'Halep'te İnsanlık Ölmesin'
“Halep’te İnsanlık Ölmesin” kampanyasının tanıtım toplantısı yapıldı. SMS yoluyla kampanyaya katılmak isteyenler, tüm GSM operatörlerinin faturalı hatlarından “HALEP” yazıp 5601’e mesaj göndererek 10 TL tutarında bağışta bulunabilecek.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfının öncülüğünde gerçekleştirilecek “Halep’te İnsanlık Ölmesin” başlıklı insani yardım ve sosyal duyarlılık kampanyasının tanıtım toplantısı, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Şam İslam Alimleri Birliği Başkanı Usame Er-Rifai ve kampanyaya destek veren sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Türkiye Diyanet Vakfı Genel Merkezi’ndeki toplantıda Diyanet İşleri Başkanı Görmez, konuşmasına bütün milletin, İslam aleminin pazar günü idrak edilecek olan Mevlid Kandili’ni tebrik ederek başladı.
"Halep’te insanlık ölmesin” çağrısında bulunmak için bir araya geldiklerini kaydeden Görmez, şunları kaydetti:
"’Halep’te insanlık ölmesin’ diye haykırmak için bir araya geldik. Bugün bir konuşma yapmayacağız. Bugün konuşmak için toplanmadık. Bugün Halep’ten yükselen çocuk çığlıklarını duymaya geldik. Zira henüz insanlık ölmedi. İnsanlık ölmesin diyebilmek için burada toplandık. Bugün Halep’ten yükselen, Rahmanın arşını titreten, annelerin feryadını, babaların, yaşlıların ah-u eninlerini duyuyoruz. İnsanlık ölmedi diyebilmek için toplandık. Toprağa düşen, denizlerde bulunan, hastanelerde bombalanan, tekerlekli sandalyesinde evlatların izine ulaşmaya çalışırken Rabbine kavuşan kadınlarımızın, çocuklarımızın çığlığını bir nebze olsun hala duyuyoruz diyebilmek için buradayız. ’İnsanlık ölmedi’, ’Halep’te insanlık ölmesin’ diye haykırmak için bir araya geldik. Bugün Endülüs’e ağıt yakanların Halep’e yaktıkları ağıtları hatırlamak, duymak için o büyük şehirlerin ’Ah Halep, vah Halep’, ’Keşke annem beni doğurmasaydı’ diye haykıran ağıtları dinlemek için buraya geldik. Halep için yakılan ağıtları dinlemek için bir araya geldik. ’Ey Müslümanlar! Fırkalara, mezheplere, gruplara, cemaatlere olan mensubiyetimiz, İslam’a olan mensubiyetimizin önüne geçtikçe acılarımızdan sıyrılamayacağız.’ Sözün tükendiği noktadayız. İnsanlık olarak söyleyecek sözümüz kalmadı. Dünyanın sözde egemen güçlerinin adeta tiyatro sahnesinde kaldırdıkları elleri arasında ölüyor masum çocuklarımız. Veto ettiklerinde de ölüyor çocuklarımız, onayladıklarında da ölüyor. Bugün buradan haykırıyoruz, diyoruz ki ey insanlar burası Halep. Burada gömleği evladının kanıyla sokak sokak diğer yavrusunu arayan yiğide ‘baba’ derler. Burası Halep. 4 evladının dağılmış başını bir kucakta toplayan çaresize ‘anne’, ‘baba’ derler. Ey insanlar! Biz buradayız ve ölüyoruz. ’Ölmek istiyorum çünkü cennette ekmek var’ diyen ceylanlar aşkına duyun bu sesi. Bu çığlığı duyun. Duyun ki insanlık ölmesin. Duyun ki Halep’te insanlık yok olmasın. Ey Müslümanlar, seccadelerinden başka sığınacak yeri kalmayan mazlumlar aşkına bu çığlığı duyun, bu sese kulak verin. Allah aşkına siz kime secde ediyorsunuz? Ey zengin petrol ülkelerinin Müslüman sakinleri kardeşlerim! Tencerelerimizde kaynayan taşlarla evlatlarımızı avutuyoruz. Aranızda bir Ömer yok mu? Aranızda sütünü acımız gibi yavrumuza saklayan Halime annelerimiz yok mu? Ey Müslümanlar! Ey ümmet! Ey petrodolarlarla umreye koşup Kabe’yi tavaf eden kardeşim! Burası Halep. Biz buradayız ve ölüyoruz. Ya siz neredesiniz? Halep’te ölmeye doymuş yavrular aşkına, ’Son nefesim olsa da evladıma süt verip öyle ölsem. O biraz daha yaşasa’ diyen anneler aşkına. Allah aşkına. Çığlıklarımızı duyun, bizim için duaya durun. Ey Müslümanlar! Fırkalara, mezheplere, gruplara, cemaatlere olan mensubiyetimiz, İslam’a olan mensubiyetimizin önüne geçtikçe, fani, küçücük şahıslara bağlılığımız, Muhammed Mustafa’ya (s.a.s) olan mensubiyetimizin önüne geçtikçe, birbirimizi tekfir edip, tekfir ettiklerimizin katline cevaz verdikçe, dünyanın egemenlerinden satın aldığınız köhne silahlarla birbirimizi katlettikçe acılarımızdan sıyrılamayacağız.”
