'3. Kırmızı Lale Film Festivali'
Sinema sanatçıları Hülya Koçyiğit ile Fatma Girik, festivale katılmak üzere Amsterdam'a geldi.
Sinema sanatçıları Hülya Koçyiğit ile Fatma Girik, Hollanda'da devam eden '3. Kırmızı Lale Film Festivali'ne katılmak üzere Amsterdam'a geldi.
Koçyiğit ve Girik, Amsterdam'da basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Koçyiğit, dünyanın çok iyi bir yere gitmediğini, her geçen gün şiddetin daha da arttığını vurgulayarak, şiddete maruz kalan umutsuz, tutunacak dalı olmayan insanların kendilerini kurtarabilmek için mecburen göç ettiklerini söyledi.
Akıl almaz iç savaşların zorunlu hale getirdiği göçlerin büyük dramlara yol açtığına değinen Koçyiğit, şöyle konuştu:
'Bu, ne yazıkki hiç kimsenin istemediği dramatik bir durum. Ülkemizde Türk insanın misafirperverliği, merhameti, mağdur durumda olan insanların yanında yer alan kimliğimiz ve kişiliğimizle bu korkunç durumda onlara kucak açtık. Avrupa'nın da bu konuda aynı derecede duyarlı olmasını tabiiki bekleriz. Ama gerçek o ki Avrupa o kadar merhametli kucağını açmıyor bu insanlara. Bu elbetteki halledilmesi gereken bir sorun. Siyaseten de herhalde bununla uğraşan devletler var.'
Sanatçılar olarak bu konuda ellerinden geldiği kadarıyla sessiz çığlıklarını duyurmaya çalıştıklarını anlatan Koçyiğit, sinema yoluyla belki de birçok devlet başkanın yapamayacağı kadar etkili işlerin yapılmasının mümkün olduğunu ifade etti.
Bu kapsamda mülteci dramını anlatacak bir proje üzerinde çalıştığını kaydeden Koçyiğit, sözlerini şöyle tamamladı:
'Düşünmekteyim, yazdırmaktayım inşallah. Sinema filmi gibi değil de dizi olarak düşünüyoruz. Çünkü bu kadar çok insanı ilgilendiren dramın zannediyorum dizi olmasında daha büyük yarar var. Dizi olduğu zaman biraz yurt dışı pazarlamaları da daha mümkün oluyor. Biraz Batı'ya da gelirse o diziler buradaki insanları da belki düşündürebiliriz. Önümüzdeki sezonda, yani yaz sonu çekimler ve yayınlar başlayacak.'
- Fatma Girik
Fatma Girik ise Yeşilçam sanatçıları olarak sinema arsasına çok iyi temeller attıklarını belirterek, günümüzde sanatçıların bunun üzerine iyi katlar çıkardıklarını söyledi.
Eskiden oldukça zor şartlarda film çektiklerini, makyaj malzemelerinin bile zor temin edilebildiğini vurgulayan Girik, günümüzde daha fazla imkanlara sahip genç sinemacılara hiçbir şeyden korkmadan yollarına devam etmeleri tavsiyesinde bulundu.
Girik, gelen senaryoları okuduğunu ama kendisine uygun bulmadığı için rol almadığını belirterek, 'Ben seyretmediğim bir filmde oynamak istemem. Seyretmediğim bir dizide oynamak istemem. Çok senaryo geliyor. Okuyorum ve diyorumki 'ben bu filmi seyretmem', seyretmeyeceğim bir filmde neden oynayayım?' diye konuştu
Girik, bir soru üzerine, 58 yıllık bir tecrübeye sahip olduğu sinemada senaryo yazmak ya da yönetmenlik koltuğuna oturmak gibi bir düşüncesi olmadığını dile getirdi.
Kendi hayatının senaryo haline getirilmesini istemediğini de kaydeden Girik, 'Kimse seyretmez. Ben seyretmemki. Bir daha o acıları, o şeyleri çekmek istemiyorum.' ifadelerini kullandı.
