AK Parti TBMM Grup Toplantısı
Genel Başkan ve Başbakan Yıldırım: (1)'Her darbe milli iradeye karşı ihanettir. Ancak, siyasi tarihimizde hiçbir darbe girişimi, 15 Temmuz'daki kadar kötü ve alçakça olmamıştır. Hiçbir darbe, kökü dışarıda, hoca kılıklı bir hain tarafından yönetilmemiştir''Ey FETÖ'nün hainleri siz bizi ne sandınız? Siz bizi korkar, sinen, kaçar mı sandınız? Bizim Allah'a bir can borcumuz var, ne zaman nerede dilerse o borcu ödemeye hazırız. Biz, ölümü içinde öldürmüş insanlarız''Eğer bugün Meclis'in kapıları açıksa, TBMM dimdik ayaktaysa işte aziz milletimizin sokağa çıkan, tankların önüne duran, kurşunlara karşı kafa atan, füzelerin önünü kesen bu aziz milletin sayesindedir'
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, 'Her darbe milli iradeye karşı ihanettir. Ancak, siyasi tarihimizde hiçbir darbe girişimi, 15 Temmuz'daki kadar kötü ve alçakça olmamıştır. Hiçbir darbe, kökü dışarıda, hoca kılıklı bir hain tarafından yönetilmemiştir.' dedi.
Başbakan Yıldırım, AK Parti'nin TBMM Grup toplantısında konuştu.
Konuşmasına 'Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla.' diyerek başlayan Yıldırım, 'Allahıma, alemlerin Rabbi Mevlam'a hamdolsun, bize bu toprakları vatan kılan Rabbime sonsuz hamdüsenalar olsun. Bizi istikbaline aşık bir millet olarak yaratan Mevlama şükürler olun, bizi bu aziz milletin ferdi olarak yaratan Allah'a sonsuz şükürler olsun. Allahım sen bu aziz milleti ebediyete kadar koru. İstiklalimizi savunmak için güç, düşmanlara karşı, hainlere karşı, bölücülere karşı, Haşhaşi çetelerine karşı bize güç ver. Bizim birliğimizi, dayanışmamızı daim eyle Mevlam.' diye dua etti.
Şair Arif Nihat Asya'nın 'Dua' şiirini okuyan Başbakan Yıldırım, millete seslendiğini belirterek, şöyle devam etti:
'Sizin dedeleriniz Malazgirt'te, Kosova'da, Mohaç'ta, Çanakkale'de, Niğbolu'da destanlar yazdılar. Sizin dedeleriniz Kuttul Amare'de destanlar yazdılar, sizin dedeleriniz Kurtuluş Savaşında destanlar yazdı. En küçük şüphe duymuyorum, 15 Temmuz zaferi en az bu zaferler kadar büyük bir zafer, en az bu destanlar kadar kutlu bir destandır. Siz de dedelerinize layık oldunuz, büyük bir destan yazdınız. Siz, ecdadın kahramanlık ruhunu tekrar ayağa kaldırdınız. 15 Temmuz destanını yazan bu aziz millet, sizleri yürekten, kalpten gönülden selamlıyorum.'
Başbakan Yıldırım, Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un 'Asım'in nesli... diyordum ya...nesilmiş gerçek / İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmiyecek. / Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar, taşlar... / O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar... / Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i... / Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi. / Ey şehit oğlu şehit benden isteme makber, sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber' dizelerini okuyarak, 15 Temmuz'da şehit düşenlere ve Trabzon'un Maçka ilçesinde şehit düşen polis memurlarına Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diledi.
Türkiye'nin bir yandan paralel terör örgütü, diğer yandan bölücü terör örgütü ile mücadele ettiğini anlatan Yıldırım, 'Onlar bu fırsatları değerlendirerek, bu büyük millete acı çektirebilirler ama bu milleti dize getiremezler. 15 Temmuz bir şeyi ortaya koymuştur; tankın gücü halkın gücünü yenememiştir. Bu millet gücünü tanktan değil, halktan almaktadır.' dedi.
Şehit anne ve babalarının ellerinden, şehitlerin çocuklarının alınlarından öptüğünü ifade eden Yıldırım, bugün hitap edebilmesinin, Gazi Meclis'te toplanılabilmesinin şehitler ve yaralılar sayesinde olduğunu söyledi.
