Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Milli İstihbarat Teşkilatımızın bütçe ödeneği geçtiğimi yıla oranla yüzde 21.93 oranında arttırılmış, toplam başlangıç ödeneği bir milyar 636 milyon 803 bin TL’ye çıkartılmıştır" dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Plan ve Bütçe Komisyonu 2017 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2015 Kesin Hesap Kanun Tasarısı görüşmelerine katıldı.
Kurtulmuş, Türkiye’nin 15 Temmuz’da en ağır ihaneti yaşadığını belirterek, Türkiye’de kanlı bir darbe teşebbüsü yaşadığını hatırlattı. Milletin kararlılığıyla darbe girişiminin engellendiğini söyleyen Kurtulmuş, "15 Temmuz’dan sonra birçok şey yeniden gözden geçirilmiş, Türkiye’de milli birlik ve dayanışma ruhu içerisinde Türkiye yeniden, bundan sonra belki bin birim çalışarak, ondan evvel milli birlik ve dayanışma ruhu bir riayet ediyorsak, şimdi sonuna kadar riayet ederek, yeni bir sayfanın, safhanın Türkiye’nin önünün açıldığını ifade etmek isterim. 15 Temmuz gecesi, o karanlık gecede bütün gücüyle direnen Türkiye’deki bütün unsurlara bir kez daha hükümetimiz ve şahsım adına teşekkürü bir borç biliyorum. Özellikle darbenin teşebbüsünün en karanlık saatlerinde cesaretle yayınlarını sürdüren bütün medya kuruluşlarımıza, darbe gecesi ve sonrasında demokrasi, demokrasinin inşası sürecinde siyasette büyük bir olgunlukla darbecilere karşı duran bütün siyasi partilere, cesaretle meydanı dolduran milletimize ve ayrıca Türkiye’de olmamakla birlikte dualarıyla Türkiye’de milletimize destek sağlayan İslam Dünyası’nın dört bir tarafındaki kardeşlerimize ve mazlum coğrafyasındaki insanlara teşekkürü bir borç biliyorum" ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Türkiye’nin 15 Temmuz sonrasında ciddi bir terör tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını belirterek, "Bir asır önce devam eden oyunun, ikinci perdesinin sahnelenmeye başladığımız. Bir asır evvel birinci savaşın galipleri, bu coğrafyayı pergellerle tamamıyla böldüler, bu coğrafyanın halklarının önce sınırlarını böldüler. Birinci paylaşımdan sonraki süreç, tam anlamıyla düzene oturtulmadığı için İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş sonrasındaki sıkıntıları yaşadık. Soğuk Savaş sonrası yeni bir düzen inşa edilmeye çalışılıyor. Bu yeni düzenin hepimiz bildiği, gördüğü İkinci Sykes Picot adlandırılabilir" şeklinde konuştu.
Bölgedeki göç ve terör olaylarını arttıran üç temel olgu olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bunlardan birisi işgaller, askeri müdahaleler. Çok açık söylüyorum, eğer Amerika Birleşik Devletleri öncesinde Rusların Afganistan’ı işgali olmasaydı, belki El Kaide denilen örgüt olmayacaktı. Irak’ın işgal süreci olmasaydı, bugün DEAŞ Terör Örgütü ile karşı karşıya kalmayacaktık. İkinci temel neden de ekonomik yoksulluk ve yokluklardır. İnsanların bu bölge halklarının ekonomik süreçten dışında bırakılması hem terörün hem göçün en önemli etkileyici unsurlardan birisidir. Üçüncü unsur siyasi istikrar ve demokrasi eksikliğidir“ diye konuştu.
Başbakanlığın Ankara, İstanbul ve İzmir şehirlerinde toplam 2 bin 302 personelle görev yaptığını belirten Kurtulmuş, Başbakanlık farklı coğrafyalarda barışa dönük çabalara katkı sunduğunu ifade etti.
Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"2016 yılı Merkezi Yönetim Kanunu Başbakanlık bütçesindeki toplam başlangıç ödeneği bir milyar 295 milyon 211 bin TL’dir. 2017 yılı tasarısı ödeneği yüzde 22.32 oranında artış ortaya konulmuştur. Başbakanlığa 3056 sayılı kanunla devletinizin milli menfaatlerinin korunmasına yönelik verilmiş görevlerin yerine getirilmesi için 2017 Başbakanlık bütçe tasarısı ile teklif edilen ödeneklerin toplamı 982 milyon 801 TL’dir. Bunlardan en önemlisi Barışı Destekleme ve Koruma ödeneğidir. Aziz şehitlerimizin yakınları ise gazilerimizin TOKİ’den alacakları konut alımlarında yükümlü oldukları faizlerin devlet gazabından sağlanmasıdır ve bu amaçla TOKİ’ye 2017 yılı içerisinde 150 milyon ödenek teklif edilmiş olup, toplam ödeneklerin yüzde 9.47’lik kısmı oluşturmaktadır."
