Şehit Kızından Kalan Hatıralarla Yaşıyor
Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığından kalkan F5A uçağının 2001'de eğitim uçuşu sırasında Ermenek yakınlarında düşmesi sonucu şehit olan pilot Ayfer Gök'ün annesi, aradan geçen 15 yılda kızından geriye kalan eşyalarla avunuyor Ümmügülsüm Gök: 'Kızımın tüm eşyalarını evde saklıyorum, onlara gözüm gibi bakıyorum' '15 sene geçti ama hala çok zor. Acısı yapıştı yüreğime. Birçok kez rüyalarıma girdi ama hep çocukluk hayaliyle. Onun hep çocukluk hallerini hatırlıyorum ve acısını hala yaşıyorum'
HÜSEYİN ÇUBUK - Türkiye'nin ilk kadın şehit pilotu Ayfer Gök'ün annesi Ümmügülsüm Gök, 15 yıldır kızından geriye kalan hatıralarla avunuyor.
Burdur'un Bucak ilçesinde yaşayan Ümmügülsüm Gök, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen 15 yıla rağmen kızının yokluğuna alışamadığını ifade etti. Kızını kaybetmenin acısının ilk günkü gibi taze olduğunu dile getiren Gök, çocukken eczacı olmak isteyen kızının, ablasının 'Hava Harp Okulu sınavını kazanırsan sen de gökyüzünde olursun' demesi üzerine her şeyi bırakıp İstanbul'da sınavlara katıldığını söyledi.
Gök, kızının Orta Doğu Teknik Üniversitesinin Matematik Bölümü'nü kazandığı halde hayallerinin peşinden gittiğini belirterek, 1994'te Hava Harp Okulu'na giren kızının 1998'de teğmen rütbesiyle mezun olduğunu anlattı. Kızının Hava Harp Okulundaki eğitimini iyi bir dereceyle tamamladığını belirten anne Gök, şehit kızının daha sonra Çiğli Ana Jet Üssü'nde 2 yıl uçuş eğitimi aldığını aktardı.
Yapılan değerlendirmeler sonrasında kızının F-16 savaş uçağında uçmak için seçildiğini anlatan Gök, kızının hayatındaki en mutlu günün ise Konya 3'üncü Ana Jet Üssü'nde göreve başladığı 3 Kasım 2000 olduğunu söyledi.
Anne Gök, 9 Şubat 2001'de Konya'dan havalanan F-5A ile Ermenek semalarında uçan kızının, düşmemesi için yoğun çaba göstermesine rağmen irtifa kaybeden uçağın Yunt Dağı eteklerine çarpması sonucu hayatını kaybettiğini anlattı.
- 'Kazayı televizyondan öğrendim'
Acı haberi İstanbul'da diğer kızının yanında aldığını dile getiren anne Gök, şöyle devam etti:
'Televizyon izlerken haberlerde Konya'da bir uçak düştüğünü ve bir pilotun şehidin olduğunu izledim. O anda içime bir ateş düştü. Kısa süre sonra onun şehit olduğunu öğrendim. Bir anda her yer benim için mahşer yeri gibi oldu. 15 sene geçti ama hala çok zor. Acısı yapıştı yüreğime. Birçok kez rüyalarıma girdi ama hep çocukluk hayali. Onu hep çocukluk hallerini hatırlıyorum ve acısını hala yaşıyorum.'
- 'Şehit haberlerini duydukça üzülüyorum'
Son günlerde gelen şehit haberlerini öğrendikçe daha çok üzüldüğünü belirten Gök, 'Çocuklarım televizyon izlememi istemiyor. Şehit haberlerini duydukça üzülüyorum. Allah, kimsenin başına vermesin. Eşimi de kaybedeli 38 yıl oldu ama evlat acısı daha başka. Tüm şehit annelerinin acılarını aynen yaşıyorum' dedi.
Gök, torunlarına her zaman Ayfer teyzelerini örnek gösterdiğini, kızıyla aynı adı taşıyan torununun da pilot olmasını istediklerini bildirdi.
- 'Eşyalarına gözüm gibi bakıyorum'
Şehit kızının tüm eşyalarını evde sakladığını ifade eden anne Gök, 'O eşyalara gözüm gibi bakıyorum' dedi.
