Suriye Muhalefeti Müzakere Yüksek Kurulu Başkanı Hicab Açıklaması
'Cenevre müzakereleri, Suriye rejiminin siyasi geçiş sürecini tartışmaktan kaçınması, sivillere yönelik saldırı ve kuşatmalarını sürdürmesi nedeniyle çıkmaza girdi' 'Biz 2011'den bu yana çok söz işittik. ABD Başkanı Obama'dan, Esed'in meşruiyetini kaybettiği ve gitmesi gerektiğini söylediği konuşmalar dinledik. Esed, kimyasal silah kullandığı ve ABD'nin kırmızı çizgisini aştığı halde hala yönetimde. Ancak Obama, şu an Beyaz Saray'ı terk etmeye hazırlanıyor' 'Son Viyana görüşmelerinde alınan Haziran ayından itibaren kuşatma altındaki bölgelere havadan yardım yapılması kararı, hala uygulamaya konulmadı'
Suriye Muhalefeti Müzakere Yüksek Kurulu Başkanı Riyad Hicab, Suriye rejiminin siyasi geçiş sürecini tartışmaktan kaçındığını ve sivilleri vurmayı sürdürdüğünü belirtti.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Hicab, 'Cenevre müzakereleri, Suriye rejiminin siyasi geçiş sürecini tartışmaktan kaçınması, sözde ulusal birlik hükümeti oluşturulması konusundaki ısrarı, sivillere yönelik saldırı ve kuşatmalarını sürdürmesi nedeniyle çıkmaza girdi.' dedi.
Müzakerelerin son üç turunda rejimin sürekli siyasi geçiş süreci için istenen belgeleri teslim etmekten kaçındığını kaydeden Hicab, 'Rejimin sunduğu tek şey Suriye'nin toprak bütünlüğü, laik devlet oluşu, terörle mücadele ve terörist gruplar olarak adlandırdığı kişilere silah verilmesinin önlenmesinden bahseden sözde temel ilkeler oldu. Ancak sunulan bu belgenin siyasi geçişle hiç bir ilgisi bulunmuyor.' ifadesini kullandı.
Müzakerelerde her yeni turun yaklaşmasıyla rejimin bombardımanlarını, halka yönelik katliam ve kuşatmalarını şiddetlendirdiğini kaydeden Hicab, Sivillere yönelik katliamların devam etmesi nedeniyle muhalifler, Cenevre görüşmelerine katılımı askıya aldığını bildirdi.
- Muhalifler, eli kana bulaşan kişilerin dışarıda bırakıldığı bir geçiş yönetimi konusunda ısrarcı
Muhalifleri temsil eden heyetin ise Haziran 2012'deki Cenevre-1 bildirisiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Aralık 2015'teki 2254 ve 27 Eylül 2013'teki 2118 sayılı kararlarına bağlı olduğunu ifade eden Hicab, söz konusu kararların Beşşar Esed ve arkadaşları gibi eli kana bulaşan kişilerin dışarıda bırakıldığı bir geçiş yönetimi kurulmasını öngördüğüne işaret etti.
Hicab, yeniden herhangi bir müzakere için bu süreci başlatacak uygun zeminin sağlanması gerektiğini vurguladı. Sözünü ettiği bu zeminin şu an için mevcut olmadığını dile getiren Hicab, Suriye halkının hala açlık, gözaltı merkezlerinde işkenceyle öldürülme gibi sıkıntılarla karşı karşıya bulunduğunu, sayıları yüz binlerle ifade edilen tutukluların yanı sıra 27 Mayıs'taki Viyana Konferansından çıkan ve sivillere yönelik saldırıların durdurulması çağrısını içeren açıklamaya rağmen rejimin bombardımanlarını sistematik şekilde arttığını ifade etti.
Rejim ve müttefikleri Rusya ile İran'ın Suriye halkına yönelik saldırılarını şiddetlendirdiğini kaydeden Hicab, yasaklı fosfor ve napalm bombalarının kullanıldığını ifade etti.
Suriye Muhalefeti Müzakere Yüksek Kurulu Başkanı, 'Rusya gerçek anlamda baskı uygulamak yerine rejime destek vermeyi sürdürüyor. Moskova yönetimi, Suriye'deki güçlerini çektiğini ilan etmesine rağmen uçaklarıyla her gün onlarca sivilin ölmesine, yüzlercesinin yaralanmasına, hastane, cami, çarşı ve yerleşim birimlerinin yıkılmasına neden oluyor. Rejime her türlü silahı ulaştırıyor. Aynı şekilde İran'ın yanı sıra Irak, Afganistan, Pakistan ve Lübnanlı milisler de rejime destek vermeye devam ettiğini' belirtti.
