Başbakan Yıldırım, Medya Temsilcileriyle Buluştu

Yıldırım: (2) '(FETÖ'nün darbe girişimi) Torunuma cevap veremedim. O kadar acze düştüm ki... Bana soruyor, 'Dede bu askerler niye insanları öldürüyor?' Bunlar bizim askerimiz değil, bu beyinsizler bu çocuk kadar, bu çocuğun idraki kadar olamadılar. Bunlar beyinlerini, kafalarını kiraya vermiş, asker kılığı içindeki teröristlerdir. Başka izahı yok. O kadar büyük zarar verdiler ki ülkeye, o kadar büyük zarar verdiler ki asırlık silahlı kuvvetlerimize. Tarifi imkansız. Ama milletimiz şunu iyi bilsin, bizim silahlı kuvvetlerimiz dünyanın en güçlü orduları arasında, ilk birkaçı içinde yer alıyor' '(Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi kurulması) Kaynak FETÖ’nün kaynağı değil, milletin evlatları. Alıyorlar, önce beyinleri formatlıyorlar, sonra da bu kurumlara gönderiyorlar. Artık buna son veriyoruz. Aziz milletin asil evlatları istediği alanda görev alabilecek. Oyunlarla, soru çalmalarla, sağlık raporları oyunlarıyla, suç isnatlarıyla önleri kesilmeyecek. Çalışan, gayret eden istediği yere gelecek. Örneği burada, biz hepimiz Anadolu'da mütevazı insanların evlatlarıyız. Önümüzde engel yok, gayret ettik, mücadele ettik, Allah nasip etti, belirli pozisyonlara geldik. Bu her alanda olabilecek. Demokrasinin de güzelliği bu zaten. Herkese aynı imkanları, fırsatları vermesidir'

Başbakan Binali Yıldırım, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin, 'Torunuma cevap veremedim. O kadar acze düştüm ki... Bana soruyor, 'Dede bu askerler niye insanları öldürüyor?' Bunlar bizim askerimiz değil, bu beyinsizler bu çocuk kadar, bu çocuğun idraki kadar olamadılar. Bunlar beyinlerini, kafalarını kiraya vermiş, asker kılığı içindeki teröristlerdir. Başka izahı yok. O kadar büyük zarar verdiler ki ülkeye, o kadar büyük zarar verdiler ki asırlık silahlı kuvvetlerimize. Tarifi imkansız. Ama milletimiz şunu iyi bilsin, bizim silahlı kuvvetlerimiz dünyanın en güçlü orduları arasında, ilk birkaçı içinde yer alıyor.' dedi.

Yıldırım, Başbakanlık Resmi Konut'ta bir araya geldiği medya temsilcilerine, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Darbenin bastırılmasındaki en önemli unsurun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunun altını çizen Yıldırım, 'Başkomutanımız, Cumhurbaşkanımız çok net bir duruş ortaya koydu. 'Bizi öldürürsünüz ama yolumuzdan döndüremezsiniz' dedi. 'Biz milletimizin emanetini size teslim etmeyiz' dedi. Biz de hükümet olarak kararlılığımızı ortaya koyduk. Dedik ki 'Bir dakika arkadaş kimsin sen? Hangi hakla milletin iradesine el uzatıyorsun' ve milleti göreve çağırdık. FETÖ darbecileri göreve çağırdı, biz de milleti göreve çağırdık. Sonuç ortada.' diye konuştu.

- 'Torunuma cevap veremedim, o kadar acze düştüm ki...'

