Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi Toplantısı
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinde tarımsal faaliyetleri ve jeotermal kaynakları geliştirmek amacıyla kurulan Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler ve Jeotermal Kaynakları Daire Başkanlığının çalışmaları hakkında Daire Başkanı Özgür Güven, Meclis üyelerine sunum yaptı.
Belediye Meclisi Salonu’nda CHP Grubunun talebi üzerine üyelere görsel destekli bir sunum yapan Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler ve Jeotermal Kaynakları Daire Başkanı Özgür Güven, Başkanlık olarak Ankara’da tamamlanan projelere 22,2 milyon TL harcadıklarını bildirdi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına alternatif olmayı düşünmediklerini ve Bakanlık kadar bütçelerinin ve imkanlarının da bulunmadığının altını çizen Güven, “Biz mikro ölçekli projelere çalışıyoruz, Bakanlık da büyük ölçekli projelere destek veriyor” dedi.
Daire olarak öncelikle ilk yapmak istedikleri işin ilçe ilçe sebze ve meyve yetiştiriciliğini geliştirmek olduğunu ve ilçelerden de yeni alternatif ürünler yetiştirmek konusunda talepler geldiğini dile getiren Güven, “Tohumlarını alıp, maliyetinin yüzde 75’ini karşılamayı, yüzde 25’ini de vatandaşın karşılamasını istedik. En azından vatandaşın riskini minimize etmeyi düşündük” diye konuştu.
Meyveciliği geliştirmek için 5 dekar sınırı
Bu aşamada 5 dekar sınırı getirdiklerini vurgulayan Güven, “Çünkü biz hobi bahçesini desteklemiyoruz, profesyonel anlamda meyve yetiştiriciliğini desteklemek istedik ve 5 dekar sınırını getirdik, 5-20 dekar arasındaki projelere destek sağladık. Çiftçilerin bütün fidanlarını biz sağladık. 5 dekarın altı, hobi bahçeciliğine giriyor. Oradan sağlanan ürün, ticari bir değer kazanmıyor. Vatandaşlarımız da para kazanamayınca, birkaç sene sonra bu ağaçlara bakmaz oluyor, sonrasında da bizim yatırımlarımız boşa gitmiş oluyor. Kalkınmaya yönelik bir Daire Başkanlığı olduğumuz için bu sınırlamayı getirdik” şeklinde konuştu.
“Ankara’nın yaş yem açığı var”
Ankara’nın yaş yem açısından çok açığı olan bir il olduğuna dikkat çeken Güven, Ankara’da hem sulu hem kuru tarım yapılan bölgelerde yeteri kadar hayvan yemi ekilmediğine dikkat çekti. Bugüne kadar hiç hayvan yemi ekmemiş vatandaşlara yaş yem ihtiyacının en verimlisi olan silajlık mısırla beraber Macar fiy, Adi fiy, Koronya gibi hayvan yemlerine yüzde 25 hibeli destek projesi başlattıklarını belirten Güven, bu projeyi başlattıktan sonra talep üzerine 4 adet birer tonluk silaj mısır paketleme makinesi aldıklarını söyledi.
Güven, “Bu hizmetimiz 2 senedir devam ediyor. Hizmet alımıyla Ankara’nın pek çok bölgesinde silajlık mısırı paketliyoruz. Silajlanan mısırın ekonomik ömrü daha uzun oluyor. Silajın bu sene biçmesine de başlıyoruz. İlçelerde toplantılar yapıyoruz. Bu yıl koordineli biçme ve paketleme hizmeti yapacağız. Tarım Kredi Kooperatifleri ve TİGEM’le de görüşmeler yapıyoruz, toptan paketlenen mısırın satışına da aracı olacağız. Yani vatandaş bu silajının satılacağını bilirse daha çok ekecektir. Biz bunun peşindeyiz. Bunda da Türkiye’de ilkiz” dedi.
Güven, Daire Başkanlığının diğer hizmetlerini şöyle anlattı:
“Afet desteği: Beypazarı, Güdül ve Ayaş ilçelerinde yaşanan ani su, sel baskınları sonucu birçok tarla heba oldu. O bölgelere özel 629 çiftçimize 698 bin kg tohum desteği verdik. Bu desteğin maliyeti 1 milyon 35 bin lira oldu.