- Rejim ve İran, bölgede mezhepçilik ateşini körüklüyor
Suriye rejimi ve İran'ı 'bölgede mezhepçilik ateşini körüklemek ve fitne kapısını açmakla' itham eden Hicab, Rusya'nın, Ceyş'ul İslam ve Ahrar eş-Şam'a yönelik 'terör' suçlamasının, 'mantıktan ve objektiflikten uzak olduğunu', söz konusu iki muhalif grubun, 'Suriye halkının haklarını savunduğunu ve halka karşı devlet terörü yapan bir rejimi düşürmek için çabaladığını' kaydetti.
'Biz 2011'den bu yana çok söz işittik. ABD Başkanı Barak Obama'dan, Esed'in meşruiyetini kaybettiği ve gitmesi gerektiğini söylediği konuşmalar dinledik. Esed, kimyasal silah kullandığı ve ABD'nin kırmızı çizgisini aştığı halde hala yönetimde. Ancak Obama, şu an Beyaz Saray'ı terk etmeye hazırlanıyor.' ifadelerini kullanan Hicab, uluslararası topluma konuşmak yerine eyleme geçme, rejimi bitirecek siyasi geçişin güvence altına alınması için gerçek bir irade ortaya koyma çağrısında bulundu.
- 'İnsani durum üzerinden müzakere yapılamaz'
İnsani durum konusundaki ilerlemenin çok yavaş olduğuna ve rejimin hala 1 milyondan fazla Suriyeliyi kuşatma altında tutarak aç bırakma politikası izlediğine işaret eden Hicab, 'Son Viyana görüşmelerinde alınan Haziran ayından itibaren kuşatma altındaki bölgelere havadan yardım yapılması kararı, hala uygulamaya konulmadı.' dedi.
BM'den Suriye halkına karşı görevini yerine getirmesini ve bu krizi siyasi ve insani çerçevede çözüme kavuşturmak için gerçek bir irade göstermesini talep eden Hicab, insani durumun, Rusya da dahil herkesin uygulaması gereken uluslararası kararlara bağlı bir mesele olduğunu ve üzerinden müzakere yapılamayacağını vurguladı.
Hicab, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Türkiye, Suudi Arabistan ve BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura başta olmak üzere tüm ilgili taraflarla iletişim halinde olduklarını belirtti.
Hicab ayrıca, Suriyeli muhaliflerin oluşturduğu Müzakere Yüksek Kurulunu genişletmediklerini ifade ederek, 'Kurul, başta sivil toplum kuruluşları, devrimci medya, araştırma merkezleri, çeşitli devrim güçleri ve siyasi güçler olmak üzere toplumun tüm kesimlerine açılma kararı aldı. Bu çerçevede görevi ulusal diyalog kapısını açmak ve kurul ile bu kesimler arasında iletişimi güçlendirmek olan bir komisyon oluşturdu.' diye konuştu.
Kaynak: AA
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Hicab, 'Cenevre müzakereleri, Suriye rejiminin siyasi geçiş sürecini tartışmaktan kaçınması, sözde ulusal birlik hükümeti oluşturulması konusundaki ısrarı, sivillere yönelik saldırı ve kuşatmalarını sürdürmesi nedeniyle çıkmaza girdi.' dedi.
Müzakerelerin son üç turunda rejimin sürekli siyasi geçiş süreci için istenen belgeleri teslim etmekten kaçındığını kaydeden Hicab, 'Rejimin sunduğu tek şey Suriye'nin toprak bütünlüğü, laik devlet oluşu, terörle mücadele ve terörist gruplar olarak adlandırdığı kişilere silah verilmesinin önlenmesinden bahseden sözde temel ilkeler oldu. Ancak sunulan bu belgenin siyasi geçişle hiç bir ilgisi bulunmuyor.' ifadesini kullandı.
Müzakerelerde her yeni turun yaklaşmasıyla rejimin bombardımanlarını, halka yönelik katliam ve kuşatmalarını şiddetlendirdiğini kaydeden Hicab, Sivillere yönelik katliamların devam etmesi nedeniyle muhalifler, Cenevre görüşmelerine katılımı askıya aldığını bildirdi.
- Muhalifler, eli kana bulaşan kişilerin dışarıda bırakıldığı bir geçiş yönetimi konusunda ısrarcı
Muhalifleri temsil eden heyetin ise Haziran 2012'deki Cenevre-1 bildirisiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Aralık 2015'teki 2254 ve 27 Eylül 2013'teki 2118 sayılı kararlarına bağlı olduğunu ifade eden Hicab, söz konusu kararların Beşşar Esed ve arkadaşları gibi eli kana bulaşan kişilerin dışarıda bırakıldığı bir geçiş yönetimi kurulmasını öngördüğüne işaret etti.