Yıldırım, 'Eğer bugün Meclis'in kapıları açıksa, TBMM dimdik ayaktaysa işte aziz milletimizin sokağa çıkan, tankların önüne duran, kurşunlara karşı kafa atan, füzelerin önünü kesen bu aziz milletin sayesindedir. İnanın bu aziz milleti dünya hayranlıkla izledi, inanın kardeşlerim bütün dünya bu aziz milleti alkışlıyor. Bir kez daha gönülden söylüyorum, böyle bir millet, böyle cesur kahraman milletin evladı, ferdi olmaktan büyük bir gurur ve bahtiyarlık duyuyorum.' diye konuştu.
Türk milletinin asırlardır devam eden kutlu yürüyüşü sırasında defalarca ihanetlere şahit olduğunu, insan görünümündeki canilerin, sadık görünümlü hainlerin, itaatkar görünümlü isyankarların sinsice fırsat kollayıp milleti arkasından hançerlemek istediğini anlatan Yıldırım, 15 Temmuz Cuma'yı Cumartesi'ne bağlayan gece büyük ihanetlerden birinin emrinin verildiğini söyledi.
-'Kökü dışarıda, hoca kılıklı bir hain'
Yıldırım, 'İstisnasız her darbe kötüdür, her darbe cinayettir. Her darbe milli iradeye karşı ihanettir. Ancak, siyasi tarihimizde hiçbir darbe girişimi, 15 Temmuz'daki kadar kötü ve alçakça olmamıştır. Hiçbir darbe, kökü dışarıda, hoca kılıklı bir hain tarafından yönetilmemiştir. Hiçbir darbe, halkına karşı silah çekmemiştir. Hiçbir darbe, havadan halkını bombalamamıştır. Hiçbir darbe TBMM'ye bomba yağdırmamıştır.' dedi.
Yıldırım, Gazi Meclis'in 1920'den beri birçok darbeye şahit olmuş olduğunu ancak hiçbirinde Meclis'in iradesine, istiklaline karşı bir taarruz olmadığını, 15 Temmuz darbecilerinin Meclis'e de saldırdığını vurgulayarak şöyle devam etti:
'Bunların hiçbir kutsalı yok, bunlar hiçbir durakta beklemezler. Bunların amacı, hedefe ulaşmak için her şey mübahtır. Kendilerine çok güvendiler birkaç saat içinde işi bitirecekler, ülkeyi ele geçirecekler... Uçaklarıyla, helikopterleriyle, tanklarıyla, silahlarıyla bu aziz milleti sindirebileceklerini zannettiler. Ancak bir hesap hatası yaptılar, öncelikle karşılarında bu yola beyaz kefeniyle çıkmış bir dünya liderinin, demokrasi karamanının milletinin, ülkesinin, devletinin yoluna başını koymuş Recep Tayyip Erdoğan'ın olduğunu hesap edemediler.
O gelecek olanlardan korkmadı, uçağa binmekten korkmadı, gözü dönmüş pilotların kumandasındaki jetlerden korkmadı, havalimanı üzerinde uçan uçaklardan, yaklaşan tanklardan korkmadı. 'Kefenimi giydim geliyorum' dedi. En modern silahlara meydan okuyarak halkıyla kucaklaştı. Darbecilerin hesap edemedikleri bir nokta daha vardı, karşılarında zoru gelince ceketini alıp gidecek, sinecek, saklanacak, kaçacak bir başbakan da yoktu. Ey FETÖ'nün hainleri siz bizi ne sandınız? Siz bizi korkar, sinen, kaçar mı sandınız? Bizim Allah'a bir can borcumuz var, ne zaman nerede dilerse o borcu ödemeye hazırız. Biz, ölümü içinde öldürmüş insanlarız. Tanklarınızdan, toplarınızdan, uçaklarınızdan mı korkutacaksınız? Dün korkmadık, bilin ki yarın da öbür günde can borcunu teslim edinceye kadar da asla korkmayacağız.'
Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz darbecilerinin hesap edemedikleri bir başka hususun da TBMM olduğunu vurgulayarak, darbecilerin 'Meclis'i bombalayınca Meclis üyelerinin siner, korkar ve kaçar' diye düşündüklerini ama yanıldıklarını belirtti.
