Birkaç Misketten Asırlık Binlerce Objeye
Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, babasının bombaların içinden çıkardığı misketleri alarak savaştan geriye kalan objeleri toplamaya başlayan 77 yaşındaki Alpaslan, bir araya getirdiği malzemeleri evinin bahçesindeki 'mini müze'de sergiliyor Alpaslan: 'Asıl gayem, bu topladığım objelerle yeni ve genç nesilde bir etki uyandırmak. Bazen buraya aileleriyle gelen çocuklara fişekler veriyorum ki o günleri anlasınlar, unutmasınlar'
İSMAİL ERSAN - Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde, babasının bombaların içinden çıkardığı misketleri alarak savaştan geriye kalan objeleri toplamaya başlayan 77 yaşındaki Bekir Alpaslan, 50 yıldır biriktirdiği binlerce malzemeyi evinin bahçesinde kurduğu 'mini müze'de sergiliyor.
Alpaslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukken hafta sonları arkadaşlarıyla savaşın yapıldığı yerlere giderek satmak için misket ve fişek topladıklarını anlattı.
Bir kilo fişek karşılığında bir defter ya da silgili kurşun kalem alabildiklerini belirten Alpaslan, 'Büyüklerimiz de daha uzaklara Kireçtepe'ye giderlerdi. O zaman iş sahası yoktu. Savaştan kalan malzemeler toplanarak satılır, para kazanılırdı' dedi.
Askerliğini yaptıktan sonra İstanbul'a yerleştiğini, yıllar önce Çanakkale'ye babasını ziyarete geldiğinde ise yaşamına yeni bir yön verdiğini anlatan Alpaslan, şöyle devam etti:
'Babam, dolu bir bombanın içini açıyordu. Onun içindeki misketleri de kilosu 10 liradan satıyordu. Ben de babama yarı gerçek, yarı şaka 'O misketleri bana sat' dedim. Aldım misketleri İstanbul'a götürdüm. Bu, bende bir başlangıç oldu. Ardından süngü ve kılıçlar aldım. Savaşlarda kullanılan objeleri hurdacılardan aldım. Emekliliğimde de İstanbul'dan Beşyol köyüne taşındım. Köydeki evimin bahçesinde savaş malzemelerini sergilemeye başladım. Hurdaya çok malzeme gidiyordu. Bu duruma çok acıyordum. Hurdacılardan gücümün yettiği kadar objeleri almaya çalıştım.'
-'Bu sergimin bir müzeye taşınması planlanıyor'
Savaştan kalanları kendi imkanlarıyla toplamasına rağmen buna engel olmak isteyenler de çıktığını dile getiren Alpaslan, bazen komşularının şikayetleri nedeniyle sorunlar yaşadığını aktardı.
Bir dönem şikayet üzerine güvenlik güçlerince biriktirdiği malzemelere el konulduğuna işaret eden Alpaslan, uzun süren hukuki mücadele sonucunda savaş objelerine tekrar kavuştuğunu söyledi.
Yeni nesillere tarihi aktarmak için çaba harcadığını vurgulayan Alpaslan, 'Evimin önündeki bahçede küçük bir odada sergiliyorum. Sergimde tabanca hariç savaşta kullanılan mermi ve el bombaları başta olmak üzere birçok malzeme var. Çoğu kez evimden hırsızlık da oldu. Birçok malzemem çalındı. 50 yıldır binlerce obje topladım' dedi.
Sergisindeki eşyaları özenle muhafaza ettiğini ifade eden Alpaslan, 'Türkiye'nin her yerinden buraya gelenler oluyor. Ben her gün bunlarla oynuyorum, gözüm gibi bakıyorum. Dışarıda olan malzemeler var, yağmur yağdığında onların üstünü örtüyorum. Bunlar bana tarihi hatırlatıyor. Bu sergimin bir müzeye taşınması planlanıyor. Bunların daha iyi sergilenmesini tabii ki de istiyorum. Köy muhtarımızın da bu doğrultuda bir talebi var' diye konuştu.
- Mini müzede Fransız süngüsü de var
Fransızların kullandığı bir süngüyü özel olarak muhafaza ettiğine dikkati çeken Alpaslan, şunları kaydetti:
'Hurdacıdan aldığım Fransız süngüsü beni çok duygulandırdı. Babam çok iyi bir tarihçiydi. Bu süngüyü aldığımda ve babamdan da bununla ilgili bilgiler edindiğimde çok duygulandım. Bu süngünün 1. Dünya Savaşı'nda yasaklandığını söyledi. Benim de araştırmalarıma göre gerçekten bunun savaşta kullanılmasının yasak olduğunu öğrendim. Bunu sadece Fransızlar kullanıyor. 4 bıçağı var. Bunlardan bulmak çok zor çünkü hepsi hurdaya gitmiş. Üzüntü verici bir olay. Savaşta yasaklanan bir obje. Kim bilir bununla kaç askerimiz şehit edildi. Ecdadın ne şartlar altında bu toprakları savunduğuna bakmak için gelip bu savaş suçu süngüyü görmek lazım. Asıl gayem bu topladığım objelerle yeni ve genç nesilde bir etki uyandırmak. Bazen buraya aileleriyle gelen çocuklara fişekler veriyorum ki o günleri anlasınlar, unutmasınlar.'