Hicab, yeniden herhangi bir müzakere için bu süreci başlatacak uygun zeminin sağlanması gerektiğini vurguladı. Sözünü ettiği bu zeminin şu an için mevcut olmadığını dile getiren Hicab, Suriye halkının hala açlık, gözaltı merkezlerinde işkenceyle öldürülme gibi sıkıntılarla karşı karşıya bulunduğunu, sayıları yüz binlerle ifade edilen tutukluların yanı sıra 27 Mayıs'taki Viyana Konferansından çıkan ve sivillere yönelik saldırıların durdurulması çağrısını içeren açıklamaya rağmen rejimin bombardımanlarını sistematik şekilde arttığını ifade etti.
Rejim ve müttefikleri Rusya ile İran'ın Suriye halkına yönelik saldırılarını şiddetlendirdiğini kaydeden Hicab, yasaklı fosfor ve napalm bombalarının kullanıldığını ifade etti.
Suriye Muhalefeti Müzakere Yüksek Kurulu Başkanı, 'Rusya gerçek anlamda baskı uygulamak yerine rejime destek vermeyi sürdürüyor. Moskova yönetimi, Suriye'deki güçlerini çektiğini ilan etmesine rağmen uçaklarıyla her gün onlarca sivilin ölmesine, yüzlercesinin yaralanmasına, hastane, cami, çarşı ve yerleşim birimlerinin yıkılmasına neden oluyor. Rejime her türlü silahı ulaştırıyor. Aynı şekilde İran'ın yanı sıra Irak, Afganistan, Pakistan ve Lübnanlı milisler de rejime destek vermeye devam ettiğini' belirtti.
- Rejim ve İran, bölgede mezhepçilik ateşini körüklüyor
Suriye rejimi ve İran'ı 'bölgede mezhepçilik ateşini körüklemek ve fitne kapısını açmakla' itham eden Hicab, Rusya'nın, Ceyş'ul İslam ve Ahrar eş-Şam'a yönelik 'terör' suçlamasının, 'mantıktan ve objektiflikten uzak olduğunu', söz konusu iki muhalif grubun, 'Suriye halkının haklarını savunduğunu ve halka karşı devlet terörü yapan bir rejimi düşürmek için çabaladığını' kaydetti.
'Biz 2011'den bu yana çok söz işittik. ABD Başkanı Barak Obama'dan, Esed'in meşruiyetini kaybettiği ve gitmesi gerektiğini söylediği konuşmalar dinledik. Esed, kimyasal silah kullandığı ve ABD'nin kırmızı çizgisini aştığı halde hala yönetimde. Ancak Obama, şu an Beyaz Saray'ı terk etmeye hazırlanıyor.' ifadelerini kullanan Hicab, uluslararası topluma konuşmak yerine eyleme geçme, rejimi bitirecek siyasi geçişin güvence altına alınması için gerçek bir irade ortaya koyma çağrısında bulundu.
- 'İnsani durum üzerinden müzakere yapılamaz'
İnsani durum konusundaki ilerlemenin çok yavaş olduğuna ve rejimin hala 1 milyondan fazla Suriyeliyi kuşatma altında tutarak aç bırakma politikası izlediğine işaret eden Hicab, 'Son Viyana görüşmelerinde alınan Haziran ayından itibaren kuşatma altındaki bölgelere havadan yardım yapılması kararı, hala uygulamaya konulmadı.' dedi.
BM'den Suriye halkına karşı görevini yerine getirmesini ve bu krizi siyasi ve insani çerçevede çözüme kavuşturmak için gerçek bir irade göstermesini talep eden Hicab, insani durumun, Rusya da dahil herkesin uygulaması gereken uluslararası kararlara bağlı bir mesele olduğunu ve üzerinden müzakere yapılamayacağını vurguladı.
Hicab, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Türkiye, Suudi Arabistan ve BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura başta olmak üzere tüm ilgili taraflarla iletişim halinde olduklarını belirtti.
Hicab ayrıca, Suriyeli muhaliflerin oluşturduğu Müzakere Yüksek Kurulunu genişletmediklerini ifade ederek, 'Kurul, başta sivil toplum kuruluşları, devrimci medya, araştırma merkezleri, çeşitli devrim güçleri ve siyasi güçler olmak üzere toplumun tüm kesimlerine açılma kararı aldı. Bu çerçevede görevi ulusal diyalog kapısını açmak ve kurul ile bu kesimler arasında iletişimi güçlendirmek olan bir komisyon oluşturdu.' diye konuştu.