Irak Meclis Başkanı Cuburi Açıklaması
'Diyala'da bazı aşiret, parti, mezhep veya siyasi tarafa mensup silah taşıyan gruplar var. Bunlar kaçırma, öldürme ve tutuklama eylemleri yaparak, kendi varlığı ve kontrolünü zorla empoze ediyor' 'Diyala'da görüştüğüm bazı güvenlik yetkililerinde saldırıları yapanların isim ve sayıları hakkında bilgiler vardı. Lakin bunlar ordu ve polisin gücünü uygulama noktasında korkuya kapılmışlardı' 'Türkiye, komşu, dost ve bizim için önemli ülkedir. Karşılıklı çeşitli çıkarlarımız söz konusu. Tüm bunların yanı sıra Türkiye ile radikalizm ve terörden arındırılmış ortamın yaratılması için ortak görüşe sahibiz' 'Musul operasyonu kapıda olduğu için bizim de Türkiye ile istihbarat, enformasyon ve askeri alanda iş birliğine ihtiyacımız var' 'Musul bizim için büyük öneme sahip. DAEŞ, burayı iddia ettiği hilafetini ilan etme noktası olarak aldı. Buradan hareketle birçok bölgeyi işgal etmek istedi fakat geriledi. Kurtarma operasyonlarımıza devam edeceğiz, durmak yok'
Cuburi, başkent Bağdat'ta korunaklı Yeşil Bölge'deki çalışma ve bazı toplantıları için kullandığı ofisinde AA muhabirine Irak'ta yaşanan son gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
- Diyala'da neler oluyor?
Ülkenin doğusundaki Diyala ilinde Sünnilere ait cami ve mescitlerin yakılması ve sivillerin kaçırılıp, öldürülmesine dair Cuburi, Diyala'nın terör örgütü DAEŞ'ten kurtarılmasından beri ve özellikle Mikdadiyye ilçesinde iki önemli güvenlik riskiyle karşı karşıya bulunduklarını ifade ederek, 'Birinci risk, halen güvenlik güçleri, Haşdi Şabi ve aşiret güçlerinin mücadele ettiği terör grupları ve DAEŞ hücrelerinin varlığı. İkinci risk ise bazı aşiret, parti, mezhep veya siyasi tarafa mensup silah taşıyan grupların varlığı. Bunlar kaçırma, öldürme ve tutuklama eylemleri yaparak, kendi varlığı ve kontrolünü zorla empoze ediyor. Bunların o bölgelerdeki hükümdarlığı devletin hükümdarlığından daha güçlüdür' diye konuştu.
- 'Devlet kanunu uygulamalıydı'
'Mikdadiyye'deki çay ocağına yönelik saldırıda çok sayıda bölge sakini hayatını kaybetti. Ardından Sünnilere ait ibadet yerleri ve gazetecilere yönelik saldırılar başladı' diyen Cuburi, şunları kaydetti:
'Bu girişimlerle güvenlik kargaşası yaratılıp, içerideki fitne derinleştirilip Diyala halkının kendi arasında çekişmeli olduğu ve bir biriyle çatıştığı mesajı verilmek istendi. Devletin, kanunları uygulayarak suçluları cezalandırması gerekiyordu. Orada bulunan güvenlik güçleri olup bitenlerden birinci derecede sorumludur ve olayın hemen çözüme kavuşması gerekiyordu. İlk saatlerden itibaren kentteki güvenlik yetkilileriyle görüşüldü fakat bir kısmı yakın olmasına rağmen olay yerine erkenden gitmedi. Güvenlik güçleri, kentteki sayısı fazla olmasına rağmen krizin çözümünde varlık göstermedi.'
- 'Güçlerini göstermeye korkuyorlar'
Başbakan Haydar el-İbadi ile Diyala'da yaşanan olayları görüştüklerini aktaran Cuburi, 'İbadi de konuyla ilgili benim düşünce ve görüşüme sahip. Irak'taki risk sadece belirli bir grup ya da mezhebe karşı değil tüm devlete karşıdır. Herkese rağmen kendi varlığını empoze etmek isteyenler var. Bunlar resmi müessesenin hiçbir nasihat ile yönlendirmesine kulak asmak ve taşıdığı gücü tanımak istemiyor. Diyala'da görüştüğüm bazı güvenlik yetkililerinde saldırıları yapanların isim ve sayıları hakkında bilgiler vardı. Lakin bunlar ordu ve polisin gücünü uygulama noktasında korkuya kapılmışlardı' ifadelerini kullandı.