Alternatif ürünler: Alternatif ürünlerde kavuzsuz arpayı denedik. Halk Ekmek, arpa ekmeği yapıp satıyor, bunu da destekledik. Birçok alternatif ürünler üzerinde daha çalışıyoruz ki değerini artıralım, bundan daha çok insan faydalansın.
Tohum eleme tesisleri: Toplam 5 adet satın aldık. İlkini Akyurt’ta kurduk, ikincisini şimdi Bala’da kuruyoruz. Diğer tesislerimizi de ilçe belediyelerimiz bize binalarını teslim ettiği anda kuracağız. 5 tesisimiz şu anda aktif, bir 5 tesis daha yapacağız. Birçok köyümüze Özel İdare zamanında tohum selektörleri alındı. Fakat bunun birçoğu atıl durumda, çalışmıyor. Çünkü köylerde bununla ilgilenen kişi yok, varsa bile parasını toplayamadığı için bakımını yapamıyor. Tohum selektörleri sadece tohumu seleksiyonu yapıyor ama bizim tohum eleme tesisimizde ayırım da yapılıyor; içine çavdarını, arpasını, ilaçlamasını, paketlemesini yaparak. Sertifikalı tohuma en yakın tohumluğu bizden almış oluyor. Üstelik kendi tohumundan bunu yapıyor. Bunu da tarımın en yoğun olduğu bölgelere yapıyoruz ki, oradan, ilçenin geneline hizmet edecek bir tesis olacak. Silajlık mısırda, tohum elemede, kavuzsuz arpada bu uygulamaları yapmış ilk kamu kuruluşuyuz.
Taş toplama makineleri: 10 adet taş toplama makinemiz var. Seneye sayısını 20’ye, belki de 30’a çıkarmayı düşünüyoruz. Şu an talep topluyoruz. Özel sektör bunu müteahhitlik olarak yapıyor. Ankara’nın toprağı çok taşlı. Biz bu hizmeti 2 sene 3 sene üst üste yaptığımız zaman o tarlanın verimi artıyor. Bunu Ankara’nın 25 ilçesinde büyüterek devam ettireceğiz. Bu hizmeti hala yeteri kadar duyuramadık, daha çok vatandaşa ulaşmayı hedefliyoruz ve sizlerden de destek istiyoruz.
Ankara keçisi: Hem yününden hem etinden nasıl daha fazla faydalanabiliriz, bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Bir de yün kalitesini artırmak için çalışmalar yapıyoruz. Çünkü Ankara’da koyun yünü ve tiftik yeteri kadar para etmiyor. Koyun zaten satılmıyor, çiftçi koyun yününü ya yorgan yapıyor ya da bırakıyor, toplamıyor bile. Tiftik de devlet desteği olduğu için para ediyor ama o da yeteri kadar değil. Çünkü tiftiğin kalitesi düşük. Bunun birinci nedeni kırkım makinesiyle kırkım yapılmaması. Elde makasla yapıldığı için yün zarar görüyordu. Tekstilcilerle görüşmeler yaptık. ’Yünün kalitesi artarsa, biz alırız’ dediler. Milli Eğitim Bakanlığının desteğiyle kırkım eğitimi verdik, başaranlara da makinesini hediye ettik. Daha sonra da dünya Keçi Kongresi’ne, Antalya’da ana sponsor olarak destek olduk. Ardından Türkiye’de ilk kez yarışmasını düzenledik. Yarışmada dereceye girenlere Yeni Zelanda’dan iş teklifi geldi. Günlük 600 dolara kadar bir kazanç kapısı sağlamış olduk. Bizden kırkım sertifikası alanlar için Avustralya ve Yeni Zelanda’da iş imkanı var.
