Şeker Fabrikası İşçilerinden 'Ücretsiz Fazla Mesai' Eylemi
TÜRKİŞ Genel Başkanı Atalay: 'Dikkat edin, şeker sanayi kapanırsa bu ülkedeki vatandaşları zehirlemeye devam edeceksiniz, GDO'lu ve nişasta bazlı şeker ortada. Şekerle oynamayın, gıdamızla oynamayın, birilerini zengin etmeyin. Bir an evvel şekerin özelleşmesinden vazgeçin'
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, şeker fabrikalarının özelleştirilme çalışmalarına ilişkin, 'Dikkat edin, şeker sanayi kapanırsa bu ülkedeki vatandaşları zehirlemeye devam edeceksiniz, GDO'lu ve nişasta bazlı şeker ortada. Şekerle oynamayın, gıdamızla oynamayın birilerini zengin etmeyin. Bir an evvel şekerin özelleşmesinden vazgeçin.' dedi.
Atalay, 25 ildeki kamuya bağlı şeker fabrikasındaki işçilerin gerçekleştirdiği 'ücretsiz fazla mesai' eylemiyle ilgili Ankara Şeker Fabrikası girişinde yaptığı basın açıklamasında, şeker fabrikalarının 1926 yılında Uşak'ta açılan ilk fabrikayla serüvenine başladığını söyledi.
Bu fabrikaların şeker üretiminin yanında kurulduğu bölgeye sağladığı sosyal ve sportif desteklerle ülke gelişimine katkı sağladığına işaret eden Atalay, daha sonra gelen hükümetlerin bu ve bunun gibi devasa fabrikaları sattıklarını ifade etti.
Atalay, son 10 yılda yürütülen çalışmalar sonucunda Şeker-İş'in 3 kez özelleştirmeyle karşı karşıya kaldığını dile getirerek, şöyle konuştu:
'Bugüne kadar bunu ülkeyi yönetenler yapamadılar. Bunun sebebi işçilerdi, kamuoyuydu. Bu eylem Türkiye'de hiç görülmemiş bir eylem türü. Dikkat edin, şeker sanayi kapanırsa bu ülkedeki vatandaşları zehirlemeye devam edeceksiniz, GDO'lu ve nişasta bazlı şeker ortada. Şekerle oynamayın, gıdamızla oynamayın birilerini zengin etmeyin. Bir an evvel şekerin özelleşmesinden vazgeçin.'
- 'Kıdem tazminatıyla ilgili olumsuz bir şey yapamazsınız'
Şeker fabrikalarının özelleştirme kapsamı dışına çıkartılması gerektiğini vurgulayan Atalay, şekerle ilgili olumsuz politikalardan vazgeçilmesi gerektiğini savundu.
Atalay, hükümetin, işçilerin taleplerine kulak vermede geciktiğini öne sürerek, 'Meclis patron ağırlıklı bir meclis. Özellikle biz, bu alanda bulunanlar, ortalama ücretleri en fazla 2 bin 500 lira olan insanlarız biz. Bu ücretle ayda 2,5 lira biriktiremezsiniz. Kıdem tazminatıyla ilgili olumsuz bir şey yapamazsınız, yaptırmayız. Çünkü bundan 50 sene önce kazanılmış hakkımız bu. 30 günün altında olumsuz bir oluşumun içine giremezler.' ifadesini kullandı.
- 'Eyleme devam kararı'
Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök de 28 Nisan'da başlattıkları günde iki saat ücret almadan fazla mesai eyleminin başta siyasi partiler olmak üzere toplumun her kesimince yakından takip edildiğini ve destek gördüğünü söyledi.
Bu eylemin asıl amacının Türkiye'deki şeker sektörüne ve kamuya bağlı 25 şeker fabrikasına dikkati çekmek olduğunu kaydeden Gök, bu sektörde meydana gelecek iş kazası, arızalar ve üretim yapılamamasıyla ilgili bütün dikkatin şeker fabrikalarına çevirilmesi için eyleme devam kararı aldıklarını dile getirdi.