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği bütçesine ilişkin bilgi veren Kurtulmuş, 2017 yılı itibariyle 2016 yılına göre yüzde 9.22 oranında artırıldığını kaydetti.
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın bütçesine ilişkin olarak Kurtulmuş, "Milli İstihbarat Teşkilatımızın bütçe ödeneği geçtiğimi yıla oranla yüzde 21.93 oranında arttırılmış, toplam başlangıç ödeneği bir milyar 636 milyon 803 bin TL’ye çıkartılmıştır" dedi.
Diyanet İşler Başkanlığının vatandaşların dini olarak uyarılması sağladığını belirten Kurtulmuş, dünya ölçeğinde terör örgütlerine ve İslamofobiaya karşı çalışanlar yürüttüğünü söyledi.
Kurtulmuş, gençlere dini öğretmenin önemine değinerek, "Caminin dışında da caminin içinde olduğu kadar Diyanet İşleri mensupları olmak durumunda. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki halkın terör örgütüne karşı bilinçlendirilmesi için bölgede çalışmalara hız verilmiş, sivil toplum kuruluşlarımız toplumdaki kanaat önderlerimiz çeşitli şekillerde etkinliklere katılarak, terör örgütünün bölge insanına zarar vermesini önüne geçilmeye çalışılmaktadır" ifadelerini kullandı.
Radyo Televizyon Üst Kurulu Başkan’ı İlhan Yerlikaya, Türkiye’de farklı mecralarda bin 714 tane yayıncı olduğunu belirterek, "Olağanüstü Hal kapsamında bir takım yayınlara da son verilmiştir. Burada 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname 2. Maddesi 2 çıkardı b bendinde 2 sayılı listede 23 yayıncı kuruluşa ait 16 televizyon ve 19 radyo olmak üzere 35 radyo ve televizyon kapatılmıştır. Listede yer almayan 27 yayın kuruluşu ait 18 televizyon ve 14 radyo olmak üzere toplam 32 adet radyo ve televizyon kapatılmıştır. Toplamda 65 radyo ve televizyon kapatılmıştır. Farklı dil ve lehçelerde 39 yayın var. OHAL kapsamında 7’si kapatıldı. Doğu’da ana dilde yayın yapan televizyonların hepsi kapatıldı. Böyle bir şey yoktur. Bunlarda suça, teröre bulaşan kanallar veya bununla ilgili sorun olan kanallardır" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Kurtulmuş, Türkiye’nin 15 Temmuz’da en ağır ihaneti yaşadığını belirterek, Türkiye’de kanlı bir darbe teşebbüsü yaşadığını hatırlattı. Milletin kararlılığıyla darbe girişiminin engellendiğini söyleyen Kurtulmuş, "15 Temmuz’dan sonra birçok şey yeniden gözden geçirilmiş, Türkiye’de milli birlik ve dayanışma ruhu içerisinde Türkiye yeniden, bundan sonra belki bin birim çalışarak, ondan evvel milli birlik ve dayanışma ruhu bir riayet ediyorsak, şimdi sonuna kadar riayet ederek, yeni bir sayfanın, safhanın Türkiye’nin önünün açıldığını ifade etmek isterim. 15 Temmuz gecesi, o karanlık gecede bütün gücüyle direnen Türkiye’deki bütün unsurlara bir kez daha hükümetimiz ve şahsım adına teşekkürü bir borç biliyorum. Özellikle darbenin teşebbüsünün en karanlık saatlerinde cesaretle yayınlarını sürdüren bütün medya kuruluşlarımıza, darbe gecesi ve sonrasında demokrasi, demokrasinin inşası sürecinde siyasette büyük bir olgunlukla darbecilere karşı duran bütün siyasi partilere, cesaretle meydanı dolduran milletimize ve ayrıca Türkiye’de olmamakla birlikte dualarıyla Türkiye’de milletimize destek sağlayan İslam Dünyası’nın dört bir tarafındaki kardeşlerimize ve mazlum coğrafyasındaki insanlara teşekkürü bir borç biliyorum" ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Türkiye’nin 15 Temmuz sonrasında ciddi bir terör tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını belirterek, "Bir asır önce devam eden oyunun, ikinci perdesinin sahnelenmeye başladığımız. Bir asır evvel birinci savaşın galipleri, bu coğrafyayı pergellerle tamamıyla böldüler, bu coğrafyanın halklarının önce sınırlarını böldüler. Birinci paylaşımdan sonraki süreç, tam anlamıyla düzene oturtulmadığı için İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş sonrasındaki sıkıntıları yaşadık. Soğuk Savaş sonrası yeni bir düzen inşa edilmeye çalışılıyor. Bu yeni düzenin hepimiz bildiği, gördüğü İkinci Sykes Picot adlandırılabilir" şeklinde konuştu.
