Dini Temsilciler Organ Bağışı İçin Bir Araya Geldi
İstanbul Müftüsü Yaran: 'Yapılacak organ nakli ile kişi tedavi edilecekse ve hayatın devamı sağlanacaksa organ nakline başvurulabilir.' Ermeni Patrik Genel Vekili Başepiskopos Ateşyan: '(İnsanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim) diyen İsa Mesih’in müntesipleri olarak, organ bağışına sıcak baktığımızı ifade etmek istiyoruz.'
Dini temsilciler, Bakırköy Belediyesi ve Hayata Bağış Derneği iş birliğiyle organ bağışı konusunda farkındalık için bir araya geldi.
Yunus Emre Kültür Merkezi'nde 'İnançların Birleştiği Nokta: İnsan Hayatı-Organ Bağışı' temasıyla gerçekleşen konferansa, İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran, Rum Ortodoks Patrik Vekili Elpidophoros Lambriniadis, Ermeni Patrik Genel Vekili Başepiskopos Aram Ateşyan, Türkiye Musevileri Hahambaşı Rav İsak Haleva, İstanbul, Ankara, İzmir Süryani Kadim Cemaati Metropoliti ve Ruhani Lideri Patrik Vekili Mor Filüksinos Yusuf Çetin ve Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Nurullah Okumuş konuşmacı olarak katıldı.
İstanbul Müftüsü Yaran, konuşmasında bir hastalığın tedavisinde başka bir alternatif kalmadığı takdirde organ naklinin olabileceğini aktardı.
Organ naklinde vericinin hayatının önemine dikkati çeken Yaran, 'Yapılacak organ nakli ile kişi tedavi edilecekse ve hayatın devamı sağlanacaksa organ nakline başvurulabilir. Yapılan işlemin o insanı kurtaracağına dair bir kanaat varsa ki bu kanaati doktorlarımız ifade edeceklerdir. Din adamlarımızın bu konuda görüş ifade etmeleri mümkün değildir. Canlıdan yapılacak organ naklinde vericinin hayatı tehlikeye atılmamalıdır. Bir taraftan organını verecek diğer taraftan kendi hayatını riske edecekse bundan uzak durulur. Bu zaten yoktur ama bazen düşünce melekesini kaybetmiş insanlar olabilir. Belli bir bedel karışılığında veya evladına olan yakın ilgisinden dolayı bu yola başvurabilirler.' diye konuştu.
Yaran, kendini feda ederek bir başkasına hayat verme gibi bir durumun olamayacağını anlatarak, 'İnsan vücudu değerlidir ve organlar alım satıma da konu olmamalıdır. Mal durumuna düşürülmemelidir. Bu durum insanın saygınlığına zarar verir.' dedi.
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Okumuş ise tedavisi sadece organ ve doku nakliyle mümkün olan hastaların, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ciddi sorunlar yaşadığını belirtti.
Okumuş, bu sorunların temelinde yeterli organ ve doku bağışı yapılmamasının bulunduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
'Bu bağışın olmamasındaki en büyük sıkıntılardan birisi, vatandaşlar dini nedenleri öne sürerek veya günah olduğunu dile getirerek, organ veya doku bağışı konusunda çekimser davranıyor. O yüzden bu büyük sorunun çözümü nedir? 2015 yılında AB ile ortaklaşa yapılmış olan 'Organ Naklinde Uyum İçin Teknik Destek' isimli bir proje var. Bu proje kapsamında 500 din adamına yönelik bilgilendirme toplantıları yapıldı. Vatandaşlarımıza en kolay ulaşabilen bir grup kuruldu. Bu toplantılarına Bakanımız ve Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez de katıldı. Görmez, orada çok güzel bir cümle söyledi, 'Organ bağışı, candan cana giden en büyük sadakadır.' Karşılıksız yapılan bu sadakaların, bu yardımların bu toplantılar sonrasında daha da artmasını diliyorum.'
- Ateşyan: 'Organ bağışı yapanları takdir ediyoruz'
Ermeni Patrik Genel Vekili Ateşyan ise insana olan sevgisinden hareketle organ bağışında bulunan kişinin Allah'a olan sevgisini de beyan etmiş olacağını dile getirdi.
Ateşyan, hayatın kıymetli bir hazine olduğunu anlatarak, 'Bir hastayı tekrar sağlıklı yaşama kavuşturacak organ bağışı, bu açıdan önem arz etmektedir.' dedi.
Hazreti İsa'nın mucizeler gösterdiğini söyleyen Ateşyan, '(İnsanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim) diyen İsa Mesih’in müntesipleri olarak, organ bağışına sıcak baktığımızı ifade etmek istiyoruz. Ayrıca bu yaklaşımda bulunanları da takdir ediyoruz. Başkalarına yararlı olmak dileklerini resmileştirdikten sonra vefat etmiş olan tüm insansever dostlara Tanrı'dan rahmet diliyoruz.' ifadelerini kullandı.
