İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Tunus Açıklaması

HRW Ortadoğu ve Kuzey Afrika Programı Müdür Yardımcısı Bumduha: 'Yanlış bir sert tepkinin Tunus’u 5 yıl önce durduğu karanlık noktaya geri götüreceğine dair gerçek bir tehlike bulunuyor'.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Tunus'ta baskıcı rejimin yıkılmasından tam 5 yıl sonra toplanan delillere göre, gözaltılar sırasında işkence ve ölümlerle vahşi baskıların yükselişe geçtiğinin gözlendiğini bildirdi.

Örgüt yetkililerinin aralık ayında Tunus’a yaptığı ziyaretinde elde ettiği bilgilere göre, polis gözaltıları sırasında ölümlerin gerçekleştiğinin belirlendiği kaydedildi.

HRW Ortadoğu ve Kuzey Afrika Programı Müdür Yardımcısı Said Bumduha açıklamasında, “Eski Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin bin Ali rejiminin belirgin özelliği olan işkence ve baskı uygulamalarına karşı Tunuslular 5 yıl önce ayağa kalkarak, bu baskı zincirlerini kırdı. Ayaklanmadan sonra da Tunus’un bu işkence ve baskı özelliğinin devam etmesine izin verilmemeli” ifadelerini kullandı.

Atılan geri adımların ışığında Tunus’ta insan hakları alanındaki iyileştirmelerin gittikçe zayıfladığını vurgulayan Bumduha, “Yanlış bir sert tepkinin Tunus’u 5 yıl önce durduğu karanlık noktaya geri götüreceğine dair gerçek bir tehlike bulunuyor” dedi.

Ülkedeki devrimin 5’inci yıl dönümü dolayısıyla yapılan açıklamada, Tunus’ta 2011’den bu yana gözaltılar sırasında 6 ölüm vakasının gerçekleştiğinin tespit edildiği belirtildi.

Terör suçlamasıyla tutuklananların cezaevinde bulundukları sırada işkence ve kötü muameleye maruz kaldıkları bilgisinin tanıklıklar aracılığıyla HRW yetkililerine ulaştığı ifade edilen açıklamada, bazı işkence çeşitlerine dair örneklere de yer verildi.

Açıklamada uygulandığı iddia edilen işkence çeşitleri arasında, tutukluların cinsel organlarına elektrik şoku verilmesi, darbedilmeleri, elbiselerinin zorla çıkartılması, “kızarmış tavuk” adı verilen yöntemle elleri ve ayaklarının arkadan bir sopayla bağlanarak tutulması ve aileleri aleyhinde yalancı şahitlik yapmaları için tehdit edilmeleri de yer aldı.

Bu bağlamda tüm iddialara ilişkin bağımsız bir inceleme başlatılması çağrısında bulunan örgüt, inceleme sonuçlarının herkese duyurulması ve işkenceler konusunda aleyhlerinde yeterli delil bulunanların yargıya teslim edilmesini istedi. Ayrıca örgüt, gözaltında ölümlere ilişkin incelemenin bağımsız adli tıp uzmanları tarafından yapılması talebini tekrar etti.

Açıklamaya göre, devrimden sonra Tunusluların insan haklarını garanti altına alan yeni bir anayasa yapmaları, konuya ilişkin uluslararası anlaşmalara imza atmaları, cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleştirmeleri ve STK’ları güçlendirmelerine rağmen var olan yönetimin geçen kısa süre öncesinde güvenlik adı altında alınan tedbirlerinin endişe verici olduğu kaydedildi.

Geçen yıl çıkarılan Terörle Mücadele Kanunu’nda geçen 'terör' tarifinin içi boş bir tarif olduğuna işaret edilen açıklamada, söz konusu kanun gereğince gözaltı süresinin 6 günden 15 güne çıkarıldığına, bunun da işkenceye maruz kalma ihtimalini artırdığına dikkat çekildi.

Açıklamada ayrıca, tanıklardan edinilen bilgilere göre terörle ilişkili olmakla şüpheli kişilerin ailelerinin güvenlik güçleri tarafından sürekli sıkıntılara maruz bırakıldığı belirtildi.

Düşünce özgürlüğünü sınırlayan kanunların halihazırda yürürlükte olduğu aktarılan açıklamada, Yeni Terör Kanunu nedeniyle bağımsız basın organlarının bazı yayınlarının yasaklandığı, özellikle güvenlik güçlerine yönelik eleştirilerde bulunanların yargılandığı vurgulandı.
Kaynak: AA