İyi tarım uygulaması: Şu ana kadar 320 çiftçiyle bunu başardık, Beypazarı, Kalecik, Güdül, Ayaş ve Şereflikoçhisar’da uygulamalarımız oldu. Şereflikoçhisar’da 227 vatandaşımız kimyon ekiyordu. Bütün bu kimyon eken vatandaşlarımıza iyi tarım uygulama sertifikası kazandırdık. 5.5 liraya sattıkları kimyonu 6.5 liradan sattılar. Bu sertifikayla hale malı sokmadan direkt pazarlayabiliyorsunuz, böylece hal komisyonu vermemiş oluyorsunuz. Ayrıca hipermarketler bu sertifikayla üreticilerimize öncelik verebiliyorlar. İyi tarım uygulamalarını Ankara’nın geneline yayacağız.
Arılı kovan dağıtımı: 10 bin adet arılı kovan dağıtım projemizde bunun 6 bini gerçekleşti, 4 bin kovan da bu yıl gerçekleşiyor. Diğer projemiz, damızlık ana arı üretimi projesi. Bunda da merkez birlikleriyle birlikte çalışıyoruz. 10 bin arılı kovan projesi, Türkiye’de yapılmış en büyük arılı kovan projesidir. Balının kaliteli olduğunu belirlediğimiz ballara, satış yerlerinde satış imkanı tanıyacağız.
Balıkçılık: Evren ilçesine 14 balıkçı kayığı, Sarıyar’daki balıkçılarımıza malzeme desteği verdik. Şu anda Ankara’da su ürünleri yetiştirilebilecek tüm yerlerin tespit çalışmasını yapıyoruz.
Süt tankları hibe projesi: Kooperatifçiliği desteklemek için süt tanklarında yüzde 10 hibeyle daha çok vatandaşımıza süt tankı hibe edebileceğiz.
Damızlık koç ve teke desteği: 3 senedir dağıtımını yapıyoruz. Şu ana kadar 752 kişiye 1412 damızlık koç ve 237 de teke teslim ettik. Bu, 2 milyon 480 bin liralık bir projedir. Buna çok önem veriyoruz, çünkü küçükbaşın olmazsa olmazı; kaliteli sürü, ari sürü elde etmek için kaliteli damızlık olması gerekiyor. Bu konuda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Ankara’yı destek programına almadığı için biz bu işe girdik. İnşallah seneye Bakanlığımızı ikna edip de Ankara’yı destek programına aldırırsak biz bundan çekileceğiz, o paramızı da başka projelere aktaracağız.
Ters göçe sürü desteği: Çamlıdere’de koyun verdik, Güdül ve Nallıhan ilçelerimizde de keçi dağıtımımız var. 3 bin anaç koyunu Çamlıdere’de dağıttık. Toplam 60 kişiye 50’şer tane. Neden Çamlıdere ile başladık? Ters göçün çok yoğun olduğu bir yer. Ayrıca ASKİ’nin orada hayvancılıkla ilgili bir yasağı var. Orada biz büyükbaş hayvancılığı yaptırmıyoruz, küçükbaşta da sınır var. Çünkü Ankara’nın suyu oradan geliyor. Bu yüzden Çamlıdere’den başladık. Güdül ve Nallıhan’da da keçiyle ilgili projemizi başlattık. Önceliğimiz, ters göçün olduğu ilçelerde bunu yaygınlaştırmak istiyoruz.
Katı atık transfer istasyonları: Katı atık transfer istasyonları hizmete girmekte, şu anda 6 ilçemizde başladı, toplam 14 ilçede bu hizmeti vermiş olacağız. Şereflikoçhisar’da düzenli depolama tesisi var. Evren’den de katı atıklar Şereflikoçhisar’a getirilecek. Onun dışında hepsinin çöp transferi 2017’nin ilk aylarında bitmiş olacak, Ankara’daki Sincan ve Mamak çöplüklerine taşıyoruz. Artık ilçelerimizde çöp birikmeyecek, bunun bütün maliyetini de Büyükşehir Belediyesi karşılayacak.
Eğitim projeleri: Açık olan köy okullarında doğru beslenme eğitimi, Ankara merkezdeki okullarda küçük bahçelerde sebze yetiştiriciliği, turna balığı şenliği, Çamlıdere’de ahşap kurslarında çocuk oyuncakları üretimi yapıyoruz.”