- Çetin: 'Organ bağışı konusunda çevremizi teşvik etmeliyiz'
İstanbul, Ankara, İzmir Süryani Kadim Cemaati Metropoliti ve Ruhani Lideri, Patrik Vekili Mor Filüksinos Çetin ise organ bağışı ve organ nakli konusunun dünyada ve Türkiye'de önemli bir sağlık problemi olduğunu dile getirdi.
Sorununun sağlık kurumları ve STK'ların gayretlerine rağmen ortadan kaldırılamadığını belirten Çetin, 'Ortaya konulan tüm çabalara rağmen sorunun çok gerisinde kalındığı bilinmektedir. Resmi kuruluşların rakamlarına göre, ülkemizde 40 bine yakın kişi organ bekliyor ve her sene bu listedeki sayı artıyor. Organ bağışı konusunda hep birlikte etrafımızı teşvik etmeliyiz. Her canlı bir gün ölümü tadacaktır. Ebedi kalmayacağımıza göre geride hastalığıyla kalanlara çare olabiliriz. İnancımız bizleri başkalarını sevmeye, başkalarının sorunlarına eğilmemizi ister, iyilikleri gözetmeye, maddi manevi yönde ihtiyaç içinde olanlara yardım etmeye teşvik eder.' değerlendirmesinde bulundu.
- Haleva: 'Kişi hayatını tehlikeye atacak şekilde organ bağışı yapamaz'
Türkiye Musevileri Hahambaşı Haleva da dinen velinin rızası olmadan ölmüş birinden organ naklinin mecbur tutulamayacağına işaret ederek, 'Ölmüş bir insandan, bir başkasının hayatını kurtarmak için alınan organ ailenin izni ile yapılırsa sevaptır. Bu konuda da aile mecbur bırakılamaz ama aile bilinçlendirilerek organ naklinin sevabı anlatılabilir, teşvik edilebilir. Diğer yandan, verici eğer sağlığında başka birini kurtarmak için organlarından birini veriyorsa da hayatının tehlikeye girmemesi gerekir. Bir kişi başkasının hayatını kurtarmak için de kendi hayatını tehlikeye atacak şekilde organ bağışı yapamaz. Bu durum Tevrat'ta kesinleşen yasak bir mevzudur.' diye konuştu.
Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu da toplantının amacının organ bağışıyla ilgili farkındalık yaratmak, Türkiye'de bu konuyla ilgili bilinç geliştirmek olduğunu bildirdi.
Konferansla doğru bilinen yanlışları düzeltmek istediklerini kaydeden Kerimoğlu, bir hayatın tüm insanlığı kurtarmak kadar önemli olduğuna atıfta bulunmak için bir araya geldiklerini söyledi.
Kaynak: AA
Yunus Emre Kültür Merkezi'nde 'İnançların Birleştiği Nokta: İnsan Hayatı-Organ Bağışı' temasıyla gerçekleşen konferansa, İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran, Rum Ortodoks Patrik Vekili Elpidophoros Lambriniadis, Ermeni Patrik Genel Vekili Başepiskopos Aram Ateşyan, Türkiye Musevileri Hahambaşı Rav İsak Haleva, İstanbul, Ankara, İzmir Süryani Kadim Cemaati Metropoliti ve Ruhani Lideri Patrik Vekili Mor Filüksinos Yusuf Çetin ve Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Nurullah Okumuş konuşmacı olarak katıldı.
İstanbul Müftüsü Yaran, konuşmasında bir hastalığın tedavisinde başka bir alternatif kalmadığı takdirde organ naklinin olabileceğini aktardı.
Organ naklinde vericinin hayatının önemine dikkati çeken Yaran, 'Yapılacak organ nakli ile kişi tedavi edilecekse ve hayatın devamı sağlanacaksa organ nakline başvurulabilir. Yapılan işlemin o insanı kurtaracağına dair bir kanaat varsa ki bu kanaati doktorlarımız ifade edeceklerdir. Din adamlarımızın bu konuda görüş ifade etmeleri mümkün değildir. Canlıdan yapılacak organ naklinde vericinin hayatı tehlikeye atılmamalıdır. Bir taraftan organını verecek diğer taraftan kendi hayatını riske edecekse bundan uzak durulur. Bu zaten yoktur ama bazen düşünce melekesini kaybetmiş insanlar olabilir. Belli bir bedel karışılığında veya evladına olan yakın ilgisinden dolayı bu yola başvurabilirler.' diye konuştu.
Yaran, kendini feda ederek bir başkasına hayat verme gibi bir durumun olamayacağını anlatarak, 'İnsan vücudu değerlidir ve organlar alım satıma da konu olmamalıdır. Mal durumuna düşürülmemelidir. Bu durum insanın saygınlığına zarar verir.' dedi.
