Özdağ'dan Demirtaş'a Açıklaması 'Haddini Bil'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, HDP lideri Selahattin Demirtaş’ı sert sözlerle eleştirerek, "Tek derdimiz var; İslam, İslam, İslam diyebilme cesaretini gösteren Sayın Erdoğan’a, ‘İslamiyet’e inanman lazım’ diyebilmek acizliğin ve tükenmişliğin göstergesidir” dedi.
Özdağ, terörle mücadelede en kararlı dönemin Başbakan Ahmet Davutoğlu döneminde yürütüldüğünü söyleyerek, “Demirtaş sırtını yasladığı örgüt ile ilişkilerini unutturmak ve gölgeleme adına girdiği bu uğraşların da çaresiz kalacağını elbet öğrenecektir” diye konuştu.
Özdağ, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın İçel’de yapılan Demokrasi ve Barış Mitinginde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’na yönelik sarf ettiği sözlere sert tepki gösterdi.
Özdağ, Demirtaş’ın, ülkenin inançlarına ve değerlerine kast etmiş, camilerini ateşe vermiş, ezanlarına engel olma gayreti ile İslam’a savaş açmış olan kalleş terör örgütüne sırtını dayamış bir lider olduğunu söyledi.
Selçuk Özdağ, sözlerine şöyle devam etti:
“Tarih 29 Nisan 2015, yer İstanbul Taksim meydanı… Siyaset sahnesine fırlatıldığı günden itibaren dilinden İslam’a yönelik nefret söylemi eksik olmayan bu şahıs, Taksim’deki konuşmasında milletin sınırlarını zorlama gayretine girmiş, Müslümanların kıblegâhı olan Kâbe ile Taksimi karşılaştırma garabetine düşerek, Kudüs’ü de Yahudilerin kutsal mekânı ilan etmişti. Tepkiler üzerine seçim arifesini dikkate alarak inkâr yoluna giren bu şahıs ve avanesinin elbette din düşmanlığı noktasında tek vukuatı da bu değil. Milletimiz, HDP’li İpekyolu Belediyesinin, Peygamber Efendimizin (sav) “Kadınlar size Allah’ın emanetidir” hadisine atfen, ‘Biz kimsenin emaneti değiliz, biz kadınız’ pankartlarını da hafızasına işlemiştir. Yine bu avanenin “Roj Tv Kürtlerin kıblesidir”, “Ramazan ve kurban bayramından vazgeçeriz ama Nevruz’dan vazgeçmeyiz”,“Namus toplumsal kabustur” gibi sözleri İslam’a bakış açılarını ortaya koyan önemli unsurlardır."
“ACİZLİĞİN VE TÜKENMİŞLİĞİN GÖSTERGESİ”
Özdağ, HDP’nin İslam karşıtı faaliyetleri sistematik bir şekilde yürüttüğünü kaydederek, “Buna örnek olarak, ezanın Kürtçe okunması, zorunlu din dersi uygulamasına son verilmesi talepleri gibi onlarca örnek paylaşabiliriz” ifadelerini kullandı.
HDP’yi fütursuz arzuların sahibi olarak niteleyen Özdağ, şunları kaydetti:
“Demirtaş ve avaneleri, TBMM’de daha önce verdikleri bir araştırma önergesinde “ders kitaplarındaki hak ihlallerini içeren muhafazakar, milliyetçi, militarist ve cinsiyetçi ifadelerin araştırılması” başlığı altında seçmeli Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in Hayatı derslerinden rahatsızlıklarını açığa vurmuşlardı. “İffetli olmanın önemi” ve “Evlilik dışı ilişkilerin zararları” konularından duydukları rahatsızlıklar bu şekilde ortaya çıkmıştı."
Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdiğini anlatan Özdağ, Demirtaş’a şöyle yanıt verdi:
"Hal ortadayken bu şahıs, İçel’de yine mikrofonların başına geçmiş, Referansımız İslamiyet diyerek, ’Minareler süngü, kubbeler miğfer, Camiler kışlamız, müminler asker, Bu ilahi ordu dinimi bekler, Allahu Ekber, Allahu Ekber’ kıtasını okuduğu için hapsedilen 12. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Müslümanlığını sorgulamıştır. “Tek derdimiz var; İslam, İslam, İslam” diyebilme cesaretini gösteren Sayın Erdoğan’a, “İslamiyet’e inanman lazım” diyebilmek acizliğin ve tükenmişliğin göstergesidir. Bu nasıl bir bakış açısı ve ruh halidir ki, İslamın değerlerinden rahatsız olan biri, Sayın Cumhurbaşkanımıza bu lafları edebilmektedir. Demirtaş, acınacak halde, siyaset bilmez yönlendirmelerin oyuncağı olmuştur.”
