Cumhurbaşkanı Erdoğan Rize'de Açıklaması
'Parlamentoda dokunulmazlıklarla ilgili oylamalar yapıldı ve bu oylamalar neticesinde milletvekillerimiz olması gerekeni yapmak suretiyle bir karar verdi. Ve dediler ki 'Bu fezlekeler bütünüyle yargıya gönderilmeli' ve yanılmıyorsam '168 milletvekili, 670 kadar fezlekenin yargılanması gerekir' dediler, kararı verdiler ve şimdi de parlamento, gereken adımları muamele noktasında yapacak ve adımlar atılacaktır' 'Bu millet ne isterse demokraside o olur. Yoksa hani anamuhalefetin başındaki adamın dediği gibi 'Kan dökülür' ifadesi var ya bu demokrasiyi hazmedememiş kişilerin ağzından çıkabilecek laftır. Demokrasiyi kavramış, hazmetmiş insanların böyle bir ifadeyi kullanması mümkün değildir ama bunların geçmişi kanlı, geçmişi kanlı olduğu için bunlar da onun özlemi içerisinde' 'Ey kişi, zaten sen de parlamentoya o yollarla gelenlerle omuz omuzasın, dirsek dirseğesin onlarla beraber hareket ediyorsun. Bizim öyle bir derdimiz yok, bizim öyle bir sıkıntımız yok, biz kimle beraberiz? Biz milletle beraberiz, biz halkımızla beraberiz' 'Vatanımızda operasyon, ameliyat yapmak isteyenler işte bugün düştükleri hale düşerler. Bugünler, onların iyi günleri, bilsinler ki bu mücadele burada kalmayacak, daha kararlı bir şekilde devam edecek'
Erdoğan, Rize'deki temaslarının ardından memleketi Güneysu ilçesine gelişinde Merkez Camisi önünde kendisini bekleyen vatandaşları selamladı.
Vatandaşlara otobüs içerisinden hitap eden Erdoğan, baba-ana ocağında tekrar hemşehrileriyle bir arada olmanın mutluluğu içerisinde olduğunu söyledi.
Bugün Rize'de çeşitli programlara katıldıklarını ve geceyi evlerinde geçirmek istediklerini belirten Erdoğan, 'Otelde kalmaktansa evimizde kalmak daha hayırlı olur.' diye konuştu.
Vatandaşlara teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
'Hamdolsun bugün bildiğiniz gibi parlamentoda dokunulmazlıklarla ilgili oylamalar yapıldı ve bu oylamalar neticesinde milletvekillerimiz olması gerekeni yapmak suretiyle bir karar verdi. Ve dediler ki 'Bu fezlekeler bütünüyle yargıya gönderilmeli' ve yanılmıyorsam '168 milletvekili, 670 kadar fezlekenin yargılanması gerekir' dediler, kararı verdiler ve şimdi de parlamento gereken adımları muamele noktasında yapacak ve adımlar atılacaktır.'
Gençlere 'Heyecanınız, heyecanımızdır' diye seslenen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bu millet ne isterse demokraside o olur. Yoksa hani anamuhalefetin başındaki adamın dediği gibi 'Kan dökülür' ifadesi var ya bu demokrasiyi hazmedememiş kişilerin ağzından çıkabilecek laftır. Demokrasiyi kavramış, hazmetmiş insanların böyle bir ifadeyi kullanması mümkün değildir ama bunların geçmişi kanlı, geçmişi kanlı olduğu için bunlar da onun özlemi içerisinde. Biz kanı vatanımız için, Allah için dökeriz ama asla sandıklardan çıkma yerine böyle bir yolu tercih edenler var. Zaten ey kişi, 'İsmini anmayacağım' dediğim için anmıyorum, ey kişi, zaten sen de parlamentoya o yollarla gelenlerle omuz omuzasın, dirsek dirseğesin onlarla beraber hareket ediyorsun. Bizim öyle bir derdimiz yok, bizim öyle bir sıkıntımız yok, biz kimle beraberiz? Biz milletle beraberiz, biz halkımızla beraberiz. Bize en büyük gücü zaten halkımız veriyor ve bize o yetiyor ve onunla beraber de yine bu yola devam ettik, devam ediyoruz.'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40 yıllık siyasi hayatında halkın kendilerini hiçbir zaman yalnız bırakmadığını ve bundan sonra da yalnız bırakmayacağına inandığını dile getirerek, 'Gücümüzü biz önce Hakk'tan, sonra halktan alıyoruz.' dedi.