“BİR ADIM ÖTEMİZDEKİ TOPRAKLAR FERYAT, KAN VE GÖZYAŞINA DOYDU”
“İnsanlık olarak tarihin en büyük acılarından birisine, tarifi imkansız üzüntülere şahit oluyoruz" diyen Görmez, "Dünyanın egemenleri vekalet savaşlarını İslam coğrafyasında bu medeniyetin çocuklarının eliyle yürütmeye devam ediyorlar. Bölgemizde süren güç, iktidar, hırs ve menfaat kavgası çığırından çıkmış görünüyor. Bir adım ötemizdeki topraklar feryat, kan ve gözyaşına doydu. Sınırımızın bittiği yerde şiddet ve nefret başlıyor. Yurttan, yuvadan, huzurdan, sevgiden, merhametten, güvenlikten bahsetmenin imkansız hale geldiği şehirlerde kışın ayazı ile birlikte savaşın dondurucu nefesi dolaşıyor” ifadelerini kullandı.
Halep, karanlığa gömülürken insanlığın ışıl ışıl gecelerde eğlenmeye devam mı edeceğini soran Görmez, “Halep’te bir medeniyet yok edilirken, şehirler haritadan silinirken modern insan kurduğu metropollerle övünmeye devam mı edecek? İnsanlar, ilaç, su, ekmek bulamazken, bebekler soğuktan donarken lüks ve israf su gibi akmaya devam mı edecek? Zalimler zaferler devşirirken, mazlumlar tel örgüler önünde beklerken biz susacak mıyız? Kudret sahipleri karşısında dünya Müslümanları olarak sadece yutkunacak mıyız? Buğz etmekle, kahretmekle, ağlayıp, sızlanmakla mı yetineceğiz? Hayır, hakkı ve hakikati söylemeye, sulha ve insafa davet etmeye mütemadiyen devam edeceğiz, devam edeceğiz ki, insanlık ölmesin” dedi.
“BÜTÜN DÜNYA LİDERLERİNE SESLENİYORUM…”
Görmez konuşmasında şunları kaydetti:
“İşte bugün bizler bu vahim tablo karşısında Halep’te insanlık ölmesin çağrısında bulunmak için bir araya geldik. Diyanet İşleri Başkanlığımız, Türkiye Diyanet Vakfımız ve kampanyaya katılan sivil toplum kuruluşlarımız adına öncelikle bütün dünya liderlerine sesleniyorum, daha fazla acıya dayanacak takati kalmamış bu mazlum topraklarda ateşkes sağlanması için derhal kalıcı adımlar atılmalıdır. İslam ülkelerinin liderlerini bütün önyargılarından uzak bir şekilde bu coğrafyada kan akmaması için her türlü işbirliğine açık olmaya bir kez daha davet ediyorum. Bu milletin bir ferdi olmakla iftihar ediyorum. Bugün de Halep’i yaşatmak için, insanlığı yaşatmak için, kardeşlerimize yalnız olmadıklarını göstermek, hissettirmek için kararan bakışlarda küçücük bir umut ışığı olabilmek için kampanyamıza destek vermelerini istirham ediyorum.”
BAĞIŞ YÖNTEMLERİ
“Halep’te İnsanlık Ölmesin” kampanyasına katkıda bulunmak isteyen hayırseverler SMS, online veya makbuz karşılığında bağışta bulunabilecekler. SMS bağışı yoluyla kampanyaya katılmak isteyen hayırseverler, tüm GSM operatörlerinin faturalı hatları üzerinden “HALEP” yazıp 5601’e SMS mesajı göndererek 10 TL tutarında bağışta bulunabilecek. Türkiye Diyanet Vakfı web sayfası üzerinden bağış yapmak isteyen hayırseverler, bagis.diyanetvakfi.org.tr adresinden tüm bankaların kredi kartı veya debit kartı ile online bağış yöntemiyle bağış yapabilecek. Öte yandan kampanyaya nakit olarak bağış yapmak isteyen hayırseverler, Türkiye Diyanet Vakfı şubeleri ile tüm il ve ilçe müftülüklerine müracaat ederek makbuz karşılığında bağışta bulunabilecek.
