Evlenen Çiftler Üreme Check-Up'ı İle Çocuk Sahibi Olma Şansını Öğrenebiliyor
Üreme Sağlığı ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Hakan Özörnek, yeni evli bütün çiftlere çok önemli bir çağrıda bulunarak, üreme check-up’ı ile bebek sahibi olma şansının öğrenilebileceğini söyledi.
Hem kadın hem erkekte görülebilen kısırlık yani infertilite nedeniyle neredeyse her 5 çiftten biri istediği halde çocuk sahibi olamıyor. Kadın ya da erkekte kısırlığın görülme sıklığı hemen hemen aynıyken, yüzde 30-40 oranında kadına, yüzde 10-30 erkeğe ait nedenlerden, yüzde 15-30’unda da çiftin her ikisini de ilgilendiren nedenlerden dolayı ortaya çıkıyor. Çiftlerin yüzde 10-15’inde ise probleme yol açan neden bulunamaz ve bu durum, nedeni açıklanamayan infertilite olarak adlandırılıyor.
Çiftler kimi zaman evlendikleri anda çocuk sahibi olmak istemiyor ve bu planlarını daha ileriki aylara ya da yıllara erteliyor. Ancak Eurofertil Tüp Bebek Merkezleri Medikal Direktörü Üreme Sağlığı ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Hakan Özörnek yeni evli bütün çiftlere çok önemli bir çağrıda bulundu. Op. Dr. Özörnek yeni evli çiftlerin evlenir evlenmez mutlaka üreme check-up’ı yaptırmalarını öneriyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Hakan Özörnek, 20’li yaşların gebe kalınması için ideal yaşlar olduğunu hatırlatarak, bu yaşlarda aylık yüzde 25 olan gebe kalma şansının yaş ilerledikçe düştüğüne dikkat çekti.
Kadın için normal üreme sürecinin, ilk adetini gördükten sonra yavaş yavaş başladığını kaydeden Dr. Özörnek, şunları söyledi:
"Türkiye’de ilk adet yaşı 12 – 13 civarındadır. 20’li yaşların başı gebe kalınması için ideal yaşlar. Bu çağda aylık gebe kalma oranı yüzde 25 civarında. O nedenle üremenin 20-35 yaş arasında olmasını tavsiye ediyoruz. 35’ten sonra kadının doğurganlığında bir azalmanın ortaya çıktığını görüyoruz. 40 yaş sonrasında bu azalma hızlanıyor. Kişiden kişiye değişmekle birlikte aşağı yukarı 44 yaşından sonra doğurganlık oranı yüzde 1’ler civarındadır. Kısacası kadının bir üreme çağı var ama maalesef bu o kadar da uzun değil. Bu sebeplerden dolayı çiftlere önerim şu olabilir; eğlenmeyi, para biriktirmeyi, statü sahibi olmayı öteleyebilirsiniz. Ancak çocuk doğurmak ertelenmeyecek kadar önemli bir karar. Bu konuda üreme sağlığıyla ilgili testlerinizi yaptırın."
Testlerin hem anne adayına hem de baba adayına fizik muayene, semen analizi, kan testleri ve diğer özel prosedürlerden oluştuğunu anlatan Op. Dr. Özörnek, bebek sahibi olmak için en uygun zamanı bu testlerin ortaya koyduğunu söyledi.
Op. Dr. Hakan Özörnek, kadınların adet döngülerini uzun süreli olarak kaydetmelerinin yumurtlama ile ilgili çok önemli ipucu vereceğini anlattı.
İnfertilite alarmının her çift için özel olarak hesaplandığına dikkat çeken Op. Dr. Özörnek, örneğin 30 yaş ve üzerindeki bir kadın herhangi bir doğum kontrolü olmaksızın 6 ay içinde gebe kalmazsa bunun sorun olarak görülmesi gerektiğini, oysa 20-30 yaş grubundaki bir kadın için bekleme süresinin bir yıla kadar uzayabileceğini belirtti.
ÜREME CHECK-UP’I ZOR MU, MALİYETİ YÜKSEK Mİ?
