'28 Şubat Sürecinin Baskı Ve Eziyeti Telafi Edilemez'
Üniversitede başörtülü olduğu için defalarca okuldan uzaklaştırılan ve eğitimine ara vermek zorunda kalan sosyolog Aliye Özkul, o dönemde arkadaşlarıyla yaşadıklarını unutamıyor Sosyolog Özkul: 'Okulu bıraktık, çünkü başörtülü öğrenciler olarak üzerimizde büyük sorumluluk hissediyorduk. Başörtümüzün kimliğimizin bir parçası olduğunu ve bu kimliğimizle var olmamız gerektiğini düşünüyorduk' '28 Şubat sürecinin ben ve benim gibi arkadaşlarıma yaptığı baskı ve eziyet telafi edilemez. Bu noktada mağdur olduğumuzu belirtmek gerekiyor'
RAMAZAN DOĞAN - Kütahya'da kamu kurumunda sözleşmeli sosyolog olarak çalışan Aliye Özkul, üniversitedeyken başörtüsü taktığı için defalarca okuldan uzaklaştırma cezası aldığını, bu nedenle eğitimine ara vermek zorunda kaldığını belirterek, '28 Şubat sürecinin baskı ve eziyeti telafi edilemez' dedi.
Özkul, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecinde Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nde öğrenci olduğunu, ikinci sınıftayken başörtüsü nedeniyle defalarca okuldan uzaklaştırma cezası aldığını söyledi.
Üçüncü sınıfa geldiğinde baskılar nedeniyle birkaç arkadaşıyla okulu bırakmaya karar verdiklerini anlatan Özkul, 'Okulu bıraktık, çünkü başörtülü öğrenciler olarak üzerimizde büyük sorumluluk hissediyorduk. Başörtümüzün kimliğimizin bir parçası olduğunu ve bu kimliğimizle birlikte var olmamız gerektiğini düşünüyorduk' ifadelerini kullandı.
Özkul, şöyle devam etti:
'Ailelerimizin bize okula devam etmemiz gerektiğini söylemelerine rağmen okulu bırakmak zorundaydık. Okulu bıraktıktan sonra bize yardımcı olanlar da vardı. Bir hocamız, okulu bıraktıktan sonra da kendimizi çeşitli kurslara katılarak geliştirmemiz halinde iş bulabileceğimizi söylemişti. Bazı arkadaşlarımız İngilizce, güzel sanatlar ve buna benzer kurslara katılarak, kendilerini geliştirdi. Fakat okulu bıraktıktan sonraki süreç, okuldayken bize uygulanan psikolojik baskılar kadar etkili oldu. Yaptığımız tercihin toplum nazarında çok büyük bir anlamı yoktu. İnsanlar bizim okuldan ayrılışımızı çok çabuk kabullendi. İşverenler bize karşı çok hoş davranmadı. Çok ucuz iş gücü olarak çalıştırılan, ağır depresyon geçiren arkadaşlarımız oldu.'
Aradan geçen birkaç yılın ardından kendisi gibi düşünen bazı arkadaşlarıyla okula döndüklerini belirten Özkul, başörtüsünün üzerine peruk takarak eğitimlerini tamamladıklarını bildirdi.
- 'Geç kalmış bir haktı'
Okuldan mezun olmalarına rağmen çalışma hayatına başlayamadıklarını, aradan geçen 18 yılın ardından yeniden sınavlara çalışmak ve katılmanın kendileri için dezavantaj olduğunu dile getiren Özkul, 'Bu anlamda 28 Şubat sürecinin ben ve benim gibi arkadaşlarıma yapmış olduğu baskı ve eziyet telafi edilemez. Bu noktada mağdur olduğumuzu belirtmek gerekiyor. Kamuda başörtüsü serbest oldu. Bu geç kalmış bir haktı' diye konuştu.
Artık insanların birbirini dışlamayacağı, ötekileştirmeyeceği, birbirlerine baskı kuramayacağı bir dünya düzeni istediğini vurgulayan Özkul, bunun için el birliğiyle çalışılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Özkul, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecinde Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nde öğrenci olduğunu, ikinci sınıftayken başörtüsü nedeniyle defalarca okuldan uzaklaştırma cezası aldığını söyledi.
Üçüncü sınıfa geldiğinde baskılar nedeniyle birkaç arkadaşıyla okulu bırakmaya karar verdiklerini anlatan Özkul, 'Okulu bıraktık, çünkü başörtülü öğrenciler olarak üzerimizde büyük sorumluluk hissediyorduk. Başörtümüzün kimliğimizin bir parçası olduğunu ve bu kimliğimizle birlikte var olmamız gerektiğini düşünüyorduk' ifadelerini kullandı.
Özkul, şöyle devam etti:
'Ailelerimizin bize okula devam etmemiz gerektiğini söylemelerine rağmen okulu bırakmak zorundaydık. Okulu bıraktıktan sonra bize yardımcı olanlar da vardı. Bir hocamız, okulu bıraktıktan sonra da kendimizi çeşitli kurslara katılarak geliştirmemiz halinde iş bulabileceğimizi söylemişti. Bazı arkadaşlarımız İngilizce, güzel sanatlar ve buna benzer kurslara katılarak, kendilerini geliştirdi. Fakat okulu bıraktıktan sonraki süreç, okuldayken bize uygulanan psikolojik baskılar kadar etkili oldu. Yaptığımız tercihin toplum nazarında çok büyük bir anlamı yoktu. İnsanlar bizim okuldan ayrılışımızı çok çabuk kabullendi. İşverenler bize karşı çok hoş davranmadı. Çok ucuz iş gücü olarak çalıştırılan, ağır depresyon geçiren arkadaşlarımız oldu.'
Aradan geçen birkaç yılın ardından kendisi gibi düşünen bazı arkadaşlarıyla okula döndüklerini belirten Özkul, başörtüsünün üzerine peruk takarak eğitimlerini tamamladıklarını bildirdi.
- 'Geç kalmış bir haktı'
Okuldan mezun olmalarına rağmen çalışma hayatına başlayamadıklarını, aradan geçen 18 yılın ardından yeniden sınavlara çalışmak ve katılmanın kendileri için dezavantaj olduğunu dile getiren Özkul, 'Bu anlamda 28 Şubat sürecinin ben ve benim gibi arkadaşlarıma yapmış olduğu baskı ve eziyet telafi edilemez. Bu noktada mağdur olduğumuzu belirtmek gerekiyor. Kamuda başörtüsü serbest oldu. Bu geç kalmış bir haktı' diye konuştu.
Artık insanların birbirini dışlamayacağı, ötekileştirmeyeceği, birbirlerine baskı kuramayacağı bir dünya düzeni istediğini vurgulayan Özkul, bunun için el birliğiyle çalışılması gerektiğini sözlerine ekledi.