Çocuklarına Hem Annelik Hem De Babalık Yapıyor
Ağrı'da yaşayan ve eşi ile bir çocuğunu tüberoz skleroz hastalığından kaybeden Satiye Polat, ikisi tüberoz skleroz toplam 4 çocuğuna hem annelik hem de babalık yapıyor Anne Polat:'Çaresizim biliyorum, çocuklarımın hastalığının çaresi yok ama yine de anneyim, elimden geleni yapacağım. Ömrüm yettiğince, gücüm yettiğince onlara anne olacağım'
ORHAN GÜNGÖR - Ağrı'da yaşayan ve eşi ile bir çocuğunu tüberoz skleroz hastalığından kaybeden Satiye Polat, ikisi tüberoz skleroz toplam 4 çocuğu için yaptığı fedakarlıklarla çevresindekilerin takdirini kazanıyor.
Mehmet Akif Mahallesi'nde yaşayan 37 yaşındaki Satiye Polat, AA muhabirine, 4 çocuğunun bulunduğunu ve çocuklarından 14 yaşındaki Kader ile 6 yaşındaki Hiranur'un tüberoz skleroz hastası olduğunu söyledi.
İki yıl önce tüberoz skleroz hastalığından dolayı 35 yaşındaki eşi Erol'u ve 11 yaşındaki oğlu Umutcan'ı kaybettiğini anlatan anne Satiye Polat, 'Şimdi benim iki kızım aynı hastalıkta. Yıllarca eşimin ve oğlumun hastalığından dolayı hastanelerde dolaştım. O hayat mücadelesine halen devam ediyorum. Altı ayda bir, üç ayda bir, çocuklarımın nöbetleri sıklaşırsa Erzurum Atatürk Üniversitesi Hastanesine gidip geliyorum.' dedi.
Çocuklarının sağlığı için Türkiye'de dolaşmadığı yerin kalmadığını ifade eden anne Polat, şöyle konuştu:
'Bir anne olarak elimden geleni yaptım, ama maalesef bu hastalığın çaresi yok. İki kızım ağır hastalığın pençesinde ve ikisinde de tüberoz skleroz var. Kader'inki bayağı ilerlemiş. O hep bayılıyor, gözü kararıyor ve nöbet geçiriyor. Arada bir okula gidiyor. Geçirdiği nöbetlerinden dolayı okula fazla gidemiyor. Bir de zeka geriliği var. En küçük kızım Hiranur'da da bu hastalık var. Özel eğitim okulunda eğitim alıyor.'
Çaresiz olduğunu vurgulayan anne Polat, 'Çaresizim biliyorum, çocuklarımın hastalığının çaresi yok ama yine de anneyim, elimden geleni yapacağım. Ömrüm yettiğince, gücüm yettiğince onlara anne olacağım.' ifadelerini kullandı.
Devletin verdiği sosyal hizmetlerden faydalandığını anlatan anne Polat, şunları kaydetti:
'Aylık bakım parası alıyorum. Başka bir gelirim yok. Ben 13 yıldır elimde dosya Atatürk Üniversitesinin önünde o hastane senin, bu hastane benim, o bölüm senin, bu bölüm benim hep dolaşıyorum. Devlet büyüklerime sesleniyorum. Benim eşimin sigortada 808 günü vardı, 92 günü eksik olduğundan sigortalı olamıyorum. Bir anne olarak, hem de çaresiz bir anne olarak, Allah rızası için benim sigortam olsun, hem çocukların hastalığıyla, hem yoksullukla mücadele etmek istemiyorum.'
Kaynak: AA
Mehmet Akif Mahallesi'nde yaşayan 37 yaşındaki Satiye Polat, AA muhabirine, 4 çocuğunun bulunduğunu ve çocuklarından 14 yaşındaki Kader ile 6 yaşındaki Hiranur'un tüberoz skleroz hastası olduğunu söyledi.
İki yıl önce tüberoz skleroz hastalığından dolayı 35 yaşındaki eşi Erol'u ve 11 yaşındaki oğlu Umutcan'ı kaybettiğini anlatan anne Satiye Polat, 'Şimdi benim iki kızım aynı hastalıkta. Yıllarca eşimin ve oğlumun hastalığından dolayı hastanelerde dolaştım. O hayat mücadelesine halen devam ediyorum. Altı ayda bir, üç ayda bir, çocuklarımın nöbetleri sıklaşırsa Erzurum Atatürk Üniversitesi Hastanesine gidip geliyorum.' dedi.
Çocuklarının sağlığı için Türkiye'de dolaşmadığı yerin kalmadığını ifade eden anne Polat, şöyle konuştu:
'Bir anne olarak elimden geleni yaptım, ama maalesef bu hastalığın çaresi yok. İki kızım ağır hastalığın pençesinde ve ikisinde de tüberoz skleroz var. Kader'inki bayağı ilerlemiş. O hep bayılıyor, gözü kararıyor ve nöbet geçiriyor. Arada bir okula gidiyor. Geçirdiği nöbetlerinden dolayı okula fazla gidemiyor. Bir de zeka geriliği var. En küçük kızım Hiranur'da da bu hastalık var. Özel eğitim okulunda eğitim alıyor.'
Çaresiz olduğunu vurgulayan anne Polat, 'Çaresizim biliyorum, çocuklarımın hastalığının çaresi yok ama yine de anneyim, elimden geleni yapacağım. Ömrüm yettiğince, gücüm yettiğince onlara anne olacağım.' ifadelerini kullandı.
Devletin verdiği sosyal hizmetlerden faydalandığını anlatan anne Polat, şunları kaydetti:
'Aylık bakım parası alıyorum. Başka bir gelirim yok. Ben 13 yıldır elimde dosya Atatürk Üniversitesinin önünde o hastane senin, bu hastane benim, o bölüm senin, bu bölüm benim hep dolaşıyorum. Devlet büyüklerime sesleniyorum. Benim eşimin sigortada 808 günü vardı, 92 günü eksik olduğundan sigortalı olamıyorum. Bir anne olarak, hem de çaresiz bir anne olarak, Allah rızası için benim sigortam olsun, hem çocukların hastalığıyla, hem yoksullukla mücadele etmek istemiyorum.'