Kaynak: İHA
Türkiye Diyanet Vakfı Genel Merkezi’ndeki toplantıda Diyanet İşleri Başkanı Görmez, konuşmasına bütün milletin, İslam aleminin pazar günü idrak edilecek olan Mevlid Kandili’ni tebrik ederek başladı.
"Halep’te insanlık ölmesin” çağrısında bulunmak için bir araya geldiklerini kaydeden Görmez, şunları kaydetti:
"’Halep’te insanlık ölmesin’ diye haykırmak için bir araya geldik. Bugün bir konuşma yapmayacağız. Bugün konuşmak için toplanmadık. Bugün Halep’ten yükselen çocuk çığlıklarını duymaya geldik. Zira henüz insanlık ölmedi. İnsanlık ölmesin diyebilmek için burada toplandık. Bugün Halep’ten yükselen, Rahmanın arşını titreten, annelerin feryadını, babaların, yaşlıların ah-u eninlerini duyuyoruz. İnsanlık ölmedi diyebilmek için toplandık. Toprağa düşen, denizlerde bulunan, hastanelerde bombalanan, tekerlekli sandalyesinde evlatların izine ulaşmaya çalışırken Rabbine kavuşan kadınlarımızın, çocuklarımızın çığlığını bir nebze olsun hala duyuyoruz diyebilmek için buradayız. ’İnsanlık ölmedi’, ’Halep’te insanlık ölmesin’ diye haykırmak için bir araya geldik. Bugün Endülüs’e ağıt yakanların Halep’e yaktıkları ağıtları hatırlamak, duymak için o büyük şehirlerin ’Ah Halep, vah Halep’, ’Keşke annem beni doğurmasaydı’ diye haykıran ağıtları dinlemek için buraya geldik. Halep için yakılan ağıtları dinlemek için bir araya geldik. ’Ey Müslümanlar! Fırkalara, mezheplere, gruplara, cemaatlere olan mensubiyetimiz, İslam’a olan mensubiyetimizin önüne geçtikçe acılarımızdan sıyrılamayacağız.’ Sözün tükendiği noktadayız. İnsanlık olarak söyleyecek sözümüz kalmadı. Dünyanın sözde egemen güçlerinin adeta tiyatro sahnesinde kaldırdıkları elleri arasında ölüyor masum çocuklarımız. Veto ettiklerinde de ölüyor çocuklarımız, onayladıklarında da ölüyor. Bugün buradan haykırıyoruz, diyoruz ki ey insanlar burası Halep. Burada gömleği evladının kanıyla sokak sokak diğer yavrusunu arayan yiğide ‘baba’ derler. Burası Halep. 4 evladının dağılmış başını bir kucakta toplayan çaresize ‘anne’, ‘baba’ derler. Ey insanlar! Biz buradayız ve ölüyoruz. ’Ölmek istiyorum çünkü cennette ekmek var’ diyen ceylanlar aşkına duyun bu sesi. Bu çığlığı duyun. Duyun ki insanlık ölmesin. Duyun ki Halep’te insanlık yok olmasın. Ey Müslümanlar, seccadelerinden başka sığınacak yeri kalmayan mazlumlar aşkına bu çığlığı duyun, bu sese kulak verin. Allah aşkına siz kime secde ediyorsunuz? Ey zengin petrol ülkelerinin Müslüman sakinleri kardeşlerim! Tencerelerimizde kaynayan taşlarla evlatlarımızı avutuyoruz. Aranızda bir Ömer yok mu? Aranızda sütünü acımız gibi yavrumuza saklayan Halime annelerimiz yok mu? Ey Müslümanlar! Ey ümmet! Ey petrodolarlarla umreye koşup Kabe’yi tavaf eden kardeşim! Burası Halep. Biz buradayız ve ölüyoruz. Ya siz neredesiniz? Halep’te ölmeye doymuş yavrular aşkına, ’Son nefesim olsa da evladıma süt verip öyle ölsem. O biraz daha yaşasa’ diyen anneler aşkına. Allah aşkına. Çığlıklarımızı duyun, bizim için duaya durun. Ey Müslümanlar! Fırkalara, mezheplere, gruplara, cemaatlere olan mensubiyetimiz, İslam’a olan mensubiyetimizin önüne geçtikçe, fani, küçücük şahıslara bağlılığımız, Muhammed Mustafa’ya (s.a.s) olan mensubiyetimizin önüne geçtikçe, birbirimizi tekfir edip, tekfir ettiklerimizin katline cevaz verdikçe, dünyanın egemenlerinden satın aldığınız köhne silahlarla birbirimizi katlettikçe acılarımızdan sıyrılamayacağız.”