“GERÇEKLERDEN KURTULAMAYACAK”
Selçuk Özdağ, Demirtaş’ın Başbakan Ahmet Davutoğlu’na ilişkin sözlerine de şöyle yanıt verdi: “Terörle mücadelede en kararlı dönemin Başbakanlığını üstlenen Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu’na da hakaretlerde bulunan Demirtaş, bu anlamda da hadsizliğini sürdürmüştür.”
Türkiye’nin Davutoğlu’nun Başbakanlığı döneminde, içeride ve dışarıda terör ve teröristle mücadelede fark oluşturan ülke konumuna yükseldiğini söyleyen Özdağ, şu ifadeleri kullandı:
“Aşağıda paylaşacağım verilerde 6-7 Ekim olaylarındaki sivil ölümlerin müsebbibi Demirtaş’ı değil, AK Parti’yi ve Genel Başkanımızı haklı çıkarmaktadır. Türkiye terörle mücadelesine kesin sonuç hedefiyle devam etmektedir. Bu kapsamda,
01.01.2011-12.02.2016 tarihleri arasında söz konusu çatışma bölgeleriyle irtibatlı grupların faaliyetlerinin engellenmesi ve üyelerinin yakalanması amacıyla yapılan operasyonel çalışmalar neticesinde; 2.514’ü Türk, 1.105’i yabancı olmak üzere toplam 3.619 şahıs yakalanarak gözaltına alınmış, gözaltına alınan şahıslardan adli makamlara sevk edilen 727’si Türk, 256’sı yabancı şahıs olmak üzere 983’ü tutuklanmıştır. Ayrıca çatışma bölgelerine geçmek isterken sınır illerinde 2.896 yabancı uyruklu şahıs yakalanarak sınır dışı edilmiştir. Yine uluslararası terörizmle bağlantılı oldukları ve çatışma bölgelerine geçebileceği bildirilen 35.970 yabancı uyruklu şahsın hakkında da yurda giriş yasağı kararı alınmıştır. Demirtaş bu bilgiler ışığında Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu’ndan derhal özür dilemeli ve sözünü ettiği terör unsurlarına karşı Türkiye’nin tavizsiz bir şekilde sürdürdüğü mücadelenin farkına varmalıdır ve haddini bilmelidir. Demirtaş, sırtını yasladığı örgüt ile ilişkilerini unutturmak ve gölgeleme adına girdiği bu uğraşların da çaresiz kalacağını elbet öğrenecektir. Milletimizin feraseti karşısında gerçeklerden kurtulamayacağını anlayacaktır.”
Kaynak: İHA
Özdağ, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın İçel’de yapılan Demokrasi ve Barış Mitinginde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’na yönelik sarf ettiği sözlere sert tepki gösterdi.
Özdağ, Demirtaş’ın, ülkenin inançlarına ve değerlerine kast etmiş, camilerini ateşe vermiş, ezanlarına engel olma gayreti ile İslam’a savaş açmış olan kalleş terör örgütüne sırtını dayamış bir lider olduğunu söyledi.
Selçuk Özdağ, sözlerine şöyle devam etti:
“Tarih 29 Nisan 2015, yer İstanbul Taksim meydanı… Siyaset sahnesine fırlatıldığı günden itibaren dilinden İslam’a yönelik nefret söylemi eksik olmayan bu şahıs, Taksim’deki konuşmasında milletin sınırlarını zorlama gayretine girmiş, Müslümanların kıblegâhı olan Kâbe ile Taksimi karşılaştırma garabetine düşerek, Kudüs’ü de Yahudilerin kutsal mekânı ilan etmişti. Tepkiler üzerine seçim arifesini dikkate alarak inkâr yoluna giren bu şahıs ve avanesinin elbette din düşmanlığı noktasında tek vukuatı da bu değil. Milletimiz, HDP’li İpekyolu Belediyesinin, Peygamber Efendimizin (sav) “Kadınlar size Allah’ın emanetidir” hadisine atfen, ‘Biz kimsenin emaneti değiliz, biz kadınız’ pankartlarını da hafızasına işlemiştir. Yine bu avanenin “Roj Tv Kürtlerin kıblesidir”, “Ramazan ve kurban bayramından vazgeçeriz ama Nevruz’dan vazgeçmeyiz”,“Namus toplumsal kabustur” gibi sözleri İslam’a bakış açılarını ortaya koyan önemli unsurlardır."