Amsterdam'daki basın toplantısına Girik ve Koçyiğit'in yanı sıra yönetmen Mehmet Eryılmaz ile Selim Evci de katıldı.
Kaynak: AA
Koçyiğit ve Girik, Amsterdam'da basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Koçyiğit, dünyanın çok iyi bir yere gitmediğini, her geçen gün şiddetin daha da arttığını vurgulayarak, şiddete maruz kalan umutsuz, tutunacak dalı olmayan insanların kendilerini kurtarabilmek için mecburen göç ettiklerini söyledi.
Akıl almaz iç savaşların zorunlu hale getirdiği göçlerin büyük dramlara yol açtığına değinen Koçyiğit, şöyle konuştu:
'Bu, ne yazıkki hiç kimsenin istemediği dramatik bir durum. Ülkemizde Türk insanın misafirperverliği, merhameti, mağdur durumda olan insanların yanında yer alan kimliğimiz ve kişiliğimizle bu korkunç durumda onlara kucak açtık. Avrupa'nın da bu konuda aynı derecede duyarlı olmasını tabiiki bekleriz. Ama gerçek o ki Avrupa o kadar merhametli kucağını açmıyor bu insanlara. Bu elbetteki halledilmesi gereken bir sorun. Siyaseten de herhalde bununla uğraşan devletler var.'
Sanatçılar olarak bu konuda ellerinden geldiği kadarıyla sessiz çığlıklarını duyurmaya çalıştıklarını anlatan Koçyiğit, sinema yoluyla belki de birçok devlet başkanın yapamayacağı kadar etkili işlerin yapılmasının mümkün olduğunu ifade etti.
Bu kapsamda mülteci dramını anlatacak bir proje üzerinde çalıştığını kaydeden Koçyiğit, sözlerini şöyle tamamladı:
'Düşünmekteyim, yazdırmaktayım inşallah. Sinema filmi gibi değil de dizi olarak düşünüyoruz. Çünkü bu kadar çok insanı ilgilendiren dramın zannediyorum dizi olmasında daha büyük yarar var. Dizi olduğu zaman biraz yurt dışı pazarlamaları da daha mümkün oluyor. Biraz Batı'ya da gelirse o diziler buradaki insanları da belki düşündürebiliriz. Önümüzdeki sezonda, yani yaz sonu çekimler ve yayınlar başlayacak.'
- Fatma Girik
Fatma Girik ise Yeşilçam sanatçıları olarak sinema arsasına çok iyi temeller attıklarını belirterek, günümüzde sanatçıların bunun üzerine iyi katlar çıkardıklarını söyledi.
Eskiden oldukça zor şartlarda film çektiklerini, makyaj malzemelerinin bile zor temin edilebildiğini vurgulayan Girik, günümüzde daha fazla imkanlara sahip genç sinemacılara hiçbir şeyden korkmadan yollarına devam etmeleri tavsiyesinde bulundu.
Girik, gelen senaryoları okuduğunu ama kendisine uygun bulmadığı için rol almadığını belirterek, 'Ben seyretmediğim bir filmde oynamak istemem. Seyretmediğim bir dizide oynamak istemem. Çok senaryo geliyor. Okuyorum ve diyorumki 'ben bu filmi seyretmem', seyretmeyeceğim bir filmde neden oynayayım?' diye konuştu
Girik, bir soru üzerine, 58 yıllık bir tecrübeye sahip olduğu sinemada senaryo yazmak ya da yönetmenlik koltuğuna oturmak gibi bir düşüncesi olmadığını dile getirdi.
Kendi hayatının senaryo haline getirilmesini istemediğini de kaydeden Girik, 'Kimse seyretmez. Ben seyretmemki. Bir daha o acıları, o şeyleri çekmek istemiyorum.' ifadelerini kullandı.
Amsterdam'daki basın toplantısına Girik ve Koçyiğit'in yanı sıra yönetmen Mehmet Eryılmaz ile Selim Evci de katıldı.