Türkiye'nin bölgede demokrasiyi en iyi şekilde uygulamaya çalışan, Doğu ve Batı medeniyetlerini, kültürlerini birleştirerek bölgede istikrar unsuru bir ülke olduğunu vurgulayan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Türkiye'nin, artık gerek bölücü terör gerek diğer isimler altındaki terör yapılanmalarının enerjisini azaltmasına izin vermememiz lazım. Onun için bu süreci acı yaşadık, hakikaten milletçe her bir şehidimizin destansı bir öyküsü var. Her bir gazimizin o gün milletin evinde, Külliye'deki kongre binasında yaşadıklarımız hakikaten sözün bittiği yer. Bakanlar Kurulu toplantısında biraz laflar boğazıma düğümlendi. Hakikaten torunuma cevap veremedim. O kadar acze düştüm ki... Bana soruyor, 'Dede bu askerler niye insanları öldürüyor?' Bunlar bizim askerimiz değil, bu beyinsizler bu çocuk kadar, bu çocuğun idraki kadar olamadılar. Bunlar beyinlerini, kafalarını kiraya vermiş, asker kılığı içindeki teröristlerdir. Başka izahı yok. O kadar büyük zarar verdiler ki ülkeye, o kadar büyük zarar verdiler ki asırlık silahlı kuvvetlerimize. Tarifi imkansız. Ama milletimiz şunu iyi bilsin, bizim silahlı kuvvetlerimiz dünyanın en güçlü orduları arasında, ilk birkaçı içinde yer alıyor. Avrupa'nın ikinci, dünyanın dördüncü büyük silahlı gücüne sahip. Bu ordunun, bu ve buna benzer olaylarla itibarının yok edilmesini asla ve asla tasvip etmeyiz.'

Yıldırım, asker kılığındaki teröristlerle silahlı kuvvetlerin, ülkesini, vatanını, milletini, bayrağını seven askerlerin, subayların birbirinden ayırt edilmesi gerektiğini vurguladı.

Darbecilerden gereken hesabın sorulacağını aktaran Yıldırım, intikam duygusuyla değil, adaletle hareket edeceklerinin altını çizdi.

'FETÖ'ye katılan, onlarla birlikte hareket edenlerin tespitinde de kılı kırk yaracağız, bir sürek avına çıkmayacağız, elimizdeki sağlam verilerle hareket edeceğiz. Yaşla kurunun birlikte yanmasına da asla izin vermeyeceğiz. Bu çok titiz bir çalışma gerektiriyor.' diyen Yıldırım, bu dönemlerin karambol dönemleri olduğunu, birilerine karın ağrısı olanların bu dönemde piyasaya çıkarak birilerinin haksız yere mağdur olmasına sebep olabildiklerini söyledi.

Titiz bir çalışma yürütüleceğini ve bunun için Başbakanlıkta ve bakanlıklarda kriz merkezi kurulduğunu anlatan Yıldırım, 'Açığa alınanlarla ilgili titiz bir çalışma yürütülüyor. Mutlaka bunlar içerisinde haksız yere işlem gören olmuş olabilir. 'Yoktur' diye iddia etmiyoruz. Onun için yeni baştan ele alınacak, haklıyla haksız, suçluyla suçsuz birbirinden ayırt edilecek.' diye konuştu.

- KHK ile yapılan çalışmalar

Kanun Hükmünde Kararnamede neler yapıldığı hakkında da bilgi veren Yıldırım, ilk etapta darbeye karşı koyan şehit ve gazilere karşı bir düzenleme yapıldığını bildirdi.

Çanakkale Şehitleri Anıtı gibi iki meydan yapılacağını anlatan Yıldırım, şunları söyledi:

'15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün Anadolu tarafındaki çıkışında bir şehitlik yapıyoruz. Bir de Beştepe ile Jandarma Genel Komutanlığı arasındaki devlet mezarlığı ile Millet Camisi arasındaki bölüme yine bir şehitler anıtı, bölgesi yapıyoruz. Bu şehitlerimizin adını ölümsüzleştirmeyi hedefliyoruz. Onun dışında bu FETÖ ile doğrudan ilişiği, ilişkisi olan, bizzat terör örgütünün faaliyetlerine çeşitli şekilde katkı sağlayan hastaneler var, sağlık tesisleri var, okullar var, özel öğretim yurtları var, vakıf ve dernekler var, sendikal organizasyonlar var, çeşitli şeyler var. Bunların tamamı kapatıldı, varlıkları vakıfsa Vakıflar Genel Müdürlüğüne değilse Maliye hazinesine devredildi. Burada bir şeye dikkat edildi, buradan hizmet alanlar mağdur edilmedi, hizmeti verenler değişti. Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK devreye girdi ve sistem tıkır tıkır işliyor. Ama şundan emin olalım, o terör örgütünün elinden bunlar alınmış oldu. Önemli bir karardı, böylece ciddi sayıda özel öğretim kurumu 934 tane, hastane vesaire 35 tane, yurt 109 tane, vakıf 104 tane, dernek sayısı bin 125, yüksek öğretim, üniversite 15. Böyle gidiyor. Bunların kazandığı, alın teri ile elde ettikleri şey değil. Cennet vadederek toplanan himmet parasından, milletin sadakasını sermaye yaparak elde ettikleri şeyler. Bunlar şimdi tekrar millete dönmüş oldu.'