Op. Dr. Özörnek, "Çiftler üreme check-up’ını duyduklarında çok karmaşık uzun süren ya da kimi zaman ağrılı, sancılı bir süreci hayal edebiliyorlar. Yapılacak işlemlerin maliyeti de çiftlerin merak ettiği önemli hususlardan biri. Üreme check-up’ı dediğimiz bu testler anne ve baba adayının detaylı öyküsünün alınması, fizik muayene ve sonrasında yapılan semen analizi, kan testleri gibi basit aşamalar ile başlayarak gerekirse biyopsi, laparoskopi, ilaçlı rahim filmi gibi daha ileri tetkikler ile devam edebilen bir süreci ifade eder. Yapılacak testler tamamen kişiye özel planlanır. Her çift hatta her birey kendine özgü değerlendirilmelidir. Son yıllarda yapılan çalışmalar da göstermektedir ki doğurganlık şansı kişiye özel uygulamalar ile artmaktadır. Testlerin maliyeti konusunda da çiftlerin endişeye kapılmasına gerek yok aslında. Çünkü yeterli ve gerekli testlerin yapılması hem çiftlerin çocuk sahibi olma şansını ortaya koyacak hem de tedavi planlamasına rehberlik edecek çok önemli veriler içerir. Çiftler bu testi yaptırmadan çocuk sahibi olmaya kalktıklarında belki de gereksiz ve yetersiz tedaviler ile hem vakit kaybedecek hem de istenmeyen uygulamalara çok daha fazla harcama yapmak durumunda kalacaklar" ifadelerini kaydetti.
ERGENLİK DÖNEMİ ÇOCUK SAHİBİ OLMA ŞANSINI BELİRLİYOR
Op. Dr. Hakan Özörnek, ergenlik çağındaki çocuklarda görülebilecek ergenlik gecikmesi, erken ergenlik, aşırı kıllanma, erkek çocuklarda meme büyümesi ve düzensiz adet kanamaları gibi rahatsızlıkların ilerleyen yaşlarda kısırlığa neden olabileceğini bildirdi.
Op. Dr. Özörnek, bu konuda anne ve babaların dikkatli olması gerektiğini belirterek, "Her çocuğun daha ergenlik çağında, üreme sağlığı konusunda anne babalarının yönlendirmesiyle uzman doktorlar tarafından takip edilmesi gerekiyor" dedi.
Ergenlik gecikmesinin kızlarda 13.5, erkeklerde 14 yaşında halen ergenlik bulgularının başlamaması durumu olduğunu söyleyen Op. Dr. Özörnek, "Nedeni yapısal ya da ailevi olabileceği gibi bazı doğumsal ya da hormonal hastalıklar olabilir" açıklamasında bulundu. Op. Dr. Özörnek, "Beslenme bozuklukları, aşırı egzersiz ve süregen hastalıklar da ergenlik gecikmesine neden olabilir" dedi.
Op. Dr. Hakan Özörnek, erken ergenliğin ise kızlarda 8, erkeklerde 9 yaşından önce ergenlik bulgularının ortaya çıkması olarak tanımlanabileceğini söyledi.
"ADET DÜZENSİZLİKELERİ VE SANCILAR KISIRLIĞA GÖTÜREBİLİR"
Op. Dr. Hakan Özörnek, "Tüberküloz bile infertiliteye neden olabilir. Rahimiçi yapışıklıklara, adet düzensizliklerine ve bozulmuş rahimiçi doku hasarıyla, tekrarlayan gebelik kayıplarına ve tüplerde doku hasarıyla yapışıklıklara ve tıkanıklıklara neden olur. Ayrıca vajinal akıntılarda mutlaka rahmi ilgilendiren durumların olup olmadığının teşhisi için doktor kontrolü gerekmektedir" diye konuştu.
Op. Dr. Özörnek, adet kanamalarının düzensizliği varsa, mutlaka doktor tarafından kontrol edilmesi gerektiğini, teşhise yönelik testler sonucunda kalıcı problemlerin olup olmadığının saptanması gerektiğini belirtti.
Özörnek, "Adet kanamaları sırasında ve kanama harici aşırı ağrılar ihmal edilmemelidir. Doktor kontrolü sonucunda yumurtalığa ait kistler, tüplere ait iltihaplanmalar ekarte edilmelidir" dedi.
TESTİS İLTİHABINA DİKKAT
Erkek çocuklarında da dikkat edilmesi gereken noktalara işaret eden Op. Dr. Özörnek, inmemiş testisin sık görülen, doğumsal bir anomali olduğunu söyledi.
Özörnek, inmemiş testisin tespitinin son derece basit olduğunu, ebeveynler tarafından bebeğin testisinin kontrolü sırasında şüphelenilen her durumda mutlaka doktora başvurulması gerektiğini söyledi.
Orşit yani testis iltihabının da ilerleyen dönemde kısırlığa neden olabileceğini kaydeden Op. Dr. Özörnek, "Bu nedenle son derece hassas davranılmalıdır. Yumurtalıkta şişme, hassasiyet ve ateş yükselmesi genellikle orşiti hatırlatır. Bu bulguların tespitinde derhal doktora başvurulmalıdır" ifadelerini kaydetti.