Gök, şeker fabrikalarının 2000 yılında özelleştirme kapsamına alınmasıyla 'Türkşeker'in karanlık bir çağa girdiğini öne sürerek, 16 yıl içerisinde 25 bin 922 olan işçi sayısının 2015'te 9 bin 541 kişiye gerilediğini aktardı.
Kaynak: AA
Atalay, 25 ildeki kamuya bağlı şeker fabrikasındaki işçilerin gerçekleştirdiği 'ücretsiz fazla mesai' eylemiyle ilgili Ankara Şeker Fabrikası girişinde yaptığı basın açıklamasında, şeker fabrikalarının 1926 yılında Uşak'ta açılan ilk fabrikayla serüvenine başladığını söyledi.
Bu fabrikaların şeker üretiminin yanında kurulduğu bölgeye sağladığı sosyal ve sportif desteklerle ülke gelişimine katkı sağladığına işaret eden Atalay, daha sonra gelen hükümetlerin bu ve bunun gibi devasa fabrikaları sattıklarını ifade etti.
Atalay, son 10 yılda yürütülen çalışmalar sonucunda Şeker-İş'in 3 kez özelleştirmeyle karşı karşıya kaldığını dile getirerek, şöyle konuştu:
'Bugüne kadar bunu ülkeyi yönetenler yapamadılar. Bunun sebebi işçilerdi, kamuoyuydu. Bu eylem Türkiye'de hiç görülmemiş bir eylem türü. Dikkat edin, şeker sanayi kapanırsa bu ülkedeki vatandaşları zehirlemeye devam edeceksiniz, GDO'lu ve nişasta bazlı şeker ortada. Şekerle oynamayın, gıdamızla oynamayın birilerini zengin etmeyin. Bir an evvel şekerin özelleşmesinden vazgeçin.'
- 'Kıdem tazminatıyla ilgili olumsuz bir şey yapamazsınız'
Şeker fabrikalarının özelleştirme kapsamı dışına çıkartılması gerektiğini vurgulayan Atalay, şekerle ilgili olumsuz politikalardan vazgeçilmesi gerektiğini savundu.
Atalay, hükümetin, işçilerin taleplerine kulak vermede geciktiğini öne sürerek, 'Meclis patron ağırlıklı bir meclis. Özellikle biz, bu alanda bulunanlar, ortalama ücretleri en fazla 2 bin 500 lira olan insanlarız biz. Bu ücretle ayda 2,5 lira biriktiremezsiniz. Kıdem tazminatıyla ilgili olumsuz bir şey yapamazsınız, yaptırmayız. Çünkü bundan 50 sene önce kazanılmış hakkımız bu. 30 günün altında olumsuz bir oluşumun içine giremezler.' ifadesini kullandı.
- 'Eyleme devam kararı'
Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök de 28 Nisan'da başlattıkları günde iki saat ücret almadan fazla mesai eyleminin başta siyasi partiler olmak üzere toplumun her kesimince yakından takip edildiğini ve destek gördüğünü söyledi.
Bu eylemin asıl amacının Türkiye'deki şeker sektörüne ve kamuya bağlı 25 şeker fabrikasına dikkati çekmek olduğunu kaydeden Gök, bu sektörde meydana gelecek iş kazası, arızalar ve üretim yapılamamasıyla ilgili bütün dikkatin şeker fabrikalarına çevirilmesi için eyleme devam kararı aldıklarını dile getirdi.
Gök, şeker fabrikalarının 2000 yılında özelleştirme kapsamına alınmasıyla 'Türkşeker'in karanlık bir çağa girdiğini öne sürerek, 16 yıl içerisinde 25 bin 922 olan işçi sayısının 2015'te 9 bin 541 kişiye gerilediğini aktardı.