Güven 2017 yılında yapılacak çalışmaları anlattı
Güven, Büyükşehir Belediye Meclisi üyelerine 2017 yılında yapacakları çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Arılı kovanı ve arıcılık malzemesinde mevcut arıcılara destek vermeye devam edeceklerini kaydeden Güven, 2017’de ’arı keki’ tesisini kuracaklarını, faselya bitkisini (arı otu) bütün Ankara’daki mevcut 700 arıcı ile Büyükşehir Belediyesinin desteklediği bin 600 arıcıya vereceklerini söyledi.
İstiridye mantarı seralarının tekrar ihalesini yapacaklarını ve toplam 5 adet istiridye mantarı serasını kadınlara yapmak istediklerini ifade eden Güven, “Güneş enerjisiyle sulama sistemleri üzerinde çalışıyoruz. Bal satışı ve diğer ürünler için kiosklar düşünüyoruz. Paketleme, doğrama, işleme tesisleri planlıyoruz. Polatlı’ya soğanla ilgili özel bir tesisimiz var, soğanı işleyecek, paketleyecek, konservesini yapacak. Beypazarı, Güdül ve Ayaş’ta havuçla uğraşana havucu işleyebilecek bir tesis kazandırıp, Ayaş Akkaya’da çok deforme olan havuç yıkama tesisini de yenileyeceğiz” dedi.
“Seracılığı teşvik edeceğiz”
Güven, seracılığı teşvik edeceklerini ve alçak kesimlerdeki ilçelere öncelik vereceklerini belirterek, projelerini şöyle özetledi:
“Gübre römorkuna önem veriyoruz. Mobil koyun yıkama üniteleri getireceğiz. Toplam 10 adet koyun banyosu, mobil olarak ilçelere dağılacak. Hayvanlar teker teker havuza girip yüzerken ilaçlanmış ve hastalıklardan arınmış olacaklar. Bu da Türkiye’de bir ilk. Yöresel yemek yarışması planlıyoruz. Güneş enerjili kurutma sistemleri kurmak, serbest dolaşan tavukçulukta model oluşturmak istiyoruz. Kırkım Şampiyonası bu yıl Ankara’da Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılacak. Erken uyarı sistemi ihale aşamasında, bu yıl teslim edilmiş olacak. Eğitim videosu planlıyoruz. Ürün biçme makinelerini bu yıl alıyoruz. Teke üretim tesisi planlıyoruz. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile birlikte proje hazırlıyoruz. Ücretsiz arazi tahsisi konusunda ilçelerimizden teklifler var. Tohum eleme tesisi sayısını artıracağız. Uygulamalı seracılık eğitimi vermek istiyoruz. Anaç koyun desteği devam edecek. Bağcılık konusunda projelerimiz var.”
Kaynak: İHA
Daire olarak öncelikle ilk yapmak istedikleri işin ilçe ilçe sebze ve meyve yetiştiriciliğini geliştirmek olduğunu ve ilçelerden de yeni alternatif ürünler yetiştirmek konusunda talepler geldiğini dile getiren Güven, “Tohumlarını alıp, maliyetinin yüzde 75’ini karşılamayı, yüzde 25’ini de vatandaşın karşılamasını istedik. En azından vatandaşın riskini minimize etmeyi düşündük” diye konuştu.
Meyveciliği geliştirmek için 5 dekar sınırı
Bu aşamada 5 dekar sınırı getirdiklerini vurgulayan Güven, “Çünkü biz hobi bahçesini desteklemiyoruz, profesyonel anlamda meyve yetiştiriciliğini desteklemek istedik ve 5 dekar sınırını getirdik, 5-20 dekar arasındaki projelere destek sağladık. Çiftçilerin bütün fidanlarını biz sağladık. 5 dekarın altı, hobi bahçeciliğine giriyor. Oradan sağlanan ürün, ticari bir değer kazanmıyor. Vatandaşlarımız da para kazanamayınca, birkaç sene sonra bu ağaçlara bakmaz oluyor, sonrasında da bizim yatırımlarımız boşa gitmiş oluyor. Kalkınmaya yönelik bir Daire Başkanlığı olduğumuz için bu sınırlamayı getirdik” şeklinde konuştu.