İran'dan Diyala'nın bazı bölgelerine askeri mühimmat taşıyan araç ve silahlı kişilerin girdiği iddiasına yönelik Cuburi, 'Bu konuda bilgim yok. Mendeli ve Hanekin'de önceleri bazı askeri operasyonel gelişmeler vardı fakat şu anda böyle bir gelişmenin olduğunu düşünmüyoruz' diye konuştu.
- 'Türkiye, bizim için önemli ülke'
Türkiye-Irak ilişkilerine de değinen Irak Meclis Başkanı Cuburi, 'Türkiye, komşu, dost ve bizim için önemli ülkedir. Karşılıklı çeşitli çıkarlarımız söz konusu. Tüm bunların yanı sıra Türkiye ile radikalizm ve terörden arındırılmış ortamın yaratılması için ortak görüşe sahibiz. Türkiye'nin yardımından ve onunla yakın ilişkiler geliştirmekten vazgeçmeyiz. Bu ortamın oluşturulması için bize de ihtiyaç duyduklarını düşünüyoruz. Özellikle bir birine sınırı olan ülkeler arasında maalesef bazen ihtilaflar ve anlaşmazlıklar yaşanabilir. Bu, doğal olarak diyalog yoluyla çözülür ve ayrıca siyasi ile diplomatik çatışmayı büyütmeyi gerektiren neden de olmamalıdır' görüşünü dile getirdi.
'Tükiye ile ilişkilerimizi tekrar geliştirilme ve eski haline döndürmeyi arzuluyoruz' diyen Cuburi sözlerini şöyle sürdürdü:
'Irak, toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunmasına önem veriyor. Hükümetle koordinasyon şartıyla uluslararası desteği memnuniyetle karşılarız. Irak'ın kuzeyindeki Başika veya diğer bölgelerde eğitim amaçlı Türk güçlerin bulundurulmasına dair Irak ile Türkiye ve Türkiye ile IKBY arasında görüşmelerin olduğu yönünde haberler var. Sonuç olarak yapılanların boyutunu siyasi ve diplomatik girişimlerimiz dışında daha da büyütmek istemiyoruz. Irak'ta askeri güçlerin bulunması koordinasyonunun merkezi hükümetle yürütülmesi ve onun ihtiyaç ve isteğine göre düzenlenmesi gerekiyor. Irak'ta sadece Türk değil çeşitli ülkelerden eğitmenler bulunuyor ve bize destek sunuyorlar. Musul operasyonu kapıda olduğu için bizim de Türkiye ile istihbarat, eformasyon ve askeri alanda iş birliğine ihtiyacımız var.'
- Enbar'ın durumu
Cuburi, Enbar kent merkezi Ramadi'nin DAEŞ'ten geri alınmasının örgütün oradaki gücünü zayıflattığını ve başka bölgeleri kurtarmak için olumlu bir başlangıç olduğunu savunarak, 'Enbar'da düşmanın konuşlandığı ve sivilleri kalkan olarak kullandığı hassas bölgeler geri alındı. Enbar'ın bazı ilçelerinde sivil yaşam normale dönmeye başladı. Fakat bu insanların sorunsuz yaşamını sürdürmesi ve DAEŞ'in Enbar'ın büyük bir kent olmasını değerlendirerek karşı taarruz riski mevcut' değerlendirmesinde bulundu.
- 'Musul, DAEŞ'in hilafetini ilan ettiği nokta'
Musul'u kurtarma operasyonu hakkında Cuburi, 'Musul bizim için büyük öneme sahip. DAEŞ, burayı iddia ettiği hilafetini ilan etme noktası olarak aldı. Buradan hareketle birçok bölgeyi işgal etmek istedi fakat geriledi. Kurtarma operasyonlarımıza devam edeceğiz, durmak yok. Özellikle bölge halkının gücü ve bizimle etkileşimini de işin içine katacağız' şeklinde konuştu.Cuburi, 'Musul için Iraklı güçler ve onlara destek veren gönüllüleri toplama ve eğitme operasyonumuz söz konusu. Bunların önemli bölümünün Musullu aşiret mensubu olmasını tercih ediyoruz ve bu formülün uygun olacağını düşünüyoruz. Bu yönelimimizi destekleyenleri de memnuniyetle karşılarız' dedi.