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Okumuş ise tedavisi sadece organ ve doku nakliyle mümkün olan hastaların, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ciddi sorunlar yaşadığını belirtti.
Okumuş, bu sorunların temelinde yeterli organ ve doku bağışı yapılmamasının bulunduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
'Bu bağışın olmamasındaki en büyük sıkıntılardan birisi, vatandaşlar dini nedenleri öne sürerek veya günah olduğunu dile getirerek, organ veya doku bağışı konusunda çekimser davranıyor. O yüzden bu büyük sorunun çözümü nedir? 2015 yılında AB ile ortaklaşa yapılmış olan 'Organ Naklinde Uyum İçin Teknik Destek' isimli bir proje var. Bu proje kapsamında 500 din adamına yönelik bilgilendirme toplantıları yapıldı. Vatandaşlarımıza en kolay ulaşabilen bir grup kuruldu. Bu toplantılarına Bakanımız ve Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez de katıldı. Görmez, orada çok güzel bir cümle söyledi, 'Organ bağışı, candan cana giden en büyük sadakadır.' Karşılıksız yapılan bu sadakaların, bu yardımların bu toplantılar sonrasında daha da artmasını diliyorum.'
- Ateşyan: 'Organ bağışı yapanları takdir ediyoruz'
Ermeni Patrik Genel Vekili Ateşyan ise insana olan sevgisinden hareketle organ bağışında bulunan kişinin Allah'a olan sevgisini de beyan etmiş olacağını dile getirdi.
Ateşyan, hayatın kıymetli bir hazine olduğunu anlatarak, 'Bir hastayı tekrar sağlıklı yaşama kavuşturacak organ bağışı, bu açıdan önem arz etmektedir.' dedi.
Hazreti İsa'nın mucizeler gösterdiğini söyleyen Ateşyan, '(İnsanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim) diyen İsa Mesih’in müntesipleri olarak, organ bağışına sıcak baktığımızı ifade etmek istiyoruz. Ayrıca bu yaklaşımda bulunanları da takdir ediyoruz. Başkalarına yararlı olmak dileklerini resmileştirdikten sonra vefat etmiş olan tüm insansever dostlara Tanrı'dan rahmet diliyoruz.' ifadelerini kullandı.
- Çetin: 'Organ bağışı konusunda çevremizi teşvik etmeliyiz'
İstanbul, Ankara, İzmir Süryani Kadim Cemaati Metropoliti ve Ruhani Lideri, Patrik Vekili Mor Filüksinos Çetin ise organ bağışı ve organ nakli konusunun dünyada ve Türkiye'de önemli bir sağlık problemi olduğunu dile getirdi.
Sorununun sağlık kurumları ve STK'ların gayretlerine rağmen ortadan kaldırılamadığını belirten Çetin, 'Ortaya konulan tüm çabalara rağmen sorunun çok gerisinde kalındığı bilinmektedir. Resmi kuruluşların rakamlarına göre, ülkemizde 40 bine yakın kişi organ bekliyor ve her sene bu listedeki sayı artıyor. Organ bağışı konusunda hep birlikte etrafımızı teşvik etmeliyiz. Her canlı bir gün ölümü tadacaktır. Ebedi kalmayacağımıza göre geride hastalığıyla kalanlara çare olabiliriz. İnancımız bizleri başkalarını sevmeye, başkalarının sorunlarına eğilmemizi ister, iyilikleri gözetmeye, maddi manevi yönde ihtiyaç içinde olanlara yardım etmeye teşvik eder.' değerlendirmesinde bulundu.
- Haleva: 'Kişi hayatını tehlikeye atacak şekilde organ bağışı yapamaz'
Türkiye Musevileri Hahambaşı Haleva da dinen velinin rızası olmadan ölmüş birinden organ naklinin mecbur tutulamayacağına işaret ederek, 'Ölmüş bir insandan, bir başkasının hayatını kurtarmak için alınan organ ailenin izni ile yapılırsa sevaptır. Bu konuda da aile mecbur bırakılamaz ama aile bilinçlendirilerek organ naklinin sevabı anlatılabilir, teşvik edilebilir. Diğer yandan, verici eğer sağlığında başka birini kurtarmak için organlarından birini veriyorsa da hayatının tehlikeye girmemesi gerekir. Bir kişi başkasının hayatını kurtarmak için de kendi hayatını tehlikeye atacak şekilde organ bağışı yapamaz. Bu durum Tevrat'ta kesinleşen yasak bir mevzudur.' diye konuştu.
Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu da toplantının amacının organ bağışıyla ilgili farkındalık yaratmak, Türkiye'de bu konuyla ilgili bilinç geliştirmek olduğunu bildirdi.
Konferansla doğru bilinen yanlışları düzeltmek istediklerini kaydeden Kerimoğlu, bir hayatın tüm insanlığı kurtarmak kadar önemli olduğuna atıfta bulunmak için bir araya geldiklerini söyledi.