“Ankara’nın yaş yem açığı var”
Ankara’nın yaş yem açısından çok açığı olan bir il olduğuna dikkat çeken Güven, Ankara’da hem sulu hem kuru tarım yapılan bölgelerde yeteri kadar hayvan yemi ekilmediğine dikkat çekti. Bugüne kadar hiç hayvan yemi ekmemiş vatandaşlara yaş yem ihtiyacının en verimlisi olan silajlık mısırla beraber Macar fiy, Adi fiy, Koronya gibi hayvan yemlerine yüzde 25 hibeli destek projesi başlattıklarını belirten Güven, bu projeyi başlattıktan sonra talep üzerine 4 adet birer tonluk silaj mısır paketleme makinesi aldıklarını söyledi.
Güven, “Bu hizmetimiz 2 senedir devam ediyor. Hizmet alımıyla Ankara’nın pek çok bölgesinde silajlık mısırı paketliyoruz. Silajlanan mısırın ekonomik ömrü daha uzun oluyor. Silajın bu sene biçmesine de başlıyoruz. İlçelerde toplantılar yapıyoruz. Bu yıl koordineli biçme ve paketleme hizmeti yapacağız. Tarım Kredi Kooperatifleri ve TİGEM’le de görüşmeler yapıyoruz, toptan paketlenen mısırın satışına da aracı olacağız. Yani vatandaş bu silajının satılacağını bilirse daha çok ekecektir. Biz bunun peşindeyiz. Bunda da Türkiye’de ilkiz” dedi.
Güven, Daire Başkanlığının diğer hizmetlerini şöyle anlattı:
“Afet desteği: Beypazarı, Güdül ve Ayaş ilçelerinde yaşanan ani su, sel baskınları sonucu birçok tarla heba oldu. O bölgelere özel 629 çiftçimize 698 bin kg tohum desteği verdik. Bu desteğin maliyeti 1 milyon 35 bin lira oldu.
Alternatif ürünler: Alternatif ürünlerde kavuzsuz arpayı denedik. Halk Ekmek, arpa ekmeği yapıp satıyor, bunu da destekledik. Birçok alternatif ürünler üzerinde daha çalışıyoruz ki değerini artıralım, bundan daha çok insan faydalansın.
Tohum eleme tesisleri: Toplam 5 adet satın aldık. İlkini Akyurt’ta kurduk, ikincisini şimdi Bala’da kuruyoruz. Diğer tesislerimizi de ilçe belediyelerimiz bize binalarını teslim ettiği anda kuracağız. 5 tesisimiz şu anda aktif, bir 5 tesis daha yapacağız. Birçok köyümüze Özel İdare zamanında tohum selektörleri alındı. Fakat bunun birçoğu atıl durumda, çalışmıyor. Çünkü köylerde bununla ilgilenen kişi yok, varsa bile parasını toplayamadığı için bakımını yapamıyor. Tohum selektörleri sadece tohumu seleksiyonu yapıyor ama bizim tohum eleme tesisimizde ayırım da yapılıyor; içine çavdarını, arpasını, ilaçlamasını, paketlemesini yaparak. Sertifikalı tohuma en yakın tohumluğu bizden almış oluyor. Üstelik kendi tohumundan bunu yapıyor. Bunu da tarımın en yoğun olduğu bölgelere yapıyoruz ki, oradan, ilçenin geneline hizmet edecek bir tesis olacak. Silajlık mısırda, tohum elemede, kavuzsuz arpada bu uygulamaları yapmış ilk kamu kuruluşuyuz.
Taş toplama makineleri: 10 adet taş toplama makinemiz var. Seneye sayısını 20’ye, belki de 30’a çıkarmayı düşünüyoruz. Şu an talep topluyoruz. Özel sektör bunu müteahhitlik olarak yapıyor. Ankara’nın toprağı çok taşlı. Biz bu hizmeti 2 sene 3 sene üst üste yaptığımız zaman o tarlanın verimi artıyor. Bunu Ankara’nın 25 ilçesinde büyüterek devam ettireceğiz. Bu hizmeti hala yeteri kadar duyuramadık, daha çok vatandaşa ulaşmayı hedefliyoruz ve sizlerden de destek istiyoruz.