Kabakulak enfeksiyonunun da testisleri nadir de olsa etkilemesinin mümkün olabileceğini anlatan Özörnek, "Bu durumda sperm sayısı, hareketi ve şekli bozulabilir, bu da ilerleyen dönemde çocuğun kısırlığa aday olmasına neden olur" dedi.
Op. Dr. Hakan Özörnek, bir diğer ihmal edilen hususun testise alınan darbeler olduğunu söyledi.
Özörnek, "Bu durumda testis dokusunun harabiyeti ve ilerleyen dönemde sperm yapımını etkileyen durumlar söz konusu olabilir" diye konuştu.
Kaynak: İHA
Çiftler kimi zaman evlendikleri anda çocuk sahibi olmak istemiyor ve bu planlarını daha ileriki aylara ya da yıllara erteliyor. Ancak Eurofertil Tüp Bebek Merkezleri Medikal Direktörü Üreme Sağlığı ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Hakan Özörnek yeni evli bütün çiftlere çok önemli bir çağrıda bulundu. Op. Dr. Özörnek yeni evli çiftlerin evlenir evlenmez mutlaka üreme check-up’ı yaptırmalarını öneriyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Hakan Özörnek, 20’li yaşların gebe kalınması için ideal yaşlar olduğunu hatırlatarak, bu yaşlarda aylık yüzde 25 olan gebe kalma şansının yaş ilerledikçe düştüğüne dikkat çekti.
Kadın için normal üreme sürecinin, ilk adetini gördükten sonra yavaş yavaş başladığını kaydeden Dr. Özörnek, şunları söyledi:
"Türkiye’de ilk adet yaşı 12 – 13 civarındadır. 20’li yaşların başı gebe kalınması için ideal yaşlar. Bu çağda aylık gebe kalma oranı yüzde 25 civarında. O nedenle üremenin 20-35 yaş arasında olmasını tavsiye ediyoruz. 35’ten sonra kadının doğurganlığında bir azalmanın ortaya çıktığını görüyoruz. 40 yaş sonrasında bu azalma hızlanıyor. Kişiden kişiye değişmekle birlikte aşağı yukarı 44 yaşından sonra doğurganlık oranı yüzde 1’ler civarındadır. Kısacası kadının bir üreme çağı var ama maalesef bu o kadar da uzun değil. Bu sebeplerden dolayı çiftlere önerim şu olabilir; eğlenmeyi, para biriktirmeyi, statü sahibi olmayı öteleyebilirsiniz. Ancak çocuk doğurmak ertelenmeyecek kadar önemli bir karar. Bu konuda üreme sağlığıyla ilgili testlerinizi yaptırın."
Testlerin hem anne adayına hem de baba adayına fizik muayene, semen analizi, kan testleri ve diğer özel prosedürlerden oluştuğunu anlatan Op. Dr. Özörnek, bebek sahibi olmak için en uygun zamanı bu testlerin ortaya koyduğunu söyledi.
Op. Dr. Hakan Özörnek, kadınların adet döngülerini uzun süreli olarak kaydetmelerinin yumurtlama ile ilgili çok önemli ipucu vereceğini anlattı.
İnfertilite alarmının her çift için özel olarak hesaplandığına dikkat çeken Op. Dr. Özörnek, örneğin 30 yaş ve üzerindeki bir kadın herhangi bir doğum kontrolü olmaksızın 6 ay içinde gebe kalmazsa bunun sorun olarak görülmesi gerektiğini, oysa 20-30 yaş grubundaki bir kadın için bekleme süresinin bir yıla kadar uzayabileceğini belirtti.
ÜREME CHECK-UP’I ZOR MU, MALİYETİ YÜKSEK Mİ?
Op. Dr. Özörnek, "Çiftler üreme check-up’ını duyduklarında çok karmaşık uzun süren ya da kimi zaman ağrılı, sancılı bir süreci hayal edebiliyorlar. Yapılacak işlemlerin maliyeti de çiftlerin merak ettiği önemli hususlardan biri. Üreme check-up’ı dediğimiz bu testler anne ve baba adayının detaylı öyküsünün alınması, fizik muayene ve sonrasında yapılan semen analizi, kan testleri gibi basit aşamalar ile başlayarak gerekirse biyopsi, laparoskopi, ilaçlı rahim filmi gibi daha ileri tetkikler ile devam edebilen bir süreci ifade eder. Yapılacak testler tamamen kişiye özel planlanır. Her çift hatta her birey kendine özgü değerlendirilmelidir. Son yıllarda yapılan çalışmalar da göstermektedir ki doğurganlık şansı kişiye özel uygulamalar ile artmaktadır. Testlerin maliyeti konusunda da çiftlerin endişeye kapılmasına gerek yok aslında. Çünkü yeterli ve gerekli testlerin yapılması hem çiftlerin çocuk sahibi olma şansını ortaya koyacak hem de tedavi planlamasına rehberlik edecek çok önemli veriler içerir. Çiftler bu testi yaptırmadan çocuk sahibi olmaya kalktıklarında belki de gereksiz ve yetersiz tedaviler ile hem vakit kaybedecek hem de istenmeyen uygulamalara çok daha fazla harcama yapmak durumunda kalacaklar" ifadelerini kaydetti.
