'Salon Ve Seyirci Sayısını İkiye Katladık'
İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Kayaokay: 'Ülkenin ve dünyanın mümkün olduğu kadar evrensel anlamda, sorunlarıyla atbaşı gitmeye çalışır ve bu süreçte de halkta hem bireysel hem toplumsal duyarlılık yaratmak en önemli görevlerinden biridir' '2025 bin civarında olan seyirci sayısı ekimden itibaren 50 bin civarına çıktı. Salon ve seyirci sayısını ikiye katlamış olduk' 'Asgari ücretle bu ülkede yaşayanlar tiyatro seyretmesin mi?' 'Biz bu ülkedeki askerden, öğretmenden, herhangi bir çalışandan kendimizi farklı görmeyiz'
HİLAL UŞTUK - İstanbul Devlet Tiyatrosu (DT) Müdürü Zafer Kayaokay, İstanbul'da 17 milyon kişinin yaşadığını ve gecede 17 bin koltuk sunduğu zaman İstanbul DT'nin ülkeye ve insana layık şekilde görevini yapmış olacağını söyledi.
İstanbul DT'nin çalışmalarına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan Kayaokay, 'İstanbul DT sadece İstanbul'da görev yapmaz. Öncelikle kendi bölgesinde sonra da Türkiye'nin neresinde o oyunun görünmesi gerekiyorsa oradadır ve 81 vilayette çalışır. Kuruluş yasası gereği yerli ve yabancı oyunları Türk halkına tanıtmak Türk dilini, örf ve adetlerini batıyla buluşturarak Batı'nın tiyatrosunu da kendine zaman zaman örnek alarak, Türk diline, Türk kültürüne ve sanatına ya da Türk insanına ülke sathında görev yapan bir kültür ve sanat kurumudur. Ülkenin ve dünyanın mümkün olduğu kadar evrensel anlamda, sorunlarıyla atbaşı gitmeye çalışır ve bu süreçte de halkta hem bireysel hem toplumsal duyarlılık yaratmak en önemli görevlerinden biridir' diye konuştu.
İstanbul DT'de şu anda 26 oyun sahnelendiğini ve 32 oyunla sezona devam edeceklerini belirten Kayaokay, 'Cehennem', 'Tersine Dünya', 'Eğer Bu Bir Film Olsaydı', 'İkinci Bölüm', 'Bersisa', 'Sessizliğin İçinden', '57. Alay', 'Sersem Kocanın Kurnaz Karısı', 'Kontrabas', 'Profesyonel' oyunlarıyla 'Erkek Arkadaş' müzikali gibi önemli eserlerin sanatseverlerle buluştuğuna dikkati çekti.
Kayaokay, Ünlü İngiliz yazar William Shakespeare'in 400. Ölüm yıl dönümü dolayısıyla yapılan hazırlıklara da değinerek, 'Dünya bunun için bir programa girdi ve hazırlık yapıyor. İstanbul DT de bunun dışında kalamaz. Devlet Tiyatroları dünyaya entegre bir kurumdur. Biz de İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın bu yıl yapacağı uluslararası tiyatro festivaline Shakespeare’in DT'de hiç oynanmamış ve Türkiye’de hiç bilinmeyen belki de bir ilk olacak Coriolanus adlı oyunuyla gireceğiz' dedi.
- '20-25 bin seyirci sayısı ekimden itibaren 50 bine çıktı'
Anadolu yakasında 80 ve 100 kişilik iki salonu bulunan Üsküdar Tekel binasının koltuk sayısı anlamında yetersiz kaldığına işaret eden Kayaokay, Kadıköy'de, Caddebostan Kültür Merkezi ile Kozyatağı Kültür Merkezi'nde oyunları sahnelemeye başladıklarını söyledi. Kayaokay, bu iki salonla Kadıköy'de günlük yaklaşık bin kişiye ulaştıklarına işaret ederek, Kadıköy'ün çok ciddi bir tiyatro geleneği ve entelektüel yapısı var. Orada da olmalıydık ve bu şekilde çözdük' dedi.
İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Kayaokay, Avrupa yakasındaki yeni salonlara ilişkin de şunları kaydetti:
'Beylikdüzü ile çalışma yaparak orada bir sahne açtık. Bakırköy-Yeşilköy hattı üzerinde bir alan arayışına girdik. 3,5 - 4 milyon kişinin yaşadığı bir alan orası. Orada bir üniversiteyle anlaştık ve 750 kişilik salonuna girdik. Bu sezon başından itibaren orada da oyun sahneliyoruz. 20-25 bin civarında olan seyirci sayısı ekimden itibaren 50 bin civarına çıktı. Salon ve seyirci sayısını ikiye katlamış olduk.'
Hizmet alanını genişletmeyi istediğine vurgu yapan Kayaokay, İstanbul'da 17 milyon kişinin yaşadığını ve gecede 17 bin koltuk sunduğu zaman İstanbul DT'nin ülkeye ve insana layık şekilde görevini yapmış olacağını ifade etti.
Kayaokay, Kadıköy'de açılan yeni salon dolayısıyla bazı kişilerin rahatsızlık duyduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
'Dediler ki 'kontrolsüz, dengesiz, orantısız güç kullanılıyor. DT, biletini 6 liraya satıyor, biz şu kadar liraya satıyoruz'. Asgari ücretle bu ülkede yaşayanlar tiyatro seyretmesin mi? 4 kişilik bir aile, bilete 50'şer lira verse, 100 lira da yol masrafı olsa, 300 lira. O baba 100 lira da sandviç ikram etse, ay sonunu getiremez. Bir daha da tiyatroya gitmez. DT, hizmet götürdüğü yerde özel tiyatronun önünü açar ve gelenek sahibi kılar onları. Biz devletin sübvanse ettiği paralarla çok ucuza bilet satıyor olabiliriz ama alışkanlık sağlıyoruz. Bizim her gittiğimiz yerde bir cevher oluşuyordur. Bugün o geleneğe alıştırdığımız üniversite ya da lise öğrencisi yarın ekonomik gücünü elde ettiğinde, onları da seyredecektir. Bu farkı görmeliler.'
- 'Asfalt üstünde de oynarız, oynamışızdır da'
Kendilerinin bir hizmet kurumu olduklarının altını çizen Kayaokay, 'Biz bu ülkedeki askerden, öğretmenden, herhangi bir çalışandan kendimizi farklı görmeyiz. Yeter ki ışığımızı yakacak ve üzerinde durulacak bir sahne platformumuz olsun, gider oynarız. Asfalt üstünde de oynarız, oynamışızdır da' ifadelerini kullandı.
Zafer Kayaokay sanatın, insanın ruhunu okşayan bir yanı olduğunu ifade ederek, 'Özellikle Türkiye'de sanatın görevi, kapıları kırmaktan çok, açmasını öğretmektir. Toplumu uzlaştıracak, topluma birlikte yaşamayı öğretecek, kültür ve sanatı pompalarken, dünyaya entegre bir hale getirirken, bu mozaiğin uzlaşarak kardeşçe yaşamasını sağlamaktır. Sanatın görevidir bu' dedi.
En üstte yazarın durduğunu dile getiren Kayaokay, şöyle devam etti:
'En üstte duran yazardır. En altta duran da kaşör dediğimiz ayakkabıcıdır. Bu iki zıt olgu, yazar ve kaşör yoksa sanat yapamazsınız. Arasında sanatçı, ışıkçı, teknik eleman, kondüit vardır. Bu iki uç arasındaki bütün personeli Devlet Tiyatrosu yetiştirir. Türkiye'de bir kondüit okulu, ışık okulu yoktur. Türkiye'de bizim anladığımız anlamda, meyvelerini çok üst düzeyde veren yazarlık bölümleri var ama sadece yazarlık okulu yok, Amerika'da olduğu gibi. Tek derdini tiyatro yazarlığı üzerine yoğunlaştırmış bir okul yok.'
İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Kayaokay, DT'nin bir okul olduğuna vurgu yaparak, 'Türkiye'de tiyatro ayakkabısı üreten bir meslek duydunuz mu? Hayır. Gelip bizde öğreniyorlar. Normal ayakkabıyla tiyatroda gezemezsiniz. Dönem ayakkabıları var. Bir İngiliz oyunu oynayacaksanız, İngiliz ayakkabısı yapmalısınız ya da 1400 yıllarının ayakkabısını yapmak zorundasınız. Onun için de bu kurumdaki herkesin çok okuması, dünyayı ve siyaseti bilmesi gerekiyor. Söylenilecek bir yanlış cümle insanların yaşamına mal olabilir. Bunların söylenilmesi gerekiyor. Çok kritik ve çok hassas bir noktada durur DT. Bir dengenin üzerindedir' diye konuştu.
Kaynak: AA
İstanbul DT'nin çalışmalarına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan Kayaokay, 'İstanbul DT sadece İstanbul'da görev yapmaz. Öncelikle kendi bölgesinde sonra da Türkiye'nin neresinde o oyunun görünmesi gerekiyorsa oradadır ve 81 vilayette çalışır. Kuruluş yasası gereği yerli ve yabancı oyunları Türk halkına tanıtmak Türk dilini, örf ve adetlerini batıyla buluşturarak Batı'nın tiyatrosunu da kendine zaman zaman örnek alarak, Türk diline, Türk kültürüne ve sanatına ya da Türk insanına ülke sathında görev yapan bir kültür ve sanat kurumudur. Ülkenin ve dünyanın mümkün olduğu kadar evrensel anlamda, sorunlarıyla atbaşı gitmeye çalışır ve bu süreçte de halkta hem bireysel hem toplumsal duyarlılık yaratmak en önemli görevlerinden biridir' diye konuştu.
İstanbul DT'de şu anda 26 oyun sahnelendiğini ve 32 oyunla sezona devam edeceklerini belirten Kayaokay, 'Cehennem', 'Tersine Dünya', 'Eğer Bu Bir Film Olsaydı', 'İkinci Bölüm', 'Bersisa', 'Sessizliğin İçinden', '57. Alay', 'Sersem Kocanın Kurnaz Karısı', 'Kontrabas', 'Profesyonel' oyunlarıyla 'Erkek Arkadaş' müzikali gibi önemli eserlerin sanatseverlerle buluştuğuna dikkati çekti.
Kayaokay, Ünlü İngiliz yazar William Shakespeare'in 400. Ölüm yıl dönümü dolayısıyla yapılan hazırlıklara da değinerek, 'Dünya bunun için bir programa girdi ve hazırlık yapıyor. İstanbul DT de bunun dışında kalamaz. Devlet Tiyatroları dünyaya entegre bir kurumdur. Biz de İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın bu yıl yapacağı uluslararası tiyatro festivaline Shakespeare’in DT'de hiç oynanmamış ve Türkiye’de hiç bilinmeyen belki de bir ilk olacak Coriolanus adlı oyunuyla gireceğiz' dedi.
- '20-25 bin seyirci sayısı ekimden itibaren 50 bine çıktı'
Anadolu yakasında 80 ve 100 kişilik iki salonu bulunan Üsküdar Tekel binasının koltuk sayısı anlamında yetersiz kaldığına işaret eden Kayaokay, Kadıköy'de, Caddebostan Kültür Merkezi ile Kozyatağı Kültür Merkezi'nde oyunları sahnelemeye başladıklarını söyledi. Kayaokay, bu iki salonla Kadıköy'de günlük yaklaşık bin kişiye ulaştıklarına işaret ederek, Kadıköy'ün çok ciddi bir tiyatro geleneği ve entelektüel yapısı var. Orada da olmalıydık ve bu şekilde çözdük' dedi.
İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Kayaokay, Avrupa yakasındaki yeni salonlara ilişkin de şunları kaydetti:
'Beylikdüzü ile çalışma yaparak orada bir sahne açtık. Bakırköy-Yeşilköy hattı üzerinde bir alan arayışına girdik. 3,5 - 4 milyon kişinin yaşadığı bir alan orası. Orada bir üniversiteyle anlaştık ve 750 kişilik salonuna girdik. Bu sezon başından itibaren orada da oyun sahneliyoruz. 20-25 bin civarında olan seyirci sayısı ekimden itibaren 50 bin civarına çıktı. Salon ve seyirci sayısını ikiye katlamış olduk.'