Irak'ta sığınmacıların (Sünni) DAEŞ'ten geri alınan evlerine geri dönmesi konusunda karşılaştığı sorunlara ilişkin Cuburi, 'Sığınmacıların sorunu idaridir fakat bazen de siyasi yön alıyor. Bu konuda Başbakan ve arazide söz sahibi olan bazı taraflarla (Haşdi Şabi) anlaşma yapıldı ve bu anlaşmalar sonucu çok sayıda sığınmacı Diyala'ya bağlı Celevla'ya geri döndü ve Uzayma da dönecek. Salahaddin'e de dönmeleri için çalışıyoruz. Asıl önemli konu, bunların dönmesinin yeni sorunlar yaratmaması için anlaşmaya varılması. Sığınmacıların evine geri dönmesi bizim öncelikli hedefimizdir ve bu konuda da anlaşma var' şeklinde konuştu.
- Bağdat ve IKBY ilişkisi
Irak'taki gruplar arasında ulusal uzlaşının gerçekleşmesi için tüm tarafların güçlü irade göstermesi gerektiğine işaret eden Cuburi, mecliste konuyla ilgili bazı yasa, taraflar arasında anlaşma metni ve sahadaki bazı uygulamalarıyla bunu hayata geçirmek istediklerini belirtti.
Bağdat ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasındaki ilişkiye de değinen Cuburi, IKBY'nin ülkenin kuzeyindeki Rabia'dan başlayıp doğusundaki Diyala sınırlarına kadar uzanan hendek kazımı konusunda Kürt tarafıyla 'derinlemesine olmayan' bir takım görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade ederek, bu konuda anlaşma ve uzlaşıya varılmasını beklediklerini aktardı.
Cuburi, şöyle devam etti:
'IKBY ile ilişkilerimiz karşılaştığımız büyük risklerden dolayı güçlü ve bütünleştirici olmalı. Ne olursa olsun IKBY ve halkı Iraklı kalacak. Merkezi hükümetle IKBY arasındaki ilişkinin olumsuz etkisi halkın yaşantısına yansımamalı. Konfederasyon oluşturma hakkı tanıyan anayasaya elbette saygı duyuyoruz lakin ayrılmaya karşıyız ve Irak'ın istikrarıyla güvenliğinden yanayız. Bu da ancak ortak çalışma ve dayanışmayla gerçekleşebilir.'
- ABD'li vatandaşların kaçırılması
Bağdat'ın güneyindeki El-Dora bölgesinde ABD'li vatandaşların kimliği belirsiz silahlı kişiler tarafından kaçırılmasına dair Cuburi, Irak'a gelen yabancıların kaçırılmasına karşı olduklarını ve bunu tasvip etmediklerini anlatarak, 'Özellikle askeri görev yürütmeyenleri Irak'ta misafir olarak addediyoruz. Bundan evvel Katarlılar ile Türkler de kaçırıldı. Tüm bunları suç eylemi olarak görüyor, kabul etmiyor ve kınıyoruz. Bu tür eylemlerle Irak'ın gerçeğiyle ilgili negatif imaj sunuluyor ve bu olay aynı zamanda devlete karşı aşağılamadır. Tüm güvenlik güçleri ve Iraklıları bu insani olmayan eylemleri kınamaya davet ediyoruz' ifadelerini kullandı.
- Teröre karşı İslam ülkeleri koalisyonu
Suudi Arabistan'ın öncülüğünde kurulan DAEŞ'e karşı İslam ülkeleri koalisyonu hakkında ise Cuburi, şunları kaydetti:
'Teröre karşı her türlü adımı destekler ve yanında dururuz. Bu konuyu DAEŞ'i geriletme hususunda önemli adım olarak görüyoruz. DAEŞ'i geriletme konusundaki en büyük problemimiz de bu konuda Arap ve İslami vizyonun olmaması. Yakında burada gerçekleşecek İslam Ülkeleri Parlamentolararası Konferansı'nda terör ve radikalizmle ortak mücadeleyi ele alacağız.'