Terör örgütü üyelerine yönelik gözaltı süresinin de uzatıldığını bildiren Yıldırım, ikinci KHK'da ise haber kanalları, gazete, televizyon, radyo ve yayınevlerinin kapatıldığını dile getirdi.

Jandarma ve sahil güvenlik teşkilatlarının İçişleri Bakanlığına bağlandığını anımsatan Başbakan Yıldırım, şunları ifade etti:

'Aslında bu yarım yamalak bağlıydı. Tam anlamıyla şimdi bu KHK’da bağlanmış oldu. Ne demek, tam anlamıyla, yani A’dan Z’ye personellerin alımı, terfisi, tayini, görev değiştirmeleri, her şey İçişleri Bakanı, gereğine göre Başbakan, EGM teşkilat yapısı, personel tefriki nasılsa aynı hale dönüştü. Sahil güvenlik de benzer şekilde. Rütbeleri devam ediyor. Jandarmanın, sahil güvenliğin tayin terfisi YAŞ'a gitmiyor. İlk denemesini 28’inde yaptık mesela, jandarmayı, sahil güvenliği görüşmedik. Direkt onu İçişleri Bakanlığımız hazırladı, görüştük, Cumhurbaşkanımıza da onaya sunduk, üçlü kararnameyle hallettik. Şu anda jandarma bu değişimden sonraki görevlendirmelerini tamamlamış, herkes görevinin başına gitmiştir. Çok hızlı bir şekilde bu değişimi uygulamaya soktular. Bakanımıza teşekkür ediyoruz.'

Binali Yıldırım, bu çalışmaların çok büyük bir reform olduğunun altını çizdi.

Jandarma ve sahil güvenlik teşkilatlarının terörle mücadelede çok daha etkin ve çok daha hızlı hareket edeceğini aktaran Yıldırım, 'Çünkü karar mekanizması, hiçbir tereddüde yer verilmeyecek şekilde netleşmiştir. Önceden de İçişleri'ne bağlı ama sizin sicil notunuzu başkası veriyorsa gerçekte işin sonunda oraya bağlı gibi oluyor, çok sürdürülebilir bir iş değildi, bu düzeldi şimdi. Teoride bağlıydı, uygulamada da bağlı hale geldi. Bu şekilde gerek bir yandan polis, jandarma onların görev alanları sanki aynı bünye içerisinde birbirine yabancı iki kuruluş... Bu kalktı ortadan.' diye konuştu.

Jandarma ve sahil güvenlik teşkilatları personel kaynağı için de üçüncü KHK'da yeni kararlar aldıklarını dile getiren Yıldırım, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi kurulmasına karar verdiklerini belirtti.

Lise dengi okullardan, üniversitelerden öğrencilerin akademiye gelip, eğitimlerini devam ettireceklerini söyleyen Yıldırım, şu bilgileri aktardı:

'Kaynak FETÖ’nün kaynağı değil, milletin evlatları. Alıyorlar, önce beyinleri formatlıyorlar, sonra da bu kurumlara gönderiyorlar. Artık buna son veriyoruz. Aziz milletin asil evlatları istediği alanda görev alabilecek. Oyunlarla, soru çalmalarla, sağlık raporları oyunlarıyla, suç isnatlarıyla önleri kesilmeyecek. Çalışan, gayret eden istediği yere gelecek. Örneği burada, biz hepimiz Anadolu'da mütevazı insanların evlatlarıyız. Önümüzde engel yok, gayret ettik, mücadele ettik, Allah nasip etti, belirli pozisyonlara geldik. Bu her alanda olabilecek. Demokrasinin de güzelliği bu zaten. Herkese aynı imkanları, fırsatları vermesidir.'

(Sürecek)

Kaynak: AA