Ankara keçisi: Hem yününden hem etinden nasıl daha fazla faydalanabiliriz, bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Bir de yün kalitesini artırmak için çalışmalar yapıyoruz. Çünkü Ankara’da koyun yünü ve tiftik yeteri kadar para etmiyor. Koyun zaten satılmıyor, çiftçi koyun yününü ya yorgan yapıyor ya da bırakıyor, toplamıyor bile. Tiftik de devlet desteği olduğu için para ediyor ama o da yeteri kadar değil. Çünkü tiftiğin kalitesi düşük. Bunun birinci nedeni kırkım makinesiyle kırkım yapılmaması. Elde makasla yapıldığı için yün zarar görüyordu. Tekstilcilerle görüşmeler yaptık. ’Yünün kalitesi artarsa, biz alırız’ dediler. Milli Eğitim Bakanlığının desteğiyle kırkım eğitimi verdik, başaranlara da makinesini hediye ettik. Daha sonra da dünya Keçi Kongresi’ne, Antalya’da ana sponsor olarak destek olduk. Ardından Türkiye’de ilk kez yarışmasını düzenledik. Yarışmada dereceye girenlere Yeni Zelanda’dan iş teklifi geldi. Günlük 600 dolara kadar bir kazanç kapısı sağlamış olduk. Bizden kırkım sertifikası alanlar için Avustralya ve Yeni Zelanda’da iş imkanı var.
İyi tarım uygulaması: Şu ana kadar 320 çiftçiyle bunu başardık, Beypazarı, Kalecik, Güdül, Ayaş ve Şereflikoçhisar’da uygulamalarımız oldu. Şereflikoçhisar’da 227 vatandaşımız kimyon ekiyordu. Bütün bu kimyon eken vatandaşlarımıza iyi tarım uygulama sertifikası kazandırdık. 5.5 liraya sattıkları kimyonu 6.5 liradan sattılar. Bu sertifikayla hale malı sokmadan direkt pazarlayabiliyorsunuz, böylece hal komisyonu vermemiş oluyorsunuz. Ayrıca hipermarketler bu sertifikayla üreticilerimize öncelik verebiliyorlar. İyi tarım uygulamalarını Ankara’nın geneline yayacağız.
Arılı kovan dağıtımı: 10 bin adet arılı kovan dağıtım projemizde bunun 6 bini gerçekleşti, 4 bin kovan da bu yıl gerçekleşiyor. Diğer projemiz, damızlık ana arı üretimi projesi. Bunda da merkez birlikleriyle birlikte çalışıyoruz. 10 bin arılı kovan projesi, Türkiye’de yapılmış en büyük arılı kovan projesidir. Balının kaliteli olduğunu belirlediğimiz ballara, satış yerlerinde satış imkanı tanıyacağız.
Balıkçılık: Evren ilçesine 14 balıkçı kayığı, Sarıyar’daki balıkçılarımıza malzeme desteği verdik. Şu anda Ankara’da su ürünleri yetiştirilebilecek tüm yerlerin tespit çalışmasını yapıyoruz.
Süt tankları hibe projesi: Kooperatifçiliği desteklemek için süt tanklarında yüzde 10 hibeyle daha çok vatandaşımıza süt tankı hibe edebileceğiz.
Damızlık koç ve teke desteği: 3 senedir dağıtımını yapıyoruz. Şu ana kadar 752 kişiye 1412 damızlık koç ve 237 de teke teslim ettik. Bu, 2 milyon 480 bin liralık bir projedir. Buna çok önem veriyoruz, çünkü küçükbaşın olmazsa olmazı; kaliteli sürü, ari sürü elde etmek için kaliteli damızlık olması gerekiyor. Bu konuda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Ankara’yı destek programına almadığı için biz bu işe girdik. İnşallah seneye Bakanlığımızı ikna edip de Ankara’yı destek programına aldırırsak biz bundan çekileceğiz, o paramızı da başka projelere aktaracağız.
