Ellerimizi Yıkayarak Gripten Korunabiliriz
İçel Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, gripten korunmanın insanın elinde olduğunu ifade ederek, "Korunmanın en önemli unsuru ellerimizin yıkanması ve hijyene dikkat edilmesidir. Sabun ve su ile eller sık sık yıkanmalıdır. Hastayken, hastalığı bulaştırmamak için mümkün olduğunca diğer insanlarla temas sınırlandırılmalıdır. Tokalaşma, kucaklaşma gibi yakın temasa bir süre ara verilmelidir" dedi.
Grip hastalığı ile ilgili açıklama yapan Dr. Aytekin Kemik, gribin influenza virüsünün sebep olduğu, solunum yoluyla bulaşan bir üst solunum yolu hastalığı olduğunu söyledi.
Gribin tüm dünyada görülen bir hastalık olmakla birlikte Türkiye’nin de yer aldığı kuzey yarım küredeki ülkelerde Ekim-Mayıs ayları arasında yaygın olarak görüldüğünü vurgulayan Kemik, "Grip özellikle ateş, titreme hissi, öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, baş ağrısı, ciddi halsizlik ve vücut ağrıları gibi bulgularla kendini gösterir. Hastalık ilerlediği zaman nefes darlığı, solunum güçlüğüne ve öldürücü zatürreye yol açabilir. Nezle, soğuk algınlığı, grip hastalıklarının belirtileri benzeşmekle beraber, grip değil komplikasyonları insanlarda ciddi sıkıntı yaratmaktadır. Özellikle yüksek ateşle seyreden rahatsızlıkların mutlaka hekim kontrolünde tedavi edilmesi gerekir. Grip vakalarının çoğu ciddi değildir ve tedaviye yanıt verir. Ancak bazı kronik hastalığı olanlar kişiler grip olduğunda, bu kişiler için hastaneye yatma ve ölüm tehlikesi daha fazla olmaktadır. Risk grubu sayılan kişilerin grip hastalığına yakalandıkları zaman hastalığın tehlikeli ve ağır seyretme olasılığı diğer kişilere göre oldukça yüksek olması sebebiyle vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları en iyi yoldur" ifadelerini kullandı.
"Antibiyotik kullanımı gribi iyileştirir düşüncesi yanlış bir düşüncedir"
Grip hastalığı açısından risk altında bulunan kişilerden de bahseden Kemik, "65 yaşın üzerindekiler. Bebekler ve küçük çocuklar. Hamileler, kalp veya kardiyovasküler hastalığı olanlar, astım veya bronşit gibi göğüs hastalığı olanlar, böbrek rahatsızlığı olanlar, diyabet hastaları, steroid kullananlar, kanser tedavisi görenler, bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar ile 6 ay-18 yaş arasında olup uzun süre aspirin kullanması gerekenlerde grip tehlikeli ve ağır seyredebilmektedir. Grip tedavisinde, virüsün neden olduğu bulguları ortadan kaldırmaya yönelik tedavi uygulanır. Tedaviye belirtiler ortaya çıktıktan hemen sonra başlanması çok önemlidir. Böylece hastalığın süresi kısaltılır ve belirtiler şiddetlenmeden ortadan kaldırılır. Grip en fazla 2 haftada ve çoğunlukla da 7-10 gün içerisinde geçer. Toplumda antibiyotik kullanımının gribi iyileştirdiği düşüncesi vardır. Bu çok yanlıştır, bu anlamda doğru ve akılcı ilaç kullanımı önem arz etmektedir. Çünkü antibiyotikler virüse etki etmezler. Ayrıca sıklıkla antibiyotik kullanmak, bakterilerin direnç kazanmasına neden olur" diye konuştu.