- 'Bugünler onların iyi günleri, bilsinler ki bu mücadele burada kalmayacak'
Terörle mücadele Hakka yürüyen şehitlere Allah'tan rahmet ve ailelerine sabır, gazilere ve yaralılara da şifa dileyen Erdoğan, şunları kaydetti:
'Onlar bizim en büyük gücümüz ve bu toprakları bize vatan kılan işte onlardır. İşte bayrak, 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır', işte o şehittir, şehidin kanıdır. 'Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır'. İşte bu toprakların uğrunda ölen şehitlerimiz olduğu için 780 bin kilometrekareye biz ne demişiz? 'Vatan' demişiz. Ve yıldız, şehidimizin ta kendisi, hilal bağımsızlığımızın ifadesi. Dolayısıyla bizim rabiamız var ya, bu rabiada ne var? Tek millet var; Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkes'i, Gürcü'sü, Abaza'sı, Roman'ı, Boşnak'ı, Arnavut'u, 79 milyon tek milletiz. Ve tek bayrak, bayrağımızın dışında bir bayrak asla, bunlar paçavradır, paçavra. Üçüncüsü, tek vatan; 780 bin kilometrekareyle tek vatan.
Bu vatanımızda operasyon, ameliyat yapmak isteyenler işte bugün düştükleri hale düşerler. Bugünler onların iyi günleri, bilsinler ki bu mücadele burada kalmayacak, daha kararlı bir şekilde devam edecek. Ve rabia, dört, tek devlet. Devletin içinde devlet asla. Bu devletin dışında devlet asla, bizim tek devletimiz var, Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Neymiş? Paralel devlet. Ne devleti ya? Eğer herhangi bir suçunuz, şuyunuz, buyunuz yoksa ne Pensilvanya'da duruyorsun, hadi çık gel. Bak ne oldu? Birçoğu kaçtı, gitti, nereye? Yurt dışına, diğerleri nerede? Cezaevinde. Ne dedik? 'İnlerine gireceğiz' dedik. İnlerine girdik mi? Girmeye de devam edeceğiz, bunu da bilesiniz. Onların da şu anda daha iyi günleri.'
Yarın Artvin Yusufeli Barajı'nı incelemeye gideceklerini anlatan Erdoğan, tesisin Türkiye'nin en önemli barajlarından biri olacağını ve Yusufeli ilçesini de o baraja nazır yapacaklarını ifade etti.
Misafirleriyle birlikte çay toplayacaklarını ve ardından Ziraat Bahçesine çıkacaklarını söyleyen Erdoğan, daha sonra da Cumhuriyet Fabrikasını gezerek, misafirlerle çayın nasıl üretildiğini göreceklerini bildirdi.
Yarın akşam Ankara'ya döneceğini ifade eden Erdoğan, 'Sizleri Allah'a emanet ediyorum' dedi.
Erdoğan, konuşmasının ardından 'Başkan gençlik seni istiyor' tezahüratı üzerine otobüsten inerek vatandaşların yanına geldi. Bu sırada bir genç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, 'evlenmek istediği bir kızı babasının kendisine vermediğini' söyleyerek yardım istedi.
Bir vatandaş ise ürettikleri çayı satamadıklarını söyleyerek Erdoğan'dan bu konuda kendilerine yardımcı olmasını talep etti.