“BİR ADIM ÖTEMİZDEKİ TOPRAKLAR FERYAT, KAN VE GÖZYAŞINA DOYDU”
“İnsanlık olarak tarihin en büyük acılarından birisine, tarifi imkansız üzüntülere şahit oluyoruz" diyen Görmez, "Dünyanın egemenleri vekalet savaşlarını İslam coğrafyasında bu medeniyetin çocuklarının eliyle yürütmeye devam ediyorlar. Bölgemizde süren güç, iktidar, hırs ve menfaat kavgası çığırından çıkmış görünüyor. Bir adım ötemizdeki topraklar feryat, kan ve gözyaşına doydu. Sınırımızın bittiği yerde şiddet ve nefret başlıyor. Yurttan, yuvadan, huzurdan, sevgiden, merhametten, güvenlikten bahsetmenin imkansız hale geldiği şehirlerde kışın ayazı ile birlikte savaşın dondurucu nefesi dolaşıyor” ifadelerini kullandı.
Halep, karanlığa gömülürken insanlığın ışıl ışıl gecelerde eğlenmeye devam mı edeceğini soran Görmez, “Halep’te bir medeniyet yok edilirken, şehirler haritadan silinirken modern insan kurduğu metropollerle övünmeye devam mı edecek? İnsanlar, ilaç, su, ekmek bulamazken, bebekler soğuktan donarken lüks ve israf su gibi akmaya devam mı edecek? Zalimler zaferler devşirirken, mazlumlar tel örgüler önünde beklerken biz susacak mıyız? Kudret sahipleri karşısında dünya Müslümanları olarak sadece yutkunacak mıyız? Buğz etmekle, kahretmekle, ağlayıp, sızlanmakla mı yetineceğiz? Hayır, hakkı ve hakikati söylemeye, sulha ve insafa davet etmeye mütemadiyen devam edeceğiz, devam edeceğiz ki, insanlık ölmesin” dedi.
“BÜTÜN DÜNYA LİDERLERİNE SESLENİYORUM…”
Görmez konuşmasında şunları kaydetti:
“İşte bugün bizler bu vahim tablo karşısında Halep’te insanlık ölmesin çağrısında bulunmak için bir araya geldik. Diyanet İşleri Başkanlığımız, Türkiye Diyanet Vakfımız ve kampanyaya katılan sivil toplum kuruluşlarımız adına öncelikle bütün dünya liderlerine sesleniyorum, daha fazla acıya dayanacak takati kalmamış bu mazlum topraklarda ateşkes sağlanması için derhal kalıcı adımlar atılmalıdır. İslam ülkelerinin liderlerini bütün önyargılarından uzak bir şekilde bu coğrafyada kan akmaması için her türlü işbirliğine açık olmaya bir kez daha davet ediyorum. Bu milletin bir ferdi olmakla iftihar ediyorum. Bugün de Halep’i yaşatmak için, insanlığı yaşatmak için, kardeşlerimize yalnız olmadıklarını göstermek, hissettirmek için kararan bakışlarda küçücük bir umut ışığı olabilmek için kampanyamıza destek vermelerini istirham ediyorum.”
BAĞIŞ YÖNTEMLERİ
“Halep’te İnsanlık Ölmesin” kampanyasına katkıda bulunmak isteyen hayırseverler SMS, online veya makbuz karşılığında bağışta bulunabilecekler. SMS bağışı yoluyla kampanyaya katılmak isteyen hayırseverler, tüm GSM operatörlerinin faturalı hatları üzerinden “HALEP” yazıp 5601’e SMS mesajı göndererek 10 TL tutarında bağışta bulunabilecek. Türkiye Diyanet Vakfı web sayfası üzerinden bağış yapmak isteyen hayırseverler, bagis.diyanetvakfi.org.tr adresinden tüm bankaların kredi kartı veya debit kartı ile online bağış yöntemiyle bağış yapabilecek. Öte yandan kampanyaya nakit olarak bağış yapmak isteyen hayırseverler, Türkiye Diyanet Vakfı şubeleri ile tüm il ve ilçe müftülüklerine müracaat ederek makbuz karşılığında bağışta bulunabilecek.