Meclis'in milli iradeyi teslim etmediğini, bütün partilerden milletvekillerinin bombalar altında yerlerinden ayrılmayarak milli iradenin sesini tüm dünyaya haykırdığını ifade eden Yıldırım, milletvekillerine seslenerek, ' Bombalar altında Meclis'i çalıştırdığınız için sizi tebrik ediyorum. Milli iradeye sahip çıktığınız için sizlerle gurur duyuyorum. Bir kez daha bütün Meclis grubumuza, birlikte darbeye karşı çıkan, 15 Temmuz gecesi Meclis'e gelen sabaha kadar sizlerle direnen CHP, MHP vekillerini, partili yetkililerini de kutluyorum. Darbeye karşı bildiriye imza atan HDP'ye de teşekkür ediyorum.' değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)
Kaynak: AA
Başbakan Yıldırım, AK Parti'nin TBMM Grup toplantısında konuştu.
Konuşmasına 'Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla.' diyerek başlayan Yıldırım, 'Allahıma, alemlerin Rabbi Mevlam'a hamdolsun, bize bu toprakları vatan kılan Rabbime sonsuz hamdüsenalar olsun. Bizi istikbaline aşık bir millet olarak yaratan Mevlama şükürler olun, bizi bu aziz milletin ferdi olarak yaratan Allah'a sonsuz şükürler olsun. Allahım sen bu aziz milleti ebediyete kadar koru. İstiklalimizi savunmak için güç, düşmanlara karşı, hainlere karşı, bölücülere karşı, Haşhaşi çetelerine karşı bize güç ver. Bizim birliğimizi, dayanışmamızı daim eyle Mevlam.' diye dua etti.
Şair Arif Nihat Asya'nın 'Dua' şiirini okuyan Başbakan Yıldırım, millete seslendiğini belirterek, şöyle devam etti:
'Sizin dedeleriniz Malazgirt'te, Kosova'da, Mohaç'ta, Çanakkale'de, Niğbolu'da destanlar yazdılar. Sizin dedeleriniz Kuttul Amare'de destanlar yazdılar, sizin dedeleriniz Kurtuluş Savaşında destanlar yazdı. En küçük şüphe duymuyorum, 15 Temmuz zaferi en az bu zaferler kadar büyük bir zafer, en az bu destanlar kadar kutlu bir destandır. Siz de dedelerinize layık oldunuz, büyük bir destan yazdınız. Siz, ecdadın kahramanlık ruhunu tekrar ayağa kaldırdınız. 15 Temmuz destanını yazan bu aziz millet, sizleri yürekten, kalpten gönülden selamlıyorum.'
Başbakan Yıldırım, Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un 'Asım'in nesli... diyordum ya...nesilmiş gerçek / İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmiyecek. / Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar, taşlar... / O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar... / Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i... / Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi. / Ey şehit oğlu şehit benden isteme makber, sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber' dizelerini okuyarak, 15 Temmuz'da şehit düşenlere ve Trabzon'un Maçka ilçesinde şehit düşen polis memurlarına Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diledi.
Türkiye'nin bir yandan paralel terör örgütü, diğer yandan bölücü terör örgütü ile mücadele ettiğini anlatan Yıldırım, 'Onlar bu fırsatları değerlendirerek, bu büyük millete acı çektirebilirler ama bu milleti dize getiremezler. 15 Temmuz bir şeyi ortaya koymuştur; tankın gücü halkın gücünü yenememiştir. Bu millet gücünü tanktan değil, halktan almaktadır.' dedi.
Şehit anne ve babalarının ellerinden, şehitlerin çocuklarının alınlarından öptüğünü ifade eden Yıldırım, bugün hitap edebilmesinin, Gazi Meclis'te toplanılabilmesinin şehitler ve yaralılar sayesinde olduğunu söyledi.
Yıldırım, 'Eğer bugün Meclis'in kapıları açıksa, TBMM dimdik ayaktaysa işte aziz milletimizin sokağa çıkan, tankların önüne duran, kurşunlara karşı kafa atan, füzelerin önünü kesen bu aziz milletin sayesindedir. İnanın bu aziz milleti dünya hayranlıkla izledi, inanın kardeşlerim bütün dünya bu aziz milleti alkışlıyor. Bir kez daha gönülden söylüyorum, böyle bir millet, böyle cesur kahraman milletin evladı, ferdi olmaktan büyük bir gurur ve bahtiyarlık duyuyorum.' diye konuştu.