Türkiye'nin ilk kadın şehit pilotu Ayfer Gök'ün adının yaşatmak için evlerinin önündeki çocuk parkına konan uçak figürlü oyuncakları gördükçe her gün kızını hatırladığını dile getiren Gök, çocukların parkta oynadıkça pilot olmak istediklerini, bunu gördükçe de kızının anısının yaşadığını hissettiğini söyledi.
Kaynak: AA
Burdur'un Bucak ilçesinde yaşayan Ümmügülsüm Gök, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen 15 yıla rağmen kızının yokluğuna alışamadığını ifade etti. Kızını kaybetmenin acısının ilk günkü gibi taze olduğunu dile getiren Gök, çocukken eczacı olmak isteyen kızının, ablasının 'Hava Harp Okulu sınavını kazanırsan sen de gökyüzünde olursun' demesi üzerine her şeyi bırakıp İstanbul'da sınavlara katıldığını söyledi.
Gök, kızının Orta Doğu Teknik Üniversitesinin Matematik Bölümü'nü kazandığı halde hayallerinin peşinden gittiğini belirterek, 1994'te Hava Harp Okulu'na giren kızının 1998'de teğmen rütbesiyle mezun olduğunu anlattı. Kızının Hava Harp Okulundaki eğitimini iyi bir dereceyle tamamladığını belirten anne Gök, şehit kızının daha sonra Çiğli Ana Jet Üssü'nde 2 yıl uçuş eğitimi aldığını aktardı.
Yapılan değerlendirmeler sonrasında kızının F-16 savaş uçağında uçmak için seçildiğini anlatan Gök, kızının hayatındaki en mutlu günün ise Konya 3'üncü Ana Jet Üssü'nde göreve başladığı 3 Kasım 2000 olduğunu söyledi.
Anne Gök, 9 Şubat 2001'de Konya'dan havalanan F-5A ile Ermenek semalarında uçan kızının, düşmemesi için yoğun çaba göstermesine rağmen irtifa kaybeden uçağın Yunt Dağı eteklerine çarpması sonucu hayatını kaybettiğini anlattı.
- 'Kazayı televizyondan öğrendim'
Acı haberi İstanbul'da diğer kızının yanında aldığını dile getiren anne Gök, şöyle devam etti:
'Televizyon izlerken haberlerde Konya'da bir uçak düştüğünü ve bir pilotun şehidin olduğunu izledim. O anda içime bir ateş düştü. Kısa süre sonra onun şehit olduğunu öğrendim. Bir anda her yer benim için mahşer yeri gibi oldu. 15 sene geçti ama hala çok zor. Acısı yapıştı yüreğime. Birçok kez rüyalarıma girdi ama hep çocukluk hayali. Onu hep çocukluk hallerini hatırlıyorum ve acısını hala yaşıyorum.'
- 'Şehit haberlerini duydukça üzülüyorum'
Son günlerde gelen şehit haberlerini öğrendikçe daha çok üzüldüğünü belirten Gök, 'Çocuklarım televizyon izlememi istemiyor. Şehit haberlerini duydukça üzülüyorum. Allah, kimsenin başına vermesin. Eşimi de kaybedeli 38 yıl oldu ama evlat acısı daha başka. Tüm şehit annelerinin acılarını aynen yaşıyorum' dedi.
Gök, torunlarına her zaman Ayfer teyzelerini örnek gösterdiğini, kızıyla aynı adı taşıyan torununun da pilot olmasını istediklerini bildirdi.
- 'Eşyalarına gözüm gibi bakıyorum'
Şehit kızının tüm eşyalarını evde sakladığını ifade eden anne Gök, 'O eşyalara gözüm gibi bakıyorum' dedi.
Türkiye'nin ilk kadın şehit pilotu Ayfer Gök'ün adının yaşatmak için evlerinin önündeki çocuk parkına konan uçak figürlü oyuncakları gördükçe her gün kızını hatırladığını dile getiren Gök, çocukların parkta oynadıkça pilot olmak istediklerini, bunu gördükçe de kızının anısının yaşadığını hissettiğini söyledi.