Kaynak: AA
Alpaslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukken hafta sonları arkadaşlarıyla savaşın yapıldığı yerlere giderek satmak için misket ve fişek topladıklarını anlattı.
Bir kilo fişek karşılığında bir defter ya da silgili kurşun kalem alabildiklerini belirten Alpaslan, 'Büyüklerimiz de daha uzaklara Kireçtepe'ye giderlerdi. O zaman iş sahası yoktu. Savaştan kalan malzemeler toplanarak satılır, para kazanılırdı' dedi.
Askerliğini yaptıktan sonra İstanbul'a yerleştiğini, yıllar önce Çanakkale'ye babasını ziyarete geldiğinde ise yaşamına yeni bir yön verdiğini anlatan Alpaslan, şöyle devam etti:
'Babam, dolu bir bombanın içini açıyordu. Onun içindeki misketleri de kilosu 10 liradan satıyordu. Ben de babama yarı gerçek, yarı şaka 'O misketleri bana sat' dedim. Aldım misketleri İstanbul'a götürdüm. Bu, bende bir başlangıç oldu. Ardından süngü ve kılıçlar aldım. Savaşlarda kullanılan objeleri hurdacılardan aldım. Emekliliğimde de İstanbul'dan Beşyol köyüne taşındım. Köydeki evimin bahçesinde savaş malzemelerini sergilemeye başladım. Hurdaya çok malzeme gidiyordu. Bu duruma çok acıyordum. Hurdacılardan gücümün yettiği kadar objeleri almaya çalıştım.'
-'Bu sergimin bir müzeye taşınması planlanıyor'
Savaştan kalanları kendi imkanlarıyla toplamasına rağmen buna engel olmak isteyenler de çıktığını dile getiren Alpaslan, bazen komşularının şikayetleri nedeniyle sorunlar yaşadığını aktardı.
Bir dönem şikayet üzerine güvenlik güçlerince biriktirdiği malzemelere el konulduğuna işaret eden Alpaslan, uzun süren hukuki mücadele sonucunda savaş objelerine tekrar kavuştuğunu söyledi.
Yeni nesillere tarihi aktarmak için çaba harcadığını vurgulayan Alpaslan, 'Evimin önündeki bahçede küçük bir odada sergiliyorum. Sergimde tabanca hariç savaşta kullanılan mermi ve el bombaları başta olmak üzere birçok malzeme var. Çoğu kez evimden hırsızlık da oldu. Birçok malzemem çalındı. 50 yıldır binlerce obje topladım' dedi.
Sergisindeki eşyaları özenle muhafaza ettiğini ifade eden Alpaslan, 'Türkiye'nin her yerinden buraya gelenler oluyor. Ben her gün bunlarla oynuyorum, gözüm gibi bakıyorum. Dışarıda olan malzemeler var, yağmur yağdığında onların üstünü örtüyorum. Bunlar bana tarihi hatırlatıyor. Bu sergimin bir müzeye taşınması planlanıyor. Bunların daha iyi sergilenmesini tabii ki de istiyorum. Köy muhtarımızın da bu doğrultuda bir talebi var' diye konuştu.
- Mini müzede Fransız süngüsü de var
Fransızların kullandığı bir süngüyü özel olarak muhafaza ettiğine dikkati çeken Alpaslan, şunları kaydetti:
'Hurdacıdan aldığım Fransız süngüsü beni çok duygulandırdı. Babam çok iyi bir tarihçiydi. Bu süngüyü aldığımda ve babamdan da bununla ilgili bilgiler edindiğimde çok duygulandım. Bu süngünün 1. Dünya Savaşı'nda yasaklandığını söyledi. Benim de araştırmalarıma göre gerçekten bunun savaşta kullanılmasının yasak olduğunu öğrendim. Bunu sadece Fransızlar kullanıyor. 4 bıçağı var. Bunlardan bulmak çok zor çünkü hepsi hurdaya gitmiş. Üzüntü verici bir olay. Savaşta yasaklanan bir obje. Kim bilir bununla kaç askerimiz şehit edildi. Ecdadın ne şartlar altında bu toprakları savunduğuna bakmak için gelip bu savaş suçu süngüyü görmek lazım. Asıl gayem bu topladığım objelerle yeni ve genç nesilde bir etki uyandırmak. Bazen buraya aileleriyle gelen çocuklara fişekler veriyorum ki o günleri anlasınlar, unutmasınlar.'