"Gripten korunmanın en önemli unsuru ellerimizin yıkanması ve hijyene dikkat edilmesidir"
Grip hastalığını hafif atlatmak için yapılması gerekenleri de belirten Kemik, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Hastalık süresince evde kalmayı tercih edin, insanlarla çok fazla temasa geçmekten kaçının, sıcak ortamlarda bulunun ve dinlenin, yeterli miktarda sıvı aldığınızdan emin olun, yeterli ve dengeli ve bol sulu besinlerle beslenmek iyileşmeyi hızlandırır, alkol tüketmeyin, eğer sigara içiyorsanız bırakın ya da azaltın. Öksürük ya da hapşırık sırasında ağzınızı ellerinizle kapattığınızda, mikroplar ellerinize, ellerinizden de dokunduğunuz çeşitli yüzeylere bulaşır. Günlük yaşamımızda sık dokunduğumuz canlı grip virüslerinin bulunabileceği yüzeyler, kapı kolları, bilgisayar klavyesi, cep telefonu ya da kablolu telefon ahizeleri, televizyon uzaktan kumandaları, sandalye, masa ve sıralar, kalem, kitap ve defter ve benzeri yüzeylerdir. İnsanlar bu yüzeylere elle temas ederek virüsü alırlar ve ellerini ağızlarına, burunlarına ve gözlerine temas ettirerek hastalık etkenini alırlar. Bu sebeple gripten korunmanın en önemli unsuru ellerimizin yıkanması ve hijyene dikkat edilmesidir. Sabun ve su ile eller sık sık yıkanmalıdır. Hasta kişiler ile yakın temastan, kapalı ve kalabalık ortamlarda da bulunmaktan kaçınılmalıdır. Bulunulan ortam hava akımını sağlayacak şekilde sık sık havalandırılmalıdır. Grip benzeri bir hastalık geçirildiğinde evde istirahat edilmelidir. Hastayken, hastalığı bulaştırmamak için mümkün olduğunca diğer insanlarla temas sınırlandırılmalıdır. Tokalaşma kucaklaşma gibi yakın temasa bir süre ara verilmelidir. Aksırma ve öksürme esnasında burun ve ağız kağıt mendille kapatılmalı ve kullanılan kağıt mendil çöp kutusuna atılmalıdır. Bulaşma yollarından olan ağız, burun ve gözlere kirli ellerle temas etmekten kaçınılmalıdır. Yüzeyler sık sık temizlenmelidir. Risk gruplarına grip aşısı uygulanmalıdır. Ülkemizde, kronik hastalığı bulunanlara ve yaşlılara grip aşısı ücretsiz olarak yapılmaktadır."
Kaynak: İHA
Gribin tüm dünyada görülen bir hastalık olmakla birlikte Türkiye’nin de yer aldığı kuzey yarım küredeki ülkelerde Ekim-Mayıs ayları arasında yaygın olarak görüldüğünü vurgulayan Kemik, "Grip özellikle ateş, titreme hissi, öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, baş ağrısı, ciddi halsizlik ve vücut ağrıları gibi bulgularla kendini gösterir. Hastalık ilerlediği zaman nefes darlığı, solunum güçlüğüne ve öldürücü zatürreye yol açabilir. Nezle, soğuk algınlığı, grip hastalıklarının belirtileri benzeşmekle beraber, grip değil komplikasyonları insanlarda ciddi sıkıntı yaratmaktadır. Özellikle yüksek ateşle seyreden rahatsızlıkların mutlaka hekim kontrolünde tedavi edilmesi gerekir. Grip vakalarının çoğu ciddi değildir ve tedaviye yanıt verir. Ancak bazı kronik hastalığı olanlar kişiler grip olduğunda, bu kişiler için hastaneye yatma ve ölüm tehlikesi daha fazla olmaktadır. Risk grubu sayılan kişilerin grip hastalığına yakalandıkları zaman hastalığın tehlikeli ve ağır seyretme olasılığı diğer kişilere göre oldukça yüksek olması sebebiyle vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları en iyi yoldur" ifadelerini kullandı.