Türk milletinin asırlardır devam eden kutlu yürüyüşü sırasında defalarca ihanetlere şahit olduğunu, insan görünümündeki canilerin, sadık görünümlü hainlerin, itaatkar görünümlü isyankarların sinsice fırsat kollayıp milleti arkasından hançerlemek istediğini anlatan Yıldırım, 15 Temmuz Cuma'yı Cumartesi'ne bağlayan gece büyük ihanetlerden birinin emrinin verildiğini söyledi.
-'Kökü dışarıda, hoca kılıklı bir hain'
Yıldırım, 'İstisnasız her darbe kötüdür, her darbe cinayettir. Her darbe milli iradeye karşı ihanettir. Ancak, siyasi tarihimizde hiçbir darbe girişimi, 15 Temmuz'daki kadar kötü ve alçakça olmamıştır. Hiçbir darbe, kökü dışarıda, hoca kılıklı bir hain tarafından yönetilmemiştir. Hiçbir darbe, halkına karşı silah çekmemiştir. Hiçbir darbe, havadan halkını bombalamamıştır. Hiçbir darbe TBMM'ye bomba yağdırmamıştır.' dedi.
Yıldırım, Gazi Meclis'in 1920'den beri birçok darbeye şahit olmuş olduğunu ancak hiçbirinde Meclis'in iradesine, istiklaline karşı bir taarruz olmadığını, 15 Temmuz darbecilerinin Meclis'e de saldırdığını vurgulayarak şöyle devam etti:
'Bunların hiçbir kutsalı yok, bunlar hiçbir durakta beklemezler. Bunların amacı, hedefe ulaşmak için her şey mübahtır. Kendilerine çok güvendiler birkaç saat içinde işi bitirecekler, ülkeyi ele geçirecekler... Uçaklarıyla, helikopterleriyle, tanklarıyla, silahlarıyla bu aziz milleti sindirebileceklerini zannettiler. Ancak bir hesap hatası yaptılar, öncelikle karşılarında bu yola beyaz kefeniyle çıkmış bir dünya liderinin, demokrasi karamanının milletinin, ülkesinin, devletinin yoluna başını koymuş Recep Tayyip Erdoğan'ın olduğunu hesap edemediler.
O gelecek olanlardan korkmadı, uçağa binmekten korkmadı, gözü dönmüş pilotların kumandasındaki jetlerden korkmadı, havalimanı üzerinde uçan uçaklardan, yaklaşan tanklardan korkmadı. 'Kefenimi giydim geliyorum' dedi. En modern silahlara meydan okuyarak halkıyla kucaklaştı. Darbecilerin hesap edemedikleri bir nokta daha vardı, karşılarında zoru gelince ceketini alıp gidecek, sinecek, saklanacak, kaçacak bir başbakan da yoktu. Ey FETÖ'nün hainleri siz bizi ne sandınız? Siz bizi korkar, sinen, kaçar mı sandınız? Bizim Allah'a bir can borcumuz var, ne zaman nerede dilerse o borcu ödemeye hazırız. Biz, ölümü içinde öldürmüş insanlarız. Tanklarınızdan, toplarınızdan, uçaklarınızdan mı korkutacaksınız? Dün korkmadık, bilin ki yarın da öbür günde can borcunu teslim edinceye kadar da asla korkmayacağız.'
Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz darbecilerinin hesap edemedikleri bir başka hususun da TBMM olduğunu vurgulayarak, darbecilerin 'Meclis'i bombalayınca Meclis üyelerinin siner, korkar ve kaçar' diye düşündüklerini ama yanıldıklarını belirtti.
Meclis'in milli iradeyi teslim etmediğini, bütün partilerden milletvekillerinin bombalar altında yerlerinden ayrılmayarak milli iradenin sesini tüm dünyaya haykırdığını ifade eden Yıldırım, milletvekillerine seslenerek, ' Bombalar altında Meclis'i çalıştırdığınız için sizi tebrik ediyorum. Milli iradeye sahip çıktığınız için sizlerle gurur duyuyorum. Bir kez daha bütün Meclis grubumuza, birlikte darbeye karşı çıkan, 15 Temmuz gecesi Meclis'e gelen sabaha kadar sizlerle direnen CHP, MHP vekillerini, partili yetkililerini de kutluyorum. Darbeye karşı bildiriye imza atan HDP'ye de teşekkür ediyorum.' değerlendirmesinde bulundu.
(Sürecek)