Bölgedeki göç ve terör olaylarını arttıran üç temel olgu olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bunlardan birisi işgaller, askeri müdahaleler. Çok açık söylüyorum, eğer Amerika Birleşik Devletleri öncesinde Rusların Afganistan’ı işgali olmasaydı, belki El Kaide denilen örgüt olmayacaktı. Irak’ın işgal süreci olmasaydı, bugün DEAŞ Terör Örgütü ile karşı karşıya kalmayacaktık. İkinci temel neden de ekonomik yoksulluk ve yokluklardır. İnsanların bu bölge halklarının ekonomik süreçten dışında bırakılması hem terörün hem göçün en önemli etkileyici unsurlardan birisidir. Üçüncü unsur siyasi istikrar ve demokrasi eksikliğidir“ diye konuştu.
Başbakanlığın Ankara, İstanbul ve İzmir şehirlerinde toplam 2 bin 302 personelle görev yaptığını belirten Kurtulmuş, Başbakanlık farklı coğrafyalarda barışa dönük çabalara katkı sunduğunu ifade etti.
Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"2016 yılı Merkezi Yönetim Kanunu Başbakanlık bütçesindeki toplam başlangıç ödeneği bir milyar 295 milyon 211 bin TL’dir. 2017 yılı tasarısı ödeneği yüzde 22.32 oranında artış ortaya konulmuştur. Başbakanlığa 3056 sayılı kanunla devletinizin milli menfaatlerinin korunmasına yönelik verilmiş görevlerin yerine getirilmesi için 2017 Başbakanlık bütçe tasarısı ile teklif edilen ödeneklerin toplamı 982 milyon 801 TL’dir. Bunlardan en önemlisi Barışı Destekleme ve Koruma ödeneğidir. Aziz şehitlerimizin yakınları ise gazilerimizin TOKİ’den alacakları konut alımlarında yükümlü oldukları faizlerin devlet gazabından sağlanmasıdır ve bu amaçla TOKİ’ye 2017 yılı içerisinde 150 milyon ödenek teklif edilmiş olup, toplam ödeneklerin yüzde 9.47’lik kısmı oluşturmaktadır."
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği bütçesine ilişkin bilgi veren Kurtulmuş, 2017 yılı itibariyle 2016 yılına göre yüzde 9.22 oranında artırıldığını kaydetti.
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın bütçesine ilişkin olarak Kurtulmuş, "Milli İstihbarat Teşkilatımızın bütçe ödeneği geçtiğimi yıla oranla yüzde 21.93 oranında arttırılmış, toplam başlangıç ödeneği bir milyar 636 milyon 803 bin TL’ye çıkartılmıştır" dedi.
Diyanet İşler Başkanlığının vatandaşların dini olarak uyarılması sağladığını belirten Kurtulmuş, dünya ölçeğinde terör örgütlerine ve İslamofobiaya karşı çalışanlar yürüttüğünü söyledi.
Kurtulmuş, gençlere dini öğretmenin önemine değinerek, "Caminin dışında da caminin içinde olduğu kadar Diyanet İşleri mensupları olmak durumunda. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki halkın terör örgütüne karşı bilinçlendirilmesi için bölgede çalışmalara hız verilmiş, sivil toplum kuruluşlarımız toplumdaki kanaat önderlerimiz çeşitli şekillerde etkinliklere katılarak, terör örgütünün bölge insanına zarar vermesini önüne geçilmeye çalışılmaktadır" ifadelerini kullandı.
Radyo Televizyon Üst Kurulu Başkan’ı İlhan Yerlikaya, Türkiye’de farklı mecralarda bin 714 tane yayıncı olduğunu belirterek, "Olağanüstü Hal kapsamında bir takım yayınlara da son verilmiştir. Burada 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname 2. Maddesi 2 çıkardı b bendinde 2 sayılı listede 23 yayıncı kuruluşa ait 16 televizyon ve 19 radyo olmak üzere 35 radyo ve televizyon kapatılmıştır. Listede yer almayan 27 yayın kuruluşu ait 18 televizyon ve 14 radyo olmak üzere toplam 32 adet radyo ve televizyon kapatılmıştır. Toplamda 65 radyo ve televizyon kapatılmıştır. Farklı dil ve lehçelerde 39 yayın var. OHAL kapsamında 7’si kapatıldı. Doğu’da ana dilde yayın yapan televizyonların hepsi kapatıldı. Böyle bir şey yoktur. Bunlarda suça, teröre bulaşan kanallar veya bununla ilgili sorun olan kanallardır" şeklinde konuştu.