“ACİZLİĞİN VE TÜKENMİŞLİĞİN GÖSTERGESİ”
Özdağ, HDP’nin İslam karşıtı faaliyetleri sistematik bir şekilde yürüttüğünü kaydederek, “Buna örnek olarak, ezanın Kürtçe okunması, zorunlu din dersi uygulamasına son verilmesi talepleri gibi onlarca örnek paylaşabiliriz” ifadelerini kullandı.
HDP’yi fütursuz arzuların sahibi olarak niteleyen Özdağ, şunları kaydetti:
“Demirtaş ve avaneleri, TBMM’de daha önce verdikleri bir araştırma önergesinde “ders kitaplarındaki hak ihlallerini içeren muhafazakar, milliyetçi, militarist ve cinsiyetçi ifadelerin araştırılması” başlığı altında seçmeli Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in Hayatı derslerinden rahatsızlıklarını açığa vurmuşlardı. “İffetli olmanın önemi” ve “Evlilik dışı ilişkilerin zararları” konularından duydukları rahatsızlıklar bu şekilde ortaya çıkmıştı."
Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdiğini anlatan Özdağ, Demirtaş’a şöyle yanıt verdi:
"Hal ortadayken bu şahıs, İçel’de yine mikrofonların başına geçmiş, Referansımız İslamiyet diyerek, ’Minareler süngü, kubbeler miğfer, Camiler kışlamız, müminler asker, Bu ilahi ordu dinimi bekler, Allahu Ekber, Allahu Ekber’ kıtasını okuduğu için hapsedilen 12. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Müslümanlığını sorgulamıştır. “Tek derdimiz var; İslam, İslam, İslam” diyebilme cesaretini gösteren Sayın Erdoğan’a, “İslamiyet’e inanman lazım” diyebilmek acizliğin ve tükenmişliğin göstergesidir. Bu nasıl bir bakış açısı ve ruh halidir ki, İslamın değerlerinden rahatsız olan biri, Sayın Cumhurbaşkanımıza bu lafları edebilmektedir. Demirtaş, acınacak halde, siyaset bilmez yönlendirmelerin oyuncağı olmuştur.”
“GERÇEKLERDEN KURTULAMAYACAK”
Selçuk Özdağ, Demirtaş’ın Başbakan Ahmet Davutoğlu’na ilişkin sözlerine de şöyle yanıt verdi: “Terörle mücadelede en kararlı dönemin Başbakanlığını üstlenen Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu’na da hakaretlerde bulunan Demirtaş, bu anlamda da hadsizliğini sürdürmüştür.”
Türkiye’nin Davutoğlu’nun Başbakanlığı döneminde, içeride ve dışarıda terör ve teröristle mücadelede fark oluşturan ülke konumuna yükseldiğini söyleyen Özdağ, şu ifadeleri kullandı:
“Aşağıda paylaşacağım verilerde 6-7 Ekim olaylarındaki sivil ölümlerin müsebbibi Demirtaş’ı değil, AK Parti’yi ve Genel Başkanımızı haklı çıkarmaktadır. Türkiye terörle mücadelesine kesin sonuç hedefiyle devam etmektedir. Bu kapsamda,
01.01.2011-12.02.2016 tarihleri arasında söz konusu çatışma bölgeleriyle irtibatlı grupların faaliyetlerinin engellenmesi ve üyelerinin yakalanması amacıyla yapılan operasyonel çalışmalar neticesinde; 2.514’ü Türk, 1.105’i yabancı olmak üzere toplam 3.619 şahıs yakalanarak gözaltına alınmış, gözaltına alınan şahıslardan adli makamlara sevk edilen 727’si Türk, 256’sı yabancı şahıs olmak üzere 983’ü tutuklanmıştır. Ayrıca çatışma bölgelerine geçmek isterken sınır illerinde 2.896 yabancı uyruklu şahıs yakalanarak sınır dışı edilmiştir. Yine uluslararası terörizmle bağlantılı oldukları ve çatışma bölgelerine geçebileceği bildirilen 35.970 yabancı uyruklu şahsın hakkında da yurda giriş yasağı kararı alınmıştır. Demirtaş bu bilgiler ışığında Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu’ndan derhal özür dilemeli ve sözünü ettiği terör unsurlarına karşı Türkiye’nin tavizsiz bir şekilde sürdürdüğü mücadelenin farkına varmalıdır ve haddini bilmelidir. Demirtaş, sırtını yasladığı örgüt ile ilişkilerini unutturmak ve gölgeleme adına girdiği bu uğraşların da çaresiz kalacağını elbet öğrenecektir. Milletimizin feraseti karşısında gerçeklerden kurtulamayacağını anlayacaktır.”