraz tapınaklardan vazgeçildiği düşünülürse belki o nedenle bu sütunlar burada kaldı. Bunu da bir varsayım olarak söyleyebiliriz. Bunlara sayı olarak da baktığımızda olasılıkla bir tapınak için hazırlanmış olabilirler.' değerlendirmesinde bulundu.
- 'Bunlar bizim için değer'
Koçali köyü muhtarı Sezai Çabuk ise köydeki bu değerin turizm faaliyetlerinde kullanılmasını istediklerini söyledi.
Söz konusu sütunlara büyük ilgi olduğunu ancak bunların birçok kişi tarafından bilinmediğini vurgulayan Çabuk, 'Bunlar bizim için bir değerdir. Özellikle turizm alanında değerlendirilmeleri gerek kentimizin ve bölgemizin gerekse köyümüzün tanıtımı için yararlı olacaktır. Umuyoruz ki antik dönemde büyük bir liman kenti olma özelliğine sahip bu alan geride kalan 2 bin yıllık sütunlar ile yıllar sonra da yine tanınır ve bilinir olacaktır.' ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Yaklaşık 400 hektarlık alana yayılan antik kentte, her biri 11-12 metre uzunluğunda ve yaklaşık 55 ton ağırlığındaki 11 granit sütun, ziyaretçilerden ilgi görüyor.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dönemin en önemli granit ocaklarının Alexandria Troas bölgesinde kurulduğunu belirtti.
Arslan, bölgenin Roma dönemindeki en büyük liman kentlerinden birisi olduğunu hatırlatarak, buradaki yaklaşık 2 bin yıllık sütunların granit ocaklarında üretilen en önemli ekonomik kaynaklar olduğunu bildirdi.
Sütunların her birinin 11-12 metre uzunluğunda ve yaklaşık 55 ton ağırlında olduğunu kaydeden Arslan, 'Bu bölgedeki ocaklarda büyük sütunlar hazırlanmış. Genelde ocaktan çıkan sütunlar kabaca bırakılır. Üzerinde sadece kama izleri görülebilir ancak bu sütunlar parlatılmış, düzeltilmiş, satışa hazır hale getirilmiş. Yani bunların ihracata yönelik olarak hazırlandığını düşünüyoruz.' diye konuştu.
- 'Tahminen İtalya'ya götürülüyordu'
Arslan, dev 9 sütunun Koçali köyünde, benzer iki sütunun ise Alexandria Troas Limanı'nda denize düşmüş şekilde kıyıya paralel halde durduğunu belirterek, şöyle devam etti:
'Bu durum gösteriyor ki söz konusu devasa sütunlar muhtemelen gemiye yüklenip yurt dışına bir ülkeye götürülecekti. Tahminen İtalya'ya götürülüyordu. Büyük bir kentte yine büyük bir yapı için hazırlandıklarını tahmin ediyoruz çünkü elimizde bu yapı ile ilgili bir kaynak mevcut değil. O dönemlerde bu büyüklükteki sütunları hazırlayacak kabiliyette sadece bir ya da iki ocak bulunuyor. Sütunların bulunduğu bölgeden yola çıkarak bunların taşıma evrelerine, geçirdikleri safhalara bakacak olursak, gemilere yüklenip yurt dışına diğer ülkelere götürülmüşler. Tabii büyüklükleri, ağırlıkları çok fazla. Süreç nasıl işlemiş o dönemdeki teknolojiyle gerçekten çok önemli bunlar. Koçali köyünde kalanlar niye burada bırakıldı, niye götürülmekten vazgeçildi? Kesin olarak bilinmiyor. Muhtemelen burada bırakılan sütunların kullanılacağı yapıyla ilgili bir değişiklik söz konusu oldu. Bu ekonomik bir kriz olabilir, siyasi değişiklikler olabilir. Yazılı kaynaklar olmadığı için bunları söylemek zor. Ancak sütunların boyutsal olarak karşılaştırmaları sonucunda bunların M.S. 3 ya da 4'üncü yüzyılda hazırlanmış olduklarını söyleyebiliriz.'
- 'Tapınak için hazırlanmış olabilirler'
Sütunların bugüne kadar iyi korunmuş olmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Arslan, bölgenin bu büyüklükteki sütunların üretildiği yer olması açısından görülmeye değer bulunduğunu vurguladı.
Arslan, bölgede daha küçük ebatlarda başka ocaklar da bulunduğunun tespit edildiğini kaydederek, 'Bu sütunlar genellikle tapınaklarda kullanılıyor. Ancak o dönemlerde Hristiyanlığın resmi din haline gelmesiyle biraz tapınaklardan vazgeçildiği düşünülürse belki o nedenle bu sütunlar burada kaldı. Bunu da bir varsayım olarak söyleyebiliriz. Bunlara sayı olarak da baktığımızda olasılıkla bir tapınak için hazırlanmış olabilirler.' değerlendirmesinde bulundu.
- 'Bunlar bizim için değer'
Koçali köyü muhtarı Sezai Çabuk ise köydeki bu değerin turizm faaliyetlerinde kullanılmasını istediklerini söyledi.
Söz konusu sütunlara büyük ilgi olduğunu ancak bunların birçok kişi tarafından bilinmediğini vurgulayan Çabuk, 'Bunlar bizim için bir değerdir. Özellikle turizm alanında değerlendirilmeleri gerek kentimizin ve bölgemizin gerekse köyümüzün tanıtımı için yararlı olacaktır. Umuyoruz ki antik dönemde büyük bir liman kenti olma özelliğine sahip bu alan geride kalan 2 bin yıllık sütunlar ile yıllar sonra da yine tanınır ve bilinir olacaktır.' ifadelerini kullandı.