ERGENLİK DÖNEMİ ÇOCUK SAHİBİ OLMA ŞANSINI BELİRLİYOR
Op. Dr. Hakan Özörnek, ergenlik çağındaki çocuklarda görülebilecek ergenlik gecikmesi, erken ergenlik, aşırı kıllanma, erkek çocuklarda meme büyümesi ve düzensiz adet kanamaları gibi rahatsızlıkların ilerleyen yaşlarda kısırlığa neden olabileceğini bildirdi.
Op. Dr. Özörnek, bu konuda anne ve babaların dikkatli olması gerektiğini belirterek, "Her çocuğun daha ergenlik çağında, üreme sağlığı konusunda anne babalarının yönlendirmesiyle uzman doktorlar tarafından takip edilmesi gerekiyor" dedi.
Ergenlik gecikmesinin kızlarda 13.5, erkeklerde 14 yaşında halen ergenlik bulgularının başlamaması durumu olduğunu söyleyen Op. Dr. Özörnek, "Nedeni yapısal ya da ailevi olabileceği gibi bazı doğumsal ya da hormonal hastalıklar olabilir" açıklamasında bulundu. Op. Dr. Özörnek, "Beslenme bozuklukları, aşırı egzersiz ve süregen hastalıklar da ergenlik gecikmesine neden olabilir" dedi.
Op. Dr. Hakan Özörnek, erken ergenliğin ise kızlarda 8, erkeklerde 9 yaşından önce ergenlik bulgularının ortaya çıkması olarak tanımlanabileceğini söyledi.
"ADET DÜZENSİZLİKELERİ VE SANCILAR KISIRLIĞA GÖTÜREBİLİR"
Op. Dr. Hakan Özörnek, "Tüberküloz bile infertiliteye neden olabilir. Rahimiçi yapışıklıklara, adet düzensizliklerine ve bozulmuş rahimiçi doku hasarıyla, tekrarlayan gebelik kayıplarına ve tüplerde doku hasarıyla yapışıklıklara ve tıkanıklıklara neden olur. Ayrıca vajinal akıntılarda mutlaka rahmi ilgilendiren durumların olup olmadığının teşhisi için doktor kontrolü gerekmektedir" diye konuştu.
Op. Dr. Özörnek, adet kanamalarının düzensizliği varsa, mutlaka doktor tarafından kontrol edilmesi gerektiğini, teşhise yönelik testler sonucunda kalıcı problemlerin olup olmadığının saptanması gerektiğini belirtti.
Özörnek, "Adet kanamaları sırasında ve kanama harici aşırı ağrılar ihmal edilmemelidir. Doktor kontrolü sonucunda yumurtalığa ait kistler, tüplere ait iltihaplanmalar ekarte edilmelidir" dedi.
TESTİS İLTİHABINA DİKKAT
Erkek çocuklarında da dikkat edilmesi gereken noktalara işaret eden Op. Dr. Özörnek, inmemiş testisin sık görülen, doğumsal bir anomali olduğunu söyledi.
Özörnek, inmemiş testisin tespitinin son derece basit olduğunu, ebeveynler tarafından bebeğin testisinin kontrolü sırasında şüphelenilen her durumda mutlaka doktora başvurulması gerektiğini söyledi.
Orşit yani testis iltihabının da ilerleyen dönemde kısırlığa neden olabileceğini kaydeden Op. Dr. Özörnek, "Bu nedenle son derece hassas davranılmalıdır. Yumurtalıkta şişme, hassasiyet ve ateş yükselmesi genellikle orşiti hatırlatır. Bu bulguların tespitinde derhal doktora başvurulmalıdır" ifadelerini kaydetti.
Kabakulak enfeksiyonunun da testisleri nadir de olsa etkilemesinin mümkün olabileceğini anlatan Özörnek, "Bu durumda sperm sayısı, hareketi ve şekli bozulabilir, bu da ilerleyen dönemde çocuğun kısırlığa aday olmasına neden olur" dedi.
Op. Dr. Hakan Özörnek, bir diğer ihmal edilen hususun testise alınan darbeler olduğunu söyledi.
Özörnek, "Bu durumda testis dokusunun harabiyeti ve ilerleyen dönemde sperm yapımını etkileyen durumlar söz konusu olabilir" diye konuştu.