Ters göçe sürü desteği: Çamlıdere’de koyun verdik, Güdül ve Nallıhan ilçelerimizde de keçi dağıtımımız var. 3 bin anaç koyunu Çamlıdere’de dağıttık. Toplam 60 kişiye 50’şer tane. Neden Çamlıdere ile başladık? Ters göçün çok yoğun olduğu bir yer. Ayrıca ASKİ’nin orada hayvancılıkla ilgili bir yasağı var. Orada biz büyükbaş hayvancılığı yaptırmıyoruz, küçükbaşta da sınır var. Çünkü Ankara’nın suyu oradan geliyor. Bu yüzden Çamlıdere’den başladık. Güdül ve Nallıhan’da da keçiyle ilgili projemizi başlattık. Önceliğimiz, ters göçün olduğu ilçelerde bunu yaygınlaştırmak istiyoruz.
Katı atık transfer istasyonları: Katı atık transfer istasyonları hizmete girmekte, şu anda 6 ilçemizde başladı, toplam 14 ilçede bu hizmeti vermiş olacağız. Şereflikoçhisar’da düzenli depolama tesisi var. Evren’den de katı atıklar Şereflikoçhisar’a getirilecek. Onun dışında hepsinin çöp transferi 2017’nin ilk aylarında bitmiş olacak, Ankara’daki Sincan ve Mamak çöplüklerine taşıyoruz. Artık ilçelerimizde çöp birikmeyecek, bunun bütün maliyetini de Büyükşehir Belediyesi karşılayacak.
Eğitim projeleri: Açık olan köy okullarında doğru beslenme eğitimi, Ankara merkezdeki okullarda küçük bahçelerde sebze yetiştiriciliği, turna balığı şenliği, Çamlıdere’de ahşap kurslarında çocuk oyuncakları üretimi yapıyoruz.”
Güven 2017 yılında yapılacak çalışmaları anlattı
Güven, Büyükşehir Belediye Meclisi üyelerine 2017 yılında yapacakları çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Arılı kovanı ve arıcılık malzemesinde mevcut arıcılara destek vermeye devam edeceklerini kaydeden Güven, 2017’de ’arı keki’ tesisini kuracaklarını, faselya bitkisini (arı otu) bütün Ankara’daki mevcut 700 arıcı ile Büyükşehir Belediyesinin desteklediği bin 600 arıcıya vereceklerini söyledi.
İstiridye mantarı seralarının tekrar ihalesini yapacaklarını ve toplam 5 adet istiridye mantarı serasını kadınlara yapmak istediklerini ifade eden Güven, “Güneş enerjisiyle sulama sistemleri üzerinde çalışıyoruz. Bal satışı ve diğer ürünler için kiosklar düşünüyoruz. Paketleme, doğrama, işleme tesisleri planlıyoruz. Polatlı’ya soğanla ilgili özel bir tesisimiz var, soğanı işleyecek, paketleyecek, konservesini yapacak. Beypazarı, Güdül ve Ayaş’ta havuçla uğraşana havucu işleyebilecek bir tesis kazandırıp, Ayaş Akkaya’da çok deforme olan havuç yıkama tesisini de yenileyeceğiz” dedi.
“Seracılığı teşvik edeceğiz”
Güven, seracılığı teşvik edeceklerini ve alçak kesimlerdeki ilçelere öncelik vereceklerini belirterek, projelerini şöyle özetledi:
“Gübre römorkuna önem veriyoruz. Mobil koyun yıkama üniteleri getireceğiz. Toplam 10 adet koyun banyosu, mobil olarak ilçelere dağılacak. Hayvanlar teker teker havuza girip yüzerken ilaçlanmış ve hastalıklardan arınmış olacaklar. Bu da Türkiye’de bir ilk. Yöresel yemek yarışması planlıyoruz. Güneş enerjili kurutma sistemleri kurmak, serbest dolaşan tavukçulukta model oluşturmak istiyoruz. Kırkım Şampiyonası bu yıl Ankara’da Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılacak. Erken uyarı sistemi ihale aşamasında, bu yıl teslim edilmiş olacak. Eğitim videosu planlıyoruz. Ürün biçme makinelerini bu yıl alıyoruz. Teke üretim tesisi planlıyoruz. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile birlikte proje hazırlıyoruz. Ücretsiz arazi tahsisi konusunda ilçelerimizden teklifler var. Tohum eleme tesisi sayısını artıracağız. Uygulamalı seracılık eğitimi vermek istiyoruz. Anaç koyun desteği devam edecek. Bağcılık konusunda projelerimiz var.”