"Antibiyotik kullanımı gribi iyileştirir düşüncesi yanlış bir düşüncedir"
Grip hastalığı açısından risk altında bulunan kişilerden de bahseden Kemik, "65 yaşın üzerindekiler. Bebekler ve küçük çocuklar. Hamileler, kalp veya kardiyovasküler hastalığı olanlar, astım veya bronşit gibi göğüs hastalığı olanlar, böbrek rahatsızlığı olanlar, diyabet hastaları, steroid kullananlar, kanser tedavisi görenler, bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar ile 6 ay-18 yaş arasında olup uzun süre aspirin kullanması gerekenlerde grip tehlikeli ve ağır seyredebilmektedir. Grip tedavisinde, virüsün neden olduğu bulguları ortadan kaldırmaya yönelik tedavi uygulanır. Tedaviye belirtiler ortaya çıktıktan hemen sonra başlanması çok önemlidir. Böylece hastalığın süresi kısaltılır ve belirtiler şiddetlenmeden ortadan kaldırılır. Grip en fazla 2 haftada ve çoğunlukla da 7-10 gün içerisinde geçer. Toplumda antibiyotik kullanımının gribi iyileştirdiği düşüncesi vardır. Bu çok yanlıştır, bu anlamda doğru ve akılcı ilaç kullanımı önem arz etmektedir. Çünkü antibiyotikler virüse etki etmezler. Ayrıca sıklıkla antibiyotik kullanmak, bakterilerin direnç kazanmasına neden olur" diye konuştu.
"Gripten korunmanın en önemli unsuru ellerimizin yıkanması ve hijyene dikkat edilmesidir"
Grip hastalığını hafif atlatmak için yapılması gerekenleri de belirten Kemik, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Hastalık süresince evde kalmayı tercih edin, insanlarla çok fazla temasa geçmekten kaçının, sıcak ortamlarda bulunun ve dinlenin, yeterli miktarda sıvı aldığınızdan emin olun, yeterli ve dengeli ve bol sulu besinlerle beslenmek iyileşmeyi hızlandırır, alkol tüketmeyin, eğer sigara içiyorsanız bırakın ya da azaltın. Öksürük ya da hapşırık sırasında ağzınızı ellerinizle kapattığınızda, mikroplar ellerinize, ellerinizden de dokunduğunuz çeşitli yüzeylere bulaşır. Günlük yaşamımızda sık dokunduğumuz canlı grip virüslerinin bulunabileceği yüzeyler, kapı kolları, bilgisayar klavyesi, cep telefonu ya da kablolu telefon ahizeleri, televizyon uzaktan kumandaları, sandalye, masa ve sıralar, kalem, kitap ve defter ve benzeri yüzeylerdir. İnsanlar bu yüzeylere elle temas ederek virüsü alırlar ve ellerini ağızlarına, burunlarına ve gözlerine temas ettirerek hastalık etkenini alırlar. Bu sebeple gripten korunmanın en önemli unsuru ellerimizin yıkanması ve hijyene dikkat edilmesidir. Sabun ve su ile eller sık sık yıkanmalıdır. Hasta kişiler ile yakın temastan, kapalı ve kalabalık ortamlarda da bulunmaktan kaçınılmalıdır. Bulunulan ortam hava akımını sağlayacak şekilde sık sık havalandırılmalıdır. Grip benzeri bir hastalık geçirildiğinde evde istirahat edilmelidir. Hastayken, hastalığı bulaştırmamak için mümkün olduğunca diğer insanlarla temas sınırlandırılmalıdır. Tokalaşma kucaklaşma gibi yakın temasa bir süre ara verilmelidir. Aksırma ve öksürme esnasında burun ve ağız kağıt mendille kapatılmalı ve kullanılan kağıt mendil çöp kutusuna atılmalıdır. Bulaşma yollarından olan ağız, burun ve gözlere kirli ellerle temas etmekten kaçınılmalıdır. Yüzeyler sık sık temizlenmelidir. Risk gruplarına grip aşısı uygulanmalıdır. Ülkemizde, kronik hastalığı bulunanlara ve yaşlılara grip aşısı ücretsiz olarak yapılmaktadır."