Hizmet alanını genişletmeyi istediğine vurgu yapan Kayaokay, İstanbul'da 17 milyon kişinin yaşadığını ve gecede 17 bin koltuk sunduğu zaman İstanbul DT'nin ülkeye ve insana layık şekilde görevini yapmış olacağını ifade etti.
Kayaokay, Kadıköy'de açılan yeni salon dolayısıyla bazı kişilerin rahatsızlık duyduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
'Dediler ki 'kontrolsüz, dengesiz, orantısız güç kullanılıyor. DT, biletini 6 liraya satıyor, biz şu kadar liraya satıyoruz'. Asgari ücretle bu ülkede yaşayanlar tiyatro seyretmesin mi? 4 kişilik bir aile, bilete 50'şer lira verse, 100 lira da yol masrafı olsa, 300 lira. O baba 100 lira da sandviç ikram etse, ay sonunu getiremez. Bir daha da tiyatroya gitmez. DT, hizmet götürdüğü yerde özel tiyatronun önünü açar ve gelenek sahibi kılar onları. Biz devletin sübvanse ettiği paralarla çok ucuza bilet satıyor olabiliriz ama alışkanlık sağlıyoruz. Bizim her gittiğimiz yerde bir cevher oluşuyordur. Bugün o geleneğe alıştırdığımız üniversite ya da lise öğrencisi yarın ekonomik gücünü elde ettiğinde, onları da seyredecektir. Bu farkı görmeliler.'
- 'Asfalt üstünde de oynarız, oynamışızdır da'
Kendilerinin bir hizmet kurumu olduklarının altını çizen Kayaokay, 'Biz bu ülkedeki askerden, öğretmenden, herhangi bir çalışandan kendimizi farklı görmeyiz. Yeter ki ışığımızı yakacak ve üzerinde durulacak bir sahne platformumuz olsun, gider oynarız. Asfalt üstünde de oynarız, oynamışızdır da' ifadelerini kullandı.
Zafer Kayaokay sanatın, insanın ruhunu okşayan bir yanı olduğunu ifade ederek, 'Özellikle Türkiye'de sanatın görevi, kapıları kırmaktan çok, açmasını öğretmektir. Toplumu uzlaştıracak, topluma birlikte yaşamayı öğretecek, kültür ve sanatı pompalarken, dünyaya entegre bir hale getirirken, bu mozaiğin uzlaşarak kardeşçe yaşamasını sağlamaktır. Sanatın görevidir bu' dedi.
En üstte yazarın durduğunu dile getiren Kayaokay, şöyle devam etti:
'En üstte duran yazardır. En altta duran da kaşör dediğimiz ayakkabıcıdır. Bu iki zıt olgu, yazar ve kaşör yoksa sanat yapamazsınız. Arasında sanatçı, ışıkçı, teknik eleman, kondüit vardır. Bu iki uç arasındaki bütün personeli Devlet Tiyatrosu yetiştirir. Türkiye'de bir kondüit okulu, ışık okulu yoktur. Türkiye'de bizim anladığımız anlamda, meyvelerini çok üst düzeyde veren yazarlık bölümleri var ama sadece yazarlık okulu yok, Amerika'da olduğu gibi. Tek derdini tiyatro yazarlığı üzerine yoğunlaştırmış bir okul yok.'
İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Kayaokay, DT'nin bir okul olduğuna vurgu yaparak, 'Türkiye'de tiyatro ayakkabısı üreten bir meslek duydunuz mu? Hayır. Gelip bizde öğreniyorlar. Normal ayakkabıyla tiyatroda gezemezsiniz. Dönem ayakkabıları var. Bir İngiliz oyunu oynayacaksanız, İngiliz ayakkabısı yapmalısınız ya da 1400 yıllarının ayakkabısını yapmak zorundasınız. Onun için de bu kurumdaki herkesin çok okuması, dünyayı ve siyaseti bilmesi gerekiyor. Söylenilecek bir yanlış cümle insanların yaşamına mal olabilir. Bunların söylenilmesi gerekiyor. Çok kritik ve çok hassas bir noktada durur DT. Bir dengenin üzerindedir' diye konuştu.